Cumartesi Kasım 9, 2024

MİT’in 2015 Projesi: Kürdler Çanakkale’ye! – Hejarê Şamil

kaypakkaya-partizan
Kişiler ve kişiselleşmiş toplumsal hassasiyetlerden bahsederken kendimizi onların yerine koyarak da düşünebilmeliyiz, hissedebilmeliyiz.

 

1915 kıyımından ‘mucize eseri’ kurtulan Türkiye Ermenilerinin neler çektiğini kendimizi onların yerine koyarak anlamaya çalışmalıyız. Böylesi bir mevzu, ilk kez Kürd yazar Eliyê Evdirrehman’ın ‘Şer li çiya” eserinde kimliğini gizleyerek ayakta kalma mücadelesi (zulüm!) veren bir İstanbullu Ermeni doktorun hikâyesini öğrenirken beynime perçinlenmişti.  

Kimliğini gizleme zorunda bırakılmak! Bu, ebedi işkencenin en acımasızıdır. Fiziki işkencelerde dayaktan dayağa, falakadan falakaya fiziğiniz gevşer, bir mıskal da olsa rahatlarsınız ve beyninizin en ücra köşesinde bir umut kıvılcımı parlar... Kimliğini gizleme zorunda bırakılma işkencesinin tokattan tokada rahatlama ‘neşesi’ olmaz. İşkenceciniz fiziğinizin dışında değildir çünkü, ruhunuzun içindedir. Yani kendiniz kendinize işkenceci olarak tayin edilmişsiniz!

20 yy.ın başlarında yaşanan Ermeni kıyımında katledilenler, kaçanlar ayrı bir mevzuu. Türkiye’de kalıp mucize eseri kurtulanları anlatmaya çalışıyoruz. Onların çektiği zulmü, kimliğine yabancılaşanlar arasında doğup büyüdüğüm için hep anlamaya çalıştım…

Birçokları en büyük zulmü katledilenlerin, sürgünü boylayanların çektiğini düşünürler. Bense, en büyük zulümkeşlerin kimliğini gizleme zorunda bırakılanlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü hissediyorum.

**

‘KÜRD-ERMENİ TARTIŞMASI’ MİT ESERİDİR

“Eylemden sonra duyumsayıp kavramaya kavrayış denilmez. Çabayla kazanılana başarı denmez. Gördükten sonra bilmeye bilme denmez.”

Denge ve Uyum Kitabı

 

Ermeni katliamının 100. yıldönümüne bir yıl kala ‘Ermeni katliamındaki Kürd rolü’ konusunun piyasaya sürüldüğünü analiz etmek gerekir.

Bu konu 2016 yılında, TC devleti Osmanlı’nın devamcısı olarak uluslar arası sanık sandalyesine oturtulduktan veya Brüksel’de, Washington’da, Moskova’da Ankara mahkûm edildikten sonra gündeme gelseydi ‘masumiyet karine’sine artı olarak yazılabilirdi. 

Ermeniler ve Ermeni dostları, katliamın 100 yılına bir yıl kala katliamın uluslar arası çapta ‘jenosit’ olarak tanınması için zemini yıllar önce atılmış stratejiye hız verirken ‘Kürd faktörü’nün ortaya atılması ne anlam ifade ediyor sizce?

KCK yürütme konseyi üyesi Besê Hozat’ın gündem yapılan “Turkiye’de resmi devletin dışında bir de oluşan paralel devletler vardır. Mesela F. Gülen cemaati paralel bir devlettir. İsrail lobisi, yine milliyetçi Ermeni ve Rum lobileri paralel birer devlettir” cümleleri Öcalan’ın ‘azınlık lobileri’ çözümlemesinin pratikleştirilmesiydi. Rıza Altun’a da tekrarlattılar. Devamında yürütülen tartışmalar, kırgın-kıyamet…

Taoist felsefe, ‘Size karşı çıkmayana saldırmayın’ diyor. Diasporada Kürdlere karşı bir ‘Ermeni hasımlığı’ söz konusu olsa da Türkiye’de böyle bir karşı çıkış yokken Kürd cephesinden 'kaynağı belirsiz' açıklamalar geldi… Al sana problem.

Öcalan’ın devamında Ermeni kıyımından dolayı faili (türkü) es geçerek ‘emperyalizm’e yüklendiği mektup[1], Ermeni, Kürd ve Türklerin tepkileri… Bunlar analiz konumuz değil. Bir kere cini şişeden çıkarttı MİT…

Bu işler böyle.

Sun Tzu şöyle demişti: “Becerikli lider halkını enerjiyle besleyerek, başkalarının da ‘boşluklarını’ doldurabilirken; beceriksiz lider başkalarının “doluluğu” önünde kendi halkının enerjisini boşaltır”.

ÖZÜR

Tarihte Ermeni’nin Kürd’den, Kürd’ün Ermeni’den, Azeri’nin Ermeni’den, Ermeni’nin Azeri’den, Azeri’nin Kürd’den… özür dilemesi gereken olaylar olmuştur.

Bu özürleri 2016’ya erteleyenler halk çocuklarıdır, kanımızca. 2015 öncesine çekenler, onun bunun çocukları…

Büyük dolaplar dönüyor…

Hejarê Şamil

hejare_shamil@hotmail.com

 

P.S.: Dikkat edilirse, canımızı dişimize tutarak 1915 dolaylarında Kürdün çektiği, Kürde çektirilen zulümlerden tek bir kelime etmedik. Kavga kan davası değil, büyük balıkların karnındakilerin Millet davasıdır.

 

[1] Ermeni analitikleri, Öcalan’ın mektubunun TC’nin diktesi ile yazıldığını düşünüyor. Son iki günde yapılan yüzlerce değerlendirmeden sadece birini aktaracağız. Ermenistan’ın Arminfo haber ajansında siyaset bilimci Sarkis Atspanyan şöyle diyor: “Türkiye, Öcalan üzerinden Ermeni jenosidinin uluslar arası alanda tanınmasını engellemek istiyor”

 

2110