Cuma Eylül 20, 2024

İsviçre’de Grup Yorum konseri

kaypakkaya-partizan
İsviçre’nin Zürih kentinde 24 Kasım Pazar günü Grup Yorum konseri düzenlendi.

 

Etkinlikte, Anadolu Federasyonu çalışanları, Avrupa’da yükselen ırkçılığa karşı dayanışmamızı güçlendirmek ve örgütlenme çağrısı yaptılar.

Etkinlik saat 15.00’de devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Halk Cephesi adına yapılan konuşmada Irkçılığa Karşı Birleşelim, Örgütlenelim çağrısıyla “Irkçılık karşısında gücümüzü örgütlenerek büyütecek, haklarımızı mücadele ederek koruyacağız. Geleceğimizi kazanmak için bugün ihtiyacımız olan duyarlılığımızı geliştirmek ve örgütlenmektir.” vurgusu yapıldı (metnin tamamını aşağıda yayınlıyoruz).

Daha sonra, Almanya’nın Köln şehrinde faaliyet yürüten “Dance of harmony” grubu sahne aldı. Grup, izleyenlerin büyük beğenisini topladı. Dans gösterisinin ardından Grup Yorum sahne alarak geçmişten günümüze çeşitli albümlerinden halk türkülerini söylediler.

Verilen aranın ardından ikinci bölüm Dev-Genç şiir grubu tarafından Ahmet Arif’in “Anadoluyum ben” şiirinin seslendirilmesiyle başladı. Ardından Grup Yorum tekrar sahne alarak söylediği türküler ve çekilen halaylarla katılımcıları coşturdu. Etkinliğe 1500 kişi katıldı.

İsvisçre'de Grup Yorum Konserinde Yapılan Konuşmayı Yayınlıyoruz

Değerli Misafirler, Dostlar, Yoldaşlar,

 

Hepinizi Saygıyla Sevgiyle Selamlıyoruz

Yeni bir Grup Yorum konserinde bir kez daha Avrupa’da gelişen ırkçılık ve ayrımcılık tehlikesine dikkat çekmek istiyoruz.

Günlük yaşamımızı yakından ilgilendiren ırkçılık belası nedir? Sessizliğimizden güç alan sinsi bir yılandır. Almanya'da Solingen'dir. Bir yangında 2 yaşında olup pencereden düşmektir ırkçılık, ya da karaduman’ı ciğerlerinde hissetmek.Döner dükkânında çalışırken saldırıya uğramak ve sahipsiz ölmektir. Belçika’da ölsen de yıllarca morglarda bekletilip kara toprağa hasret kalmaktır.

Almanya’da resmi istatistiklerde yıllık 1200 saldırıdır.

Hollanda’da polis karakolunda ölen gencin ölüm nedeninin gizlenmesi için çalınan beyninin yerine konulan peçetedir ırkçılık.

İsviçre’de vize süresi dolan gencin gözaltında intihar etti diye ailesine teslim edilmesidir.

Norveç’te insan suretinde mermi olmaktır 72 kişiye ölüm kusan bir tüfekte.

Ve kapalı kapılar ardında alınan kararlarla örtülür cesetlerimize Avrupa'nın demokrasi denen tül perdesi.

Irkçılık insan onuruna saplanan bir hançer, geleceğimize yönelik bir saldırıdır.

Kimse bana dokunmayan yılan bin yaşasın demesin. Irkçılık yılanı biz sessiz kalırsak daha da cesaretlenir ve daha büyük bir tehlike haline gelir. Çaresiz değiliz; çare dayanışmamızı ve örgütlenmemizi geliştirmektir. Avrupa’da en ağır işlerde çalışıyor, kendi emeğimizle yaşıyoruz. Yasal ve meşru haklarımız var. Kimse bize "beğenmiyorsan memleketine git" deme hakkına sahip değildir.

Haklarımızı ve meşruluğumuzu savunacak, haksızlıklar karşısında sessiz kalmayacağız. Haklarımız için mücadele etmezsek hiç bir hakkımız yoktur.

Biz Anadoluluyuz, Kürdü, Türkü, Arabı; faşizme karşı direniş destanları yazılan toprakların çocuklarıyız. Kuşatmalarda Mahir, işkencelerde İbo, darağaçlarında Deniz, hapishanelerde Ahmet İbili, Sevgi Erdoğan'lar dan alıyoruz gücümüzü.

Teslim olmayan boyun eğmeyen devrimcilerin yoldaşlarıyız. Taksim'de gaz bombalarına karşı, onurunu korumak için cüretkarlığı kuşanıp barikatlara koşanlarız...

Irkçılık karşısında gücümüzü örgütlenerek büyütecek, haklarımızı mücadele ederek koruyacağız. Geleceğimizi kazanmak için bugün ihtiyacımız olan duyarlılığımızı geliştirmek ve örgütlenmektir.

Irkçılığa Karşı Birleşelim, Örgütlenelim.

Kahrolsun Irkçılık Ve Ayrımcılık, Yaşasın Mücadelemiz!

Yaşasın Enternasyonalist Dayanışma!

Her Yer Taksim Her Yer Direniş!

Halkız Haklıyız Kazanacağız!

 

İSVİÇRE HALK CEPHESİ

2118