Perşembe Mayıs 2, 2024

“Gök Kubbenin Altında Kaos Var”

2019 yılını geride bırakırken, dünyadaki ekonomik ve siyasal gelişmeleri, kısaca şöyle özetleyebiliriz:[1]

  1. Emperyalistler arası çelişme keskinleşmiştir. Derinleşme eğilimi içindeki bu bunalımın her an silahlı bir emperyalist paylaşım savaşına dönüşme ihtimalini güçlü bir şekilde içinde barındırmaktadır. 
  2. Baş haydut ABD emperyalizminin gerileme sürecine girdiği , yeni ve daha tehlikeli bir emperyalist haydut olarak Çin tekelci burjuvazisinin öne çıkmaktadır.
  3. Kapitalizmin genel bunalımının yanı sıra, emperyalist kapitalist sistem ekonomik ve siyasi krizi derinleşmektedir.
  4. Başta büyük emperyalist devletler olmak üzere bütün dünyada burjuva devletleri silahlanma yarışı içine girmiştir.
  5. Bir avuç tekelci burjuvazi ile yoksullar arasındaki gelir farkının tarihteki en yüksek noktasına ulaşmıştır. Bu aynı zamanda çok yönlü toplumsal çürümeyi beraberinde getirmektedir.
  6. Aşırı üretim ve aşırı sömürünün, dünyanın ekolojik dengesini bozduğu ve geri dönüşümsüz bir iklim krizi yarattığı,
  7. Derinleşen krize koşut olarak, emperyalist devletler arasında varılan anlaşmayla oluşturulmuş uluslararası kurumların, anlaşmaların iflası ve devre dışı bırakılması,
  8. Irkçı-faşist eğilimlerin güçlendirilmesi ve iktidara getirilmesi,
  9. Burjuvazinin burjuva demokrasisiyle bütün bağlarını koparma eğilimi içine girmesine koşut olarak, ırkçılığın ve iç faşistleşmenin burjuva demokrasisinin yerine geçirilmesi,
  10. Emperyalist burjuvazinin işçi ve emekçilerin bütün eylemlerini, direnişlerini, hak arayışlarını “terörizmle mücadele” kapsamı içine alarak, işçi sınıfını kriminalize etme politikasını hayata geçirmesi ve işçi sınıfı içinde kutuplaştırıcı politika izlemesi,
  11. Burjuvazinin toplumsal kutuplaştırmaları artırıcı politikaları yoğunlaştırmaları,
  12. Bütün bu nesnel olgular, burjuvazinin “politik ve zihinsel iflasını” (Engels) gerçekleştirdiği gibi, ekonomik iflasını da gerçekleştirdiğinin göstergesidir. Engels’in zamanında her on yılda bir ekonomik iflasa sürüklenen kapitalizm, ekonomik iflasların aralarındaki süre günümüzde daha da kısalmıştır.

 

II

İşçi sınıfının gücü;

Kapitalizmin Kendine Vurduğu Zincirleri Parçalamaktadır

Birinci bölümde, kapitalist-emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumu özetledik. Şimdi de İşçi sınıfı ve emekçilerin durumunu özetleyelim:

Kapitalizmin artık rahat yüzü görmeyeceği; gelişen ve devrimcileşen, burjuva devletin kolluk güçleriyle çatışmayı göze alan kitlelerin devrimci dinamizminden anlaşılmaktadır. 

Üretim araçlarının büyük gücü, kapitalist üretim tarzının kendisine vurduğu zincirleri parçalamaktadır.” [2]

Engels, büyük bir öngörü ve bilimsel bakış açısıyla bunu söylerken yanılmıyordu. Kapitalizmin bu zincirleri, 1917 Rusya’sında ve daha sonra ise Çin ve bir çok ülkede proletarya önderliğindeki devrimlerle parçalandı. Zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şeyi olmayan işçi sınıfı, burjuva iktidarlarını yerle bir edip kendi iktidarlarını kurdu.

