Pazartesi Nisan 29, 2024

Şimdi yürüme zamanıdır!

Şimdi savaşma zamanı, savaşı büyütüp her tarafa yayma zamanıdır. Özgürlük ateşini yakınlaştırma ve devrimcileşme zamanıdır. Şimdi büyük bir ısrar ve kararlılıkla zorlukların üstüne doğru yürüme, engelleri cesaretle aşma zamanıdır. Partimizin ideolojik-stratejik hattı, işçi sınıfının, halkımızın, bölge halklarının değişim ve devrim ihtiyacına yanıt olma zamanıdır. Dayanılması zor, yokluk ve yoksulluklarla dolu ezilenlerin çığlıklarına kulak verme zamanıdır. Ertelenmesi asla mümkün olmayan zorunlulukların ve kaçınılmazlıkların gerçekleştirilmesi zamanıdır. Adına devrim denilen emekle yoğrulu zorlu yürüyüşlerin büyütülmesi zamanıdır.

Komünist önder Mehmet Demirdağ yoldaşın, Karadeniz ve 2 Şubat-Dersim şehitlerinin savaşa katılım çağrılarının yerine getirilmesi gereken devrimci görevler olarak kavrama zamanıdır. Demokratik halk devrimini büyütme, ateş yürüyüşlerini güçlendirme yoksul çocukların çığlıklarına yanıt verme zamanıdır.

Vakit kaybını yaşamadan, zaman aşındıracak oyalanmalara girmeden, savaşı büyütme ve yayma zamanıdır. Emekçi halkımızın-şehitlerimizin çağrılarına ciddiyetle yaklaşıp yüksek bir sorumlulukla yanıt olma zamanıdır. Harekete geçmenin tam vaktidir. Unutmayalım ki; her büyük yürüyüş onlarca küçük adımın büyütülmesi ve çoğaltılmasıyla oluşur. Vartinik kıvılcımını ateşe dönüştürme sürecine giren savaşçılar şimdi ateşi büyütüp yangına çevirmenin sınırlarını zorlamaktadır. Hiçbir şey olağan koşulları ve sınırları zorlamadan elde edilemez. Her kazanım ve değer büyük bir çaba ve yüksek emeklerle yaratılır. Süreç, her militana ateş yürüyüşünü büyütme devrimci görevini yerine getirmeyi emrediyor.

Süreç, sarsılmadan, ikilem yaşamadan, netleşme ve berraklaşma sürecidir. Yeter ki yürümenin vazgeçilmez kaçınılmazlığını ve zorunluluğunu kavrayalım. Yeter ki ayaklarımızı savaş alanlarının toprağına değdirelim. Gücümüzü topraktan almak gerektiğini unutmayalım. Yürüyenin önünde hiçbir güç duramaz. Aslolan yürümektir. Eksik ve yetersizlikler yürüyüş içinde giderilerek aşılır. Tecrübesizlik ve acemilikler pratik içinde alt edilir. Hiçbir mücadele, hiçbir sınıf hareketi düzensizlikten-düzene,  zayıflıktan-güçlüye, örgütsüzlükten-örgütlülüğe doğru bir gelişim çizgisi izlemeden büyümemiştir. Hiçbir köle ve yoksulların özgürlük mücadelesi olmamıştır ki yenilgi yaşamamış olsun. Yenilgi ve başarısızlık olmadan zafer elde edilemez. Diyalektiğin-savaşın-partinin gelişim yasaları dümdüz bir çizgi izlemez. Alttan-üste, dağınıklıktan düzene, acemilikten ustalığa, savaşçılıktan komutanlığa, küçükten-büyüğe, başarısızlıklardan başarıya doğru bir seyir izler.

Hiçbir devrimci görev savaşı geliştirip-büyütmenin önüne geçemez ve geçmesine müsaade edilmemelidir.

Sınıf savaşımı oyalanmaya-kendini kandırmaya, kendinle hoşnut ve durumdan memnun olma haliyle yaşamaya tahammül edemeyecek kadar acımasızdır. Ya gelişim ve ilerleme yasalarına uyulacak ve bu yasalara göre hareket edilecek ya da kendini bıkmaz ve usanmaz şekilde sınırları çizili alanda başarısızlık içinde tekrar edecektir. Gelişim sağlandığında kitlelerin güven duydukları, ardından kaygısız ve hesapsız gittikleri devrimci bir örgüt yaratılır. İşçilerin-emekçilerin-ezilenlerin memnun ve hoşnut olduğu güven duyup önderi olarak kabul edeceği profesyonel devrimci örgütün yaratılmasının merkezinde ve orta yerinde savaş alanlarının ağır ve onurlu görevleri olmalıdır.

Her faaliyet alanın her sınıf bilinçli militanın düşün ve pratik dünyasında ve önünde savaşın gelişimi ve ilerleme çizgisi ve görevleri olmalıdır. Ne kadar ve nasıl yapabilirim? Hangi görevleri, hangi düzeyde, nasıl yerine getirirsek başarı çizgisini büyütebiliriz? Bu sorular ve yanıtları önemlidir.

Gerilla savaşına ışık tutan, yol gösteren kurtuluş stratejisidir. Yönünü bulmasına hizmet eden analitik düşünme ve materyalist bilgi teorisidir. Ona anlama-kavrama-değerlendirip-karar verdirme-mevzilendirip-saldırı gücü veren diyalektik materyalizmin karanlıkları parçalayan umut ve ışık saçan dünya görüşüdür. Onun mikroskop ve teleskopu diyalektik materyalizmdir. Ona güven, zafere olan inancını ve yenilmez gücünü veren proletarya partisi ve halktır. “Diyalektik materyalizm-parti ve halk” onun vazgeçilmez üç değişmez tutkusudur. Bunlar olmadan bilinç ve örgütlenme olmaz. Bunlar olmadan düşmanı alt etme imha edip yok etme olmaz. Somutu tahlil edip, güncele-ana-var olup yaşananlara müdahale etme olmaz. Bilimden-felsefeden-somutluktan ve halktan kopuk yoldaşlık bilincinden uzak bir gerilla savaşından bahsedilmediğini anlamak, bilince çıkarmak ve uygulamak zorunluluğuyla karşı karşıyayız.

Gerilla savaşı toprağı-halkı-düşmanı-yoldaşları anlama sanatıdır. Sınırları sonuna kadar zorlama, çatışma ve mücadeleyi önce kendi içinde ki geriliklere karşı yöneltme mücadelesidir. Kendi içinde düşmana ait olanlarla sürekli düzenli ve bilinçli bir şekilde savaşmadır. Bunu başaranların savaşımıdır. Kendi içindeki her türden anlama-kavrama-değerlendirme-karar verip-mevzilendirme ve saldırıya ait geriliklere ve yetmezliklere karşı köklü ve keskin mücadeledir.

Gerilla savaşını sadece “silah ve dağa çıkma” olarak algılamak eksik kalacaktır. Bilim ve felsefenin, öncü ve halkın merkezinde olduğu “silah ve dağ”ın olmazsa olmaz olduğu bir savaştır. Yoldaşlığın saygı ve sevginin bitmez tükenmez emeğin, yorulmak bilmez bir devrimci çabanın adıdır gerilla savaşı. Her adımı devrimci bir öze sahip olan ince bir duyarlılık dolu sanattır.  

Cesaret ve soğukkanlılığın yön verdiği kılıç gibi keskin, eğitilmiş son derece disiplinli coşkulu moralli savaşçıların verdiği savaştır. Yeterlilik ve uzlaşmacılığa yer bırakmayacak kadar sınırları zorlayarak gelişkin olan çok yönlü savaşın adıdır. Nihai amaca kadar durmadan yürüyen düşünsel ve pratiksel bir akıştır. Cesaret ve aklın birleştiği, ortak yürüdüğü bir saldırı ve imha etme savaşıdır. Bunun için elinden geleni sonuna kadar yapmaktır. (Bir Partizan)

42806

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar