Cuma Mayıs 17, 2024

Haklarını Tavizsiz Savunan Dirençle Karşılaştığımda/ Hasan Aksu

Kadın sorunu yalnızca sınıf sorunu olarak ele alınamaz, görülemez. Kadın sorununda asıl çelişki cinsiyet sorunu olarak görülmelidir.

Sosyalizm de dâhil bütün sınıflı toplumlarda, cinsiyet sorunu vardır. Kadın cinsiyet ayrımcılığı bu toplumlarda temel sorunlarından biridir. Eğer ki kadın sorunu yalnızca sınıf sorunu görülür de, cinsiyet ayrımcılığı görmezden gelinirse toplumun ana yaralarından birisi olan kadın sorunu doğru ele alınamaz kavranamaz. Komünizme gidilecek yolda bir ayağımız topal kalır. Aynı zamanda kadın sorunu sınıf mücadelesi sorunudur. Açıkçası sömürü sisteminde erk/erkek burjuvaziyi, kadın proletaryayı temsil eder. Bu kapitalizmden komünizme geçiş sürecinde böyledir.  Çünkü her yeni dönemde çelişkiler değişim yaşayarak devam eder, yerini başka bir çelişkiye bırakır. Komünizm bütün toplumların en ilerisi, gerçek özgürlüklerin fışkırdığı devletsiz, sınıfsız bir toplum olacağından, kent ile kır arasında ve kafa ile kol çelişkisinin ortadan kalktığı, insanın insan tarafından sömürülmediği bir toplumda yaşayacağımızdan eski çelişkiler yerini yeni maddi çelişkilere bırakacaktır.  Şunu söyleyebilirim: Komünizmde de Kadın sorunu, yani cinsiyet sorunu olacaktır ama çelişki özünü değiştirerek yeni bir şekil alacaktı. Kısacası çelişkiler ortadan kalkmayacaktır.

 Devrimcileşme sürecinin sürekliliği içerisinde burjuva aileden kopma çabası da sürekli ve çatışmalı olmaktadır.

Bu anlamda her aile ve aile ortamı ayni zamanda bu çatışmanın yaşandığı bir arena gibidir.

Doğal olarak bundan ben de bağımsız değilim. Egemenliğin bir uzantısı olarak eşimle ve kızlarımla çatışmalar yaşamaktayım. Çünkü bütün ilerici özelliklerime rağmen içgüdüsel otoriter bir egemenlik parçası olarak sürekliliğini istememekteyim. Bu egemenliği kültürel alışkanlık ve şekillenmenin yansıması olarak bırakmak istemiyorum. Bastırmacı, kavgacı, sekter davranışlar göstererek burjuva yanlarımı korumaya ve bunu süreklileşmiş bir egemenlik biçimine eğilimlerimi fark ediyorum. Karşımda bilinçli sorunlarını gören, haklarını tavizsiz savunan dirençle karşılaştığımda geri adım atıyorum.  Bu elimdeki iktidarı gönüllü sizlere bıraktım anlamına gelmiyor elbette! Ama değişim gerçekleşiyor. Ve değişim sadece benim zihinsel ya da ideolojik yapımla değil bu kadın dünyasının zihinsel ve ideolojik yapısıyla çatışma halinde nesnel oluyor. Yani bütün engelleme çabalarına rağmen sınıf mücadelesi burada da haklıdan yana işliyor.

1. BÖLÜM devam edecek...

 

96675

Bu oyunu zor bozar

 

 

Tarihte, zorun rolü üzerine çok şeyler söylenmiştir. Özellikle sınıfsal zorun ortaya çıkışı, varlığı ve uygulanması konusunda, burjuvazinin ideologlarıyla Marksistler arasında ciddi bir ayrım konusu yaşanmış ve yaşanmaktadır. Burjuvazi, kendi sınıfsal zorunu meşru görürken, ezilenlerin, özellikle de işçi sınıfının burjuvaziye karşı uyguladığı devrimci zorun adını bile duymak istemediği gibi, bunu “toplumsal etik dışı” olarak, son yılların burjuva moda deyimiyle,  “terörist” eylemler olarak kriminalize etmeye çalışır.

On İki İmamlar Alevi Olabilir mi ? 1-2

“…Bir insanın arınmışlık düzeyi en güzel sahip olduğu hoşgörüyle, anlayış ile ölçülebilir. Arınmış insan başkalarını yargılamaktan uzak, olayları ve insanları çok geniş bir bakış açısı ile görebilen, hoşgören, olaylar karşısında sukunetini yitirmeyen, her şeyi doğallıkla kabul eden bir yapıdadır. İyi yada kötü diye ayrımları yapmaktan kaçınır, sevgisi bütüne, herkese ve her şeyedir. Hoşgörüsündeki yükseklik, onun bu sevgiyi bu şekilde eksiksizce ve adilce aktarabilmesini sağlar. Korku ve endişelerden hemen hemen tamamen uzaklaşmıştır.

Minaresiz Camiler ve Alevi Asimilasyonu

 

Dedeler var hoca olmuş bir nevi
İhtirasa kurban edilmiş sevi
Minaresiz cami gibi cemevi
Aleviyi namaz kılarken gördüm

(Ozan  Emekçi)

 

Bazı Milliyetçi Ermeni Aymazlara Zorunlu Cevap! Hasan Aksu.‏

 

İnsan eğer ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizmden ideolojik gıda alıyorsa; her şart ve koşulda diğer ulus ve azınlıklara kin nefret ve kan kusarak nemalanıyorsa; adı ne olursa olsun sosyalizm ve de komünizm düşmanlığı yapıyor demektir. Çünkü her türlü milliyetçilik yaşanan örnekleriyle hepimizin malumudur.

T.“C”NİN HÜLASASI: “HAYATA DÖNÜŞ” HAREKÂTI’NDAN ROBOSKÎ’YE![1]

 

“Acı veriyorsa geçmiş;

geçmemiş demektir.”[2]

 

“Geçmiş” diye sunulan ama bugünden, yani T.“C” hülasasına denk düşen “Hayata Dönüş” harekâtı’ndan Roboskî’ye uzanan vahşetten söz etmek; egemen hukuk(suzluk), zorbalık, şiddet tarihinin sayfalarında gezinmektir.

Kolay mı?

BE ZİMAN JÎYAN NA BE![1]

 

“Yaradılış gözyaşı vermiş bize,

acıma çılgınlığı vermiş,

İnsan artık dayanamaz gibiyse,

 üstelik

Ezgiler, sözler bağışlamış bana, yaramı

Bütün derinliğiyle dile getireyim diye;

Ve acıdan dili tutulunca insanın,

bir Tanrı

Çektiğimi anlatayım diye

bana dil vermiş.”[2]

 

Paris katliamının failleri ve düşünülmeyenler

 

KÜRT MESELESİNDE EVRİM Mİ KANSIZ DEVRİM Mİ?

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayret verici çalımının gölgesinde süren Devlet-Öcalan görüşmesi -bana ümit vermese de- tereddütsüzce desteklenmelidir. Desteklenmelidir, çünkü anlaşma sağlanırsa hiç değilse savaş duracak ve artık gençler ölmeyecek. Bir de cezaevlerindeki binlerce insan dışarı çıkacak. Sadece bu iki nedenle de olsa görüşmelerin mutabakatla sonuçlanması için taraflar adım atmaya teşvik edilmelidir.

 

KÜÇÜK BURJUVAZİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ARADIĞI YER

Küçük burjuva aydınları sosyalizmi sevmezler. Gerçekte, onların sevdiği düzen, kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin kendilerine dokunmamasını isterler. Onların tek istekleri; “özgürce yazmak”, “özgürce sanatlarını gerçekleştirmek”... Ancak, bu kutsal “özgürlüğün” içinde, kapitalist sistem tarafından ezilen işçi ve emekçilerin özgürlüğü yoktur. Onlara göre, işçi ve emekçilerin görevi; kapitalist iş bölümü gereği sermaye sahibine artı-değer üretmek...

İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK)”?[*]

 

“Biri kurbağa öper,

biri yüzyıllarca uyur,

biri 7 cüceyle yaşar,

biri kuleye kapatılır.

Bir masal prensesi olsan bile

kadınlık zor.”[1]

 

1. Arap-İslâm İmgeleminde Kadın: Arzu ve Tehlike

 

ZİNDANLARDAKİ ÇIĞLIK, BÜYÜK ÇIĞI OLUŞTURACAK…[1]

 

“Tarih, gelecek için

kavga verip, yitirmiş bile olsa,

insanlık için vuruşanları

hiç unutmaz.”[2]

 

Şu an elim tuttuğum 29 Ekim 2012 tarihli mektup Erzurum H-Tipi Kapalı Cezaevi’nin B-Blok’undaki 4. Odadaki Muzaffer Yılmaz’dan geldi…

Sayfalar