Pazartesi Nisan 29, 2024

TKP-ML AVRUPA KOMİTESİ:50. MÜCADELE YILIMIZDA PARTİMİZ TKP-ML ÖNCÜLÜĞÜNDE DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ MÜCADELESİNE SEN DE EMEĞİNLE KATIL!

Çeşitli Milliyetlerden Halkımıza!

Açlık, yoksulluk, savaş ve göçler ezilen dünya halkları için kader değildir. Tüm bunların sorumlusu emperyalist kapitalist sistemdir. Emperyalistler bitmez tükenmez kâr hırsla dünyanın tüm yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarını sömürmeye devam ediyorlar.

Devasa bir zenginliğe sahip yerküre, kitlelerin yaşamlarını refah içinde sürdürmelerine yetecek koşullara sahip olmasına karşın, sömürücü emperyalist ülkeler, tüm zenginlikleri ellerine geçirerek milyarca insanı açlık ve yoksullukla başbaşa bırakmaktadır. Afrika, Latin Amerika ve Asya kıtası zengin kaynaklara sahip olmasına rağmen, bu kıtalarda yaşayan milyonlarca insan yoksulluk, işsizlik, salgın hastalıklar ve açlıkla boğuşmaktadır. Her gün yüz binlerce bebek daha doğarken yaşama veda etmektedir. Emperyalist tekellerin talan ettiği Afrika’dan, Ortadoğu’dan, Asya’dan göç etmek zorunda kalan milyonlarca kişi, bir lokma ekmek, ferah bir yaşam için hayatını kaybetmektedir.

Dünyanın savaş olmayan bir tek coğrafyası yok gibidir. Milyonlarca insan bu savaşlarda hayatını kaybetti/kaybediyor. 40 yıl süren Afganistan iç savaşında, işgalci güçler geri çekildiklerinde geriye harap olmuş bir ülke ve yüz binlerce insanın cesedini bıraktılar. Taliban’ı yıllarca “terör örgütü” gören emperyalist güçler, şimdi Taliban’la el sıkışmak için sırada bekliyorlar. Zira biliyoruz ki, emperyalistler için “terör örgütü” kavramı izafidir, söz konusu olan çıkarlarıdır. Taliban’ı kuran da bizzat emperyalist güçlerin kendileridir. 1979’da Rus Sosyal Emperyalizminin Afganistan’ı işgal etmesinden sonra kurulan El-Kaide ve Taliban’ı, çıkarlarına hizmet ettiği sürece “özgürlük savaşçıları” ilan edenler, yolları ayrıldığında “terör örgütü” ilan etmektedirler. Bu ikiyüzlülüktür.

Emekçi Göçmen İşçiler;

Ülkemizdeki gelişmeler de dünyadaki gelişmelerden kopuk değildir. Dünyada olup bitenler ülkemizi de yakından ilgilendirmektedir. 19 yıldır iş başında olan AKP iktidarı, emperyalistlerin hizmetinde, tüm zenginlikleri efendilerine peşkeş çekti. İş başına gelirken “Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklarla” mücadele edeceğini vaat ederek oy avcılığı yaptı. Ancak bugün halkı nasıl aldattıkları, yalan söyledikleri, çalıp çırptıkları artık tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır.

Yasaklar en fazla AKP döneminde yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Yasak getirilmeyen neredeyse hiçbir alan yoktur. Tüm basın ve TV’ler iktidar tarafından satın alınmıştır, öyle ki yandaş medya AKP-MHP propagandası dışında hiçbir haber vermemektedir. R.T.Erdoğan’ı eleştirmek yargılanıp yıllarca ceza almanın nedeni olmuş durumdadır. Grevler yasaklanmakta, işçiler işten atılmakta ve AKP’ye üye olmayanlar kolay kolay iş bulamamaktadır. Toplanma özgürlüğü rafa kaldırılmış, eylem yapanlar gözaltına alınıp işkenceden geçirilmektedir. Hapishaneler birer işkence merkezine dönüşmüştür. Yüzlerce hasta tutsak yaşam mücadelesi vermekte, ölümüne günler kalan tutsaklar dahi serbest bırakılmamaktadır.

Türkiye Kürdistanı’nda kayyım atanmayan bir tek belediye kalmamıştır. Pandemiyle birlikte Kürt halkı ölüme terk edilmiş durumdadır. Yoksulluk, açlık ve işsizlik T. Kürdistanı’nın her yerinde giderek artmakta; geçinmek için göç eden emekçi Kürt yoksulları ya çalıştırılıp paraları verilmemekte ya da linç saldırılara maruz kalmaktadır. AKP-MHP’nin organize ettiği bu saldırılarda onlarca Kürt emekçisi hayatını kaybetmiştir.

AKP-MHP faşist iktidarı göçmenleri de bir baskı aracı olarak kullanmakta, bu kitlelerin Avrupa’ya geçişini engellemek Avrupalı emperyalistlerden aldığı milyarca Euroyu bir gelir kapısına dönüştürülmüş durumdadır. Özellikle son süreçte Afganistan’ın Taliban’ın eline geçmesiyle zulümden kaçan yüz binlerce Afgan mülteci AKP tarafından bir rant aracı olarak kullanmaktadır.

Göçmen İşçiler, Emekçiler;

Avrupa ülkelerinde de ırkçı parti ve örgütler giderek güçlenmekte; Almanya, Fransa, Avusturya ve Hollanda gibi ülkelerde ırkçı partiler ya hükümet ortağı olmakta ya doğrudan hükümete gelmekte ya da parlamentolarda grup kurmaktadırlar. 26 Eylül 2021 tarihinde Almanya’da yapılan genel seçimde ırkçı parti AfD oyların %10’unu alarak 100’e yakın milletvekiliyle parlamentoya girmiştir. Irkçı örgütlerin saldırılarına her gün yenileri eklenmektedir. Bu saldırılarda bugüne kadar onlarca göçmen katledilmiştir.

Pandemiyle birlikte, yerli işçi ve emekçilerin yanısıra en fazla etkilenenler göçmenler oldu. İşsizlik en fazla göçmenler arasında artmaya başladı. Yoksulluk ve işsizlik herkesi vurduğu gibi göçmen emekçiler arasında da giderek artmaktadır.

Avrupa’da iç faşistleşmenin ayak sesleri daha fazla duyulmaya başlanmıştır. Yeni polis yasaları, yasaklar ve demokratik hakların bir bir gasp edilmesi baskıları da artırmaktadır. Polise verilen yeni yetkiler, özellikle göçmen örgütler üzerindeki baskıların artmasını beraberinde getirmiştir. Politik örgüt ve çevrelere yapılan ev baskınları ve tutuklamalar, önümüzdeki yıllarda Avrupa’nın nasıl şekilleneceğinin de bir işarettir.

Göçmen Emekçiler, Devrimciler;

Dünyamız yeni bir kaosun içine doğru hızla sürüklenmektedir. Silahlanma korkunç boyutlara varmıştır. Her yıl yeni silahlar için milyarca dolar ayrılmaktadır. Öyle ki, bir yıllık silah alımına ayrılan bütçe, her yıl bir Afrika ülkesinin açlık ve yoksulluktan kurtulmasıyla eş değerdedir.

Emperyalistler pazarların yeniden paylaşımı için bölgesel savaşlar çıkartmaktadırlar. Her bölgesel savaş, yüz binlerce insanın ölümü ve milyonlarca insanın göç etmesi demektir. Nükleer silah denemeleri, dünyamızı yaşanmaz bir duruma getirmiştir. Yer altı ve yer üstü kaynaklarının ele geçirilmesi ve işlenmesiyle bozulan doğal denge, yeni tehlikenin kapıda olduğunun işaretidir. Tüm bunların sonucu dünyada her yıl yüzlerce canlı türü yok olmaktadır.

İnsanlığın baş düşmanı emperyalistlerdir. Her kötülüğün kaynağı emperyalist sistem ve onların tek tek ülkelerdeki ortakları ve uşaklarıdır. İnsanlık emperyalizmden, faşizmden ve gericilikten kurtulmadığı müddetçe geleceği de güvencede değildir.

Partimiz kuruluşunun 50. yılına doğru adım atarken, 50 yıllık mücadele tarihinde bu büyük davanın doğrudan öznesi olmuştur. Türkiye gibi faşizmle yönetilen bir ülkede yüzlerce savaşçısını kaybetmesine rağmen mücadele azminden bir adım dahi geri atmamış ve gücünü her zaman halktan almıştır. Almaya da devam etmektedir. Partimizin açtığı bu yılki bağış kampanyasına tüm göçmen işçileri emekleriyle katkı sunmaya çağırıyoruz. Unutmayalım ki, büyük ya da küçük her katkı, devrimin bir tuğlası işlevini görecektir.

YAŞASIN DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ VE SOSYALİZM MÜCADELEMİZ!

YAŞASIN HALK SAVAŞI!

YAŞASIN ULUSLARIN ÖZGÜRCE AYRILMA HAKKI!

KAHROLSUN EMPERYALİZM, FAŞİZM VE HER TÜRDEN GERİCİLİK!

YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!

TKP-ML AVRUPA KOMİTESİ

30 Ekim 2021

2550

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar