Pazar Nisan 28, 2024

TMLGB MK: "Nubar Ozanyan'ın düşleri yol göstericimiz, mücadelesi azmimiz olacaktır!"

"14 Ağustos günü partimiz TKP/ML'nin değerli üyesi, ordumuz TİKKO'nun fedakar komutanı Nubar Ozanyan (Orhan Bakırcıyan) yoldaş, partimizin büyük emekler harcayarak konumlandığı Rojava'da ezilenlerin özgürlük ve kurtuluş umudunu büyüterek şehitler kervanına katılmıştır. Partimizin büyük bir kaybı olan Orhan yoldaş, Ermeni kimliği ile gittiği Rojava'da Kürt, Arap, Türkmen, Ezidi ve diğer ezilen ulus ve inançların yükselttiği özgürlük ve kurtuluş bayrağının taşıyıcısı olmuş, Aliboğazı'nda destanlaşarak ölümsüzleşen 12'lerin düşlerini devralarak Rojava'da savaş mevzilerinde yaşatmıştır.

Rojava Devrimini sonuna kadar savunacağız!

Rojava devrimi, emperyalistlerin ve bölgede bulunan uşaklarının türlü saldırı ve işgal girişimlerine rağmen gelişip güçlenmektedir. Faşist TC devleti, Cerablus ve El-Bab bölgesini işgal etmesine rağmen, özgürleştirilen bölgelere de işgal tehditlerinde bulunmaktadır. Tüm bu tehditlere rağmen bölge halkları tarafından faşist TC devleti bölgede işgalci olarak görülüp istenmemekte ve Rojava devrimi sahiplenilmektedir.

Rojava devrimi ile eşdeğer olarak büyüyen korkusunu gizleyemeyen faşist TC devleti, Türkiye Kürdistanı'na saldırarak bölge halklarına adeta soykırımı dayatmıştır. Gerek ülke içerisinde gerekse de Rojava'daki gelişmeler TC'nin aleyhine olup iktidarını sarsan ve sonunda da yıkacak olan birer nüve taşı görevini görmektedir.

Rojava'daki gelişmeler bu anlamda partimiz açısından önemli ve değerlidir. Gerek askeri ve gerekse de politik olarak konumlandığımız Rojava devrimi üzerine salt sayfalarca değerlendirme yapmak yerine bizzat devrimi büyütmek ve geliştirmek bizler açısından önceliklidir.

Ermeni yetimhanelerinden Rojava'ya bir devrim serüveni

Bu düşünceyi hayatının önceliği haline getiren Nubar yoldaşta partimiz tarafından Rojava'ya gönderilen ilk savaşçılardandı. Yaşamı boyunca ezilenlerin daima fedai savaşçısı olan ve bu uğurda görevini yürüten Orhan yoldaş, Filistin, Hayastan, Irak Kürdistanı ve Rojava'da partimiz TKP/ML'nin enternasyonal bir savaşçısı olarak savaş mevzilerinde yerini almıştır. Küçük yaşta annesini kaybettikten sonra Ermeni yetimhanelerinde büyüyen ve oldukça yoksul bir yaşamın içerisinden gelen Orhan yoldaş, sınıfsal olarak bulunduğu konumun özelliklerini yaşamının da sarsılmaz bir karakteri haline getirmiştir. Orhan yoldaşta bulunan paylaşımcı, mütavazi, çalışkan ve davaya adanmışlık özellikleri de işte bu sınıfsal duruşunun ortaya çıkardıklarıdır.

Partimizin özellikle 2 yılı bulan sorunları karşısında büyük bir fedakarlık örneği gösteren Orhan yoldaş, sorunların çözümü noktasında da çeşitli görevler üstlenmiştir. Özellikle partimiz içerisinde boy veren bürokrat, dogmatist ve savaş kaçkınlığına “komutan, cephede komutandır” şiarı ile karşılık vermiş, komünist karakterine paralel olarak çeşitli savaş cephelerinde yerini almıştır.

Savaşın gelişip güçlendirilmesinin bizzat savaş cephelerinde gösterilen pratik ile mümkün olacabileceğini gösteren Orhan yoldaş ve 12 kızıl karanfilimiz bu anlamda komsomolcular için örnek alınacak ve hep hatırlanacaktır.

Partimiz TKP/ML'nin 45 yıllık tarihine örnek bir halka olarak katılan Orhan yoldaş, partimizin komsomol gücü GB'nin mücadele azmi olacak, devraldığımız bayrağını onurla ve gururla dalgalandıracağız.

Nubar Ozanyan ölümsüzdür!

12'lerden Nubar'a, şan olsun TKP/ML'ye!

Yaşasın Rojava devrimimiz!

Yaşasın Halk Savaşı!

Savaş, öğren, ilerle, gücümüz TMLGB!

Yaşasın partimiz TKP/ML, halk ordusu TİKKO, gençlik örgütümüz TMLGB!

TMLGB MK

Ağustos 2017"

39873

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Sayfalar

Proletarya Partisi

MAHŞERİN DÖRT ATLISI: BOLSONARO, TRUMP, ORBÁN, ERDOĞAN[*]

 

“Faşizm tarihte statik ya da sabit bir moment değildir ve

aldığı biçimlerin daha önceki tarihsel modelleri taklit etmesi gerekmez.

O, bir dizi ‘devindirici tutku’yla tanımlanan bir siyasal davranış biçimidir.

Bunlar arasında demokrasiye açık saldırı, güçlü adam özlemi,

insan zaaflarına duyulan nefret, aşırı erillik takıntısı,

saldırgan militarizm, ulusal büyüklük iddiası, kadınlara… aydınlara yönelik küçümseme…

MLPD Merkez Komitesi'nin basın açıklaması:

Alman Federal Yüksek Mahkeme'sinin (BGH),  'Münih Komünist Davası'nda temyiz başvurusunu reddetmesi üzerine, MLPD Merkez Komitesi kamuoyuna bir açıklama yaptı.

Faşist Diktatörlük Örgütlü Yığınların Gücüyle Yıkılır

14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin sonuçları üzerinde tartışmak tüm ilerici-devrimci ve anti-faşist güçlerin görevidir.

Çünkü bu sonuçları ortaya çıkaran nedenler doğru analiz edilmezse, geniş yığınların beyinlerini uyuşturan, düşünüş ve hareket tarzını sakatlayan gericiliğe, ırkçılığa-faşizme, cinsiyetçiliğe karşı mücadelede doğru politikalar belirlenemez.

Elbette ki bu geniş bir konu ve bu makalenin kapsamını aşar. Dolayısıyla burada bazı ana noktalar üzerinde duracağız. Ve işe, araştırmaya dayalı bazı gerçeklere işaret ederek başlayacağız.

"YÜREĞİN UMUT ETTİĞİ O ADRESTE" (Tamer Dursun)

Düşkünlüğün, alçaklığın, düzenbazlığın, bağnazlığın, ırkçılığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, bencilliğin, rezilliğin ve vurdumduymazlığın rağbet gördüğü bu topraklar sana göre değil dostum.

Yıllardır tanırım seni.

Hani, yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmasa da, beraber oturup bir bardak çay içmemiş, tek kelime sohbet etmemiş olsak da, sen hep aşinaydın bana.

Bir aralar bu aşinalığa bir isim bulayım dedim ama inan hiçbir yere oturtamadım.

Akraba desem, değil.

Komşu desem, hiç değil.

Yoldaş, can, heval, dost, arkadaş, tanıdık...

Yok.

Olmadı.

Bize Cesur İnsanlar Lazım

"Kurtuluş belki de senin gökyüzünü çizdiğin resimlerdir."

Ah cancağızım... vay cancağızım...

Antalya'ya gider sınırı gümrüksüz geçen metalarla fontiye durursun.

Dersim'e gidince de sınırı gümrüksüz geçen metaların nohut üretimini bitirdiğini öne sürerek içki şişelerini...

Fontiye duranların kafasında patlatırsın.

Sıra, korku politik bir davranış olduğundan üretince... öpülmekten... korkar hale getirilen dudakların tüm yaşadıklarını sosyo - ekonomik yapı içerisinde adlandırmasına gelince de....

Ah cancağızım... vay cancağızım...

İnan...

Dijitalleşme: İşçinin Üretim Sürecinin Denetleyicisi ve Düzenleyicisi Olacağı Tarih

 

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

Sayfalar