Pazar Mayıs 12, 2024

TİKKO Kadın Komitesi; “Şehitlerimiz bize savaşı yükseltme çağrısıdır!”

Aliboğazı’nda şehit düşen 12 TKP/ML TİKKO gerillası için bir açıklama da TİKKO Kadın Komitesi tarafından gerçekleştirildi. Yerel kaynaklardan aldığımız bilgilere göre “Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar adına bir kez daha bütün emekçi kadınlara sesleniyoruz. Bütün bu saldırılar karşısında kadınlar çaresiz değildir. Bizler çaresiz olmadığımız için, bizi ezenlere, sömürenlere, kimliksizleştirenlere savaş açtığımız için bu dağlardayız. Kadının özgürlüğü, mücadele etmekten, bütün sömürücü sınıflara karşı savaşmaktan geçiyor” denilen açıklamayı haber değeri taşıdığı için paylaşıyoruz:

Çözüm süreci denen sahte sürecin ardından TC devleti, güçlerini toplamış, hazırlığını yapmış ve saldırılarına daha da azgın bir şekilde başlamıştır. Özellikle gerillaya yönelik üstünlük sağlamaya çalışarak tekniğini yoğun bir şekilde kullanmaya başlamış ve imha sürecine, pratiğine girişmiştir. Elbette bu saldırılardan özelde Kürt ulusu olmak üzere halkımız da nasibini almaktadır.  Düşman; tutuklamalar, katliamlar, sokağa çıkma yasakları derken özel bir sindirme politikasına girişmiştir. Bu saldırılar kapsamında 24-28 Kasım 2016 tarihinde Dersim’de Aliboğazı’na dönük başlatılan düşman operasyonunda savaş uçaklarının vuruşu sonucunda ve sonrasında çıkan çatışmalarda üçü kadın on iki yoldaşımız da şehit düşmüştür.

Beşlerden sonra ilk kez kadın yoldaşlarımızı şehit vermiş bulunmaktayız. Ve bu bizleri savaşa, mücadeleye daha da güçlü bağlamaktadır. Yeminlerimizi tazelemekte, bileklerimizi daha kırılmaz zincirlerle zemine bağlamaktadır!

Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar bütün emekçi kadınlara savaş çağrısıdır!Onlar, bu kavgada ezilen emekçi tüm kadınların umudunu, tüm Dersim halkının acılarını yüklenerek yer almışlardır!

Düşman 24 Kasım 2016 tarihinde saat 12.50’de insansız hava aracı ile gerillalarımızın görüntüsünü almış ve tespit ettiği noktalara saat 15.20’de savaş uçakları ile bir saat boyunca saldırmıştır. Ardından kobra helikopterleri bölgeyi bombalamıştır. Gece saatlerinde ise tekrardan kobra helikopterleri eşliğinde skorskylerle indirme yaparak operasyonu genişletmiştir. Operasyon sırasında bir grubumuzun eylemi sonucu dört düşman askeri imha edilmiştir. Çıkan çatışmadaAşkın (Hasan Karakoç),Bakış (Samet Tosun)ve Hakan (Ersin Erel)yoldaşlar şehit düşmüştür. Düşman beş gün süren bu operasyonda sekiz erkek yoldaşımızın cenazesini ele geçirmiş ve belli malzemelere de el koymuştur. Savaş uçaklarının vurduğu bir başka nokta olan kadın yoldaşlarımızın noktasına ise girememiş ve cenazeleri alamamıştır. Cenazeleri alamadan alanı terk etmiştir.

Bu operasyon kapsamındaÖzlem (Hatayi Balcı), Zilan (Esrin Güngör), Ekin (Gamze Gül Kaya), Ahmet (Yetiş Yalnız), Munzur (Serkan Lamba), Cem (Umut Polat), Tuncay (Murat Mut), Ferdi (Doğuş Fırat Doğan) ve Orhan (Alican Bulut) Aşkın (Hasan Karakoç), Bakış (Samet Tosun), Hakan (Ersin Erel)yoldaşlar, kendilerinden öncekilerden aldıkları o şanlı bayrağı daha yükseklere taşıyarak ölümsüzleşmişlerdir.

Dağlarımız bir kez daha kucak açmıştır kadın gerillalarımıza. Bir kez daha onları bağrına basmıştır. Tıpkı beşlerde olduğu gibi… Tıpkı kendilerinden önce bu dağlarda ölümsüzleşen diğer kadın gerillalar gibi… Yani onlar bir kez daha sımsıkı tutunmuşlardır bu dağlara, daha da derinlere kök salabilmek için…

Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar beşlerden sonra boşalan mevzileri doldurmak için savaşımıza Dersim yerelinden katılan kadın yoldaşlardır. Dersim topraklarında var olan “partizancılık” damarıyla yetişmiş Dersim’in evlatlarındandırlar. Kadınların bin yıllık ezilmişliğine başkaldırmış ve buna karşı savaşın en ileri mevzisinde, gerilla alanında yerlerini almışlardır. Bu mücadele içerisinde gelişmiş, sistemin kadınlara dayattığı tüm çirkinliklere karşı inatla özneleşmiş ve örgütümüzün birçok görevini, yükünü omuzlaşmışlardır. Eylemlere katılmış, timlerimizde öncülük görevini üstlenmiş, halkımıza derdimizi anlatmaya çalışmış; yani bir devrimcinin yerine getirmesi gereken görevleri hakkıyla yerine getirmeye çalışmışlardır. Tüm yetmezliklerine rağmen silahlarına, halkımıza ve partimize sımsıkı sarılıp, bu topraklara anılarını, mücadelelerini, adlarını yadigar bırakmışlardır.

Onlar bu dağlara yalnızca kendi özlem ve isteklerini değil tüm emekçi yoksul kadınların özlem ve isteklerini taşımışlardır. Tüm Dersim halkının acılarını beraberlerinde taşımışlardır.

Dersim halkı bu anıya, bu mücadeleye ses vermeli ve evlatlarından boşalan yeri doldurmalıdır. Tüm emekçi kadınlar Aliboğaz vadisinden yükselen bu haykırışa kulak vermeli ve al kanlara boyanan toprakları adımlamaya hazırlanmalıdır!

Bir kez daha öfkemiz kabına, bıçağımız kınına sığmamaktadır. Bir kez daha Partimiz TKP/ML’ye bağlı Halk Ordumuz TİKKO’nun kadın savaşçılarını kaybetmiş bulunmaktayız. Yüreğimiz yangın yeri! Bu yangın dağlarda yanan isyan ateşinin tutuşturduğu yangındır! Kadınların ellerinde harlanacak ve Partimiz önderliğinde Demokratik Halk Devrimi yolunu aydınlatacaktır!

Bizler şehitlerimizin bizlere bıraktıkları yemine sahip çıkmakta ve onların yüreklerinde boy veren kavga yeminlerini duymaktayız. TKP/ML TİKKO’nun kadın gerillaları olarak, üzerimize düşen görevlerin farkındayız. Ve yolumuzu daha bir ısrarla adımlamaya hazırız. Halkımıza, partimize ve yoldaşlarımıza sözümüz budur!

Partimiz kırk beş yıldır Demokratik Halk Devrimi yolunda ısrarla yılmadan halk savaşı vermektedir. Her kavganın bir bedeli vardır, her istenen, beklenen güzel şeyin de bir bedeli vardır. Biz devrimimiz için bu bedeli ödüyoruz ve ödeyeceğiz de! Tüm şehitlerimiz gibi Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlarımız da bu bedelin en güzel, en kızıl simgeleridir.

Savaşımız tüm ezilen emekçi halkımızın, tüm ezilen emekçi kadınlarımızın savaşıdır. Ve emekçi kadınlar bu savaşta yer aldıkça, sistemin bağladığı zincirlerini kırdıkça Partimiz TKP/ML önderliğinde yürütülen savaşımız daha da güçlenecektir. Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar bu inançla partimiz saflarına katılmış ve isyan bayrağını yükseltmişlerdir.

Şahadetleri tüm emekçi kadınlara yüksek sesle haykırılan bir çağrıdır. Bu çağrı şimdi tüm köylerde, tüm varoşlarda, tüm sokaklarda, tüm fabrikalarda yankılanmalıdır! Bu yankı önünde biriken kum birikintisini süpürüp atmalı ve tüm zorbaları, zalimleri alaşağı etmelidir! Bu çağrı her bir yoksul kulakta çınlamalı ve boşalan mevziler doldurulmalıdır.

Partimiz önderliğinde savaşan halk ordusu TİKKO en başta tüm yoksul emekçi kadınları olmak üzere tüm halkımızı savaşa çağırmaktadır!

