Çarşamba Mayıs 15, 2024

Süleyman Demirel bugün topraga verildi!

Demirel’in ölümünden bu yazıyı yazdığım şu anki durumuma kadar bir türlü rahat uyuyamadım, aklım kırk yıl önce yaşadıklarımıza git gel yapıyor. Yaşadığımız insanlık dışı işkenceler rüyama giriyor. Bizlere zulmü reva gören egemenlerin, sermayenin en kaşarlanmış ve derin devletin başı Demirel’den Medya övgüyle söz ediyor.

Devrimci basının dışında durum böyle işte! Bu beni fazlasıyla rahatsız etti. Daha düne kadar haksızlıklara karşı olduğunu söyleyenler Demirel’in yaptıklarını gizliyor veya görmezden gelerek, yaptıklarına çanak tutuyorlar. Batsın sizin demokratlığınız, ilericiliğiniz, aydınlığınız, hepiniz aynı ahırdan besleniyorsunuz, parlamentarizmin kölesi olmuşsunuz. Burada sizlerin aydınlığı, demokratlığı, ilericiliği bitmiştir. Çünkü parlamenter faşizmi bugün yaşayıp da dünü görmezden gelmek alçakça bir şeydir. Dün ile bugün arasında hiçbir fark yoktur. İkiyüzlülük bu olsa gerek.


Faşist diktatörlüğün yargıda, yasamada ve yürütmede derinden başı olan Süleyman Demirel buğun devletin resmi töreniyle toprağa verildi. Erdoğan tarafından,' yaşayan canlı tarih 'olarak Demirel’i açıkladı. Evet, faşizmi, onun katliamlarını, idamlarını, yargısız infazlarını, gözaltında ve işkencelerde kaybetmelere, yüzlerce, binlerce devrimcinin işkence çarklarında geçirilerek sakat kalmalarına Demirel gerçekten de, ' yaşayan tanıktı'.

Yalnızca canlı tanık değil uygulayan, uygulatandır o. Kontur gerillanın kurulmasında halka zulmün etmesinde elli küsur yıl Irkçı faşist yasaları bizzat Demirel’in kendisi uygulattı.
Bizlere yapılan işkencelerin resmi belgesi olmasına karşın ,'bunlar anarşisttir, tehlikeli TİKKO mensubudur 'diyerek i insanlık dışı işkenceyi meşrulaştırdı, resmîleştirdi. Uygulanmasına yasal zemin hazırlattı.

Devrimciler kin üzerine bina inşa etmezler amma, hesap da vermesini isterler. Bu devrimcileri gericilerden ayıran en büyük erdemdir. Hesap sormak insani bir şeydir. Halka zulüm edenler tabi ki bunun hesabını verecektir.1976’da yakalandığımızda MC hükümeti vardı, Demirel de iktidarın, devletin derin yöneticisiydi.

İşte bu yüzden eli kanlı faşist Kenan Evren’den daha çok halkın ve devrimcilerin kanına Süleyman Demirel’in eli bulaşmıştır. Her zaman lanetle anılacaktır diyorum. İşte bu yüzden bizlere yapılan işkencelerin resmi belgelerini yayınlıyorum. Yoldaşımız Atilla Özkan’ın ve binlerce devrimcinin katledilmesi emrini veren ve bugün toprağa gömülecek olan;

DEMİREL'E HAKKIMI HELAL ETMİYORUM! ÜZGÜNÜM HESAP VERMEDEN GİTTİ DİYORUM.

48088

Son Haberler

Sayfalar

Süleyman Demirel bugün topraga verildi!

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Seçim Tavrı(Mız): Oyumuz Devrime![*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Vekil inançların

raf ömrü kısadır.”[1]

 

Umudun Adı ve Devrime Çağırıydı Yılmaz Güney[1]

“Bir pratik,

bir ideolojinin aracılığıyla

ve bir ideolojinin içinde vardır.”[2]

 

Reis Çelik’in, “Düzene başkaldırmış korkusuz bir devrimci”[3] diye betimlediği Onu; hayatının her alanında uçlarda yaşayan korkusuz, sahici insanı; hakikât savaşçısı komünist Yılmaz Güney’i nasıl anlatabiliriz? Bunu çok düşündüm. Sorumun yanıtını da yine Yılmaz Güney’in üç karesindeydi…

‘ÜMÜŞ EYLÜL KÜLTÜR-SANAT’A YANITLAR[*]

 

“Kâğıda dokunan kalem,

kibritten daha çok yangın çıkarır.”[1]

 

Ümüş Eylül Kültür-Sanat/ Hasan Şahingöz (HS): Sizce yazarlık nedir? Yazarlığın ayırt edici özellikleri nelerdir? Kime, neden yazar denir?

Temel Demirer (TD): “11. Tez”ci eyleminin saflarında, “Yazmak eylemdir; yazarlık ise son saatin işçiliği,” diyenlerden ve elime her kalem alışımda Friedrich Engels’in, “El yalnızca emeğin organı olmayıp, aynı zamanda emeğin ürünüdür,” uyarısını anımsayanlardanım.

 

Ben Ölüyorsam Sizde Ölün: Seçimleri (Kılıçdaroğlu'nu Boykot)

Proletaryalar faydacıdır; yararlanmasını bilene.

Seçimler ilginç bir şey.

Herkes seçimlerin neler değiştirip değiştirmeyeceğini tartışıyor.

Ama kime göre neye göre?

Devrimcilere göre mi proletaryalara göre mi?

Şayet tartıştığımız seçimlerin sisteme karşı devrimcilerin yaşamlarında neler değiştirip değiştirmeyeceği  ise...

İnanın dün olduğu gibi bu günde seçimlerin devrimcilere karşı sistemin davranışlarında herhangi bir şey değiştirmeyeceğini herkesbiliyor..

Sistem yine devrimcileri gördüğü her yerde katletmeye çalışacak.

Nisan Güneşi Yolumuzu Aydınlatmaya Devam Ediyor

Nisan’ın 24’ü çeşitli milliyetlerden ve inançlardan işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen yığınların öncü müfrezesi proletarya partisinin kuruluş günüdür. Aynı zamanda Marks ve Engels tarafından 1848 yılında ilan edilen Komünist Manifesto’nun Türkiye ve Türkiye Kürdistanı topraklarında yeniden yaşam suyuna kavuştuğu tarihi ifade etmektedir.

Sayfalar