Pazartesi Nisan 29, 2024

Eğilip bükülmeyen bir yaşam:Orhan Kemal

 

“Ne haz, ne ün, ne de güç. Özgürlük, yalnızca özgürlük.”[1]

“Babam 1938-1940 arasında hapisteyken Adana’daki evimiz taşlanmıştı,” diyen oğlu Işık Öğütçü ekler: “Ne güzel ki şimdi alkışlıyorlar Orhan Kemal’i…”

TKP’li Orhan Kemal için parantez 1914 yılında açıldı. O şimdi 100 yaşında. Açılan parantez 1970 yılında kapandı. Aramızdan ayrılalı 44 yıl olmuş, şimdi yazdıklarıyla yaşıyor. Yaşamının en verimli çağında 56 yaşında yitirdik onu. Çileli ama, aydınlık arayan, ümidi karartmayan bir biçimde yaşadı, yazdı. Hak etmediğini hiç istemedi, ama hak ettiğini hiçbir zaman alamadı, borçlu değil alacaklı gitti.

Alacaklıydı elbet… Ölmeden önce yazdığı son cümleler emek ve hak adına büyük anlam taşır: “Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım, karınca kararınca bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.”

* * * * *

15 Eylül 1914’te Adana’nın Ceyhan ilçesinde dünyaya geldi. Asıl adı “Mehmet Raşit Öğütçü”. Babası İttihat Terakki Cemiyeti üyesi sonrasında da milletvekilliği ve bakanlık yapmış Abdülkadir Kemali Bey siyasal nedenlerle 1931’de Suriye’ye kaçınca, orta öğrenimini yarıda bıraktı ve Suriye’ye giderek bulaşıkçılık ve matbaa işçiliği yaptı.“Hayatımın eserlerime tesir ettiğine şüphe yok. Zaman zaman düşünürüm: 16 yaşımdan itibaren ekmeğimi kazanmak zorunda kalmasaydım ne olurdum? Okulda roman, hikâye, umumiyetle edebiyattan nefret ederdim. Varsa futbol, yoksa futbol. Edebiyat sevgisi bende çok sonra, hayata atılıp Hanyayı Konyayı anladıktan sonra başladı” diyen Orhan Kemal bir yıl sonra tek başına Türkiye’ye dönerek Adana’da çırçır fabrikalarında işçilik ve katiplik yaptı. Bu yıllarda sabırla biriktirdiği gözlemleri, ilerde insanı ve ona inancını hiç unutmadan yazdığı kişileri için “Bütün tiplerimin gerçeğe uygun olduğunu temin edebilirim” demesini sağlamıştır. Tabi bir de Türkiye Komünist Partili İsmail Usta’sının kitaplarıyla dolan hayatı… “Yirmi yaşındaydım… Kafam bir türlü çözemediğim sorunlarla yara olmuştu. Ve bir gün bir kahve köşesinde tanıdığım işçi dostum İsmail Usta… Sonra kitaplar… Birçoğu İsmail Usta’nın hediye ettiği kitaplar,” diyen Orhan Kemal bu sayede mücadeleyle tanışmış ve edebi çizgisini toplumcu gerçekçi noktada derinleştirmiştir.

Söz konusu çerçevede O sanatçının sorumluluğunu şu sözleriyle vurgular: “Sosyal endişe, sanatçının insan olması haysiyetiyle yurdu ve düşmanı hakkında verdiği kanaatlerin neticesidir. Her şeyden önce bir fikir adamı olması lazım gelen sanatçı, sosyal endişelerini sanat yoluyla belirten insandır. Demek oluyor ki, peşin sosyal endişe. Fakat bu, sanatın ikinci plana itilmesi demek değildir. İkisi birbirinden ayrılmaz bir bütündür.”