Düşmanımızın saldırıları boynumuzu bükmemektedir, tam tersine başımızı daha da dikleştirmektedir! Şehitlerimizin anısına ve davasına, böyle sahip çıkacak, hesaplarını böyle soracağız! Tüm halkımız bu hesap soruculukla dağlarda yerini almalıdır!

Onlar, bütün şehitlerimizin özlem ve sevdalarını, emel ve dileklerini eyleme dönüştürebilmenin adımlarıdır!

Partimiz TKP/ML önderliğinde savaşan TİKKO’da kadınların özneleşmesi, her türlü erkek egemen anlayışlara karşı mücadele etmesi ve kadının kendi iradesinin açığa çıkarılmasında her üç yoldaşın da ciddi emekleri vardır. Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar devrimcilikte de gerillada da yeni olmalarına rağmen aldıkları her görevi büyük bir azim ve inançla yerine getirmiş, toplumda “erkek işi” olarak görülen savaşın aktif birer özneleri olmuşlardır.  Onları bu dağlara, mücadeleye bağlayan en önemli şey, kadınların özgürleşmesinin mücadele etmekten geçtiğine inançları olmuştur. İşte tam da bu nedenle ezilen, sömürülen, tacize, tecavüze, şiddete uğrayan kadınlara umut olmuşlardır.

Özlem, Zilan ve Ekin yoldaşlar adına bir kez daha bütün emekçi kadınlara sesleniyoruz. Bütün bu saldırılar karşısında kadınlar çaresiz değildir. Bizler çaresiz olmadığımız için, bizi ezenlere, sömürenlere, kimliksizleştirenlere savaş açtığımız için bu dağlardayız. Kadının özgürlüğü, mücadele etmekten, bütün sömürücü sınıflara karşı savaşmaktan geçiyor.

Zilan Yoldaş (Esrin Güngör)

1995 Dersim Ovacık doğumlu olan Zilan yoldaş, gerillaya Hanuşağı’ndan katılmıştır. Aslen Kızılveranlıdır. 1994’te köyleri boşaltıldığı için Hanuşağı’na yerleşmişlerdir. Gerillaya katılmadan kısa bir süre önce devrimcilerle tanışmıştır. TİKKO’nun gerillaya katılım çağrısına olumlu yanıt vererek 2014 yılının Ağustos ayında gerillaya katılır.

Zilan yoldaşın en öne çıkan özelliği, yoldaşlarına olan bağlılığıdır. Örgüt içinde kadınların gücünün açığa çıkarılması için mücadele eder. Bunun için özellikle kadınların küçümsendiğini hissettiği görevlere -fiziksel olarak güçlü olmasının da avantajını kullanarak- özellikle kendini önerir.  Askeri olarak yetenekli bir yoldaştır. 2015’te Dersim Merkez’deki Geyiksuyuna Kadın gerillaların yaptığı eylemde, HPG’li arkadaşlarla ortak yapılan yol kesme eyleminde, yine aynı yıl Amutka’da bulunan Kale eyleminde ve son olarak Hozat Pakire eyleminde aktif olarak yer almıştır. Bulunduğu gruplarda öncülük görevi yapan Zilan yoldaş gerilla birliğinin en coşkulu ve özgün yoldaşlarındandır. En büyük hayali daha fazla Dersimli genç kadının TİKKO’da örgütlenmesi, gerillaya katılmasıdır. Çünkü kadınların özgürleşebilmeleri için mücadele etmekten başka çareleri yoktur.

Özlem Yoldaş (Hatayi Balcı)

1994 Dersim Pertek doğumlu olan Özlem yoldaş çocukluğundan beri gerillayla iç içe yaşamıştır. Annesinin ölümünden sonra evde hem babasına hem kendinden büyük erkek kardeşlerine “annelik görevi” yapar. Yaşının küçüklüğüne ve fiziksel olarak zorlanmasına aldırış etmeden evin yükünün büyük bölümünü omuzlar. Büyük bir özlemle beklediği gerilla yaşamı 2014 Temmuz’unda başlamıştır. Özlem yoldaş, hızla gerilla yaşamına uyum sağlamıştır. Köylülerle hemen sıcak ilişkiler geliştirerek özellikle köylü kadınların sorunlarıyla daha yakından ilgilenir, çözüm üretir. Kendi yaşadığı sorunları onların yaşamında çok daha net görmesi kadınlara sunduğu çözümlere de yansımıştır.

Gerilla gruplarında öncülük görevi yapan Özlem yoldaş, birçok askeri pratikte görev almıştır. 2015 yılında HPG’li arkadaşlarla ortak yapılan Geyiksuyu eyleminde ve aynı yıl yapılan yol kesme eyleminde yer almıştır. Birçok eylem keşfinde ve girişiminde görev alan Özlem yoldaşın en büyük hayallerinden biri eylemlerde en önde yer almaktır.

Özlem yoldaş kendini esasta gerillada bulmuştur. Hayalleri çoktu. Yapacağı çok şey, soracağı çok hesap vardı. Özlem yoldaşın yaşamı ve mücadelesi ezilen, baskı gören bütün kadınlara savaş çağrısı olmalıdır. Özlemlerini, Umutlarını büyütmek başta biz TİKKO’da savaşan kadın gerillaların omuzlarındadır.

Ekin Yoldaş (Gamze Gül Kaya)

Ekin yoldaş 1994 Dersim Merkeze bağlı Çimenli köyündendir. Devrimcilerle ilk olarak Dersim’de tanışmıştır. Gerillada kadınların mücadelesinin görünür olması, Ekin yoldaşta gerillaya katılma isteğini daha da güçlendirmiştir. 2015 yılının Eylül ayında gerillaya katılan yoldaş, savaşa katılma nedenlerini güçlendirdikçe gerilla yaşamına hızla uyum sağlamıştır. Çeşitli askeri pratiklerde, aktif olarak görev alan Ekin yoldaşın da en büyük hayallerinden biri gerillada kadınların sayısının daha fazla artmasıdır.

Yaşasın Partimiz TKP/ML, Önderliğinde TİKKO TMLGB!

Yaşasın Halk Savaşı!

Halk Savaşçıları Ölümsüzdür!

TİKKO Parti Kadın Komitesi

Mayıs 2017

Kaynak: www.partizan-online.net

40942

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Kimse komünistleri suçlamasın

Komünizm, teorik ve pratik olarak burjuvazi için tehlikeli olmaya başladığından bu yana, burjuvazinin en büyük düşmanı komünistler olmuştur. Çünkü, burjuvazinin bütün çürümüşlüğünü, kokuşmuşluğunu ve büyük bir haksızlık üzerinde kendini var ettiğini ortaya koyan komünistlerdir.

Komünistler, sadece teorik-siyasi olarak burjuvaziye karşı olmakla kalmamış, pratik olarak da burjuvazinin karşısında yer alarak, onu yıkma ve yeni bir toplumsal sistem inşa etme başarısını göstermişlerdir. 17 Ekim 1917 Rus Devrimi bunun en gerçekçi örneklerinden biridir.

Kadro sorunu ve kadro politikası üzerine

“Örgütsüz bir halk silahsız bir orduya benzer” diyordu Mao yoldaş. Eğer bir halkın, sınıfın kendi örgütü, savaşımında ona öncülük edecek partisi yoksa hiçbir şeyi yok demektir. Zira örgütlenme ve örgüt bizim için dünyayı değiştirmek için gerekli olan araçtır. Sınıflar mücadelesinde birçok örgütlenme ve örgüt biçiminden bahsedebiliriz. Ancak proletaryanın tarih sahnesine çıkması ve kendisi için bir sınıf haline gelmeye başlamasıyla birlikte, kendisini kurtuluşa götürecek, kendi sınıf örgütünü de yaratmıştır. Proletaryanın sınıf örgütü ise komünist partidir.

İdeolojik görevlerimiz ve önemi

Toplumsal varlığımızın bir sonucu olarak ortaya çıkan düşüncelerimiz hayatımıza yön veren bir güce dönüştüğünde var olan kabul ya da ret iki seçenek olarak karşımıza çıkar. Üretim araçlarıyla olan ilişkimiz sınıfsal durumumuzu belirlerken; dünya görüşümüz veya ideolojik duruşumuz buna uygun bir şekillenme içine girer. Ancak sömürülenler cephesinde kendi için bir sınıf olmak ayrıca bir bilinçlenmeyi farkındalık sağlamayı gerektirir.

