Çarşamba Mayıs 15, 2024

NUBAR OZANYAN YOLDAŞ

KARAR, İNANÇ, VE MÜCADELENİN SİMGESİYDİ

Rojava’da şehit düşen Nubar Ozanyan Yoldaş ardında köklü ve derin izler bırakmıştır. Hem karşı devrime karşı açıktan verdiği mücadelede, hem de parti içindeki her türlü anti-MLM akımlara karşı örnek bir duruş sergilemiştir. Bunun sonucu yeraldığı saflarda mücadelenin, kararın, inancın, azmin simgesi olarak öne çıkmıştır. Ve sonuçta parti şehitleri mertebesinde yerini almıştır. Şehit düşmüşse ve mücadele ettiği saflardan bedenen kopmuşsa da, verdiği mücadele sonucu yarattığı zengin değerleri yoldaşlarına devretmiştir.

Nubar Yoldaş Örnek Bir Komünist Başkomutandı

Nubar yoldaş daha genç yaşlardan itibaren saflarında yer aldığı kolektif yapı içinde günümüze değin istikrarlı bir şekilde yer alır. Giderek kendisini geliştirir ve enternasyonal mücadele alanlarında kendisini öne çıkarır. Bunun sonucu Filistin, Karabağ, Rojava gibi sıcak mücadelenin doruğa tırmandığı mevzilerde aktif olarak yer alır.

Bunun sonucu askeri vasıflarını iyice geliştiren yoldaş Rojava’da verilen mücadelede daha yetkin ve daha aktif olarak yer alır. Emperyalistlerin ve gerici bölgesel devletlerin arkasında yer aldıkları DAİŞ’in saldırılarına karşı, Rojava halkının verdiği haklı ve meşru direniş içerisinde saf alır.

Nubar Ozanyan bu savaşta Enternasyonal Tabur içinde komünist bir başkomutan olarak yer alıyordu. Bir komünist olarak ideolojik ve askeri vasıflara fazlasıyla sahip bir yoldaştı. Bunun sonucu iyi bir askeri eğitmendi. Nitekim bunun sonucu yoldaşlarıyla beraber, Enternasyonal Tabur içerisinde yer alan İngiliz, Fransız, Amerikalı, Alman, İranlı, Belçikalı vb. milliyetlere mensup yüzlerce savaşçının askeri eğitimini üstlenmiş ve savaş cephesine göndermiştir.

Kendisi de savaş içerisinde bizzat aktif olarak yer alır. Rojava’daki sıcak savaşta gerici güçlere karşı görkemli bir direniş gösterir. Yer aldığı mevzilerde DAİŞ’e karşı sarsıcı darbeler vurur. Başkomutan olarak verdiği mücadeleyle düşman mevzilerinde tahribatlar yaratır. Tüm bunların sonucu beraber dövüştüğü siper yoldaşlarının takdirini ve güvenini kazanır. Nubar yoldaş onlar için güvence teşkil eder.

Nubar Ozanyan siyasi eğitime de önem verirdi. Kendisini siyasi olarak geliştirmeye özen göstermiştir. Verilen askeri mücadeleyi siyasetten kopuk ele almamıştır. Tersine savaşa kumanda eden siyasetin önemini belleğine kazımıştır. Ve kendisini MLM öğretisi ve politikasıyla giderek daha donatmıştır. Bunun sonucu siyasi araştırma ve çeviri çalışmaları olmuştur. Ayrıca Rojava’daki askeri mücadeleyle ilgili edindiği tecrübelerden yazılı notlar çıkarır. Amacı aldığı askeri notları kitaba çevirmeyi planlıyordu. Ancak şehit düştüğü için bu tasarısını yerine getirememiştir.

Nubar Yoldaş,

Tasfiyeciliğe-Hizipçiliğe-Benmerkezciliğe Net Tavır Takınır

Nubar Ozanyan Yoldaş tüm bu gücünü safında yer aldığı hareketin ideolojik-politik hattından alıyordu. O’na bu gücü veren hareket ettiği kolektif yapının üzerinde yükseldiği devrim güzergahıydı. Kendisini bununla donatmıştı.

Öyleki karşı devrime karşı gösterdiği kararlığı, içten çıkan ve partiyi hedef alan tasfiyeci-hizipçi-benmerkezci kesime karşı da gösterir. Başını şaibeli unsurun çektiği bu güruh karşısında, Nubar Yoldaş hiç tereddüt etmeden açık ve net bir tavır takınır. O’na bu inancı ve gücü veren kolektif hareketin resmi öğretisiydi. Bunun temelleri 1972’de atılmıştı. Kendisini bu öğretiyle donatan Nubar Ozanyan Yoldaş, Rojava gibi sıcak bir savaş alanında tasfiyeciliğe karşı açık bir duruş sergiler. Sonuçta şehit düşer. Ama ardıllarına ve parti taraftarlarına önemli bir mesaj bırakır: Öncü müfrezeyi hedef alan tasfiyeci ve hizipçi güruhlara karşı her şart altında ve her alanda kararlı ve uyanık olunmalıdır.

Nitekim Nubar Yoldaş şehit düştükten sonra tasfiyeci-hizipçi akımın yüzü iyice açığa çıkmıştır. Artık yüzlerindeki kılıf ve maske düşmüştür. Pratikteki mevcut duruşları onların gerçek konumlarını deşifre etmiştir.

Nitekim bunun sonucu her alanda bu hizbe karşı daha açık ve daha net tavır alınmıştır.

Bunun sonucu bu tasfiyeci-hizipçi güruh parti içinden iyice ekarte edilecek ve öncü müfrezenin önü açılacaktır. Tasfiyeci hat mahkum edilecek ve yarattığı tahribatlardan arındırılacaktır. Ve yerini daha güçlü bir öncü müfreze alacaktır. Ve bu doğrultuda yollarına devam edeceklerdir.

Şimdiden bunun adımları atılmıştır. İki çizgi mücadelesi ilkesini çiğneyerek tasfiyeci ve hizipçi hatta yer alan klik, parti işleyişi karşısında şimdiden tarumar olmuştur.

Bu vesileyle Nubar Ozanyan’ı bir kez daha anıyoruz. Tasfiyecilik karşısında gösterdiği kararlı ve tutarlı duruşuyla onu bir kez daha selamlıyoruz…

-NUBAR OZANYAN YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR!

-TASFİYECİLİK-HİZİPÇİLİK-BEN MERKEZCİLİK KAYBEDECEKTİR!

-KAZANAN MLM OLACAKTIR! 

47858

Hasan Can

Hasan Can sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Hasan Can

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Umudun Adı ve Devrime Çağırıydı Yılmaz Güney[1]

“Bir pratik,

bir ideolojinin aracılığıyla

ve bir ideolojinin içinde vardır.”[2]

 

Reis Çelik’in, “Düzene başkaldırmış korkusuz bir devrimci”[3] diye betimlediği Onu; hayatının her alanında uçlarda yaşayan korkusuz, sahici insanı; hakikât savaşçısı komünist Yılmaz Güney’i nasıl anlatabiliriz? Bunu çok düşündüm. Sorumun yanıtını da yine Yılmaz Güney’in üç karesindeydi…

‘ÜMÜŞ EYLÜL KÜLTÜR-SANAT’A YANITLAR[*]

 

“Kâğıda dokunan kalem,

kibritten daha çok yangın çıkarır.”[1]

 

Ümüş Eylül Kültür-Sanat/ Hasan Şahingöz (HS): Sizce yazarlık nedir? Yazarlığın ayırt edici özellikleri nelerdir? Kime, neden yazar denir?

Temel Demirer (TD): “11. Tez”ci eyleminin saflarında, “Yazmak eylemdir; yazarlık ise son saatin işçiliği,” diyenlerden ve elime her kalem alışımda Friedrich Engels’in, “El yalnızca emeğin organı olmayıp, aynı zamanda emeğin ürünüdür,” uyarısını anımsayanlardanım.

 

Ben Ölüyorsam Sizde Ölün: Seçimleri (Kılıçdaroğlu'nu Boykot)

Proletaryalar faydacıdır; yararlanmasını bilene.

Seçimler ilginç bir şey.

Herkes seçimlerin neler değiştirip değiştirmeyeceğini tartışıyor.

Ama kime göre neye göre?

Devrimcilere göre mi proletaryalara göre mi?

Şayet tartıştığımız seçimlerin sisteme karşı devrimcilerin yaşamlarında neler değiştirip değiştirmeyeceği  ise...

İnanın dün olduğu gibi bu günde seçimlerin devrimcilere karşı sistemin davranışlarında herhangi bir şey değiştirmeyeceğini herkesbiliyor..

Sistem yine devrimcileri gördüğü her yerde katletmeye çalışacak.

Nisan Güneşi Yolumuzu Aydınlatmaya Devam Ediyor

Nisan’ın 24’ü çeşitli milliyetlerden ve inançlardan işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen yığınların öncü müfrezesi proletarya partisinin kuruluş günüdür. Aynı zamanda Marks ve Engels tarafından 1848 yılında ilan edilen Komünist Manifesto’nun Türkiye ve Türkiye Kürdistanı topraklarında yeniden yaşam suyuna kavuştuğu tarihi ifade etmektedir.

Sayfalar