1937’de çırçır fabrikasında (Milli Mensucat) bir işçi olan Nuriye ile evlenir, tıpkı ‘Avare Yıllar’ (1950) romanında evden ayrılan oğul gibi…

1938’de Niğde’de askerliğini yaparken, “Maksim Gorki ve Nâzım Hikmet kitapları okumak”, “yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana muharrik” suçundan 5 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. 1940’ta, Bursa Cezaevi’nde tanıştığı Nâzım Hikmet’in toplumcu görüşlerinden etkilendi; kendisinden Fransızca, felsefe, siyaset dersleri aldı.

Orhan Kemal’i şiir yerine roman ve öykü yazmaya teşvik eden de Nâzım Hikmet oldu. İlk öykülerini Orhan Raşit takma adıyla yayımladı. İlk kez 1943’te ‘İkdam’ gazetesinde ‘Asma Çubuğu’ öyküsünde ‘Orhan Kemal’ adını kullandı. 1943’te tahliye olunca Adana’ya döndü. Amelelik, hamallık gibi işlerde çalıştı. 1944’te doğan oğluna Nâzım adını verdi.

1958’de ‘Kardeş Payı’ adlı öyküsü ile Sait Faik Hikâye Armağanı’nı aldı. 1966’da bir ihbar üzerine “hücre çalışması ve komünizm propagandası yaptıkları gerekçesi ile iki arkadaşı ile birlikte tutuklandı; “suç teşkil eden bir cihet bulunmadığı” yolundaki bilirkişi raporu üzerine bir ay sonra serbest bırakıldı.

1967’de ‘72. Koğuş’ oyunu ile Ankara Sanatseverler Derneği tarafından en iyi oyun yazarı seçildi. 1969’da Türk Dil Kurumu Ödülü’nü ve Sait Faik Hikâye Armağanı’nı ‘Önce Ekmek’ adlı kitabı ile aldı.

Bulgar Yazarlar Birliği’nin çağrısı üzerine gittiği Sofya’da, tedavi görmekte olduğu hastanede 2 Haziran 1970’te öldü.

* * * * *

Burada (tekrar pahasına) bir parantez açalım:

Orhan Kemal, milletvekilliği, parti başkanlığı da yapan yargıç Abdulkadir Ögütçü’nün oğludur.

Abdülkadir Kemali (Öğütçü) Bey, 1924 yılında gazetesi ‘Toksöz’de, “Ben demokrasi isterim” diye yazan,[2] hem keskin bir kalem hem “iflah” olmaz bir muhalif siyasetçiydi.

Tahir Şilkan’ın ifade ettiği üzere, “Muhalif kimliği nedeniyle partisi kapatılınca Beyrut’a giden A. Kadir Öğütçü, orada mesleğini yapamadığı için zor günler geçirecek, yıllar sonra ülkesine, mesleğine geri dönebilecektir. Orhan Kemal, otobiyografik romanlarında (‘Babaevi’, ‘Avare Yıllar’, ‘Cemile’, ‘Dünyaevi’) bu dönemi, kendisinin, ailesinin yaşadığı sıkıntıları, acıları, üzüntüleri anlatır…

Gerçekte, ilk yol göstericileri, 1927 Adana Demiryolu Grevi’ne katılmış ustalardır. Orhan Kemal’in romanlarına kahraman yaptığı, ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ romanını bitirdikten sonra, ‘Nadir’in Kahvesi’nde sabaha kadar romanından pasajlar okuduğu ustalar, ‘Eline sağlık Raşit… Az bile yazmışsın; Çukurova’da öyle şeyler oluyor ki, sana anlatsak bir değil beş roman yazarsın’ diyecektir. Orhan Kemal’in, Çukurova’da tarım ve fabrika emekçilerini anlattığı romanlarını anımsarsak (‘Vukuat Var’, ‘Hanımın Çiftliği’, ‘Kanlı Topraklar’, ‘Eskici ve Oğulları’, ‘Kaçak’), ustaların dileğinin yerine gelmiş olduğunu görürüz…”[3]

Nâzım Usta ile bir anısını; “Hapishanede çehrelerini sık sık görmeye mecbur olduğumuz bir topluluk var, kravatlı, bey ıskartası, muhasip, kasadar -hakaret olsun diye veznedar demiyorum- kâtip, tahsildar, maliye memuru, ne bileyim ben, bu çeşit ‘Küçük burjuva’lar. Bunların karakterleri malum: Hem kel, hem fodul. Bütün hareketlerinden, sözlerinden kendini beğenmişlikleri akar. Mesela Nâzım Hikmet’e bunlardan birisi der ki:

-Bana bak Nâzım, sen insandan anlamıyorsun azizim, sen insanları ayırt etmekten yoksunsun!

Ben kudururken Nâzım Hikmet ‘Sen insan ayırt etmekten yoksunsun,’ diyen ‘Serseriye’ hiç kızmaz, özellikle gülümser ve ona bomboş gözlerle bakar. Biliyorum bu bakış o kadar anlamsız ve boştur ki, anlayana sivrisinek saz… O böyle bakarken kim bilir hangi konu üzerinde düşünüyor, çok iyi bildiği karşısındaki bu budalayı -kim bilir kaç milyonuncu misalini- tekrar önündeki bir aynaya bakar gibi okuyor,”[4] diye aktaran Orhan Kemal’in onunla cezaevi yoldaşlığı, hem siyasi düşüncelerinde netlikte, hem de öyküye, romana yönelmesinde etkili olacaktır. İşsizlik, geçim kaygısı, umut, yazarlık uğraşındaki gelişmeler sonucunda, İstanbul’u mesken tutacak, İstanbul’un kenar mahalle insanlarını, sinema emekçilerinin dünyasını, sokaktaki “büyük insanlığın” macerasını anlatan, öykü ve romanlarını birbiri ardına yazacaktı.

Evet Harun Karaburç’un ifadesiyle, “Yoksul insanların yazarı”ydı O; ama asla “Umutsuz insanların yazarı” değildi Turhan Günay’ın zannettiği gibi…

* * * * *

Karl Marx, “Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir,” demişti ya; Orhan Kemal de, “Gerçekçilik, içinde yaşadığın topluma yer yer ayna tutmaktan ibaret değil ki. Asıl gerçekçilik, asıl yurtseverlik, içinde yaşadığın toplumun bozuk düzenini görmek, bozukluğun nereden geldiğine akıl erdirmek, sonra da bu bozuklukları ortadan kaldırmaya çalışmak. Yurtseverlik, yurdunun insanlarını sevmek, yani, insan gibi yaşamalarını sağlamaya çalışmak. Buna engel olanlarla savaşmak,” derdi…

Bununla bağıntılı olarak da M. Sadık Aslankara’nın, “Orhan Kemal’in uzun öykü/ kısa roman türü kapsamına alınacak anlatıları, kolaycılığa kaçarak oldubittiler hâlinde ya da kalemiyle geçinmenin yol açtığı bunaltıdan ötürü şıpınişi verimlenmiş ürünler değil,” diye resmettiği onun geleneksel gerçekçilik yaklaşımıyla yazdığı tüm yapıtlarında, Türkiye emekçisinin; sönük, gündelik yaşamından, onun yoksulluklarla dolu çevresinden; devrimci, ilerici bir sanatçının bilincinden ve ruhundan yükselen bir gerçeklik vardı…

Orhan Kemal’in edebiyatta etkin olduğu, 1940-1960 yılları; aynı zamanda Türkiye eleştirel gerçekçiliğinin estetik ve sanatsal olgunluk kazanmaya, belli başlı bir akım olarak kendini ortaya koymaya, aslında ülke edebiyatının gelişmesini yönlendirmeye başladığı dönemdir.

Toplumsal sorunlara karşı her zaman büyük bir ilgi besleyen gerçekçi edebiyat, özellikle köylerin ve kentlerin alt tabaka insanlarının yaşamını kapsıyor. XX. yüzyıl, halk kitlelerinin tarihini ön plana çıkartmıştır. Çeşitli ülkelerin edebiyatları bu süreci yansıtmıştır; bugün de yansıtmaktadır. Birçok ülkenin gerçekçi yazarlarının, bu arada Türk yazarlarının yapıtlarının da başlıca kahramanı, emekçi insandır.

200’ü aşkın öykü, 30’a yakın roman ve uzun öyküde Orhan Kemal; edebiyatını yaşamdan alınan malzemeyle zenginleştirmiş, güncel toplumsal sorunlar konusunda dikkatini bilemiştir. Yeni temalar, yeni konular, yeni kişiler yaratarak sınıf sınırının ötesinde duranlara karşı alt tabakaların yaşamının geniş bir tablosunu çizmiştir.

Orhan Kemal’in kahramanları; zanaatçılar, küçük memurlar, işçiler, köylüler ve ırgatlar, serserilerin elebaşları, evsiz barksızlar ve fahişelerdir. Yazar, fabrikatörlere, müteahhitlere, toprak ağalarına da ilgi duyuyor; ama onun en çok dikkatini çeken şey, büyük çağdaş kentteki emekçi halkın yazgısıdır.

Emekçi halk üzerine yazmak, Orhan Kemal için kişisel ve sanatsal bir eğilim değildir; bu, onun çok iyi düşünülmüş, sanatsal-estetik tutumudur. Yazarın bu tutumu özel söyleşilerinde, makalelerinde sürekli olarak ortaya konmuştur.

Yazara göre çağdaş sanatın en önemli malzemesi emekçi, çalışan insanlardır. Yazarın amacı kendi emeğiyle toplumun gelişmesini etkilemek olduğundan o, bunları görmezlikten gelemez. Orhan Kemal’in sanatçı olarak edebiyattaki tutumu; yalnız sorunsalı işleyen konularında, kahramanlarında ve anlatım biçiminde ortaya çıkmakla kalmaz; bu tutum aslında, Orhan Kemal’in, ulusunun yazgısına boyun eğişine büyük bir acıyla yaklaşmasında, çalışan kitlelerin bilincini uyandırmaya çalışmasında ve onları toplumsal etkinliğe çağırmasında kendini gösteriyor.

Ayrıca Herkül Milas’ın işaret ettiği bir ek daha: “Orhan Kemal ‘ötekine’, aynı yıllarda yaşamış Sait Faik gibi, ‘insancıl’ denebilecek bir açıdan yaklaşmıştır. Daha sonraları ve hele günümüzde bu bakış açısı, egemen anlayış olmasa da yaygınlık kazanmıştır. Bugün dünyayı ve çevrelerini Orhan Kemal gibi algılayanlar bunu, en azından bir dereceye kadar, bu yazara borçlu olduklarını bildiklerinden emin değilim. Ama edebiyat tarihçilerinin görevi bunu hatırlatmaktır. Bu konuda suskunluk yalnız yazara yapılmış bir haksızlık değildir; günümüzde hâlâ yeterince yerleşmemiş insancıl yaklaşıma uzak durmak anlamında bir davranıştır da. ‘Öteki’ konusu önemli bir konudur. Bu konuya yaklaşmak istemeyenler aynalarından kaçanlardır; bu kaçış ise derinliklerde bulunan ve karşılaşmak istemediklerimizle ilgilidir. Orhan Kemal’i bu açıdan ele alırsak, o bugün hâlâ aynı işlevi görmektedir: bize ayna tutmaktadır.”