“Bir can daha çoğalacağız bu kış, gün olur devran döner ve umut yetişir”*

İbrahim Kaypakkaya, yoldaşlarıyla birlikte, partinin, ordunun ve aynı zamanda komünist gençlik örgütünün temellerini atarken tarihteki birçok benzerleri gibi “genç” bir önder sıfatı taşıyordu. Komünizm uğruna yürüttüğü mücadelede şehit düştüğünde, bu durumu değişmemişti. Nitekim kuruluşundan günümüze Proletarya Partisi’nin vermiş olduğu şehitlerin büyük çoğunluğu bu gerçekliğin “yaşatıcısı” oldular.

Tarzımız karakterimizdir! Doğru bir çalışma tarzı ortaya konmadan devrim örgütlenemez!

Birçok yoldaşımız hala kaba ve dikkatsiz bir çalışma tarzına sahiptir, meseleleri tam olarak anlama çabasında değildirler ve hatta alt kademelerdeki durumdan bütünüyle habersiz olabilirler: ama gene de çalışmaların yönetilmesinden onlar sorumludur. Bu son derece tehlikeli bir durumdur. (…) toplumdaki sınıfların bugünkü durumları hakkında gerçekten somut bir bilgi olmadan iyi bir önderlik de olamaz.” (Mao: 1992, 13.)

Giriş

İdeoloji-Politika-Örgüt

Çok sık kullanılan, fakat “ne”liklerine dair ortak fikirlerin az olduğu kavramları temel alan bir konuya giriş yapacağız. Çok geniş kapsamlı bir başlıktan bahsediyoruz. Her bir kavramı ayrıntılı inceleyip, diğerleriyle bağını koyabilmek ve aynı zamanda güncel/somut örneklerle işleyebilmek, dergimiz sayfalarını aşan bir ürünü gerektiriyor. Böyle bir çalışmayı zorunlu gördüğümüzü belirterek başlayalım.

Gelecek Sosyalizmdir!

Kapitalizm, en az 400 yıldır bu dünya üzerinde varlığını ve yaklaşık 300 yıldır da egemenliğini sürdürüyor.

Kapitalizmin dünyayı  getirdiği durum önümüzde duruyor. Her haliyle çürümüşlük ve Cehennem!

Burjuvazinin kendi istatistikleri de, kapitalizmin dünyayı uçurumun eşiğine getirdiği gerçeğinin üstünü örtemiyor.

Savaş, yoksulluk, katliam ve bunların artarak devam etmesi ve kapitalist sistem altında insanlık için ufukta herhangi bir umut ışığının görülememesi...

Katledilişinin 44.yılında komünist Önder İbrahim Kaypakkaya'yı anıyoruz!

Katledilişinin 44. yılında Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anmak için düzenleyeceğimiz geceye siz emekçileri, devrimcileri, yurtsever ve yoldaşlarımızı katılmaya çağırıyoruz.

Türkiye proletaryasının komünist önderi İbrahim Kaypakaya yoldaşın Diyarbakır işkencehanelerinde katledilişinin 44. Yılındayız. 

EL KONULAN MEZAR TAŞI İLE YIKILAN ANIT MEZAR

Bir daha mezar yıkımlarının yaşanmaması ve artık bu son istirahatgahında rahat uyuması için,Dersim'de inşa edilen Pembelik barajında suyun altında bırakılan yaşam alanları,kutsal değerler Dersim halkının özverili çalışmaları sonucu kendi mezarları ile Armenak Bakırcıyan'ın mezarının da kurtarılarak daha yüksek bir alana,Ermeni soykırımının 100.yılında inşa edilmiş,törenle açılışı yapılmıştı.Ermeni aynı zamanda devrimci olmaktan kaynaklı mezarı şimdiye kadar çeşitli defalar saldırıya uğramış,yıkımlar geçirmiştir.Ama her seferinde,düşmana inat yoldaşları ve halk sahip lenmiş tekrar inşa etmiş

Nereye ve Nasıl?

“Emperyalist burjuvazinin, işçi sınıfına yeni bir saldırı dalgası olarak 1980’lerden itibaren gündeme soktuğu neoliberal ekonomik politikalar; emperyalizmi krizlerden çıkaramadığı gibi, işçi ve emekçiler üzerinde yıkıcı (ideolojik-örgütsel) etkisi oldukça artmış ve dünyayı, adete bir emperyalist anarşi metaforu içine sokmuştur.”1

TKP/ML- GYDK

24 Aralık 1978 Maraş katliamını,19 Aralık 2000 Hapishaneler katliamını ve 28 Aralık 2011 Robiski katliamını Unutmadık/Unutturmayacağız!

Sayfalar