Cumartesi Mayıs 18, 2024

Devrimciler Açısından Seçimler Bitmiş midir

Bir tek insanın burnu kanamadan, bir tek insanında canı yanmadan..
Devletin açıklamasına göre anlam veremedikleri bir şekilde ülkenin dört bir tarafında elektrik kesintileri gerçekleşti.
Miliyarlarca dolar zarar.
İster emperyalizmdeki işe yaramaz işletmelerin / sömürgelerinde / tasfiye oluşuna kriz diyin isterse de başka bir şey.
Çağımız katma değeri yüksek üretim ilişkilerine sahip olma ve katma değeri yüksek üretim ilişkilerine tüketebilecek insan / ülke / tipi yaratabilme çağı.
Ve ....
Sorunumuzda / feodal / yaptıklarımız değil, yaptıklarımızın / neo liberal politikalara karşı / yapacaklarımıza engel olması.
Halde böyle olunca...
Oy.... oy.....
HDP' ye destek veren sınıf partileride.... nasıl seçim çalışmaları yaparmışta.... yaparmış...
Görende kıskanırda... kıskanırmış.
Sınıf partileri de...  bilirlermişki a politik toplum seçimlerin çalışanları değil parçalarından biri olduğunu bilemediklerinden.....
Asla da.....
Kürtler gibi a politik toplumu da içine alan /parlementizm,... gibi / araçlara sahip olmadıklarından sahip olduklarının içerisinde de vur diyince öldürmemeleri gerektiğini İstanbul zihniyetliler bilmezlermiş.
İstanbul / kartal  ....  / seçim bölgesindeki arkadaşların açıklamalarına göre de konuklardan biri HDP' le ilgili seçim görüşmelerini sorunca HDP' le herhangi bir seçim pazarlığı yapmadıklarını, yapmayacaklarını.... kendileri açılarından başarının kriteri Kürtlerle kurdukları, kuracakları diyalog ve örgütlülük olduğunu, olacağını söylemişler.
Ne diyebilirimki...
Yoldaşlarda baya faydacı değillermiş....
Diyip...
Ne zamandan beri de bir köylünün kendi yaşadığı sosyo ekonomik yapıya bakarak esasın belirlenebileceği söylemine karşı duruşumuz karşı duruş olmaktan çıktı da baş çelişki belirlemesinde de dünyanın yaşadığı sosyo ekonomik yapıyı esas almayalım..... diyerek ...
Konuyu da yoldaşlara yardımcı olabilmek için değiştirirsem
Yoldaşlara da baya yardımcı olmuş olurum değil mi ?
Konuyu değiştirerek yoldaşların gönüllerini de hoş ettikten sonra...
HDP' yi / kendilerininde yüzde on barajında kendilerini / aştıracak olanın ne olduğunu, olacağını
soracak olursamda ...
Kİmine göre Kürtlerle kurulacak diyalog ve örgütlülük.... kimine göre de devrimci birlikteliklerin sağlanması,,,,  / sandığa yansıması.....
Aslında bu zihniyeti gezide de görmüştük.
Gezide iktidar devrimciyle halkı birbirinde ayırabilmek için çaba sarf ederken devrimcide her sokakta yükselen eylemlere dağılarak demokratik kitle kurumlarını, yayınını .... çekim merkezi haline getireceklerine devrimci birlikteliklere / devrimci birlikteliklerin ortaya çıkardığı, çıkaracağı eylemliklerin peşine düşmüş, binlerce sokak bir tek devrimci görmeden geziyi bitirmiş, devrimciye geriye kalanda eylem birlikteliği sağladıkları, sağlayamadıkları..  bazı kimselerin nasıl da eylemi manipüle ettiklerinin hatırılarını anlatmak kalmış,,, yaptıklarıyla da iktidarın ekmeğine yağ sürmüşlerdi.
Şimdi bu zihniyeti seçimlerde de görüyoruz.
Arkadaşlar birazcık insanlarla  uğraşmaktan vaz geçip seçimlerde HDP' ye yüzde on barajını aştıracak olanın ne olduğunu, olacağını sorsalar belki de kendilerininde yüzde on barajında kendilerini aştıracak olanın ilk önce Kürtler gibi a politik toplumu da içine alan /parlementizm,... gibi / araçlara sahip olmadıklarını, şimdilik koşulların zorlamasıyla da sahip olduklarının içerisinde de vur diyince öldürmemeleri gerektiğini  ardından da merdiven altında bir kaç insanla ürettikleri progandayı her şehrin insanlarına ulaştırma tarzını ortaya çıkarmaları olduğunu, olacağını görürlerdi.
Görürürler mi ?
Binlerce insan HDP' ye oy veriyorsa, verecekselerde emekçiler açısından seçimler bitmemiş olmasından.
 

56352

Bu oyunu zor bozar

 

 

Tarihte, zorun rolü üzerine çok şeyler söylenmiştir. Özellikle sınıfsal zorun ortaya çıkışı, varlığı ve uygulanması konusunda, burjuvazinin ideologlarıyla Marksistler arasında ciddi bir ayrım konusu yaşanmış ve yaşanmaktadır. Burjuvazi, kendi sınıfsal zorunu meşru görürken, ezilenlerin, özellikle de işçi sınıfının burjuvaziye karşı uyguladığı devrimci zorun adını bile duymak istemediği gibi, bunu “toplumsal etik dışı” olarak, son yılların burjuva moda deyimiyle,  “terörist” eylemler olarak kriminalize etmeye çalışır.

On İki İmamlar Alevi Olabilir mi ? 1-2

“…Bir insanın arınmışlık düzeyi en güzel sahip olduğu hoşgörüyle, anlayış ile ölçülebilir. Arınmış insan başkalarını yargılamaktan uzak, olayları ve insanları çok geniş bir bakış açısı ile görebilen, hoşgören, olaylar karşısında sukunetini yitirmeyen, her şeyi doğallıkla kabul eden bir yapıdadır. İyi yada kötü diye ayrımları yapmaktan kaçınır, sevgisi bütüne, herkese ve her şeyedir. Hoşgörüsündeki yükseklik, onun bu sevgiyi bu şekilde eksiksizce ve adilce aktarabilmesini sağlar. Korku ve endişelerden hemen hemen tamamen uzaklaşmıştır.

Minaresiz Camiler ve Alevi Asimilasyonu

 

Dedeler var hoca olmuş bir nevi
İhtirasa kurban edilmiş sevi
Minaresiz cami gibi cemevi
Aleviyi namaz kılarken gördüm

(Ozan  Emekçi)

 

Bazı Milliyetçi Ermeni Aymazlara Zorunlu Cevap! Hasan Aksu.‏

 

İnsan eğer ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizmden ideolojik gıda alıyorsa; her şart ve koşulda diğer ulus ve azınlıklara kin nefret ve kan kusarak nemalanıyorsa; adı ne olursa olsun sosyalizm ve de komünizm düşmanlığı yapıyor demektir. Çünkü her türlü milliyetçilik yaşanan örnekleriyle hepimizin malumudur.

T.“C”NİN HÜLASASI: “HAYATA DÖNÜŞ” HAREKÂTI’NDAN ROBOSKÎ’YE![1]

 

“Acı veriyorsa geçmiş;

geçmemiş demektir.”[2]

 

“Geçmiş” diye sunulan ama bugünden, yani T.“C” hülasasına denk düşen “Hayata Dönüş” harekâtı’ndan Roboskî’ye uzanan vahşetten söz etmek; egemen hukuk(suzluk), zorbalık, şiddet tarihinin sayfalarında gezinmektir.

Kolay mı?

BE ZİMAN JÎYAN NA BE![1]

 

“Yaradılış gözyaşı vermiş bize,

acıma çılgınlığı vermiş,

İnsan artık dayanamaz gibiyse,

 üstelik

Ezgiler, sözler bağışlamış bana, yaramı

Bütün derinliğiyle dile getireyim diye;

Ve acıdan dili tutulunca insanın,

bir Tanrı

Çektiğimi anlatayım diye

bana dil vermiş.”[2]

 

Paris katliamının failleri ve düşünülmeyenler

 

KÜRT MESELESİNDE EVRİM Mİ KANSIZ DEVRİM Mİ?

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayret verici çalımının gölgesinde süren Devlet-Öcalan görüşmesi -bana ümit vermese de- tereddütsüzce desteklenmelidir. Desteklenmelidir, çünkü anlaşma sağlanırsa hiç değilse savaş duracak ve artık gençler ölmeyecek. Bir de cezaevlerindeki binlerce insan dışarı çıkacak. Sadece bu iki nedenle de olsa görüşmelerin mutabakatla sonuçlanması için taraflar adım atmaya teşvik edilmelidir.

 

KÜÇÜK BURJUVAZİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ARADIĞI YER

Küçük burjuva aydınları sosyalizmi sevmezler. Gerçekte, onların sevdiği düzen, kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin kendilerine dokunmamasını isterler. Onların tek istekleri; “özgürce yazmak”, “özgürce sanatlarını gerçekleştirmek”... Ancak, bu kutsal “özgürlüğün” içinde, kapitalist sistem tarafından ezilen işçi ve emekçilerin özgürlüğü yoktur. Onlara göre, işçi ve emekçilerin görevi; kapitalist iş bölümü gereği sermaye sahibine artı-değer üretmek...

İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK)”?[*]

 

“Biri kurbağa öper,

biri yüzyıllarca uyur,

biri 7 cüceyle yaşar,

biri kuleye kapatılır.

Bir masal prensesi olsan bile

kadınlık zor.”[1]

 

1. Arap-İslâm İmgeleminde Kadın: Arzu ve Tehlike

 

ZİNDANLARDAKİ ÇIĞLIK, BÜYÜK ÇIĞI OLUŞTURACAK…[1]

 

“Tarih, gelecek için

kavga verip, yitirmiş bile olsa,

insanlık için vuruşanları

hiç unutmaz.”[2]

 

Şu an elim tuttuğum 29 Ekim 2012 tarihli mektup Erzurum H-Tipi Kapalı Cezaevi’nin B-Blok’undaki 4. Odadaki Muzaffer Yılmaz’dan geldi…

Sayfalar