Cumartesi Nisan 27, 2024

Gerilla, haktır ve halktır (Nubar Ozanyan)

Sınırları ateşten ordularla kuşatılmış her dört parça toprakta, yaşam ve var olma hakkı ellerinden zorla gasp edilmiş Kürt halkının, direnme ve isyan etmekten başka çıkış yolu var mıdır? Kürtlere, ezilenlere kıyamet yaşatılırken her bir karış toprağına ölüm yağdırılırken, en dezavantajlı koşullar altında gerilla, çıplak elleri ve cesur yürekleriyle özgürlükleri uğruna savaşmaya devam ediyor.

Gerilla başta Medya Savunma Alanları’nda, Kuzey’de, Rojava’da Ortadoğu’nun en kıyıcı, en zalim, eli kanlı soykırımcı ordusuna karşı savaşırken sadece Kürt halkının özgürlüğü için değil, aynı zamanda ezilen mazlum halkların yaşam ve var olma hakkı için de savaşmaktadır.

Gerilla bugün karanlığı parçalayarak, yaşamın ve geleceğin nasıl, hangi yolla şekilleneceğinin, özgürlüğe doğru nasıl yürüneceğini de göstermekte ve öğretmektedir. Yol açıcı öncü rol oynamaktadır. Daha da önemlisi her zaman olduğu gibi bugün dünden ve her zamandan daha fazla ezilenlerin umudu olmaktadır.

Bilinir ki, katiller sadece insan öldürmez, candan önce umudu katletmeye çalışırlar. Eğer Kurdistan’da anaların ellerine beyaz kutularda ve çuvallarda evlatlarının ölü bedenleri veriliyorsa, Kürt halkının savaşmaktan ve direnmekten başka bir yolu kalmamış demektir. Zulüm bütün şiddeti ve karanlığıyla yaşamı, emeği, onuru tutsak almaya çalışıyorsa, gerilla savaşımı kutsal bir yaşam ve var olma hakkı olmaya devam edecektir. Gerilla var olup özgürlük için savaştıkça analar “öfkeli ve başları dik” olmayı sürdürecek ve korkuyu evlatlarından önce mezara gömeceklerdir.

Unutmamak gerekir ki, korkusuzluğu bayrak edinen halklar yenilmezdir.

Sürgünlerle birlikte halkın kalmadığı, halksız bir gerilla savaşının verilemeyeceği, teknolojinin gelişimiyle düşman gücünü, hakîmiyetini ve denetimini dağda, ovada ve her yerde artırdığı 21. yüzyılda gerilla savaşının artık geçerliliğini yitirip uygulanabilirlik koşullarının kalmadığı tezleri gerillanın devrimci halk savaşı pratikleriyle çürümüş ve iflas etmiştir.

Gerilla dünden daha fazla silah hakîmiyetini artırıp, branşlaşma, sabotaj ve suikast pratiklerinde kendini geliştirmiştir. Araziyi derinliğine ve genişliğine daha bilinçli tarzda kullanmakta, taktik gelişkinliğini zenginleştirmekte, planlı, koordineli ve sonuç alıcı hareket tarzı geliştirmektedir. Tarihte kaleler, savunma mevzileri oldu. Bugün gerillanın yaratıcılığı ve taktik ustalığı sayesinde yeraltı kaleleri olan tüneller benzer rolü oynuyor. Savunma kaleleri, saldırının etkin ve aktif mevzileri haline getiriliyor. Yer altı kaleleri sayesinde direniş savunmayı aşan bir rol oynamaktadır. Bilinir ki gerilla savaşı inceliktir. Sanattır. Derin ve sonuç alıcı başarılı yöntemin kendisidir. Fedai ruh, cesaret ve yaratıcılık taktikte derinlik ve zenginlik geliştirildiğinde başarı somut hale geliyor. Çağı ve anı doğru okuyan, savaşın ve düşmanın teknik gelişkinliğini iyi değerlendirip buna uygun yöntemler geliştiren, direnişin uzun süreli olduğunu bilerek düşmanı anda yenme görevine kilitlenenler, yenilmezliğini göstermekte ve kanıtlamaktadır. Taktikte ve teknikte uzmanlaşan gerilla, düşmanı fena hırpalamakta ve düşmanın yenilmezlik fikrini alt üst etmektedir.

Soykırımcı düşman, kendi kayıplarını gizleyerek gerillanın gerçekleştirdiği devrimci eylemleri sessizlik ve suskunluk içinde görünmez kılmaya çalışırken bizler her zamandan daha fazla gerillanın sahiplenilmesi, her alanda savunulması görev ve sorumluluğunu yüklenmeliyiz. Düşman hangi alanda saldırıyorsa, o alanları direniş mevzilerine çevirmeliyiz. Basın, sanat, hukuk alanlarında, sokak ve meydanlarda direniş ve gösterilerde, fabrika ve iş yerlerinde, okul ve inanç mekanlarında, her yerde ve anda gerillayı savunmak ve sahiplenmek, yoldaşı ve canı olmak, vazgeçilmez insanlık görevlerimiz arasındadır.

Özgürlük ve kurtuluş savaşımını sadece gerillanın omuzlarına ve sorumluluğuna yüklemek kabul edilemez bir yanlışlık olur. Her devrimci, her özgürlük militanı bir gerilla gibi düşünmeli, yaşamalı ve hareket edip sorumluluk üstlenmelidir.

Düşün ve hayal dünyası, yaşamı, iradesi, kararlılığı, çabası ve çalışması gerillalaşmalıdır. Her alanda her görevde gerillalaşmak perspektifi ve göreviyle hareket edilirse diktatörler son sözlerini yazmaya başlayacaktır.

Özgürlük mücadelesi yüksek bir sorumluluk sonuç alıcı, ciddiyet isteyen bir çalışma ister. Yer altının lanetlileri çoğaldıkça yer üstünün efendileri hak ettikleri yere yollanabilir. Gerillaya bakarak savaşımı doğru anlayabilir, umudu büyütebiliriz.

Unutmamak gerekir ki, kendi katillerini yaşatanlar daima savaşmayıp direnmeyenler olmuştur.

992

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar