Pazar Nisan 28, 2024

Umutlarımızı Büyütüyoruz

 

“... komünist için sorun, mevcut dünyayı köklü bir biçimde dönüştürmek (revolutionieren), varolan duruma pratik olarak saldırmak ve onu değiştirmektir.”Marx-Engels

Komünistler, en karamsar günlerde dahi umutlarını yitirmemişler, tersine hep umutlu olmuşlardır. Burjuvazinin korku saldıkları günlerde dahi umutlarını korumayı ve yükseltmesini bilmişlerdir. Çünkü onların arkasında bir tarih, önlerinde ise bir gelecek vardır. Ve onlar, Marksist bilimle hareket ettikleri gibi, tarihleri değiştiren ve tarihleri yapan  halk gibi toplumsal bir dayanakları, işçi sınıfı gibi devrimci sınıf özneleri vardır. 

 

Geçen yıl da, 2013’e girerken umutluyduk, kitleler ayaktaydı. Bu yılda umutluyuz ve kitleler yine sokaklarda. Bu kez, bir önceki yıla oranla katalanarak sokaklar zapt edildi. Yerine göre dişe diş çarpışıldı, yerine göre öfkeler sloganlara döküldü.

 

Soruna anlık olarak yaklaşanlar, bunları küçümseyebilir, görmezden gelebilir. Ya da küçük burjuva pesimist yaklaşımlarla, sokakta haykıran kitlelerin taşıdıkları devrimci dinamizmi görememe körlüğüne sahip olabilirler. Ancak, bir gerçek var ki, özellikle son beş yıllık süreç, Türkiye ve dünyada, kitle hareketlerinin ivmesinde düşme değil, tersine yükselme ve kitleselleşme görülmektedir. Tüm istatistiki verilerde bu gerçekliği doğrulamaktadır. Bu gelişmeyi, kapitalizmin içinde bulunduğu durumdan ve bağrında taşıdığı emek-sermaye çelişmesinin keskinleşmesinden ayrı ele almamak gerekiyor.

 

Sadece, ülkemiz açısından dahi ele alsak, Tekel işçilerinin direnişi, ODTÜ ve peşinden gelen Gezi (Haziran) Ayaklanması’yla birlikte, ülkemiz, artık eskisi gibi değilidir. Ne hükümet eski hükümet ne de işçi sınıfı ve emekçiler eskisi gibi değiller. Yönetenler yönetemiyor, yönetilenler ise yönetilmek istemiyor. Burjuvazinin korku çemberini, parçalayıp atan kitleler, sokakları, adeta, günlük sınıf çatışmasının yapıldığı alanlara dönüştürdüler. Özgürlüklerine sahip çıkanlar, burjuvazinin saldırganlığına ve her tülü tehdidine de boyun eğmiyorlar. Güncelleşen direnişler, kitlelerin bilincini yükselttiği gibi örgütlü hareket etmelerini de beraberinde getiriyor. 

 

Burjuvazi tarafından, kitleleri “uyuşturma aracı” olarak içerikleştiren futbol, Gezi’den sonra bu özelliğini de yitirdi. Oralar da, artık, birer politikleşme alanları haline dönüştürüldü. Bu bile, Gezi’nin, yani kitle hareketinin ve elbette sınıf mücadelesinin kitleleri nasıl devrimcileştirebildiğinin en yalın örneğini oluşturmaktadır. Sınıf mücadelesi, tüm gerici öğeleri kitlelerin üzerinden söküp alma ve onları devrimcileştirme gibi bir niteliğe sahiptir. Bu nedenle, kitlelerin en geri taleplerle dahi olsa sokaklara dökülmesi ve haklarını haykırması ileri bir adımdır ve bu, sınıf mücadelesinin basiten karmaşığa giden süreçleridir.

 

Kitleler devrimcileşiyor. Bu, dünya çapında genel bir belirleme olarak gözlemlenebilir. En gelişmiş kapitalist ülkelerin sokaklarından en geri ülkelerin sokaklarına kadar, kitleleri buralarda direnirken, çatışırken görmek olasıdır. Yüzler, binler değil. Bazı ülkelerde milyonlar sokakları zapt ediyor. Bu da, burjuvazinin işini zorlaştırırken, kitlelerin tarihsel sınıf bilinciyle donanmasının kaçınılmaz olarak önünü açıyor. Ne denli geri taleplerle ortaya çıkılırsa çıkılsın, kaçınılmaz olarak bu sosyalist bilinçle örtüşecektir. Bu bir öngörü ya da, salt amprik gözlemlere dayalı bir saptama değil, burjuvazi ile proletaryayı sınıf mücadelesi içine iten çelişmelerin niteliğinden ileri gelen kaçınılmazlığın realitesidir.

 

Buradan ötesi komünistlere düşmektedir. Komünistler, hayalci ve kendi iradelerini kitlelerin iradeleri yerine, kendi gerçekliklerini kitlelerin nesnel durum gerçeklikleri yerine geçirmezler. Onlar, kitlelere bilinç ve örgütlenme götürürler. Kitlelerin tüm ileri hareketlerinin içinde ve önünde yer almaya çalışırlar. Kitlelerle özdeşirler, ama geri yanlarıyla değil, ileri yanlarıyla. Ama, en sevdikleri şey kitlelerin sokak eylemleridir. Çünkü orada hareket vardır. Devrimcileşme ve örgütlenme vardır. Bilinç sıçraması ve sınıf bilinciyle donanmak vardır. İnsanlığın özgürleşmesinin adımları vardır. Bu nedenle de onlar hep umutludur. Umutları büyütenlerdir.

 

Önümüzdeki yıllarda, umutlar daha büyük olacağa benziyor. Şimdiden sokak dövüşlerine barikatlara hazırlıklı olmak gerekiyor. Var olanları büyütmek, olmayan yerlerde ise yaratmak için donanmak gerkiyor. 

 

2014’de  devrim umutlarımızı daha yukarılara çekmek dileklerimle...

30.12.2013***

92876

Yusuf Köse

Yusuf Köse teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır. Ayrıca 7 adet kitabı bulunmaktadır. Kitapları şunlardır: Emperyalist Türkiye, Kadın ve Komünizm, Marx'tan Mao'ya Marksist Düşünce Diyalektiği, Marksizm’i Ortodoks’ça Savunmak, Tarihin Önünde Yürümek, Emperyalizm ve Marksist Tarih Çözümlemesi, Sınıflı Toplumdan Sınıfsız Topluma Dönüşüm Mücadelesi.

yusufkose@hotmail.com

http://yusuf-kose.blogspot.com/

 

 

Yusuf Köse