Cuma Eylül 20, 2024

Afmı genel afmı?Tahir Canan

kaypakkaya-partizan
Hele, bu ülkede yargının gerçek anlamda, hiçbir dönem, yargısal fonksiyonunu yerine getirme noktasında olmadığı, ya da, çok uzaklaştığı görülüyorsa, düşünülüyorsa Af bir ihtiyaçtır. Her insan Türk yargısının ne durumda olduğunu çok iyi biliyor.

 

Başbakan geçenlerde dağdaki gerilla ile bir uzlaşma yöntemi olarak Af’ın çıkacağını telaffuz etti. Bu açıklama Kürt meselesinde gerçekten bir uzlaşı var mı yoksa seçimlere yönelik bir taktik mi sorusunu sordurdu. Yalnız bu meselenin artık üzerinde oyalanarak oynanarak zaman yitirilecek bir mesele olmadığını herkes iyi bilmelidir! Tarihimiz kara deliklerle dolu. Her oyalama yöntemi Türk ve Kürt gençlerinin toplu ölümlerine neden oluyor. İki toplum ve toplumsal güç arasında o gerilimli an da ölümler gerçekleşirse (ki çoğu zaman o gerilim artarak Kürtlerle Türkler arasındaki uçurum derinleştirmekte) çözüm tartışılırken bir anda savaştaki ölümler tartışılır hale gelmekte! O tarihsel deneyler nedeniyle Af telaffuzu topluma güven vermekten çok acabalarını sıralatmakta. Haklı yâda haksız değerlendirme herkese göre değişkenlik gösterir. Her insan olay ve olgulara kendi bulunduğu yerden bakar. Olayları algısıyla sınıfsal-sosyal duruşunu bütünleştirerek sürece dair düşüncesini açıklar.

Bence Kürt meselesindeki kritik eşik aşılalı çok oldu. Burada Kürtler yok sayılırken bir anda var olmanın temel çizgisini kabul ettirdi! Tarih yeniden yazılma aşmasına geçti. Bundan sonraki bütün tartışma Kürtlerin statüsünün hangi biçimde olacağı, hangi biçimi alacağıdır! Bir başka yönüyle düşünürsek: Kürtlerin alacağı statü evrimsel bir geçişle mi yoksa devrimsel bir hamle ile mi gerçekleşeceğinin tartışılmasıdır. Olgu bu! Burada süren savaşta bu denklemdeki gel-gittiler üzerinde devam etmekte!  Gerçek anlamda Kürt kimliğinin tanınması ya da yok sayılması da görülmemekte.

A.   Öcalan için devrimci süreç,  Kürtler misyonunu,  varlığını kabul ettirdikten sonra yeni bir evreye girdiği. Yeni bir şekil aldı. O nedenle de A. Öcalan eski söylem ve politikalarını evrimsel çizgiye çekmesiyle yeni politikalarını devreye soktu. Devlet katında uzun bir süredir yeni politikanın nasıl uygulanacağı üzerinde rulet oynanıyordu. Yığınla Türk Kürt genci o rulet politikasına uygun olarak yaşamdan koparıldılar. Ortaya çıkan kıyımlar hedefe ulaşmalarına olanak sağlamadığı için Af gündeme geldi. Af,  genel ve gerçek anlamda bir toplumsal ihtiyaç. Bu, ülkede Askeri yargıların egemenlinden geçerek, Yığınla insanın, eften püften suçlamalarla hapishanelerde tutulması, cezalandırılmaları, toplumsal bir suçluluğun göstergesi olduğu için Af elzemdir. Hele, bu ülkede yargının gerçek anlamda, hiçbir dönem, yargısal fonksiyonunu yerine getirme noktasında olmadığı, ya da, çok uzaklaştığı görülüyorsa, düşünülüyorsa Af bir ihtiyaçtır. Her insan Türk yargısının ne durumda olduğunu çok iyi biliyor. Hatta emekli hâkimlerin anı kitapları yargının yargı olmak dışında her şey olduğunu anlatır. O yargısal anılardan baktığımızda durumun vahameti daha iyi anlaşılır. Daha iyi görülür.

  Buradan bakınca bu yasayı kimin önerdiği yâda kimin politikasına hizmet ettiğinin çokta önemi yok. Önemli olan insanların özgürlüğüne kavuşmaları, toplum olarak huzur ve rahata ulaşmamızdır. Gençlerimizin ölmemeleridir. Geleceğe daha güvenle bakmamızdır. Önemli olan BARIŞIN GERÇEKLEŞMESİDİR. Bunu becerebilecek miyiz? Asıl mesele bu…

 

Tahir Canan

 

tahir.canan@gmail.com
1660