  1. Son altı ay içinde dünyanın dört bir yanında 40 aşkın ülkede büyük kitle direnişleri gerçekleşmiştir ve bunların bir çoğu devam etmektedir.
  2. Kitle hareketlerinin kısa süreli değil uzun süreli bir direniş eğilimi içinde olması,
  3. Kitle hareketlerinin genel eğilimi, kapitalizmin kendilerine dayattığı ekonomik ve politik koşulları reddetmeleri ve bunlara karşı koymaları,
  4. Kitle hareketlerinin güçlü anti-kapitalist bir eğlim taşıması,
  5. Kitle hareketleri barışçıl bir şekilde başlamasına karşın, burjuvazinin saldırıları karşısında direniş göstermeleri, devletlerin gerici-faşist saldırılarına karşı sokakları savaş alanlarına çevirme dinamizmine sahip olması,
  6. Kitle hareketlerinin uluslararası bir hal alması. Yani, bir ülkede başlayan hareketin diğer ülkelerede sıçrama kapasitesine sahip olması. Bu direnişlerin, ulusallıktan çıkıp enternasyonal direnişe dönüşebilirliğini göstermektedir. Ve özellikle son 20 yıl içinde bu olgu daha da yaygınlaşmış ve görünür hale gelmiştir. Ve bu yıllar, tarihin en yaygın geniş katılımlı kitle gösterilerine ve direnişlerine tanıklık etmiştir. Bu kapitalizmin çürümüşlüğüyle doğru orantılı bir gelişmedir.
  7. Kitle gösteri ve direnişlerin en önlerinde, ezilenlerin ezileni kadınların daha bir görünür hale gelmesi,
  8. Kitle hareketlerine damgasını vuran sınıfın işçi sınıfı olması. Bazı küçük burjuva reformistleri ve burjuva liberalleri “orta sınıf”, “prekarya” vb. gibi adlandırmalara giderek, işçi sınıfının rolünü inkara yönelmektedirler. 
  9. Kitlelerde çevre duyarlılığının artmış olması ve çevre konusunda gençlik ve işçi sınıfının elele vermesi ve bu direnişlerin güçlü bir anti-kapitalist eğilim taşıması, 
  10. Kendiliğinden kitle hareketlerinin kitleleri politize edici ve sınıf bilincini geliştirici olması ve kitlelerin devrim yapmayı öğrenmesini de beraberinde getirmesi,
  11. Kitle hareketlerinin ve genel direniş hareketlerinin komünist önderlikten yoksun oluşları, kitle hareketlerinin en zayıf yönünü oluşturmaktadır. Ve bu aynı zamanda uluslararası alanda kapitalist-emperyalist sisteme karşı verilen mücadelenin başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engeldir.

Sonuç olarak: Birinci ve ikinci bölümde sıralanan veriler:

  1. Kapitalizmin sürdürülemez oluşunun ve üretici güçlerdeki gelişmişlik düzeyinin kapitalizmin miadının çoktan doldurduğunu,
  2. Ve toplumsallaşan devasa üretim karşısında, üretim araçları üzerindeki bir avuç azınlığın bireysel mülkiyetinin ortadan kalkmasını ortaya koymaktadır. 
  3. Üretici güçlerin bugünkü devrimci gelişmişliğinin devasa boyutuyla kapitalist üretim tarzı keskin bir çatışma içine girmiştir.
  4. Ve kapitalist üretim tarzı artık, bu üretici güçlere toplumsal cevap verebilecek durumdan çıkmıştır.
  5. Dünya devrimci bir krize gebedir.
  6. Gök kubbenin altındaki kaos”; sosyalizmin bütün koşullarının oluştuğunun nesnel ve politik verilerini önümüze net olarak koymaktadır. “Koşulları mükemmel” yapmayan komünist önderliğin eksikliğidir.
  7. Beklenen; sınıf bilinci kuşanmış proletarya önderliğinde kitlelerin silahlı devrimci kalkışmayla üretici güçlerin önünde engel olan kapitalizmi yıkıp yerine, komünizme giden yolda sosyalizmi kurmasıdır.
  8. Toplumsal diyalektiğin bu tarihsel süreci gerçekleşecektir. Bu gelişmenin önünde; her yönüyle çürümüş kapitalizm, onun kokuşmuş değerleri, silahlı devlet kurumları ve yozlaşmış bürokrasisi duramaz. 22.12.2019

[1]
      Burada özetlediklerim, son bir yıldır bu köşede yazdıklarımında genel bir özetidir

[2]    Engels, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm

3 Engels, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm

3683

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Son Haberler

Sayfalar

Yusuf Köse

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar