Cumartesi Mayıs 18, 2024

Sınıf ve HDP

Hayat yaşadıklarımızı anlamlılaştırınca güzelleşir.

Kürtlerin, lazların, çerkezlerin.... yoksulların... ezilenlerin .... herkesin  partisiyiz.

Son zamanlarda hiç dikkat ettiniz mi sınıfın söylemleri de Hdp' nin söylemleri.

Şimdi diyeceksiniz ki bu ne hdp' nin ne sınıfın  ne de başka birinin söylemi.

Olması gerekenin söylemi.

Elbetteki bu doğru.

Örgütlenme veyahutta partileşme tartışmasını sürdüren / bitirmiş herkesin kullanması gereken söylemler bunlar.

Sorun bu söylemlerin kullanılması değil.

Sorun bu söylemleri kullanırken öncülünde ve ardılın da  gereken adımların atılmaması.

Proletarya köylü açısından da vazgeçerek ufak bir bir misalle: 

Şimdi kaç repçi, rapçı, sanatçı, yazar veyahutta sosyal yaşamdaki herhangi biri hdp' liyim diyebildiği gibi yapılıyım da diyebiliyor.

Böyle bakınca da sınıf partisi  içerisindeki kaç kişininde bu repçilere, rapçılara... dinleyenlere...tahammül edebilir diye insanın da aklına gelmiyor değil hani.

Gidip görsek mi ne ?

Yapılıyım diyenlerin olduğu yere mi ?

Ben size söyleyem: 

Tam bir kasvet.

Sokaktaki yaşamın tam zıttı

Sanki Nikolay çerneviskin  ne yapmalısın da , maksim görkinin anasında... kötülere karşı savaşan çizgi romanların zagorların, kızılmaskelerin... sayfalarında dışarı çıkıp, fırlamış...  komünal yaşamın ta.. kendisi, kahramanları gibiler.

Olağan mı ?

Olağan.

Her sosyal yaşantının kendisine göre örgütlenmesinin, kahramanlarının olmasının olağan olması gibi.

Köylüseniz narodikliğinizin, kahramanlarınızın olmasının olağan olması gibi

Kapitalizmin içerisinde komünal bir yaşama iştirak edebilmişseniz / öğrenciyseniz,  gettolaşabilmişseniz.... / bolşevikliğinizin, kahramanlarınızın olmasının olağan olması gibi.

Ama yok biz kitle....  helede ki kapitalizme,  feodalizme karşı stalinin demokratik halk devrimlerine  eleştirisini de dikkate alarak maoist örgütlenmeye inanıyoruz diyorsanız.....

İşte orada ne narodiksinizdir ne de bolşevik.

Tabii ki bu da seni, beni, herkesi... ortaya çıkaran koşulların retti de değildir. 

Zaten hiç kimsede bir ferdi...  hareketi....  ortaya çıkaran koşulları tartışmıyor.

Tartıştığımız ortaya çıktıktan sonra kendini ortaya çıkaran ve de varlığını sürdürmesini sağlayan ana rahmini terk etmek istenmeyiş.

İşte tartıştığımız bu.

Tartıştığımız bizlerin ortaya çıkmasını sağlayan narodikliğimizi...  bolşevikliğimizi.. aşmayı sağlayabilecek bir diyalektiğe sahip olup, olmadığımız.

Böyle baktığımızda da kim böyle bir diyalektiğe sahip olduğumuzu söyleyebilir.

Hemi de kimse narodikliği....   Bolşevikliği.... üstüne almazken.

Peki çare ne ?

Kürtlerin, lazların,  çerkezlerin... yoksulların... ezilen tüm kesimlerin...  partisiyiz mi demek ?

Gerçekten çare bu mu ?

Elbetteki bu.

Ama kişi / yapı kendisini bilirse bu.

Kendisini ortaya çıkaran koşullardan da nasıl kurtaracağına dahil bir diyalektiğe sahip olursa bu.

Lakin böyle bir diyalektiğe sahip değiliz

Lakin ki böyle bir diyalektiğe sahip olabilme sorunu da meşrulaşma sorunu.

Ana rahmini terk etmek istemeyişin yol açtığı sağa sapma sorunu.

Lenin parti de ortaya çıkan  bürokrasizmi, diktayı.. kendisini dönüşüme entegre edememiş bir yapıya bağladığı kadar partide ortaya çıkan sağa sapmaları da bürokrasizmin, diktanın .. kendini ortaya çıkaran koşulların devamını sağlama / ana rahmini terk etmek istememe / girişimleri olarak görür.

Ana rahminde çıkmak istemeyen davranışların bu yaşamlarını sürdürebilmek için herkesin gözünde de meşrulaşmak istemeyişiyle de bunu sağladığına tanık oluruz.

Herkesin kimliğini koruyarak Hdp 'liyim dediği gibi yapılıyım diyememesiyle.

Kimine göre tam aksine bu güçle alakalı

Kırk yıldan fazla varlığını her koşulda sürdürebilmiş bir yapıda bahis ediyoruz.

Kitleselleşmememizin nedenlerinde bahis etmem gibi.

Yeri gelmişken sanılmasın ki yapının kendisini ortaya çıkaran koşulların meşrulaşması ve her türlü haklarının da mücadelesini vermediğini söylediğim.

Yok öyle bir şey.

Tam aksine, tamda bunu söylüyorum. Peşine düşmek zorunda kalmadığımız şeyleri söyleyerek.

İnkar etmeden, verilen mücadelelerin  her türlü hakkını iade ederek.

 

48928

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

TKP-ML Merkez Komite: Pratiğimizde Bilinç, Bilincimizde Rehberdir İbrahim Kaypakkaya!

Coğrafyamız komünist önderi ve Demokratik Halk Devrimi’nin sönmez meşalesi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın Amed Hapishanesi’nde katledilmesinin 51. yılındayız. Önder yoldaşımızın 18 Mayıs 1973’te katledilmesinden sonraki yarım asırlık zaman diliminde Türkiye ve Türkiye Kürdistanı toplumsal mücadeleleri tarihinin gelişim seyri, İbrahim Kaypakkaya’nın görüşlerini sadece doğrulamakla kalmamış aynı zamanda güncel kılmıştır.

Selahattin Demirtaş'a ve bütün tutsaklara...

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" "LI DILÊ KU DIL HÊVÎ DIKE"

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

TKP-ML MK Siyasi Büro Üyesiyle Röportaj: “Partimiz 53. Mücadele Yılında Faşizme Karşı Savaşını Kararlılıkla Sürdürecektir”

” Kitlelerin hakim sınıfların siyasetinden bağımsız, kendi siyasetini örgütlenmesi ve dahası bir güç olarak ortaya çıkmasını önemsiyoruz. Bu anlamıyla başta İstanbul 1 Mayıs Taksim alanı olmak üzere, işçi sınıfının, emekçilerin, kadınların ve halk gençliğinin 1 Mayıs’ta Alanlara çağrısını değerli ve anlamlı buluyoruz.”

– Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

– İsmim Özgür Aren. TKP-ML MK, Siyasi Büro üyesiyim.

Tayyip'i, tayyip'e olan güvende yendi

Ah... kuzucuğum ah...

Ne oldu bize böyle.

Ne oldu.

Her şey tıkırında giderken...

Neler yaşadık böyle.

Bu seferde kediler chp'nin lehine mi trafoya girdi ne

Veyahut da.... veyahut da...

"Sizin siyasetçiler bizim sermayeden bir kaç kişiyi yemeye niyetlenirde  bizde hemide hala iktidardayken sizlerden daha fazlasını ham... ham... etmeyiz mi ha..." demenin yarattığı korku uzlaşısı dolu komplo teorileriyle mi  bundan sonraki seçimleri açıklayacağız.

Yoksa... yoksa...

Daha dün bir; bu gün iki

1 Mayıs'ı Taksim'e Mahkum Etmek!

1 Mayıs; sıradan bir gün değil, sınıfın ortaya çıkışından bu yana, ulusal ve evrensel düzeyde, burjuvaziye karşı verdiği mücadele deneyiminin toplam deneyim ve birikimlerini içeren ve onu yaşatmak için ortaya koyduğu kavganın adıdır. Bu nedenle de 1 Mayıs Uluslararası işçi sınıfının mücadele ve dayanışma günüdür.

"Legal parti sorunu" Üzerine

Legal parti sorunu, aslında hem Uluslararası Komünist Hareket ve hem de Türkiye ve K. Kürdistan Devrimci Hareketi açısından hiçte yeni ya da ‘bakir’ bir sorun sayılmazken; ama nedense devrimci hareketin ‘radikal sol’ olarak addedilebilecek kimi kesim ve yazarlarınca, böyleymiş gibi sunulmaya çalışılmakta.

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Sayfalar