Cumartesi Nisan 27, 2024

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Her daim muzaffer bir ordu, her daim genişleyen bir sınır yaratma iddiasında olan İttihat ve Terakki faşistleri tarafından tarihin en büyük insanlık suçu Ermeni halkına karşı işlendi. Unutturulmak istenen Ermeni Soykırımı sağlam kanıtlara, canlı hikayelere sahip olmasına karşın yeniden hatırlanıp lanetlenmesi gereken devrimci bir görevdir. Dünyada ve ülkemizde hiçbir hükümet özgürlük talep edenleri, kendisine “devrimciyim” diyenleri asla kabul etmemiştir. Talepler ve istemler her zaman kan ve kılıçla yanıtlanmıştır. Dünyanın ve yaşadığımız toprakların yasaları, halkların özgürce yaşamasına hizmet etmiyor ve izin vermiyor. Öyleyse yasaları ve yaratanları çiğnemekten başka bir yol kalmıyor halklara. 

 

Soykırım ve katliamlarla dolu olan Osmanlı ve TC  tarihi  Arap, Ermeni, Rum, Kürt, Ezidi, Alevi halklarına sistematik olarak zulüm uygulamıştır. Ermenilerin daha sonra Rumların yaşadıkları topraklardan zorla, kırım ve sürgünle çıkarılması Kemalist devletin, bugünkü TC’nin temelini hazırlamıştır. Ermeni Soykırımı’na karışarak elleri kanlı olan Jön Türk katillerinin bir çoğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. Mustafa Kemal, Jön Türklerin yarıda bırakıp tamamlayamadığı katliam ve asimilasyon üzerine kurulu etno milliyetçiliği en azgın bir şekilde sürdürdü. Homojen bir Türk ulusu yaratma hayalleri ve zulmü, günümüze dek sürüp gelmektedir. AKP-MHP’nin zulüm ve katliam iktidarı, dünden bugüne sürdürülmek ve tamamlanmak istenen homojen Türkiye projesi tek dil, tek bayrak, tek vatan şiarıyla devam ettirmek istemektedir.

 

Temelleri Ermeni ve Rum Soykırımı sürecinde atılan azgın Türk milliyetçiliği ve zulmü, bugün Kürt halkına karşı uygulanmaktadır. Bundandır ki Kürtçe isimlere ve şarkılara, demokratik taleplere bile müsaade edilmeyerek her gün acımasız bir şekilde Medya Savunma Alanları kimyasal silahlarla bombalanmakta, özgür Rojava toprakları her gün sayısız işgal tehdidi ve saldırganlıkla boğulmak istenmektedir. 

 

Deprem ve seçim süreçlerini özgürlük ve adalet arayan emekçi halklar arasında birlik, güven, dayanışma bilincini ve duygusunu güçlendirmenin bir yolu olarak değerlendirmek gerekir. Bunun bir yolu da Ermeni Soykırımı’nı tıpkı yaşanan tüm katliamlar gibi lanetlemek ve gerçekleştiren diktatörlerden hesap sormanın bir vesilesi haline getirmek gerekir. Özgürlük ve adalet arayanlar, herkesten ve her zamandan daha fazla katliamları lanetlemelidir. Katliamlar karşısında sağlam, güvenilir, devrimci bir tutum almalıdır. Her türden Türk şovenizmine ve gericiliğine karşı amansızca mücadele yürütülmezse, halklar arasında gerçek anlamda bir kardeşlikten ve dayanışmadan bahsedilemez. Kanla kirletilen yollar, kılıçla kesilen bütün kardeşlik köprüleri yeniden kurulup, inşa edilmelidir. 

 

AKP-MHP faşizminin halklara, dillere, inanç ve cinslere uyguladığı her türden zulme ve imtiyaza karşı mücadele yürütüldükçe gerçek anlamda bir özgürlükten ve kardeşlikten bahsedilebilir.

 

AKP-MHP faşizminin ayakları altında ki yer sarsılıyor. Sarsılan, fazlasıyla itibar kaybeden, halkların gözünde ve gönlünde kara bir leke olarak görülen diktatörleri tarihin çöplüğüne göndermek için daha fazla birlik, dayanışma ve mücadeleyi büyütmeliyiz.

 

Deprem sürecinde olduğu gibi seçim sürecini de halklara daha fazla gerçekleri anlatma, birlikte mücadele yollarını göstermenin zamanına çevirmeliyiz. Sömürücü zalimlerin hırsızlıklarını ve arsızlıklarını daha güçlü, canlı ve etkili teşhir edip birlikte mücadeleyi büyüterek hak ettikleri tokadı vurmanın zamanını örgütlemeliyiz. Faşizmin kirli ellerini halkımızın üzerinden çekmesi için “birlik, mücadele, zafer” şiarını her tarafa yaymalı, her alanda ve anda daha fazla şiddet olan görüntüde ve şekilden başka hiçbir demokratik yanı olmayan AKP-MHP iktidarına karşı mücadeleyi büyütmeliyiz.

 

Kalbin dili olan Kürtçe’yi, müziğin dili olan Türkçe’yi, acının dili olan Ermenice’yi özgürce, kardeşçe bir arada konuşacak bir yaşam yaratmak için birleşik mücadeleyi büyütmeliyiz.

 

ERMENİ SOYKIRIMI’NI UNUTMA!

SOYKIRIM, ERMENİ HALKININ VAR OLMA İRADESİNİ KIRAMAYACAKTIR!

TEK YOL DEVRİM!

İLERİ.. DAHA İLERİ ..

 

HBDH  YK

24 NİSAN 2023

 

 

 

1226

Comment form

Plain text

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
  • Satırlar ve paragraflar otomatik olarak bölünür.

Kaypakkaya haber

kaypakkaya haber

Son Haberler

Sayfalar

Kaypakkaya haber

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Sayfalar