* * * * *

Tamamlıyorum:

“Ona göre toplumun anlamadıkları, toplumu anlamayanlardı.”[5]

Ve nihayet “Maddi amaçla yazdığı romanları”na ‘İlhan Fahri Demir’ imzasını atan Orhan Kemal için şunu hatırlatır oğlu Işık Öğütçü:

“İlhan Fahri Demir’in edebiyat tarihimizde özel bir yeri vardır. Kalemini satmadan, bir yerlere eğilip bükülmeden çalışabilmek, zorluğa göğüs gererek ailesinin yaşam mücadelesini sürdürebilmek, her türlü kıskaca rağmen dürüst kalabilmek, inandığı doğruların adamı olmak önemliydi. O zoru seçti. Kendine yapılan onursuz teklifleri elinin tersiyle itmesini bildi. Onun için yüreklerde kalıcı oldu…”

 

19 Kasım 2014 09:27:37, Ankara.

N O T L A R

[*] Newroz, Yıl:8, No:260, 30 Kasım 2014…

[1] Fernando Pessoa.

[2] Işık Öğütçü, Toksöz 1924-Abdülkadir Kemali’nin Muhalif Yazıları, Everest Yay., 2014.

[3] Tahir Şilkan, “İnandığım Doğruların Adamı Oldum”, Evrensel, 4 Haziran 2014, s.12.

[4] Orhan Kemal, Yazmak Doludizgin, Günlük, Tekin Yayınları, 2002, s.30-31

[5] Işık Öğütçü, Zamana Karşı Orhan Kemal-Eleştiriler ve Röportajlar, Everest Yay., 2012.

 

65985

Temel Demirer

Hakkında

Objektifiz ama tarafsız değiliz. Tarafsız olmak korkaklıktır. Çünkü insan doğru ve yanlış arasında tarafsız olamaz.BiyografiKendimden söz etmenin pek anlamlı ve “şık” olmadığına inanan biri olarak çok düşündüm...
Ne yazacağımı kestiremedim...
Ve nihayet şunları diyebilmenin en doğrusu olduğuna karar kıldım...
“İnsana ait hiçbir şey bana yabancı değil,” diyen(lerden);
dünyaya aşağıdan bakan(lardan);
kendi kuşağımla müthiş bir serüveni yaşayan(lardan);
yaşadıklarımdan asla pişman olmayan(lardan);
ve hatta yaşadıklarımı yaşamış olmayı bir onur ve şans addeden(lerden);
John Maxwell’in, “İnsanlar, onları ne kadar umursadığımızı bilmedikçe, ne kadar bildiğimizi umursamazlar...”; Bertolt Brecht’in, “Yenilgilerimiz, rezalete karşı savaşa katılanlarımızın yeterince kalabalık olmadığından başka bir anlama gelmez”; V. İ. Lenin’in, “Silah kullanmasını öğrenmeyen, silah elde etmeye çalışmayan bir ezilen sınıf, ancak köle muamelesi görmeye layıktır,” sözlerine müthiş değer veren(lerden);
sevdasız kavga, kavgasız sevda olmaz diyen(lerden);
bir afet-i devrana aşık olan(lardan);
hâlâ “tek yol devrim” gerçeğine bağlı olan(lardan);
ve nihayet “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek!” diyen(lerin) safındaki sıradan, vasıfsız, herhangi biriyim...
54 tevellütlüyüm... Kemal’den olma Necla’dan doğmayım... Çorum ili Kale mahallesi nüfusuna kayıtlıyım...
Okur yazarım...
Ve nihayet hâlen “sakıncalı” dedikleri(nden) ve GBT’lerindeyse sabıkalıyım...
11.01.2004 14:32:09, Ankara.

TÜRKİYE’DE YAYINLANAN KİTAPLARIM

* GÖZ GÖRMEZ BİLİNÇ GÖRÜR, Hazırlayan: Mehmet Özer, Nota Bene Yay., 2012, 152 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ORTADOĞU: YALANCI BAHAR, Derleyen: Babür Pınar-Recai Ulutaş, Nitelik Kitap, 2012, 448 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2009 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2011, 434 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* BEYOND GLOBALIZATION – WORLD LEARNING/ INTERNATIONAL HONORS PROGRAM TURKEY READER 2011/12, Derleyenler: Yücel Demirer - Sibel Özbudun, 2011, 476 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif), (“Geopolitics of Turkey in the US-EU-Mideast Triangle”- Temel Demirer)


* EMPERYALİZM VE ULUSAL SORUN, Derleyen: Babür Pınar-Muzaffer İlhan Erdost, Nitelik Kitap, 2011, 335 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İSMAİL BEŞİKÇİ, Derleyenler: Barış Ünlü-Ozan Değer, İletişim Yay., 2011, 589 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SESİNİ YİTİREN ŞEHİR SİVAS, Editör: Mehmet Özer, Çankaya Belediyesi Yay., Temmuz 2011, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2009 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2010, 659 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KRİZ, KAPİTALİZM, İSYAN, Ütopya Yay., 2010, 559 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KRİZ VE HAYAT YAZILARI: BİR TAŞ DA SİZ ATIN, Ütopya Yay., 2010, 464 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ASLOLAN DEVRİMİN GÜNDEMİDİR, Kaldıraç Yay., 2010, 784 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TEKEL DİRENİŞİ DERSLERİ 2010-SENDİKALARIMIZI GERİ ALACAĞIZ, Kaldıraç Yay., 2010, 206 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA: İSYAN HEP VARDI!, Sibel Özbudun (der.), Kaldıraç Yay., Ocak 2010, 661 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KUŞATMAYI YARMAK: EĞİTİM, BİLİM VE AYDINLAR, Kaldıraç Yayınevi, Ekim 2009, 392 sayfa, Temel Demirer-Sibel Özbudun.


* ALMANAK-2008 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2009, 608 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* HAK(SIZLIK), HUKUK(SUZLUK) MU? “SUÇUMUZ İNSAN OLMAK”!, (Sibel Özbudun’un önsözüyle), Kardelen Yay., Nisan 2009, 365 sayfa, Temel Demirer.


* HRANT’IN KATİL(LER)İ… (Sait Çetinoğlu’nun önsözüyle), Pêrî Yayınları, Şubat 2009, 336 sayfa, Temel Demirer.


* LİBERALİZM/MUHAFAZAKÂRLIK KISKACINDA KADIN, Kaldıraç Yayınevi, Şubat 2009, 237 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2007 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2008, 456 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “HAYIR, EVET’TEN ÖNCE GELİR”! HUKUK(SUZLUK) YAZILARI, Ütopya Yay., Mayıs 2008, 496 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “SÖYLENECEK YALAN KALMADI” İNSAN HAK(SIZLIK)LARI, Ütopya Yay., Mayıs 2008, 510 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA’DA İSYANIN TARİHİ, Hazırlayan: Sibel Özbudun, Ütopya Yay., 2008, 549 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESEL KAPİTALİZMİ MEŞRULAŞTIRAN SÖYLEMLER, Editör: Fikret Başkaya, Özgür Üniversite Kitaplığı: 67, Maki Yay., 2008, 218 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YABANCILAŞMA VE..., Ütopya Yay., 2008, 316 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* ALMANAK-2006 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2007, 654 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MİLLİYETÇİLİK, YURTSEVERLİK VE SOL, Editör: Fikret Başkaya, Özgür Üniversite Kitaplığı: 65, Maki Yay., 2007, 212 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA’DAKİ GELİŞMELER, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Ankara-2007, 34 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME, KADIN VE ‘YENİ’-ATAERKİ, Ütopya Yayınevi, Ankara-2007, 228 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İMPARATORUN SOYTARISI EGEMEN MEDYA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2007, 319 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2005 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2006, 439 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “DERİN” MİLLİYETÇİLİĞİN SİYASAL İKTİSADI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MAFYA NARKOEKONOMİ VE SUSURLUK / ŞEMDİNLİ, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 379 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* AVRUPA BİRLİĞİ VE “ÇOKKÜLTÜRCÜLÜK YALANI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 444 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* EĞİTİM ÜNİVERSİTE YÖK VE AYDIN(LAR), Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 543 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KIYAMETE ÇEYREK KALA! EKOLOJİ YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2006, 501 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* DÜNYAYI ISITAN LATİN ATEŞİ, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2006, 302 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA YERLİLERİ: TEK BİR HAYIR, YÜZLERCE EVET, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-2006, 368 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KAVRAM SÖZLÜĞÜ-SÖYLEM VE GERÇEK (1), Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2005, 709 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ALMANAK-2004 ANALİZLERİ, Sosyal Araştırmalar Vakfı Kitaplığı, İstanbul-2005, 464 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* LATİN AMERİKA BAŞKALDIRIYOR, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 416 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ELVEDA NİSYAN, MERHABA İSYAN, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 558 sayfa, Temel Demirer.


