Pazar Nisan 28, 2024

TKP/ML Ortadoğu Parti Komitesi “TKP/ML-TİKKO Rojava Komutanı Orhan Yoldaş ölümsüzdür!”

TKP/ML-TİKKO Rojava Komutanı Orhan Yoldaş ölümsüzdür!

Rojava’nın yiğit komutanı, kod adı Orhan Bakırcıyan olan Nubar Ozanyan yoldaş  40 yıllık devrimci savaş yaşamının her bir tarihi adımında devrim yürüyüşünü güçlendirmek,  halk savaşını büyütmek, özgürlük savaşımını  çoğaltmak için savaştı. Üyesi olduğu partimiz TKP/ML’ nin, komutanı olduğu TİKKO’ nun korkusuz ve yiğit savaşçısı olarak yaşadı ve ölümsüzleşti. Yaşamını halk ve sınıf düşmanlarına darbe vurmaya adadı. Bir yandan partinin ideolojik-politik-örgütsel görevlerini yerine getirirken diğer yandan  gerilla savaşının komuta kademesinde savaş görevlerini başarıyla yerine getirdi.  

Parti tarihimizin farklı zamanlarında 1988-90 yıllarında Filistin’de, 91-92 yıllarında Karabağ’da, Hayastan’da (Ermenistan), 2014’ de Irak Kürdistanı’nda, 2015 Temmuzundan itibaren Rojava’da  partimiz  TKP/ML’ nin devrim ve özgürlük görevlerini yerine getirmek için sayısız TİKKO komutanı ve savaşçısını eğitip yetiştirdi. Aynı zamanda sayısız Kürt-Türk-Ermeni-Arap-Filistin-Yunan-Kanadalı-Sardinyalı-Belçikalı-Fransız enternasyonalist savaşçıyı eğitti ve yetiştirdi.Rojava’da savaşan Türkiyeli devrimci örgütlerin ve savaşçılarının savaş pratiklerini ve bilgilerini yükseltmek için savaş alanın en ön saflarında özverili çalışma ve devrimci paylaşım içinde oldu. Bundandır ki Rojava’da savaşan her özgürlük savaşçısının güvenilir ORHAN yoldaşı oldu. Rojava-Siluk direnişinde DAİŞ çetelerine vurduğu etkili ve sarsıcı darbelerle Enternasyonal Özgürlük Taburu’nun bütün savaşçılarının sevgi ve sempatisini kazanmayı başardı.  Emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı devrimci savaşın birçok ülke ve alanında ciddi devrimci sorumluluklar üstlenerek ağır görevler yerine getirdi.Paris’te devrimci faaliyet yürüttüğü süre içinde devrimci sanatçı Yılmaz Güney’in güvenilir, korkusuz korumalarından biri oldu.  

Partimiz TKP/ML’ nin Ortadoğu’da, Rojava’da örgütlenme kararının en önde ve en ileri örgütleyicisi ve pratikçisi oldu. Hem düşmana yönelik gösterdiği savaş pratiğinde hem de partinin örgütleme çalışmalarında örnek bir rol oynadı. “Bir hırka-bir lokma” felsefesinin en yoksul devrimci simgesi oldu. Emek ve mücadele dolu yaşam ve savaşımında kahramanlığın, yoldaşlığın, fedakarlığın, mütevaziliğin en ileri devrimci örneklerini yaşamıyla ortaya koydu. Partimizin önderliği altında ‘Demokratik Halk Devrimi’ uğruna yürütülen savaşımda bedel ödemekten, risk almaktan asla geri durmadı. Savaş cephesindeki konumlanma ve mevzilenmesiyle, devrimci yaşamıyla, komutanlığı ve önderliği savaş militanlığıyla birleştirmenin en ileri pratik örneklerini ortaya koydu. Öğretirken öğrenen, savaşırken savaştıran, savaşırken komutan, komutanken savaşan bir yerde durarak devrimci komutanlığın nasıl olması gerektiğini sayısız pratik örneklerle gösterdi.  

Partinin son süreçte yaşadığı sorunların çözümü için büyük bir fedakarlık örneğini göstererek özlemini sonsuz düzeyde duyduğu Dersim dağlarına yöneldi. Dersim’de ki yoldaşlarıyla buluşmak için büyük çaba ortaya koydu. Rojava’da şehit düşmeden kısa bir süre önce tekrar Rojava alanına dönerek bu alanda ortaya çıkan devrimci enerjiyi, ülkedeki gerilla savaşına kanalize etmek, Kürt-Arap-Türkmen-Süryani-Ermeni halklarının birliği ve özgürlük mücadelesini büyütmek için görevinin başına döndü.

Komutan Orhan yoldaş, savaş görevlerini yerine getirmek için  14 Ağustos 2017 tarihinde şehit düştüğünde yanında İranlı-Kanadalı-Sardinyalı  üç yoldaş yaralandı. O bütün yaşamı boyunca komünist önder Kaypakkaya yoldaşın devrim ve savaş öğretisine ve ideallerine bağlı kaldı. Halk savaşı stratejisinin yaşam bulması için  gece gündüz demeden büyük küçük görev ayrımı yapmadan elinden gelen bütün çabayı ortaya koydu.

Soykırım yaşamış, mazlum, emekçi Ermeni halkının acılarına tutunup ARARAT’ ın zirvelerine çıkarak devrimci savaşın çıtasını yükseltmeye çalıştı. Adını aldığı Ermeni fedai geleneğinin çağdaş komutanıydı. Martager yoldaş TKP/ML-TİKKO’nun yükseklere çekilmiş en iddialı, en kararlı aynı zamanda en mütevazi savaş ve direniş bayrağıdır. O,  Ararat’ın savaş zirvesinden Filistin’e, Dersim’e Ermenistan’a oradan Rojava’ya akıp giden bir devrim rüzgarıydı.

Komutası altında savaşan yoldaşları olarak onun ideallerine ve anılarına bağlı kalacağımız sözünü vererek komutan Orhan yoldaşın yolundan yürümeye devam edeceğiz. Komünist önder ‘İBRAHİM KAYPAKKAYA YOLDAŞ’IN devrim ve savaş ideallerine bağlı olan Rojava  gücü olarak şehit düşen her bir yoldaşımızın ideallerini zaferle taçlandıracağımıza söz veriyoruz.

Filistin’in–Karabağ’ın-Rojava’nın Savaş Generali Yoldaş Martager Ölümsüzdür!

Ararat’ın Korkusuz Yiğit Ermeni Fedaisi Nubar Ozanyan Yoldaş Ölümsüzdür!

Devrim ve Komünizm Şehitleri Ölümsüzdür!

Yaşasın Halk Savaşı!

 

41679

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

MAHŞERİN DÖRT ATLISI: BOLSONARO, TRUMP, ORBÁN, ERDOĞAN[*]

 

“Faşizm tarihte statik ya da sabit bir moment değildir ve

aldığı biçimlerin daha önceki tarihsel modelleri taklit etmesi gerekmez.

O, bir dizi ‘devindirici tutku’yla tanımlanan bir siyasal davranış biçimidir.

Bunlar arasında demokrasiye açık saldırı, güçlü adam özlemi,

insan zaaflarına duyulan nefret, aşırı erillik takıntısı,

saldırgan militarizm, ulusal büyüklük iddiası, kadınlara… aydınlara yönelik küçümseme…

MLPD Merkez Komitesi'nin basın açıklaması:

Alman Federal Yüksek Mahkeme'sinin (BGH),  'Münih Komünist Davası'nda temyiz başvurusunu reddetmesi üzerine, MLPD Merkez Komitesi kamuoyuna bir açıklama yaptı.

Faşist Diktatörlük Örgütlü Yığınların Gücüyle Yıkılır

14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin sonuçları üzerinde tartışmak tüm ilerici-devrimci ve anti-faşist güçlerin görevidir.

Çünkü bu sonuçları ortaya çıkaran nedenler doğru analiz edilmezse, geniş yığınların beyinlerini uyuşturan, düşünüş ve hareket tarzını sakatlayan gericiliğe, ırkçılığa-faşizme, cinsiyetçiliğe karşı mücadelede doğru politikalar belirlenemez.

Elbette ki bu geniş bir konu ve bu makalenin kapsamını aşar. Dolayısıyla burada bazı ana noktalar üzerinde duracağız. Ve işe, araştırmaya dayalı bazı gerçeklere işaret ederek başlayacağız.

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" (Tamer Dursun)

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

Yoldaş, can, heval, dost, arkadaş, tanıdık...

Yok.

Olmadı.

Bize Cesur İnsanlar Lazım

"Kurtuluş belki de senin gökyüzünü çizdiğin resimlerdir."

Ah cancağızım... vay cancağızım...

Antalya'ya gider sınırı gümrüksüz geçen metalarla fontiye durursun.

Dersim'e gidince de sınırı gümrüksüz geçen metaların nohut üretimini bitirdiğini öne sürerek içki şişelerini...

Fontiye duranların kafasında patlatırsın.

Sıra, korku politik bir davranış olduğundan üretince... öpülmekten... korkar hale getirilen dudakların tüm yaşadıklarını sosyo - ekonomik yapı içerisinde adlandırmasına gelince de....

Ah cancağızım... vay cancağızım...

İnan...

Dijitalleşme: İşçinin Üretim Sürecinin Denetleyicisi ve Düzenleyicisi Olacağı Tarih

 

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

Sayfalar