Çarşamba Nisan 23, 2025

Öldüğümde beni de yazacak mısın? Mehmet Kaplan

kaypakkaya-partizan
Bager (Yusuf Temel) Kürdistan'da direnişin yüzü ve bedeniydi

 

“Öldüğümde beni de yazacak mısın” dediğinde Kobanê IŞİD ablukası altındaydı, bulunduğumuz okula üç havan mermisi isabet etmişti. IŞİD Kobane'yi havan ve obüslerle dövüyordu o sıralar. Okul'un yönü Suruç'a çevriliydi; L biçiminde, geniş bir bahçesi olan Okul'un duvarlarında top izleri de vardı. Ancak bu izler IŞİD'le olan çatışmada gerçekleşmemişti. Ne zamana ait ve kimin yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu. Kuvvetle muhtemel Esad rejimiyle olan kısa süreli çatışmadan kalmıştı. Rojava'da ilk özgürleştirilen yer: Kobanê!..

Okul’a bir akşam üzeri gitmiştim. Akşam yemeği sonrası herkes öbek öbek oturmuş sohbet ediyordu. İçlerinde yaşlıca biri vardı, karanlıktan yüzünü seçemiyorum -şen bir kahkahası var. Ertesi gün bu şen kahkahanın sahibini içtimada gördüğümde yüzü bana tanıdık gelmişti ama seçememiştim. Kod adı Bager'di. Ama lakabı 'Başkan'dı. Bager Beytüşşebap'ın eski belediye başkanı -meğer ki 'başkan' lakabı bundan. Bunu öğrendiğimde gülümsüyorum. 'Başkan'lara karşı onulmaz bir önyargım var -önyargım o an Bager'le sınırlı buharlaşıp uçuyor.

Bager Okul'da epeyi faal. Doğal bir komutan gibi. Dimdik bir duruşu var. Duru ve akıcı bir Kürtçesi -konuştuğunda herkesi dinleyici kılan sevgi dolu bir tınısı var… Uzun söylevler yapıyor arada. Konuştuğunda tuhaf bir şekilde bir sessizlik çöküyor herkese. Bager'in sesiyle bedenleşen her kelimenin bir hikayesi var. Botanlı. PKK'yi doğduğum yıllarda tanımış. Bager artık benim vakit buldukça volta attığım biri. İkimizde de müziplik var iyi anlaşıyoruz. Şen bir kahkaha alıyor ikimizi de. “’Başkan' diyorum ben aslında başkanları sevmiyorum ama seni seviyorum”. Der demez bunu, o da, “…Sevilir mi hiç başkanlar” diyor katılıyor bana. Saatlerce sohbet ediyoruz. Kürdistan'daki tüm sorunları. Yerel yönetimleri. Partisel sorunları. Tüm detaylarınca.

Bager'i üç gün üç geceye sığan sınırlı bir zamanda tanıdım, yolumuz bir sabah ayrıldı. Artık cepheye gitme vaktiydi. Bir daha haber alamadım. Duyduğuma göre o hep Okul’da kaldı. Kaç kez Okul'a gitmeye niyetlensem de güvenlikten kaynaklı gidemedim. Bir gün gittiğimde ise Okul terkedilmişti. Üzülmüştüm Bager'i görmemiştim. Kobanê'deki direnişin en renkli yüzlerinden biri Bager'di. Kanser tedavisini yarıda bırakıp gelen kaç kişi vardı ki? Başkanlardan savaşa gelen kaç kişi?..

Yusuf Temel'i tanımak büyük bir şans(tı). Hele ki Kobanê'de anlatılması güç o şartlarda onu tanımak… Uzun söylevlerinde işlediği konu: Savaşta gözüpeklik, cesaret, korkuyu yenmek ve IŞİD'e karşı amansızca savaşmaktı. “Bir kurşunu bile yersiz kullanmayın” diyordu. Mavi gözlerinde derin bir hüzün vardı her şeyin farkındaydı. Bana bir gün “Ölme” dedi. “Daha Kuzey'e gideceğiz. Gezeceğiz”...

Bager (Yusuf Temel) Kürdistan'da direnişin yüzü ve bedeniydi. Ölümüyle değil yaşamıyla ve eyleşiyleriyle hatırlayacağım onu. Kuzey'de buluşma sözünü tutmadığım için üzgünüm...


1565