Pazartesi Nisan 29, 2024

Bu Senin Hikâyendir

Sen bir halksın. "MÜMİN VE EFENDİ" bir halksın.

"Evet bu zalim ve yiyici bir ekiptir ama iş yapıyor, soframa bir lokma daha fazla getiriyor, bunu seçeyim," diyorsun ve seçiyorsun. Seçtiğin ekip, sana bin yıldır kölelik eden ve uyanmakta olan bir halkı 'çözüm masası'da ilkin oyalıyor, sonra tankları, topları ve uçaklarıyla topyekün ona karşı saldırıya geçiyor. Bu saldırıyı sen, seçim sandıklarına gidip oylarınla onaylıyor ve aynı ekibi yeniden kumada merkezine oturtuyorsun. Seçtiğin ekip bu kez saldırıyı derinleştiriyor, kentleri ağır silahlarla, efendisi olduğun " köle halkın" başına yıkıyor. 

Evet, sen kesinlikle bir halksın, "MÜMİN VE EFENDİ" bir halksın.

Dahası, yaşadığın şehirlerde ziyadesiyle rahatsın. Bu rahatlıkla, seçtiğin ekibin enkaz yığını haline getirdiği şehirleri seyrediyorsun. Yer yerinden oynuyor, yangınlar, dumanlar tütüyor, sesin çıkmıyor. Dizi dizi çocuk ölülerini seyrediyorsun, yaralıların bodrum katlarında yakılışlarını, kurşunlanışlarını seyrediyorsun, sesin çıkmıyor. Demir kıtaların demir çemberinde vurulan ve anası tarafından, kokmasın diye buz dolabına konan bir çocuğun ruhundan kopan çığlığı dinliyorsun, sesin çıkmıyor. Ve derken, enkazların altından sağ çıkanlar, senin yaşadığın sakin şehirlere geliyorlar. Barınacakları yerleri yoktur. Arabaları çalıyorlar. Patlayıcıları çalıyorlar sonra. Çalıntı arabalara yüklüyorlar çalıntı patlayıcıları. Sesinin çıkmadığı, merkezi, hassas yerlerine sürüyorlar arabaları. Patlatıyorlar. Sesin çıkıyor. Sesin çok acayip çıkıyor. Ölmeye başlıyorsun çünkü. Ses duvarını aşıyor sesin, Düveli Muazzam'a ulaşıyor. Ben hakir, seni katledenleri kınasam ne yazar, kınamasam ne yazar. Çünkü sen, anlı şanlı bir halksın. Kılıcı kanlı bir halksın. "MÜMİN VE EFENDİ" sin. 

65445

Muzaffer Oruçoğlu

Muzaffer Oruçoğlu, 20 şubat 1948’de, Kars’ın Göle kazasına bağlı Büyük Zavot köyünde doğdu. Köyünde ilkokul olmadığı için İlkokulun ilk üç yılını komşu köyün (Küçük Zavot) okulunda, bir yılını kendi köyünde, son yılını da Kars’ta okudu. Kars Orta Okulu’nu bitirdikten sonra, Öğretmen okulu sınavlarını kazanarak Rize Öğretmen okuluna, iki yıl sonra da İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulu hazırlık Lisesine gitti. Bir yılsonra, Fen Fakültesi Matematik Astronomi bölümüne girdi. 67’de içlerinde İbrahim Kaypakkaya’nın da olduğu 9 arkadaşıyla birlikte, Amerikan 6. Filosuna karşı yayınladıkları bildiri gerekçesiyle Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’dan atıldı. 68 öğrenci hareketlerine katıldı. 1969’da Değirmen Köyündeki toprak işgaline katıldı ve tutuklanıp Silivri cezaevine konuldu. 1972’de TKP(M-L) kurucuları arasında yer aldı. 1973’de İstanbul’da yakalandı ve ömürboyu hapse mahkum edildi. Tutsaklık yıllarını şiir ve roman yazarak geçirdi. 13 yıl tutsaklıktan sonra askere alındı. Askerden 40 gün sonra, mayıs 1986’da firar edip Yunanistan’a geçti. Fransa’da iltica etti. Yeniden roman yazmaya ve resim yapmaya başladı. Siyaset ve edebiyat dergilerinde makaleleri yayınlandı. 1988’ de evlenerek Avustralya’ya yerleşti. Bu kıtada ilkin iki yıllık resim ve heykel kolejini (Greensborough TAFE COLLEGE - NMIT) bitirdi. Daha sonra Royal Melbourne Teknoloji Enstitüsüne (RMIT) bağlı, PUBLİC ART bölümünde üç yıl Resim ve Heykel eğitimi yaptı. Şimdiye kadar toplam 6 ülkede altmışa yakın kişisel resim sergisi açtı. 13’ü roman, 7’si şiir, 2’si masal olmak üzere 30 kitabı yayınlandı. 2011’de Abdullah Baştürk işçi edebiyat ödülü ,Grizu romanına verildi. Halen Avusturalya'da yaşamaktadır.

Muzaffer Oruçoğlu