Hasan Ferit Gedik'ten Mektup...
Size bu mektubu bir çağrımız için yazıyorum. Biraz sohbet edelim diyorum. Biliyorsunuz, Gülsuyu’nda devlet destekli çeteler tarafından başımdan 4 kurşunla vurarak aranızdan ayırdılar beni.
Çeteler bizim gibi faşizmle yönetilen ülkelerde hep var olmuştur. Çünkü amaçladıkları, halkı içinden çürütmektir. Amaçları gençlerimizi uyuşturucuya bağımlı hale getirip kendilerine köle etmektir. Amaçladıkları devrimcileri sindirmek, mahalleri savunmasız halde bırakıp yutmaktır. Bunları yaşayarak gördünüz.
Çetelerin bugün mahallelerimize rahat girmelerinin nedeni yozlaşmadır. Yozlaşma, halkın değerlerini çürüterek dayanışmayı bitirmek, bu düzene bağımlı hale getirmektir... Yozlaşma saldırısı, gençlerimize ahlaksızlığı öğreten dizilerdir... Yozlaşma saldırısı, düğünde cenazede komşumuzun yanında olmamaktır. Yozlaşma lüksün özendirilmesidir, bencilliktir, ''her koyun kendi bacağından asılır'' düşüncesinin yayılmasıdır.
Tüm bunlara geçit vermeyecek, izin vermeyecek olan biziz, sizlersiniz…
Halk kültüründe mahallemiz, sokaklarımız, evlerimiz, namusumuz onurumuzdur. Kadınlarımız bu sokaklarda oturuyorlar, çocuklarımız bu mahallede geziyor, oynuyorlar geceleri bu evlerde uyuyoruz. Patronların ağız kokusunu, koca koca günler aylar, yıllar boyunca buradaki yuvalarımızı ayakta tutmak, güzelleştirmek için çekiyoruz. Alınteri döküyoruz. Onurumuz, namusumuzla yaşamak için dualar ediyoruz. Bir lokmamızı, sıcak çorbamızı burada komşularımızla paylaşıyoruz. Bu mahallelerde sevdalanıyoruz, bu mahallelerde kavga ediyoruz. Yine bu mahallelerde barışıyoruz.
Şimdi mahallelerimizi, anılarımızı üç beş aciz, bağımlı, serseri çetecilere mi terk edeceğiz? Yaraşır mı bize? Yaraşır mı tertemiz değerlerimizle büyütmeye çalıştığımız çocuklarımıza? HAYIR!!
İşte ben bunun için çetelerin saldırısına aldırmadan Gülsuyu’nda yürüdüm. Benim mahallem bile değil beni ilgilendirmez diye zerre kadar düşünmedim. Çünkü bu yılan bugün bana dokunmuyor diyemeyiz. Çünkü bu hastalık mahallelerimize sokulmuş, sokaklarımızda geziyor. Bugün Gülsuyu’nda yapılanlar aslında İstanbullun, Türkiye’nin dört yanında yapılıyor. Bundan böyle üç maymun misali gözümüzü, kulağımızı, ağzımızı kapayarak kaçmak, korunmak mümkün değil.
Şimdi düzenin bizi aşağılamasına, hor görmesine, insanlarımızın uyuşturucuyla sokaklarda kıvranmasını ellerinde pahalı viskileriyle izlemelerine göz mü yumacağız?
Alıp başımızı avuçlarımıza, çocuklarımızın ahlaksızlaşmasını izleyecek miyiz?
Asılıp sigaranın köküne kadınlarımıza laf atacak kadar izlemelerine sabredecek miyiz?
Camlardan bakıp bir film izler gibi izleyecek miyiz gençlerimizin kurşunlanmasını? Ve sonra çekip perdemizi diyecek miyiz bana bugünde dokunmadı bu yılan?
Gençlerimiz, siz anne babalardan harçlık isterken acaba alkol mü, sigara mı, uyuşturucu mu alacak diye kafada bin tane soruyla, vicdanımız rahat, gönlümüz hoş, o emekçi ellerimiz cebimize gidecek mi?
Ve tüm bunlar olurken yanı başımızda biz hala dolaşacak mıyız bu halktan bir şey olmaz diye. Ve her şey masummuş gibi oturup sıcak koltuğumuza aman kaçmasın diyerek dizinin yeni bölümünü izleyecek miyiz?
Ve sonra... ve sonra da dolaşacak mıyız hala ben doğruyum dürüstüm alnım açık, başım dik diye?
İşte Gülsuyu halkı! İşte soru budur. Ve işte hayat siyahla beyaz kadar nettir ve esrar sigaraları ve İşte ahlaksız diziler ve işte çeteler ve işte kurşunlar, gerçektir kaldırımlara akan beynimiz kadar!
Artık bıçak kemiğe dayandı. Artık şuralarına kadar geldi evlatlarını kaybeden anaların…
İşte analarımızın burnuna kadar gelen öfkeyle sizi GAZİ'ye çağırıyorum.
Gazide onurumla yattığım mezarımın başında İstanbul’un bütün gecekondularından gelen binlerce Hasan Ferit'le yozlaşmayı bitireceğimizin sözünü vermeye çağırıyorum.
1 Aralık’ta Gazi’de olalım… Yoldaşlarımla, dostlarımla, halkımızla beraber elde bayrak sokakları taşkın nehirler gibi saralım!
Tarih: 1 Aralık 2013
Saat: 11.00
Otobüs Kalkış Yeri: Gülensu Muhtarlık Önü
GÜLSUYU HALK CEPHESİ