Bir işçi sınıfı devrimcisi: İbrahim Kaypakkaya
kaypakkaya-partizan
Komünist önder İbrahim Kaypakkaya son süreçte devrimci demokrat düşüncelere ilgi duyan gençlerin yanı sıra devrimci demokrat güçler ve burjuva yazarlar tarafından daha sık bir şekilde konu edilmekte ve incelenmektedir
İbrahim yoldaş daha önceki senelerde genellikle işkencehanelerde sergilediği direnişiyle, “ser verip sır vermemesiyle” öne çıkartılırken içinden geçtiğimiz süreçte Kemalizm, Kürt ve Ermeni sorunu konularında yaptığı açılımlarla farklı kesimlerden de ilgi görmektedir. İbo, döneminin diğer devrimci önder ve örgütlerinden ayrı olarak Kemalizmin gerçek yüzünü açığa sermesi ve Kürt ulusu üzerinde uygulanan milli zulme parmak basıp ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunması ile günümüzde tartışılan temel konulara net bir yaklaşım sergilemektedir. Tabii İbo’nun özgünlükleri bunlarla sınırlı değildir. Önderliğini yaptığı partisinin isminde komünistliğe yapılan vurguya özel önem vermesi, Halk Savaşı doğrultusunda gerilla mücadelesini örgütlemeye bire bir katılması ve revizyonizme karşı verdiği mücadelesi ile de İbo ayrı bir yere sahiptir.
Peki, nedir İbo’ya bu özgünlükleri katan? Nasıl oldu da İbrahim yoldaş ülkemiz hakkında günümüzde de geçerliliğini sürdüren ve çok sayıda hareketin, düşünce akımının anlamada ve tavır geliştirmede muğlaklık yaşadığı veya gericiliğe teslim olduğu sınıfsal mücadele, devrimci savaş, Kemalizm, Kürt Ulusal Sorunu ve Ermeni Soykırımı meselelerinde net, sade ve derinlikli bir kavrayışa sahip olabilmiştir? Bu anlaşılmadığı takdirde İbo yoldaşın görüşlerinin derinliğini anlamak da mümkün olmayacaktır.
İbrahim yoldaş her şeyden önce kararlı bir işçi sınıfı devrimcisidir. Sınıfsal duruşu nettir, hiçbir sarsıntıyla yıkılmayacak derecede sağlamdır. Tarihin gördüğü en devrimci sınıf olan ve insanın insan tarafından sömürülmesine son verecek olan işçi sınıfının ideolojik bakış açısıyla olgulara ve olaylara yaklaşabildiği için bahsini ettiğimiz berrak sentezlere ulaşabilmiştir. Bugün de geçerli olan bu durum 70’li yılların başlarındaki genel ortam ve imkanlar düşünüldüğünde daha da değer kazanmaktadır. İbrahim yoldaşın radikal görüşlerine kaynaklık eden, onun sistemle tereddütsüzce hesaplaşmasını ve sistemin gerçek yüzünü açığa çıkarmasını sağlayan işte bu ideolojik duruşudur. Burjuva aydınların veya küçük burjuva hareketlerin İbo’da gördüğü mucizenin kaynağı en devrimci ideolojiyle donanmış olmasındandır.
İbrahim yoldaşın kısa yaşamı incelendiğinde Marksizm-Leninizm-Maoizm’i sürekli şekilde incelediğini, derinleştiğini ve ülkemizin somut koşullarını MLM ideolojinin rehberliğinde değerlendirdiğini görmekteyiz. İbrahim yoldaş işçi sınıfının ideolojisini bir dogma olarak değil bir eylem kılavuzu olarak ele almış, bulunduğu her ortamda gerçekliği bu bakış açısıyla özümsemiş, gerek teorik çalışmalarında gerekse de pratik faaliyetinde somut koşulları analiz ederek devrimci mücadelenin-sınıf mücadelesinin çıkarları doğrultusunda, pratiğe hizmet etme gayesiyle sonuçlar çıkarmıştır. İbo’nun devrimci duruşu sınıfsal duruşundan ve ideolojisinden bağımsız ele alınamaz.
İbrahim işçi sınıfı devrimcisi olduğu için düşünsel ve politik gelişiminde sürekli bir adım ilerisine gidebilmiş, dönemin “devrimci” otoritelerine boyun eğmemiş, Mustafa Suphilerin katledilişinden sonra süregelen 50 yıllık suskunlukla hesaplaşabilmiştir.
İbrahim yoldaş sol-muhalif hareket içinde etkin olan ve mücadeleyi baltalayan Kemalizm hakkındaki yanılsamaları deşifre etmiştir. Kemalizmin ırkçı-şovenist yaklaşımıyla zehirlenenlerin göremediği Kürt ulusunun yaşadığı milli zulmü bu sayede görebilmiş, Ermenileri soykırıma uğratan İttihatçılardan devraldıkları mirasla Kürt ulusuna imha ve inkar saldırıları düzenleyen Kemalizmin faşist karakterini sergilemiştir.
Marksist ideolojiyi içselleştirdiği için devrimci mücadelenin önünde engel olan revizyonizmle ve reformizmle hesaplaşarak Proletarya Partisinin kurulmasına önderlik etmiştir.
İbrahim Kaypakkaya işçi sınıfı devrimcisi olduğu için, komünist bir önder olduğu için ülkemizde köylülüğün devrimci potansiyelini fark etmiş, devrimimizde köylülüğün temel güç olduğunu savunmuştur. Devrimin zaferi için işçi-köylü ittifakının vazgeçilemez olduğunu göstermiş, köylülüğün ve halkın örgütlenmesinde devrimci zorun, gerillanın belirleyiciliğini vurgulamış, devrimde köylü gerilla savaşının önemini net şekilde açıklamıştır. Bu görüşlerin haklılığını günümüzde İbo’nun ve ardıllarının faaliyet yürüttüğü bölgelerdeki köylülerin İbo’ya duydukları sevgiden ve Kürt Ulusal Hareketinin başarıyla yükselttiği köylü gerilla savaşından anlamak mümkündür.
İbrahim yoldaş işçi sınıfı devrimcisi olduğu için ülkemizde sınıfların tahlilini devrim perspektifiyle ele almış ve devrimin zaferi için Birleşik Cephenin önemini vurgulayarak işçi sınıfının ittifaklar politikasını sade bir şekilde ifade etmiştir. Demokratik Halk Devriminde işçi sınıfının dostları ile düşmanlarını, dost kategorisindeki hangi sınıflara ne kadar güvenebileceğimizi İbrahim yoldaş ülkemiz şartlarında açıklamıştır. Bu analizi yapmasında Marksist-Leninist-Maoist ideolojinin belirleyiciliği ve uluslararası komünist hareketin deneyimleri önemli bir yere sahiptir. İbrahim yoldaş enternasyonal komünizmin tüm birikimini ülkemiz şartlarında değerlendirmiş ve ülkemizin özgünlüklerine bu çerçevede vurgu yapmıştır.
İbrahim yoldaş işçi sınıfı devrimcisi olduğu içindir ki sürekli iktidar perspektifiyle mücadelesini örgütlemiştir. Devrimin amacı iktidarı fethetmek, zulüm kusan bu düzeni tarihin çöplüğüne yollamak ve özgür, bağımsız, demokratik bir yaşamı inşa etmek ve sınıfsız-sınırsız bir dünyaya doğru emin adımlarla gitmektir. İbo yoldaşın her cümlesinde, her pratiğinde bu nihai hedefi anlamak mümkündür. Bu nedenledir ki İbrahim yoldaş devrim ateşini bozkırın en kuru yerinde yakma perspektifiyle hareket etmiş, gerilla mücadelesi için dağların yolunu tutmaktan çekinmemiştir.
İbrahim yoldaş işçi sınıfı devrimcisi olduğu içindir ki, görüşleriyle-iddialarıyla sergilediği pratik arasında bir çelişki bulmak mümkün değildir. İbrahim yoldaş devrimin kırlardan şehre doğru, en geri bırakılan en çok ezilen halkın yaşadığı bölgelerden doğru gelişeceğini savunmakla kalmamış, T. Kürdistanı’nın birçok bölgesinde yoldaşlarıyla birlikte mücadelenin bire bir içinde yer almış, en zorlu koşulları göze almış, Dersim dağlarında savaşın örgütlenmesine kanıyla, canıyla katkı sunmuştur.
İbrahim yoldaş işçi sınıfı devrimcisi olduğu için, bir komünist olduğu için, halkına büyük bir güven duymuş, büyük bir sevgiyle halka hizmet et şiarına uygun hareket etmiştir. Halkı tanımak, anlamak, kitlelerin nabzını tutmak için 15-16 Haziranlarda işçi sınıfının muhteşem eylemlerinde, Trakya’nın köylü eylemlerinde yer almış, toplumsal hareketleri bire bir gözlemleyerek dersler çıkarmış, devrimci fikirleri kitleler içinde yaymak için Kürecik’te, Dersim’de araştırmalar yapmıştır.
İbrahim yoldaş kısa yaşamında büyük değerlerin altına imza atmıştır. En büyük eseri bugün de devrim mücadelesini tüm zor şartlara rağmen yükseltmeye çalışan ardıllarının-yoldaşların örgütlü olduğu partisidir.
Bugün İbrahim’i anlamak savaşa daha fazla sarılmaktır. Emperyalizmin ve faşizmin baskısı altında ezilen çeşitli ulus ve milliyetlerden, inançlardan emekçi halkımızın kurtuluşu için mücadeleye daha fazla omuz vermektir.
Halk gençliği alternatifsiz değildir. Halk gençliğinin içinde sakladığı muazzam potansiyeli harekete geçirecek, halk gençliğinin geleceğini fethetmesini sağlayacak olan mücadele İbrahim yoldaşın çizdiği yolda kararlılıkla ilerleyen mücadeledir, İbo’nun genç yoldaşlarının büyüttüğü kavgadır.
Peki, nedir İbo’ya bu özgünlükleri katan? Nasıl oldu da İbrahim yoldaş ülkemiz hakkında günümüzde de geçerliliğini sürdüren ve çok sayıda hareketin, düşünce akımının anlamada ve tavır geliştirmede muğlaklık yaşadığı veya gericiliğe teslim olduğu sınıfsal mücadele, devrimci savaş, Kemalizm, Kürt Ulusal Sorunu ve Ermeni Soykırımı meselelerinde net, sade ve derinlikli bir kavrayışa sahip olabilmiştir? Bu anlaşılmadığı takdirde İbo yoldaşın görüşlerinin derinliğini anlamak da mümkün olmayacaktır.
İbrahim yoldaş her şeyden önce kararlı bir işçi sınıfı devrimcisidir. Sınıfsal duruşu nettir, hiçbir sarsıntıyla yıkılmayacak derecede sağlamdır. Tarihin gördüğü en devrimci sınıf olan ve insanın insan tarafından sömürülmesine son verecek olan işçi sınıfının ideolojik bakış açısıyla olgulara ve olaylara yaklaşabildiği için bahsini ettiğimiz berrak sentezlere ulaşabilmiştir. Bugün de geçerli olan bu durum 70’li yılların başlarındaki genel ortam ve imkanlar düşünüldüğünde daha da değer kazanmaktadır. İbrahim yoldaşın radikal görüşlerine kaynaklık eden, onun sistemle tereddütsüzce hesaplaşmasını ve sistemin gerçek yüzünü açığa çıkarmasını sağlayan işte bu ideolojik duruşudur. Burjuva aydınların veya küçük burjuva hareketlerin İbo’da gördüğü mucizenin kaynağı en devrimci ideolojiyle donanmış olmasındandır.
İbrahim yoldaşın kısa yaşamı incelendiğinde Marksizm-Leninizm-Maoizm’i sürekli şekilde incelediğini, derinleştiğini ve ülkemizin somut koşullarını MLM ideolojinin rehberliğinde değerlendirdiğini görmekteyiz. İbrahim yoldaş işçi sınıfının ideolojisini bir dogma olarak değil bir eylem kılavuzu olarak ele almış, bulunduğu her ortamda gerçekliği bu bakış açısıyla özümsemiş, gerek teorik çalışmalarında gerekse de pratik faaliyetinde somut koşulları analiz ederek devrimci mücadelenin-sınıf mücadelesinin çıkarları doğrultusunda, pratiğe hizmet etme gayesiyle sonuçlar çıkarmıştır. İbo’nun devrimci duruşu sınıfsal duruşundan ve ideolojisinden bağımsız ele alınamaz.
İbrahim işçi sınıfı devrimcisi olduğu için düşünsel ve politik gelişiminde sürekli bir adım ilerisine gidebilmiş, dönemin “devrimci” otoritelerine boyun eğmemiş, Mustafa Suphilerin katledilişinden sonra süregelen 50 yıllık suskunlukla hesaplaşabilmiştir.
İbrahim yoldaş sol-muhalif hareket içinde etkin olan ve mücadeleyi baltalayan Kemalizm hakkındaki yanılsamaları deşifre etmiştir. Kemalizmin ırkçı-şovenist yaklaşımıyla zehirlenenlerin göremediği Kürt ulusunun yaşadığı milli zulmü bu sayede görebilmiş, Ermenileri soykırıma uğratan İttihatçılardan devraldıkları mirasla Kürt ulusuna imha ve inkar saldırıları düzenleyen Kemalizmin faşist karakterini sergilemiştir.
Marksist ideolojiyi içselleştirdiği için devrimci mücadelenin önünde engel olan revizyonizmle ve reformizmle hesaplaşarak Proletarya Partisinin kurulmasına önderlik etmiştir.
İbrahim Kaypakkaya işçi sınıfı devrimcisi olduğu için, komünist bir önder olduğu için ülkemizde köylülüğün devrimci potansiyelini fark etmiş, devrimimizde köylülüğün temel güç olduğunu savunmuştur. Devrimin zaferi için işçi-köylü ittifakının vazgeçilemez olduğunu göstermiş, köylülüğün ve halkın örgütlenmesinde devrimci zorun, gerillanın belirleyiciliğini vurgulamış, devrimde köylü gerilla savaşının önemini net şekilde açıklamıştır. Bu görüşlerin haklılığını günümüzde İbo’nun ve ardıllarının faaliyet yürüttüğü bölgelerdeki köylülerin İbo’ya duydukları sevgiden ve Kürt Ulusal Hareketinin başarıyla yükselttiği köylü gerilla savaşından anlamak mümkündür.
İbrahim yoldaş işçi sınıfı devrimcisi olduğu için ülkemizde sınıfların tahlilini devrim perspektifiyle ele almış ve devrimin zaferi için Birleşik Cephenin önemini vurgulayarak işçi sınıfının ittifaklar politikasını sade bir şekilde ifade etmiştir. Demokratik Halk Devriminde işçi sınıfının dostları ile düşmanlarını, dost kategorisindeki hangi sınıflara ne kadar güvenebileceğimizi İbrahim yoldaş ülkemiz şartlarında açıklamıştır. Bu analizi yapmasında Marksist-Leninist-Maoist ideolojinin belirleyiciliği ve uluslararası komünist hareketin deneyimleri önemli bir yere sahiptir. İbrahim yoldaş enternasyonal komünizmin tüm birikimini ülkemiz şartlarında değerlendirmiş ve ülkemizin özgünlüklerine bu çerçevede vurgu yapmıştır.
İbrahim yoldaş işçi sınıfı devrimcisi olduğu içindir ki sürekli iktidar perspektifiyle mücadelesini örgütlemiştir. Devrimin amacı iktidarı fethetmek, zulüm kusan bu düzeni tarihin çöplüğüne yollamak ve özgür, bağımsız, demokratik bir yaşamı inşa etmek ve sınıfsız-sınırsız bir dünyaya doğru emin adımlarla gitmektir. İbo yoldaşın her cümlesinde, her pratiğinde bu nihai hedefi anlamak mümkündür. Bu nedenledir ki İbrahim yoldaş devrim ateşini bozkırın en kuru yerinde yakma perspektifiyle hareket etmiş, gerilla mücadelesi için dağların yolunu tutmaktan çekinmemiştir.
İbrahim yoldaş işçi sınıfı devrimcisi olduğu içindir ki, görüşleriyle-iddialarıyla sergilediği pratik arasında bir çelişki bulmak mümkün değildir. İbrahim yoldaş devrimin kırlardan şehre doğru, en geri bırakılan en çok ezilen halkın yaşadığı bölgelerden doğru gelişeceğini savunmakla kalmamış, T. Kürdistanı’nın birçok bölgesinde yoldaşlarıyla birlikte mücadelenin bire bir içinde yer almış, en zorlu koşulları göze almış, Dersim dağlarında savaşın örgütlenmesine kanıyla, canıyla katkı sunmuştur.
İbrahim yoldaş işçi sınıfı devrimcisi olduğu için, bir komünist olduğu için, halkına büyük bir güven duymuş, büyük bir sevgiyle halka hizmet et şiarına uygun hareket etmiştir. Halkı tanımak, anlamak, kitlelerin nabzını tutmak için 15-16 Haziranlarda işçi sınıfının muhteşem eylemlerinde, Trakya’nın köylü eylemlerinde yer almış, toplumsal hareketleri bire bir gözlemleyerek dersler çıkarmış, devrimci fikirleri kitleler içinde yaymak için Kürecik’te, Dersim’de araştırmalar yapmıştır.
İbrahim yoldaş kısa yaşamında büyük değerlerin altına imza atmıştır. En büyük eseri bugün de devrim mücadelesini tüm zor şartlara rağmen yükseltmeye çalışan ardıllarının-yoldaşların örgütlü olduğu partisidir.
Bugün İbrahim’i anlamak savaşa daha fazla sarılmaktır. Emperyalizmin ve faşizmin baskısı altında ezilen çeşitli ulus ve milliyetlerden, inançlardan emekçi halkımızın kurtuluşu için mücadeleye daha fazla omuz vermektir.
Halk gençliği alternatifsiz değildir. Halk gençliğinin içinde sakladığı muazzam potansiyeli harekete geçirecek, halk gençliğinin geleceğini fethetmesini sağlayacak olan mücadele İbrahim yoldaşın çizdiği yolda kararlılıkla ilerleyen mücadeledir, İbo’nun genç yoldaşlarının büyüttüğü kavgadır.
5426