Cumartesi Nisan 27, 2024

TKP-ML TMLGB MK: TİKKO 1. Konferansı, Halk Savaşı’nı Yükseltme Çağrısıdır

Halk gençliğinin komünist örgütü olarak ordumuz TİKKO’nun gerçekleştirmiş olduğu 1. Askeri Konferansı gençliğin militan coşkunluğuyla selamlıyor, Halk Savaşı’nı yükseltmek için bütün sorumluluklarımızın üzerine korkusuzca gideceğimizin sözünü yineliyoruz.

Halk ordusu TİKKO’nun gerçekleştirmiş olduğu askeri konferans, TKP-ML’nin Halk Savaşı’nı yükseltmesi noktasında şehitlerimize, binlerce yoldaşımızın eşsiz emeğiyle yaratılan değerlere ve yarım asırlık mirasa layık bir savaş örgütü olma noktasında önemli bir eksikliği ortadan kaldırmıştır. Partimiz TKP-ML kurulduğu andan itibaren savaşa kilitlenmiş, Halk Savaşı geliştirilmeksizin kalıcı hiçbir zaferin elde edilemeyeceğinin bilinciyle hareket etmiştir. Nitekim onlarca yılın savaş deneyim ve tecrübesi, yüzlerce yoldaşımızın kanı pahasına Partimizin hanesine yazılmıştır. Fakat, şehit yoldaşlarımızın kanlarıyla süzülen bu deneyim ve tecrübe, net bir askeri politikaya, Partimizin bütününe sirayet eden örgütsel bir şekle-bütünlüğe dönüştürülememiştir.

Partimizin 50’inci savaş yılında, gerçekleştirilmiş olan TİKKO 1. Askeri Konferansı, Partimizin yarım asırdır, Filistin’den Lübnan’a, Karadeniz’den Rojava’ya, T. Kürdistanı dağlarından şehirlere birçok noktadaki savaş birikimini askeri çizgimizde nitel bir sıçramaya dönüştürebilmek için atılan en önemli adımlardan biridir. Halk Savaşı stratejimizin başarıya ulaşması; Partimizin savaşa dair hatalı görüşlerden arındırılması, askeri çizgimizin netleştirilmesi ve bütün örgütlülüklerimiz tarafından bu çizginin hayata geçirilmesiyle mümkündür. Ordumuzun gerçekleştirmiş olduğu 1. Konferans bu görevleri yerine getirebilmemiz için Parti siyasetimizi şüphesiz berraklaştıracaktır.

1. Askeri Konferansımız, Halk Savaşı’nın yükseltilmesi noktasında -halk gençliğinin savaştaki özgün rolü itibariyle başta Komsomol olmak üzere- Parti bütünümüze önemli görevler yüklemektedir. 1. Askeri Konferans’ımız, birçok tartışmamızın sonucudur fakat aynı zamanda eyleme geçişimizin de yeni bir başlangıcıdır. Marksist-Leninist-Maoist görüş, bir çalışmanın başarı veya başarısızlığını kağıda yazılanlar üzerinden değil eylemle, pratikle ve en önemlisi de halkın geliştirilen politikalara verdiği yanıtla ölçer. Bu açıdan konferansımızın başarısı da esas olarak konferansımız sonucunda açığa çıkanları doğru bir şekilde hayata geçirebilmemiz ve en nihayetinde halkın savaş içerisinde örgütlenmesini sağlayabilmemiz tarafından tayin edilecektir. Bu da Partimizin bütün örgütlülüklerinin sorumluluğundadır.

Askeri konferansımızın TMLGB açısından yüklediği sorumluluğun somutlandığı yer, savaşa göre şekillenmek meselesinde kendini göstermektedir. Askeri Konferansımız savaşa göre şekillenme meselesine bugün açısından savaşın içerisinde aktif rol alan “bilinçli insan” kavramıyla yoğunlaşmaktadır. TMLGB kadroları açısından “bilinçli insan” demek, savaşın bizden nasıl bir örgüt ve kişilik şekillenişi istediğinin bilincinde olmak demektir. Bu bilinç ise eksikliklerin üzerine korkusuzca gitmek demek, savaş gücümüzün bugünkü ve gelecekteki hamlelerine bu hamlelerin başarısı için yanıt olmak demek ve bu hamlelerin içerisinde yer almak demektir. Savaşın bugünkü ve yarınki istediği neyse onu merkeze alarak örgütlenmek demektir. Gençlik örgütümüz, bugüne kadar bu görevini yerine ikirciksiz getirmiştir ve Partimizin 1. Kongresi sonrası gerçekleştirilen 1. Askeri Konferans’ın ardından daha doğru ve daha eksiksiz bir şekilde yerine getirecektir.

Halk gençliği açısından 1. Askeri Konferans’ımız, sömürüsüz bir toplum yaratana kadar savaşın, direnişin, mücadelenin içerisinde aktif ve halkın tarafında yer almaya çağrıdır. Biz istesek de istemesek de halk gençliği istese de istemese de gençlik, halka karşı yürütülen savaşın içerisindedir! Enes Kara bu savaşın içerisinde kendi yaşamına son verdi, Abdulgaffar Dayan faşist devletin katliam politikaları sonucu katledildi, mülteci gençler ırkçı politikaların sonucunu canlarıyla ödüyor.

Faşist devlet, bir avuç asalağın hakimiyeti sürsün diye halk gençliğine karşı var gücüyle bir savaş sürdürüyor. Bu nedenle halk gençliği zaten var olan bu savaşın içerisinde kendi özgürlüğü için edilgenlik durumuna son vermeli ve haklı savaşımızın bir parçası olmalıdır. TİKKO, savaşın bütün katılımcıları için, halk gençliği için, Halk Savaşı’nda aktif rol alabilmek için savaşın yolunu düzlemektedir. Bize düşen ise bu çağrıya, devrim mücadelesine yakışır bir şekilde yanıt olabilmektir.

Ordumuzun 1. Konferansı, mevcut sistemin dayattıklarına, yoksulluğa, geleceksizliğe, birey merkezli ve bencil gençlik yaratma politikalarının karşısında kendi istek ve taleplerimiz için, halk için mücadele etme zorunluluğuna ilişkin bir mesajdır.

Askeri Konferans’ımızın, en net mesajlarından biri de ataerki ve heteroseksizmi askeri politikalarımızın ve savaş gücümüzün hedefine alması noktasında olmuştur. Bilinmektedir ki askeri-ordu örgütlenmelerinde izlenilen-geliştirilen kadın ve lubunya politikaları olması gereken noktada değildir. Sistem tarafından en çok sömürülen ve sömürücü sistemin kendini kadın ve lubunyaları birkaç kere daha ezmesiyle var ettiğinin biliniyor olmasına rağmen istenilen düzeyde değildir… Bu açıdan TİKKO 1. Konferansı kadınların kadınlara yönelik her türlü saldırıya karşı, lubunyaların lubunyalara dönük her türlü saldırıya karşı silahlanmasının, komutanlaşmasının, ordulaşmasının önünü daha fazla açmıştır. Bu yönü vesileyle Konferansı yeniden kutlarız.

Tüm bu yönleri itibariyle TİKKO 1. Askeri Konferansı, içerisinde örgütlendiği öznel ve nesnel dönem itibariyle, dokunduğu ve temas ettiği konuları itibariyle halkın her kesiminin, devrimden çıkarı olan herkesin kurtuluşu için daha fazla sahipleneceği bir askeri konferans olmuştur. Bu da bize her zamankinden daha fazla güç vermektedir, bizi her zamankinden daha fazla zafere kilitlemektedir, tarihsel rolümüzü yerine getirmek zorunda olduğumuzu her zamankinden daha fazla bilincimize kazımaktadır.

TMLGB olarak TİKKO 1. Askeri Konferansımızı selamlar ve kutlarken yeniden belirtmek isteriz ki, 50’inci yılımızda, yüzlerce şehidimizin inancı önünde yineleriz ki Demokratik Halk Devrimi için savaşmak bizden daha fazla adanma, daha fazla bilinç, doğruları büyütürken eksikliklerin üzerine daha korkusuzca gitmeyi istemektedir.

Komsomol olarak savaşın bizden istediklerine, 1. Askeri Konferansımızın somut görevlerine yanıt olunacaktır.

Şan Olsun TİKKO Konferansımıza!

Yol Göstericimiz, İlham ve Güç Kaynağımızdır Partimiz!

Yaşasın Partimiz TKP-ML, TİKKO, KKB ve TMLGB!

TKP-ML TMLGB MK

2 Şubat 2022

2792

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar