Pazar Nisan 28, 2024

Sahi Ergenekon gitmiş miydi? Yeşil Ergenekon geldi - Dursun Ali Küçük

*Derin devlet ve Yeşil Ergenekon işbaşında!

AKP hep Ergenekon’un tasfiye edildiğini söyledi. Ama bu koskocaman bir yalandı. Kemalist Ergenekon gitti, yerine Yeşil Ergenekon geldi.Sadece değişen kişilerin yer değiştirmesidir. Anlayış-zihniyet ve politika olduğu gibi duruyor.

Biri kızıl Elma’yı öne çıkarırken diğeri Neo-Osmanlıcılığı öne çıkarıyor.RTE cumhurbaşkanı oldu, artık başbakanın söyleyecekleri şeyleri o söylüyor. Davutoğlu emanetçi gibi. Yeşil diktatörlük kuruldu.

*AKP nin bir özelliği çoğu kesimleri ve Kürtleri kandırması ve yalanlarla oyalamasıdır.

-AB hikayeleri güme gitti. Demokrasi ve insan hakları güme gitti. Askeri vesayet yerine Yeşil diktatörlük ve asker oraya bağlandı.Liberalleri, demokratları, Kürtleri aldattılar.“Çözüm süreci” yalanlarını hala sürdürüyorlar.Sözünü ettiklerim vb kesimlerin desteğini aldılar, yerini sağlamlaştırdılar, hepsini karşısına aldılar.Deyim yerindeyse bunlar kadar takkiyeci yoktur

*Tek devlet, tek din, tek ulus, tek kültür politikalarına devam ediyorlar. Kemalizmin de yeşili oldular.

Kürdistan üzerindeki politikaları Kemalistlerle aynı. Azıcık rötuş yaptıkları; Şahlık ve İran islam cumhuriyeti, yine Irak krallığı ve Saddam döneminde olan Kürde radyo, tv, seçmeli ders vb. getirdiler. Saddam bunları yaparken diktatördü. Hatta “özerklik” bile konuşuyordu. İran İslam cumhuriyetinde yeşil ergenekon un yaptıklarının çoğu var. Hatta üniversitede Kürdçe bölüm var. Kimisi bunlardan hareketle AKP’yi övdü. Oysa bunlar hak falan değildir. “Çözüm süreci” nin gerekçeleri bunlara dayanıyordu.

Kürdistan’da ateşkes ve sözde barışa rağmen Yeşil Ergenekon silahlanmayı ve Kürdistan’daki özel savaş halini güçlendirmenin yolunu seçti. Paris’te Sakine Cansız gilleri MİT vurdu, Devlet ve “bizimkiler” hep beraber “barış sürecine karşı yapılmıştır" nakaratını yinelediler.

KCK konseyinin yerine güya “barış” adına gönderilenlerden hemen sonra TC uçağı nokta vuruşu yaptı. Katliam ve ulusal, kültürel soykırım sürüyor. Tıpkı 1. dünya savaşı ve TC kuruluşundaki gibi “din kardeşiyiz”, “kardeşiz” edebiyatı kullanılıyor.

****

KURDİSTANİ KAZANIMLARI YIKMAK İSTİYORLAR

*Kürdistan federasyonunu yıkmak için besleyip büyüttükleri İŞİD ve Arap milliyetçilerini vb. Kürdistan’ın üzerine sürdüler. TC’nin buradaki rolü belirleyicidir. Bu yolla Musul ve Kerkük’ü denetim altına alacaklardı. Yani Misak-i millicilik oynadılar. Batı Kürdistan’da  El Nusra ve İŞİD’i Kürtler üzerine saldılar ve kendileri de her tür silah vb. desteği yaptılar. Kapıları onlara açtılar.

Şimdi Kobanê kuşatmaya alınmış ve direniyor. Umarım başarır.Hemen peşine tezkereyi çıkardılar. Bu tezkere eskiden Kürdistan federasyonuna karşı vardı, Ergenekoncular kararlaştırmıştı. Şimdi yeşil Ergenekon da hem Kurdistan Federasyonu hem de Batı Kürdistan için tezkere çıkardı. Batı Kürdistan kazanımlarını yok etmek istiyor.

Hem Kürdistan federasyonuna hem de Batı Kürdistan’a karşı çıkarılan bir tezkeredir. Üstelik gençleri vb. askere çağırmaya başladılar. Ergenekon ve Yeşil Ergenekon’un Kürdistan politikası aynıdır. Üslup ve ayrıntılarda biraz değişiklikler var. Hepsi o kadar.

****

Sınır güvenliğini koruyacaklarmış veya sağlayacaklarmış… yalana bak yalana.

El Nusra ve İŞİD vb. sınırdan gelip gidiyorlardı, TC de belli yerlerde eğitiliyorlar, kampları var.  lojistik destek ve silah aktarımlarını Türkmenleri bahane ederek gönderiyordunuz. Kabonê kuşatmasını sağlamak için İŞİD e her tür destek yapıyorsunuz. Sınır güvenliğini bir Kürtlere karşı “güvenlik” altına almak istiyorsunuz.Tampon bölge” kurmak için yollara düştünüz, istenilen desteği bulmadınız. RTE, sıkışınsa “İŞİD ile PYD yi birlikte vuralım” demeye başladı. Onun derdi Kürdistan ve Kürtler.

Selahattin Demirtaş iki gün önce Türkiye başbakanı Davutoğlu ile görüşmüş. Olumlu bulduğunu söylemiş. “başbakan işgal yapmayacağız” demiş…Demirtaş, sen demiri taş ile dövüyorsun, oysa taşı demir ile dövmeye baksan iyi olur.Ma zaten TC diyecek ki;  “biz Kürt kardeşlerimizi kurtarmaya gittik, işgale gitmedik”. Hani Ecevit’in “Kıbrıs’a barış getiriyoruz” demesi gibi. İşgalin adının da “Kıbrıs barış harekatı” olduğunu unuttun mu?

Ha bir “Çözüm yüksek kurulu” oluşturacaklarmış.“Söz verdiler” hikâyedir. Atalarımızın bir sözü var: “Türklerin en güvenilmeyecek şeyi sözleridir”.Gültan Kışanak’ta sınırda bir TC komutanına demiş “devletin söz verdi”. Neyse komutanda “bura devletimin toprağı" dediği için Genelkurmay çağırıp ödüllendirdi.

Devlet ne sözü vermiş. Hâlâ söz vermelere göre gidiyorsanız siz siyasetten bir şey anlamıyorsunuz demektir. Çözüm sürecide sadece “söz vermeler” den ibaret değil midir? Son tezkere asıl Batı Kürdistan’ı işgale yöneliktir. Buna güçleri yetmeyecektir. Karşılarında Koalisyon güçleri vardır. Koalisyon güçleri buna onay vermez. Tek başına yapmaları zordur.Ama TC Kobanê direnişini bastırmak ve kuşatma ile düşürmek için Kürdistan üzerinde oyunlar oynuyor.Ortadoğu’nun tek hâkimi olmak isteyen TC’ye Koalisyon güçleri devreye girerek “burayı size yedirmeyiz” dediler.

Hala anlamadınız mı?

Neçirvan Barzani’de “İŞİD’in arkasında Türkiye’nin olduğunu sanmıyoruz” demiş. Nasıl Başbakansın, dün senin evine gireceklerdi. Politika böyle mi yapılır? TC’nin İŞİD ve Araplar eliyle Kürdistan federasyonunu yıkma çabalarını unutursanız namertsiniz. Birde ikide bir TC’den askeri vb. yardım istiyorsunuz. Bu, seni vurana sığınma değil mi? Halk da sanacak ki galiba TC’de “iyi birşey var”.

Ey siyasiler, direnişlerin kazançlarını masalarda ve ucuz sözlerle, açıklamalarla heba etmeyiniz. Halkımız, insanlarımız direnirken ve kazanım elde ederken buna göre siyaset yapınız. Kürdistan ve Kürtler için en tehlikeli iki sömürgeci devlet var: TC ve İran. Bu ikisi de Kürtlerle ve Kürdistan’la ilgili önemli şeyler ortaya çıktımı hemen feryat ediyorlar. Engellemek için bin bir hile yapıyorlar.

Hala bunları tanıyamadınız mı?

Beyninizi dağıttıktan sonra zaten hiç tanımazsınız. Bu kadar katliam hala gözlerinizi açmıyor mu? Kobanê için doğru siyaset yap, bırakın halkın direnişi arkasına sığınıp bir kaç güzel laf söylemeyi. Onu halk yapıyor ve söylüyor.

****

*Rabia düşürüldü. Zummar hepsi alınacak ve Şengal üzerine yürünecek. Buralar büyük ihtimalle ele geçirilecek. Kürd askeri güçleri; pêşmerge ve YPG arasında bu tür anlaşmaların yapıldığı belirtiliyor. Yeni cepheler açılıyor, bu olumludur. Kerkük çevresinde yeni Kürd toprakları geri alındı. Koalisyon güçleri Kobanê’nin doğusu ve güneyini vurdular.

KCK ve KDP birbirinizle atışacağınıza, ikinizde biz ulaşamayız diyeceğinize, Cizre-Kamuşlo üzerinden Tıl Ebeyt’a yönelik bir cephe açabilirdiniz. Ne Efrîn ve ne de Cizre kantonu yardıma gidebiliyor. Beceriksizliklerinizi  “yardım etmiyor, Kobanê’nin yenilmesini istiyorlar, Kobanê’ye gitmek istiyoruz yol yok vb” ucuz laflar üzerinde kurmayınız.

Kardeşim, niye hala dar siyaset yürütüyorsunuz. Birbirinizden ne istiyorsunuz? Bölge devletleri size karşı birleşiyor, siz hala ne yapıyorsunuz? TC ile ilişkiler sürdürülebilir tek şartla; Kürtlerin ve başka parçanın aleyhine olmayacak. Ne birbirinizi Tc işbirlikçiliği ile suçluyorsunuz? KCK, KDP nin Türkiye ile ilişkilerine “işbirlikçilik” diyor. İlişkilerde olumsuz boyutlar vardır. Oraya çok bağlanmak Kürdistan federasyonun yararına değildir.

KCK de “çözüm süreci ile türkiyelileşme, “ortak vatan”, “demokratik cumhuriyet” vb. gibi Türkiye sevdasına katılmadı mı? Ya bunun adı nedir? Değişik biçimlerde ikinizin de – KDP’nin ki kesinlikle sizin kadar değil, bir de orası TC nin sömürgesi değil, KCK ise kuzeyde mücadele ettiğini söylüyor, bu ikisini birbirine karıştırmayacağız – TC ilişkisi var. TC hükümetine karşılıksız bir sürü taviz verdiniz. Sahi çözüm sürecinde son iki yılda ne kazandınız? Bakıyorum, bir şey bulamıyorum. Üstelik en kötüsü insanlarımızın ruhunu ve düşüncesini Türkiye yi sevdirmeyi ve oraya yönlendirmeyi yapıyorsunuz.

Tencere dibin kara demiş, diğer tencere de seninki benden kara demiş.

Birlik yönünde adımlar atınız. Askeri güçlerin sağladığı pratik birliği siyasette becermeye çalışınız. Ucuz karalamaları ve siyaseti yutmayız. Kürdistani ortak noktalarda birleşiniz.

Ha birde bu “çözüm süreci”ne baştan beri inanmamıştım. Hepsi birer oyalamadan ibarettir. Halka ne diyeceksiniz? Pratikte ve insanlarımızın emeği, çabası ve direnişiyle kazanılanları tarafı olmayan masalarda harcamayalım.

Direnenlere yazık değil mi? Katliama, sürgüne uğrayan ve her keresinde fırsat bulduğunda başkaldıran bu halka karşı siyasetçiler sorumluluklarını bilmelidir. Ucuz konuşanlara gülüyorum. Halkı aptal yerine koymak isterken bence TC’de “nasıl oynatıyoruz” diye size gülüyordur. Hal değil, dilim varmıyor, sizi siyasi “aptallar” yerine koyuyorlar. Kürdistan federasyonuna da aynı numarayı çekmek istiyorlar.

Kobanê direnişine saygılı olalım. Görüşümüz ne olursa olsun. Hepimize Kürdistan’da yer vardır. Pratikte sağlanan ve üzerimizde sürdürülen bölge devletlerinin savaşını hep birlikte karşılayalım.

Bu gün itibariyle hala siyasetçilerimizden birlik yönünde umutlu değilim.

Neden mi?

Konuşmaları ve siyasetleri hala buna göre değildir.

Kürdistani asgari koşullarda birlik oluşturmak en iyisidir.

Hele önce asgarisini becerelim. Sırayla basamakları çıkarız.

Yeşil Ergenekon’a dur demeliyiz.

 Bu önümüzdeki seçimleri de alırlarsa her şeyinize kadar müdahale edeceklerdir.

Dursun Ali Küçük-2.10.2014


81545

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar