Salı Mayıs 14, 2024

TKP-ML AVRUPA KOMİTESİ:50. MÜCADELE YILIMIZDA PARTİMİZ TKP-ML ÖNCÜLÜĞÜNDE DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ MÜCADELESİNE SEN DE EMEĞİNLE KATIL!

Çeşitli Milliyetlerden Halkımıza!

Açlık, yoksulluk, savaş ve göçler ezilen dünya halkları için kader değildir. Tüm bunların sorumlusu emperyalist kapitalist sistemdir. Emperyalistler bitmez tükenmez kâr hırsla dünyanın tüm yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarını sömürmeye devam ediyorlar.

Devasa bir zenginliğe sahip yerküre, kitlelerin yaşamlarını refah içinde sürdürmelerine yetecek koşullara sahip olmasına karşın, sömürücü emperyalist ülkeler, tüm zenginlikleri ellerine geçirerek milyarca insanı açlık ve yoksullukla başbaşa bırakmaktadır. Afrika, Latin Amerika ve Asya kıtası zengin kaynaklara sahip olmasına rağmen, bu kıtalarda yaşayan milyonlarca insan yoksulluk, işsizlik, salgın hastalıklar ve açlıkla boğuşmaktadır. Her gün yüz binlerce bebek daha doğarken yaşama veda etmektedir. Emperyalist tekellerin talan ettiği Afrika’dan, Ortadoğu’dan, Asya’dan göç etmek zorunda kalan milyonlarca kişi, bir lokma ekmek, ferah bir yaşam için hayatını kaybetmektedir.

Dünyanın savaş olmayan bir tek coğrafyası yok gibidir. Milyonlarca insan bu savaşlarda hayatını kaybetti/kaybediyor. 40 yıl süren Afganistan iç savaşında, işgalci güçler geri çekildiklerinde geriye harap olmuş bir ülke ve yüz binlerce insanın cesedini bıraktılar. Taliban’ı yıllarca “terör örgütü” gören emperyalist güçler, şimdi Taliban’la el sıkışmak için sırada bekliyorlar. Zira biliyoruz ki, emperyalistler için “terör örgütü” kavramı izafidir, söz konusu olan çıkarlarıdır. Taliban’ı kuran da bizzat emperyalist güçlerin kendileridir. 1979’da Rus Sosyal Emperyalizminin Afganistan’ı işgal etmesinden sonra kurulan El-Kaide ve Taliban’ı, çıkarlarına hizmet ettiği sürece “özgürlük savaşçıları” ilan edenler, yolları ayrıldığında “terör örgütü” ilan etmektedirler. Bu ikiyüzlülüktür.

Emekçi Göçmen İşçiler;

Ülkemizdeki gelişmeler de dünyadaki gelişmelerden kopuk değildir. Dünyada olup bitenler ülkemizi de yakından ilgilendirmektedir. 19 yıldır iş başında olan AKP iktidarı, emperyalistlerin hizmetinde, tüm zenginlikleri efendilerine peşkeş çekti. İş başına gelirken “Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklarla” mücadele edeceğini vaat ederek oy avcılığı yaptı. Ancak bugün halkı nasıl aldattıkları, yalan söyledikleri, çalıp çırptıkları artık tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır.

Yasaklar en fazla AKP döneminde yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Yasak getirilmeyen neredeyse hiçbir alan yoktur. Tüm basın ve TV’ler iktidar tarafından satın alınmıştır, öyle ki yandaş medya AKP-MHP propagandası dışında hiçbir haber vermemektedir. R.T.Erdoğan’ı eleştirmek yargılanıp yıllarca ceza almanın nedeni olmuş durumdadır. Grevler yasaklanmakta, işçiler işten atılmakta ve AKP’ye üye olmayanlar kolay kolay iş bulamamaktadır. Toplanma özgürlüğü rafa kaldırılmış, eylem yapanlar gözaltına alınıp işkenceden geçirilmektedir. Hapishaneler birer işkence merkezine dönüşmüştür. Yüzlerce hasta tutsak yaşam mücadelesi vermekte, ölümüne günler kalan tutsaklar dahi serbest bırakılmamaktadır.

Türkiye Kürdistanı’nda kayyım atanmayan bir tek belediye kalmamıştır. Pandemiyle birlikte Kürt halkı ölüme terk edilmiş durumdadır. Yoksulluk, açlık ve işsizlik T. Kürdistanı’nın her yerinde giderek artmakta; geçinmek için göç eden emekçi Kürt yoksulları ya çalıştırılıp paraları verilmemekte ya da linç saldırılara maruz kalmaktadır. AKP-MHP’nin organize ettiği bu saldırılarda onlarca Kürt emekçisi hayatını kaybetmiştir.

AKP-MHP faşist iktidarı göçmenleri de bir baskı aracı olarak kullanmakta, bu kitlelerin Avrupa’ya geçişini engellemek Avrupalı emperyalistlerden aldığı milyarca Euroyu bir gelir kapısına dönüştürülmüş durumdadır. Özellikle son süreçte Afganistan’ın Taliban’ın eline geçmesiyle zulümden kaçan yüz binlerce Afgan mülteci AKP tarafından bir rant aracı olarak kullanmaktadır.

Göçmen İşçiler, Emekçiler;

Avrupa ülkelerinde de ırkçı parti ve örgütler giderek güçlenmekte; Almanya, Fransa, Avusturya ve Hollanda gibi ülkelerde ırkçı partiler ya hükümet ortağı olmakta ya doğrudan hükümete gelmekte ya da parlamentolarda grup kurmaktadırlar. 26 Eylül 2021 tarihinde Almanya’da yapılan genel seçimde ırkçı parti AfD oyların %10’unu alarak 100’e yakın milletvekiliyle parlamentoya girmiştir. Irkçı örgütlerin saldırılarına her gün yenileri eklenmektedir. Bu saldırılarda bugüne kadar onlarca göçmen katledilmiştir.

Pandemiyle birlikte, yerli işçi ve emekçilerin yanısıra en fazla etkilenenler göçmenler oldu. İşsizlik en fazla göçmenler arasında artmaya başladı. Yoksulluk ve işsizlik herkesi vurduğu gibi göçmen emekçiler arasında da giderek artmaktadır.

Avrupa’da iç faşistleşmenin ayak sesleri daha fazla duyulmaya başlanmıştır. Yeni polis yasaları, yasaklar ve demokratik hakların bir bir gasp edilmesi baskıları da artırmaktadır. Polise verilen yeni yetkiler, özellikle göçmen örgütler üzerindeki baskıların artmasını beraberinde getirmiştir. Politik örgüt ve çevrelere yapılan ev baskınları ve tutuklamalar, önümüzdeki yıllarda Avrupa’nın nasıl şekilleneceğinin de bir işarettir.

Göçmen Emekçiler, Devrimciler;

Dünyamız yeni bir kaosun içine doğru hızla sürüklenmektedir. Silahlanma korkunç boyutlara varmıştır. Her yıl yeni silahlar için milyarca dolar ayrılmaktadır. Öyle ki, bir yıllık silah alımına ayrılan bütçe, her yıl bir Afrika ülkesinin açlık ve yoksulluktan kurtulmasıyla eş değerdedir.

Emperyalistler pazarların yeniden paylaşımı için bölgesel savaşlar çıkartmaktadırlar. Her bölgesel savaş, yüz binlerce insanın ölümü ve milyonlarca insanın göç etmesi demektir. Nükleer silah denemeleri, dünyamızı yaşanmaz bir duruma getirmiştir. Yer altı ve yer üstü kaynaklarının ele geçirilmesi ve işlenmesiyle bozulan doğal denge, yeni tehlikenin kapıda olduğunun işaretidir. Tüm bunların sonucu dünyada her yıl yüzlerce canlı türü yok olmaktadır.

İnsanlığın baş düşmanı emperyalistlerdir. Her kötülüğün kaynağı emperyalist sistem ve onların tek tek ülkelerdeki ortakları ve uşaklarıdır. İnsanlık emperyalizmden, faşizmden ve gericilikten kurtulmadığı müddetçe geleceği de güvencede değildir.

Partimiz kuruluşunun 50. yılına doğru adım atarken, 50 yıllık mücadele tarihinde bu büyük davanın doğrudan öznesi olmuştur. Türkiye gibi faşizmle yönetilen bir ülkede yüzlerce savaşçısını kaybetmesine rağmen mücadele azminden bir adım dahi geri atmamış ve gücünü her zaman halktan almıştır. Almaya da devam etmektedir. Partimizin açtığı bu yılki bağış kampanyasına tüm göçmen işçileri emekleriyle katkı sunmaya çağırıyoruz. Unutmayalım ki, büyük ya da küçük her katkı, devrimin bir tuğlası işlevini görecektir.

YAŞASIN DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ VE SOSYALİZM MÜCADELEMİZ!

YAŞASIN HALK SAVAŞI!

YAŞASIN ULUSLARIN ÖZGÜRCE AYRILMA HAKKI!

KAHROLSUN EMPERYALİZM, FAŞİZM VE HER TÜRDEN GERİCİLİK!

YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ!

TKP-ML AVRUPA KOMİTESİ

30 Ekim 2021

2882

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

“Bir Tek Mücadele Kaybedilir; O Da Terk Edilen Mücadeledir.” (Kadınların birliği)

Cumartesi Annelerinin eylemi, bu ülkenin en uzun soluklu mücadelesidir… Birçok kez engellendi, saldırıya uğradı, sürekli hale gelen polis saldırısı nedeniyle 1999’dan 2009’a kadar ara verildi, pandemi döneminde online olarak yapıldı ama ne olursa olsun Cumartesiler, 1995 yılından bu yana yani 28 yıldır “kaybolan” çocuklarını, eşlerini, babalarını, annelerini, arkadaşlarını, yakınlarını arayan insanların ama en çok da annelerin eylem günü oldu.

Yeni Emperyalistler Eski Emperyalistlere Karşı

Kapitalizmin; gelişmesi, genişleyerek yoğunlaşması ve üretimin her geçen gün artmasıyla ortaya çıkan tekelleşme ve uluslararası yönünün esas hale gelmesi, onu daha saldırgan bir aşama olan emperyalist bir aşamaya ulaştırdı. Bu gelişme, sınıfların netleştiği ve sınıflar arası mücadelenin keskinleştiği kapitalist ekonomik sisteminin diyalektik gelişiminin bir karakteristiğidir. Kapitalizm derinlemesine ve enlemesine geliştikçe yeni emperyalist ülkeler ortaya çıkacak ve bu da  emperyalistler arası çelişmeyi artan ölçüde derinleşecektir.

BRICS'in Johannesburg'da zirve toplantısı

Çin yeni emperyalist konumunu genişletiyor

Bugün Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde Vladimir Putin'in yalnızca sanal olarak katıldığı yeni emperyalist BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) zirve toplantısı sona eriyor.

Altı ülke eklendi

Tartışmaların merkezinde 14 yıl önce kurulan BRICS grubunun "BRICS Plus" olarak genişletilmesi yer alıyordu.

Sayfalar