* KÜRESEL İNTİFADA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 592 sayfa, Temel Demirer.


* “YENİ DÜZEN(SİZLİK)”DEN BAŞKALDIRIYA, Ütopya Yayınevi, Ankara-2005, 592 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ ROMA: TERÖRİST ABD-IV. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 270 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME VE İMPARATORLUK: “YENİ EKONOMİ”DEN ÖNLEYİCİ SAVAŞA...-III. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 382 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞMENİN TİRANLIĞI: NE, NİÇİN, NASIL?-II. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ MUHAFAZAKÂRLIK YOĞUNLAŞIRKEN KÜRESEL VAHŞET-I. KİTAP, Tohum Yayınevi, İstanbul-2004, 334 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ABD SALDIRGANLIĞI: IRAK VE ÖTESİ-III. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* 11 EYLÜL’DEN AFGANİSTAN’A ABD İMPARATORLUĞU-II. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 287 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KOVBOYUN SÖMÜRGE İMPARATORLUĞU-I. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2004, 346 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SAKLANMAYA ÇALIŞILAN BİR MEŞALE: İBRAHİM KAYPAKKAYA, Umut Yayıncılık, İstanbul-2003, 232 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İSYANIN ADI: FİLİSTİN-İNTİFADA KAZANACAK!, Ütopya Yayınevi, Ankara-2002, 479 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* XXI. YÜZYILLA GELENLER: SÖYLENCELER VE GERÇEK, Ütopya Yayınevi, Ankara-2002, 447 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOSYALİST MÜCADELE ETİĞİ, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2001, 336 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME VE TERÖR (TERÖRİZM, SALDIRGANLIK, SAVAŞ) II. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 334 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KÜRESELLEŞME VE TERÖR (TERÖR KAVRAMI VE GERÇEĞİ) I. KİTAP, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 364 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* AMERİKA: RÜYA MI, KÂBUS MU? YANKEE İMPARATORLUĞU, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 368 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ÖDP YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2001, 316 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)
* KÜRESELLEŞMENİN EKOLOJİK SONUÇLARI, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2000, 190 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* EKOLOJİ POLİTİK, Özgür Üniversite Kitaplığı, Maki Yayınevi, Ankara-2000, 136 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* AVRUPA BİRLİĞİ ve SOSYALİSTLER: AKINTIYA KARŞI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* GERİCİLİK KÜRESELLEŞİRKEN FAŞİZM!.. YENİDEN Mİ?.., Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 299 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KADIN YAZILARI, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 170 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MARKSİZM VE EKOLOJİ, Öteki Yayınevi, Ankara-2000, 481 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TERÖR NE? TERÖRİST KİM? (AVRUPA ASYA ve ORTADOĞU), Cilt:2, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 384 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TERÖR NE? TERÖRİST KİM? (ABD EMPERYALİZMİ ve LATİN AMERİKA), Cilt:1, Ütopya Yayınevi, Ankara-2000, 284 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* EĞİTİM: NE İÇİN? ÜNİVERSİTE: NASIL? YÖK: NEREYE?, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 264 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* NEO-LİBERAL SALDIRI KRİZ ve İNSANLIK, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 494 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* “YDD” KISKACINDA ÇEVRE ve KENT, Ütopya Yayınevi, Ankara-1999, 473 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* CHE FİDEL KÜBA, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 135 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YABANCILAŞMA, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 112 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MEDYA ELEŞTİRİSİ ya da HERMES’İ SORGULAMAK, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1999, ikinci baskı, 176 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* DÜNYANIN BALKONUNDAKİ İSYANCILAR, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, ikinci baskı, 304 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* ÖDP: İMKÂNLAR ve SORU(N)LAR, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 576 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* MAYALARIN DÖNÜŞÜ, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-1998, 311 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* POSTMODERN MÜDAHALE ve BAŞKALDIRI İMKÂNI (BRECHT “BİTTİ” FUTBOL “VERELİM”!), Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 528 sayfa, Temel Demirer.


* SOKAKTA ve DUVARDA 1968, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1998, 207 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* VE KİRLENDİ DÜNYA..., Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1997, 319 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOKAK’TAKİNE NOTLAR, Özgür Üniversite Kitaplığı, Öteki Yayınevi, Ankara-1997, 456 sayfa, Temel Demirer.


* ÖDP’YE KENAR NOTLARI, İnsancıl Yayınları, İstanbul-1997, 88 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KOYUNLAR KURTLAR KÖPEKLER (YENİ DÜNYA DÜZENSİZLİĞİ EMPERYALİZM ve UMUT), Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul-1997, 160 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* KARA PARA KİRLİ SAVAŞ (TÜRKİYE’DE MAFYA ve DEVLET), Özgür Üniversite Yayınları, 171 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* İSPANYA’DAKİ II. KITALARARASI BULUŞMA İÇİN “YDD”YE KARŞI TEZLER - II. KITALARARASI BULUŞMA İÇİN EKOLOJİK KIYAMET TEZLERİ, Özgür Üniversite Yayınları, 56 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ DÜNYA DÜZENİ AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE, Dev. Maden-Sen Yayınları, 64 sayfa, Ankara-1996, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* CANAVARLAŞAN MEDYA, 1996-İstanbul, Yorum Yayınevi, 287 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YENİ DÜZENİ ya da DÜZENSİZLİĞİ, 1996-İstanbul, Pelikan Yayınları, 304 sayfa, Temel Demirer.


* SOLAN FOTOĞRAFLARDA BİTEN VE BAŞLAYAN, 1993-İstanbul, Sorun Yayınları, 248 sayfa, Temel Demirer.


* GERİCİLİK DÖNEMİNDE DÜNYA ve TÜRKİYE, 1993-İstanbul, Sorun Yayınları, 190 sayfa, Temel Demirer.


* DİSK’İN “ÖREN TEZLERİ” ve SOSYALİST TAVIR, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 189 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* TOPLUMSAL DİNAMİKLER ve ÖRGÜTLENME EKSENLERİ, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 270 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOSYALİZM “YENİ DÜNYA DÜZENİ” TÜRKİYE, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 192 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* SOSYALİZMİN SORUNLARI ÜZERİNE AÇILIM TARTIŞMALARI, 1992-İstanbul, Sorun Yayınları, 256 sayfa, Temel Demirer, vd’leri. (Kolektif)


* YOL BALADI, 1988-Ankara, Ekin Yayınları, 61 sayfa, Temel Demirer.
* T.B.“K”.P PROGRAM TASLAĞININ ELEŞTİREL ANALİZİ, 1988-İstanbul, Sorun Yayınları, 86 sayfa, Temel Demirer.

İletişim:

temeldemirer@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

http://www.facebook.com/TemelDemirer

https://twitter.com/temeldemirer

Son Haberler

Sayfalar

Temel Demirer

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar