Pazar Nisan 28, 2024

Ecdadımız Kayıkları, Biz Gemicikleri Yürüttük

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta ecdadından bahsetmekten geri durmuyor. Yerel seçimlere yönelik bir yatırım olduğu herkesçe bilinen, konunun uzmanlarınca da birçok eksiği bulunduğu iddia edilen Marmaray tüp geçidi milyonların can güvenliği hiçe sayılarak apar topar açıldı. Başbakan açılıştaki konuşmasında da “ecdadımız gemileri karadan yürüttü, iktidarımız da denizlerin üstünden vagonları yürütüyor” dedi.

Evet, bu iktidar gerçekten daha önce de “Hızlı Treni” yürütmüştü. Yine bir takım alt yapı, teknik vs eksikliğe rağmen yürütülen hızlı tren 22 Temmuz 2004 tarihinde Sakarya ili Pamukova ilçesinde devrildi ve trendeki 230 yolcudan 41 kişi yaşamını yitirdi ve 80 kişi yaralandı. Sırası gelmişken, dönemin Ulaştırma Bakanı kimdi dersiniz? Evet, yanılmadınız, şimdiki bakan, yani Binali Yıldırım. 

Evet, bu iktidar sadece Hızlı Treni ve Marmarayı da yürütmedi. Bu ülkenin tüm yeraltı, yerüstü zenginliklerini emperyalist sermaye ve cemaatlerle işbirliği içindeki şirketlere vererek yürüttü. Zenginliklerimizin ve vergilerimizin önemli bir kısmını gemiciklere dönüştürdü, kimisini oğluna, kimisini damadına, kimisini de çok yakın çevresindekilere vererek yürüttü.

Konuşmaya dönersek, insanların tarihine, inançlarına, kültürlerine, ecdatlarına sahip çıkması, bilince çıkartmalarında bir sorun yok. Ama Başbakanın ecdadı konusunda önemli sorunları olduğu da yadsınamaz. Şöyle ki, Başbakan’ın her nedense ecdadım dediği kişilerden hangilerinin gerçekten Başbakan’ın ecdadı olduğu, hangisinin ecdadı olmadığı da pek belli değil..

Örneğin Mimar Sinan..  

Hani birçok camii, medrese, türbe, kemer, köprü, kervansaray ve saraylar yapan Mimar Sinan. Hani en önemli eserlerinden birisi olan Edirne Selimiye Camisinin bir benzerinin Başbakan Erdoğan tarafında İstanbul Ataşehir’de yaptırılan  Mimar Sinan..

İşte o Mimar Sinan, bir Ermeni devşirme(*).

İşte o “ecdad” Mimar Sinan, Kayseri Kesi nahiyesinin Ağırnas köyünde bir Ermeni çocuğu olarak doğuyor ve 20 yaşındayken başefendinin bir başka “ecdadı olan, 40 binden fazla Kızılbaşı katleden Yavuz Sultan Selim tarafından devşirilerek Osmanlı yapılıyor. İşte o Mimar Sinan, Kanuni ile Belgrad seferine yeniçeri olarak gidiyor, 40 yaşındayken baş mimar oluyor ve 3 padişah, pardon 3 ecdad döneminde de baş mimar olarak görev yapıyor..

Şimdi “ecdad” diye bildikleri Mimar Sinan’ın aslında bir Ermeni çocuğu olduğunu öğrenecek olan Osmanlıcılar, Türk kafatasçılar, İslamcılar ve bilcümle müslümanlar ne diyecekler bundan sonra? Ermeni Mimar Sinan halen ecdad olarak kalacak mı?

Bu iktidar dahil, tüm egemenlerin bir başka taparcasına sevdikleri kişi ki, 1937-38 yıllarında Dersim’de 60 bine yakın Dersim’liyi bombalayarak öldüren Atatürk’ün manevi kızı ve bizzat Atatürk tarafından Dersim’i bombaladığı için kahramanlık madalyasıyla ödüllendirilmiş olan Sabiha Gökçen’dir. (asıl ismi Hatun Sebilciyan) İşte o Sabiha Gökçen de yetim bir Ermenidir. Yani devşirmedir. 

Sadece bu kadar da  değil.. Bunların “ecdadım” dedikleri Osmanlı padişahlarının nerdeyse tamamına yakının anneleri de çeşitli uluslardan devşirmedir..

Bu konuda da o kadar çok örnek var ki.. Sadece birkaçını örnek vereyim de, ecdatlarını tanımayanlara biraz katkım olsun..

I.Murat’ın annesi Bizanslı Horofira (Nilüfer Hatun), 

Yıldırım Bayezid’in annesi Bulgar Marya (Gülçiçek Hatun), 

Fatih Sultan Mehmed’in annesi Sırp Despina (Hüma Hatun),

Yavuz Sultan Selim’in annesi Ayşe takma adlı Pontuslu bir Rum, 

Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Polonya Yahudisi Helga (Hafza Sultan),

II.Selim’in annesi Yahudi kızı Roksalan (meşhur Hürrem Sultan),

III. Murat’ın annesi Yahudi Raşel (Nurbanû Sultan),

I.Ahmet’in annesi Yunan Helen (Handan Sultan), 

Genç Osman’ın annesi Sırp Evdoksiya (Mahfiruz Sultan), 

IV.Murat’ın annesi Sırp Anastasya (Mahpeyker Sultan),

II.Ahmet’in annesi Polonya Yahudisi Eva (Hatice Sultan),

I.Mahmut’un annesi Aleksandra (Saliha Sultan),

II.Osman’ın annesi Sırp Mari (Şehsüvar Sultan),

III.Mustafa’nın annesi Fransız Janet (Mihrişah Sultan),

III.Selim’in annesi Cenevizli Agnes (Mihrişah Sultan),

IV.Mustafa’nın annesi Bulgar Sonya (Sineperver Sultan),

II.Mahmut’un annesi Fransız Rivery (Nakşidil Sultan), 

I.Abdülmecit’in annesi Rus Yahudisi Suzi (Bezm-i Âlem Valide Sultan),

Abdülaziz’in annesi Roman Besime (Pertevniyal Sultan),

II.Abdülhamit’in annesi Ermeni Virjin (Tirimüjgân Sultan),

Mehmet Reşat’ın annesi Arnavut Sofi (Gülcemal Sultan),

Mehmet Vahdettin’in annesi Çerkes Henriet (Gülistan Sultan)..

Ve daha burada saymadığım birçok isim… Bir çok devşirme.. Mensubu oldukları toplumlara karşı düşmanca yetiştirilen ve daha sonra kullanılan birçok isim.

Liste daha sayfalarca uzatılabilir. Listede değişik etnik kimliklerden isimler olması asla önemli değildir. Önemli olan şey, o kişinin yaşadığı dönemde farklı etnik ve inançsal kimliklere karşı egemenlerin emrinde hizmet edip etmediğidir. 

Salt bu tespitten ötürü çok net bir biçimde görülecektir ki, Kızılbaşları katleden Yavuz Sultan Selim’in, Kuyucu Murat’ın, Ebu Suud’un, Topal Osman’ın, Sakallı Nurettin ve Abdullah Alpdoğan’ın veya Sabiha Gökçen’in AKP iktidarınca da, daha önceki tek tipçi zihniyetlerdeki iktidarlarca da başka bir ulustan devşirilmiş olmasının önemi yoktur.

Bu zıhniyet için önemli olan, bu kişilerin farklı inanç ve etnik yapılara karşı düşmanca tavırlar içinde olması ve kendilerine hizmet etmesidir. Böyle olunca bu kişiler değerli, hatırı sayılır “ecdad” olarak anılmaya devam edilecekler, iktidarlar da zenginliklerine zenginlikler katarak yürütmeye devam edeceklerdir.

(*) Devşirme sözcüğüyle asla herhangi bir etnik veya inançsal kimliği hor görmek, aşağılamak gibi bir düşüncem olamaz -yoktur.. Durumu açıklamak için zorunluluktan ötürü kullanılmıştır

 

Erdal YILDIRIM

1 Kasım 2013

97313

Erdal Yıldırım

2012 yılı sonlarından itibaren sitemize yazılarıyla yeni bir soluk katan yazarımız genellikle Aleviler ve sorunları üzerine makaleler yazmaktadır.

erdalyildirim@kaypakkaya-partizan.net(hazırlanıyor)

Son Haberler

Sayfalar

Erdal Yıldırım

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar