Pazartesi Nisan 29, 2024

Ötekileştirilenlerin Rojavaya Gidenlerle Dedikodusu

"Bu demektir ki, köylünün ...... yok olmadığı ...... yerini tarım gündelikçilerine bırakmadığı yerlerde, şunlar olabilir: ...... Fransa'da olduğu gibi her işçi  /köylü/  devrimini engeller ve yıkar  ......  /proletarya/ onun  /köylünün/ durumunu doğrudan iyileştirecek ve bunun sonucunda, onu devrim saflarına kazanacak önlemler almalıdır."  Marks

De ... babo ... türkiye devrimci hareketi hiç bu kadar birbirine benzeşmemişti.

Bakıyorsunuzki genelde demokratlarda olan birbirlerinin siyasi iradesini ali cengiz oyunlarıyla alıp diğerlerini biyat eden olarak görme alışkınlıklarına orta yolcular baş vurmuş.

Bakıyorsunuzki genelde de orta yolcularda  olan karşısındakinin zekasını verdiği bilgi kadarıyla gören yaklaşımada  demokratım diyenler baş vuruyor.

Durumda ahvalda bu olunca sağlıklı bir şeyler üretebilmemizin imkanı da yok değil mi ?

Bize geriye kalanda bizler için karar vermeye soyunanların hakkımızda en hayırlı kararları da vermelerini dilemek değil mi ?

Ee ... halde bu olunca gelin bizde bizim için en sağlıklı kararlar üreteceklerini umduklarımızın kimler /hangi sınıf/ olduğuna bakalım.

Bu kadarını da yapabiliriz değil mi ?

Bildiğiniz gibi ülkemizde emperyalist kapitalizmin ortaya çıkardığı proletarya köylülere nazaran hala ilkel sömürgeciliğin ortaya çıkardığı proletarya köylüler çoğunluğu teşekkül etmektedir.

Hale bu geniş topraklarda çok sayıda mülkiyetçi, yarıcı ... köylüler; şehrini terketmediğini, yerel olmanın yoğunluğunu yitirmediğini de bilerek yaşayan proletaryalar vardır.

Lakin gelin görünki kaderin ne garip cilvesidirki hiç birimizde örgütleyen sınıfın bu geniş topluluklarda çıktığınıda söylüyemiyor.

Örgütleyen sınıfında devrimci olmadıklarını da idaa edemiyoruz.

Olaya böyle baktığımız zaman ve de örgütleyen sınıfı devrimci kılanında ne olduğunu sorduğumuz zaman .... 

Her şeyde önce ilk gördüğümüz emperyalist kapitalizmin ortaya çıkardığı üretim şeklinin her türlü üretim şeklini tehdit ettiğidir.

Onları ellerindeki köleleri serbest bırakmaya daha çağdaş daha gönüllü köleler olmaya zorladığını görüyoruz. 

Bununlada kalmadığını köleliğin bir çeşidi olan evlilik, aile .... ilişkilerini sürdürmeye çalışanları, onların ahlakiliğini,  tehdit ettiğini,  onları dönüşüme zorladığını da görüyoruz. 

Tüm bunları da gördüğümüzde ülkemizde azınlık olan emperyalist kapitalizmin ortaya çıkardığı proletarya köylülerinde neden örgütleyen, ilerici ... olduklarını da daha iyi anlıyoruz.

Tabi ki bu durumunda bir dizi sorunlarıda beraberinde getirmektedir.

En önlemli sorunlardan biride örgütleyenlerin örgütleme isteğinin her şeye yetip yetmeyeceğidir.

Marks yoğunlukta olan avrupa proletaryalarının müfettiklerine karşı teori ve pratik görevlerini yerlerine getirmelerinin her şeye yeteceğini söyler.

Ancak burda dikkat etmemiz gereken marksın yaklaşımının  yoğunluğunu elde etmiş proletaryanın örgütleyen olmasına yönelik olduğudur. 

Peki biz azınlıkta olan ve devrimci değildir diyemediğimiz proletarya köylü kesiminin örgütleyen olmak istencinin her şeye yetip yetmeyeceğini de nasıl anlayacağız. 

Tabi ki de bunuda değişip değişmediklerine bakarak anlayacağız.

İçerilerindeki proletarya köylülerin niteliğine,  dilinin yoğunluğu örgütlemeyi terk edip etmediğine,   halkın rıhatlıkla ulaştıkları bürolar dergiler için nereleri,  kimleri tercih ettiklerine en önemliside değişimi gerçekleştiremediklerinde .... değişimi gerçekleştiremediklerinde .... değişimi gerçekleştiremediklerinde .... yaşadıkları bürokrasizmin, ötekileştirmelerin, savrulmalarının ... değişememenin sorunları olarak görüp görmediklerine bakarak bunu anlayacağız.

İşte tüm bunları yaptığımızda bizim için karar vermeye soyunanların kimler olduğunu  bizler içinde en iyi kararları alıp alamayacaklarını daha iyi anlarız.

Ginede ben zekamızı verdikleri bilgiler kadar görenlere karşı bildiklerimizin onların tahmin edemeyeceklerinden daha çok olduğunu haykırmamız gerektiğine inanıyorum.

Sözün kısa rojavaya giden kardeşler sizin kız yine kendi sınıfına kaçtı.

46338

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Ergün Aslan

Gitmediğin yere başkasını gönderme!

Sınıf savaşımında militanlık ve devrimci önderliğe ilişkin temel bilgilerin elde edilmesi güne ve ana uyarlanarak güncellenip, uygulanması örgüt bilimi açısından tayin edici düzeyde önemlidir. Temel bilgiler ne kadar önemliyse bugün yaşanan ve devam eden sorunlara, sürecin ve anın ihtiyacına yanıt olacak şekilde yenilenip güncellenerek uygulanması bir o kadar önemlidir.

Her an...

Sınıf savaşımında yola çıkanlar yaşamla ölüm arasındaki ince çizgi üzerinde yürür. Yaşamla ölümü her an iç içe, beraber yaşamaya, karşılamaya hazır yürür. Hangisinin ne zaman ağır basacağını “bilemeden” yürür. Ancak bir gün mutlaka ölümle karşılaşıp tanışacağını çok iyi bilir. Devrimcilerin sonsuzluğa uzanan yolculuğunda ölümle karşılaşması sınıf savaşımının nesnel koşullarına, düşmanla yaşayacağı çatışma durumuna, mevzilenme ve konumlanmasına bağlıdır. Ancak ölümle karşılaşma anı her şeyden önce ideolojik donanıma, örgütlenme gücüne ve yürüyüşüne bağlıdır.

Çelişkilerden faydalanabilmek doğru konumlanmayı gerektirir!

İçinden geçtiğimiz süreci doğru anlayabilmek için pek çok gelişmeyi bir arada değerlendirmemiz gerekmektedir. Ortadoğu'daki değişimler, Kürt ulusal hareketinin gelişim seyri, egemen kliklerin arasındaki çelişkiler, ezilenlerin durumu, devrimci hareketler... Bunlar ilk akla gelen başlıklardır. Sonuç olarak süreç, birçok çelişkiyi barındırdığı oranda ezilenler için fırsatlar da yaratmaktadır. Fakat bu fırsatlardan yararlanabilmek süreci doğru analiz edebilmeyi ve doğru bir ideolojik-politik ve örgütsel konumlanışı gerektirir.

Sürüngen gökte kartal olmaz! (2)

30 yıllık Ermeni mücadele tarihinde Kafkaslar'da, Batı-Doğu Ermenistan'da ve Ortadoğu'da Ermeni toplumu içerisinde en güçlü, çoğunluğu elinde bulunduran, temsil eden EDF (Ermeni Devrimci Federasyonu) Taşnak Partisi, aynı zamanda kendi içerisinde siyasal çatışmaların yaşandığı uzun bir dönemeçtir. Bu dönemecin önemli figürlerinden birir olan Antranik Paşa yeni bir yüzyılın başında Osmanlı'ya karşı mücadele içerisinde bir HINÇAK Parti taraftarlığından, Taşnak Partisi'nin bir savaşçısı, aynı zamanda Halkın Fedaisi konumuna getiren onun partiler üstü konumu olmuştur.

Kılıçdaroğlu’nun “adalet” yürüyüşü, gerçekler ve tarihsel olarak sivil itaatsizlik-1

Enis Berberoğlu’nun MİT tırlarının bilgilerini basına sızdırmasından dolayı yargılandığı mahkemece 25 yıl hapis cezasına çarpılması ve tutuklanmasının ardından CHP, yargılamanın “adaletsiz olduğu ve Enis Berberoğlu’nun serbest bırakılması” için Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Adalet” için yürümesine karar verdi.

Keş(iş)inde Söz Söyleme Hakkı Var

Kimine göre sosyalizm bilimseldir, kimine göre de değil.

Bana göre de sosyalizm bilimsel değildir.

Şayet sosyalizm bilimsel olsaydı herkesin ama herkesin sosyalizm için söz söyleme hakkı olurdu değil mi ?

Bilimsellik için söz söyleyenlere bir bakın. İçerisinde kimler var kimler.

Papazlardan tutun anarşistlere kadar herkes var.

Türlerdeki evrimleşmenin nasıl gerçekleştiğini açıklayan Mendel bir papaz idi.

Acı Esintiler

İzmir 1 Nolu Sıkıyönetim Komutanlığı'nda süren davamız nihayet bir karara bağlandı. Hakkımda istenilen 5 yıllık ceza da onaylanmış oldu. Ama avukatlarımız temyize başvurdular. “Sonuçlanması birkaç yıl sürer…” dediler.

O süre içinde yurtdışına kaçma planları yapmaya başladık. İlk grubun içinde ben de vardım. Ama ekildim. İbo ekti beni. Dede, “İbo istemedi seni” dedi. Yıllar sonra İbo’yla buluştuğumda sordum: “Dede istemedi seni” dedi. İkisine de inanmadım.

Özgür Gelecek-Partizan;ÇAĞRI ve UYARIMIZDIR

Devrimci, demokratik kamuoyuna ve okurlarımıza çağrımızdır!

Devrimciliği çoktan askıya almış kesim karşısında alanlarımızı sonuna kadar koruyacağız!

Uzun bir süre kolektif içinde yaşandıktan sonra artık devrimci kamuoyunun gözleri önünde yaşanan “iç” sorunlarımızda, çeteci mantıkla sorunları kangrenleştiren ve devrimcilere yönelik şiddet uygulamaktan geri durmayan kesimin saldırıları sürüyor.

Canım biraz HASAN AKSU'yla uğraşmak istiyor!

Hasan Aksu, onun tabiriyle gelenekten biri. Epey bir geçmişi var. Fakat son 35 senedir gelenekten uzakta yaşıyordu. Yurt dışına geldiğinde ( ya da onun söylemiyle yd atandığında) bir süre doruklarda dolandı.

Unutma! 7 Temmuz’da Alişer ile Zarife katledildi! GÜLFER AKKAYA

''7 Temmuz 1937 yılında yıllardır Dersim dağlarında yaşayan Zarife Xanim ve Alişer Bey devletin ajanı olan Kürt kişilerce katledilir. Başları kesilir. Devletluların huzuruna götürülür. Bedenlere ne olduğu hala devlet sırrıdır.

Bu nedenle bedenlere ne olduğu bilinmemekte, mevcut iddialar rivayetten öteye geçememektedir.

Koçgirili Zarife Xanim ve Alişer Bey’i Dersim dağlarına dek götüren nedenler ve süreç neydi?

TKP/ML TİKKO Dersim Bölge Komutanlığı

TKP/ML TİKKO’ya bağlı Dersim Bölge Komutanlığı yaptığı açıklama ile 24-28 Kasım 2016 tarihlerinde Dersim-Aliboğazı’nda şehit düşen halk savaşçılarına ilişkin bilgiler paylaştı. Yerel kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre yapılan açıklamada “Yaşamlarını halka, devrime ve partiye adayan 12 yoldaşımızın yerleri dolacak, umutları ve görevleri yarım kalmayacaktır.  Onların çabalarıyla gelişen mücadele bugün biz ardıllarının omuzlarındadır” denildi. Haber değeri taşıyan açıklama şu şekilde:

HALKIMIZA;

Sayfalar