Salı Mart 4, 2025

DERİN’e inen, ZİRVE’ye çıkan KOMUTAN! Tarihsel akıcılığın soluksuz komutanı Nubar Ozanyan!

Komutan Nubar yoldaş, yaşamının bütününde ve her bir anında demokratik halk devrimini gerçekleştirecek Kaypakkayacı kadro-militan kişiliğin sahici ismi olmuş tur.

Bir komutan, bir savaşçı nasıl bu kadar samimiyet ve içtenlikle sonsuza kadar davasına bağlı kalabilir?

Kaypakkayanın savaş stratejisine ve ilkelerine nasıl bu kadar güçlü sarılarak bir duruş, konumlanış ve yürüyüş gerçekleştirebilir? Tüm bu soruların yanıtını komutan Nubar yoldaşın şehit düştüğü ana dek devrimci yaşamının her anında ve ortaya koyduğu her pratiğinde görmek mümkündür.

60 yaşı geçen ömrü genç bir militan gibi Kaypakkaya yoldaşın devrim ve savaş stratejisine feda etmek ancak Nubar yoldaşa yakışırdı. Koca bir ömrü hesapsız ve çıkarsız bir şekilde devrime adamak, ona yakışırdı. Komutan Nubar Ozanyan yoldaş sonuna ve sonsuza kadar her ko- şulda her an devrimcilik anlayışının ve savaş pratiğinin isimsiz çizgisi olmuştur. Belli bir döneme, zaman dilimine ayrılmış ve belli bir ana ve koşula sıkıştırılmış devrimcilik değil tüm zamanların ve anların devrimciliğini esas alan Komutan Nubar Ozanyan yoldaş uzun zamandır unutulan-yok sayılan tasfiyeciler tarafından bilinçli olarak yozlaştırılıp bozulması istenen soluksuz devrimciliğin hayranlık uyandıran temiz ismi olmuştur.

O, partiyle tanışmasından bu yana geçen tüm zaman ve anlarda yaşamını sahici devrimciliğe adamıştır. Ülkemizde, yakınında, biraz uzağında farklı bir çok alanda kendisine verilen bütün görevleri bilinç ve kararlılıkla isteyerek, içtenlıkle kabul ederek canla başla yerine getirmeye çalıştı. Tek bir alana ve yere sıkışarak tek bir görevde uzun zamana çakılı kalarak değil nerede hangi biçimde devrimin hangi görevi varsa hepisine hazır olmak anlayışıyla ve pratiğiyle hareket etmiştir. O daha kapısı örgüt tarafından çalınmadan silah elde her an göreve gitmeye hazır olmuştur. Devrim hayali kaybolmuş ve iddiası tükenmiş tasfiyeciler gibi devrimci görev alanı denince en başta aklına Batı-Avrupa’ya gitmek gelmemiştir.

Halklarımızın görünmez enternasyonalist damarı..

Ülkede-savaş alanında görev almaktan imtina ile kaçan bir türlü devrimin ihtiyacını kendi ihtiyacı olarak görmeyen buna uygun konumlanmayan “Orta-Doğu da işim olmaz” diyen darbeci şefler gibi ne ülkeden uzak kıyı kentlerinde sefil bir yaşam sürdürmüş ne de bu tarz bir sefil devrimciliğe prim vermiştir.

Her defasında gerilla alanına gitmemek için randevularını kaçıran Rojava denince sırtını dönerek “Hüseyin Bolt”tan daha hızlı bir şekilde koşarak Batı-Avrupa’ya ulaşan sahte devrimcileri her defasında büyük bir öfkeyle eleştirmiştir.

Filistin, Dersim, Hayastan, Ortadoğu, Rojava topraklarında neredeyse ayak basmadığı bir karış yoksul toprak bırakmayan her gittiği topraklarda silaha baruta yoksul emekçi halka acılarına dokunmaktan bir an olsun çekinmeyen Nubar Ozanyan yoldaş sınırsız-tereddütsüzadressiz-meteliksiz bir devrimciliğin en yalın örneği olmuştur. Partinin işlerinin iyi-normal gittiği dönemlerinde değil aynı zamanda en sancı- lı en sıkıntılı, ateşinin en çok yükseldiği dönemlerinde bile partinin en zorlu saflarını terk etmeyen, kasırgalı-fırtınalı günlerinde de isimsiz bir savaşçı gibi partisinin yanında saf tutarak devrime sahip çıkmayı başarmıştır.

Yıllarca uçsuz bucaksız yoksul bir toprak parçasında partiden habersiz hiç bir olanağa sahip olmadan tek başına yalnız kalarak yoldaşlardan gelecek bir haberi bekleme sabrını ve kararlılığını göstermeyi bilmiştir.

Sadakatin, vefanın ve sabrın görünmez “bilinmez” örneği olmuştur. Demokratik halk devriminin bütün durak ve anlarında bütün kavşak ve yollarında durmadan kesintisiz bir devrimciliğin ve yolculuğun gerçek yolcusu olmayı başaran Komutan Nubar Ozanyan yoldaş görevin derinden akan ismi, acı dolu melodilerin dinmeyen sesi olmuştur. Halkların acı dolu dertlerinin en derinine inmenin savaş ve direnişlerin en yüksek tepelerinde mevzilenmenin sahici ismi olmuştur.

Çeşitli milliyetlerden halklarımızın görünmez enternasyonalist damarı olmuştur. Dillerini ilk duyduğu halkın acılarına dokunmayı başaran Komutan Ozanyan yoldaş aynı zamanda onların özgürlük savaşımlarının en güvenilir en sağlam devrimci dostu olmuştur. Direnişimizin ve savaşımızın şampiyonu Martager yoldaş dünyanın bütün mazlum halklarının acılarının renklerini gözlerinde toplayarak enternasyonalizmin yükseğe çekilmiş keskin ve öfkeli kılıcı olmuştur.

Dünyanın bütün dilde yazılı isyan türkülerinin dinmeyen melodisi olmuştur. O hem bir ulusun hem de bütün uluslara ait emekçilerin savaş ve direniş manifestosu olmuştur. Sporda olduğu kadar savaşta da şampiyon olmuştur.

Sadece gençlik yıllarının ilk heyecanını değil bütün yaşamının her anını genç bir militana taş çıkartacak kadar çevik atak saldırıya her an geçecek kadar hazır şekilde yaşamıştır. Komutan Martager de hazır olamama hali yoktu. O her yerde her an her koşulda düşmana saldırı anının hazır kıtası ve silah elde komutanı olmuştur. Yaşam tarzıyla tam bir proleter, sarsılmaz bir irade, bükülmez bir bilek, fedai ruhun baş edilmez Komutanı olmuştur.

Yokluk ve yoksullukta muazzam bir yaratıcılık örneği olan Martager yoldaş aynı zamanda Orta-Doğunun kavurucu sarı sıcağıyla dağın buz kesen soğuğuyla düşman kuşatmasının çirkinliğiyle dalga geçmeyi başarmış fedai geleneğinin resmi olmuştur. Zalimlerin karşısında mazlumların, ezenlerin karşısında ezilenlerin sıkılı bir yumruğudur Komutan Martager yoldaş.

Komutan Martager proletaryanın sarsılmaz devrim iddiası ezilen dünya halklarının özgürlük abidesidir.

Şimdi Rojava nın sarı sıcak topraklarında çıplak ayaklarla dolaşan Arap-Kürt çocukları Yoldaş Orhan’a, Komutan Martager’e bakarak özgürlük adımlarını büyüterek düşlerini çoğaltıyorlar.  

50048

Partizan'dan

Partizan'dan; Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Partizan'dan

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de  aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)

Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?

Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..

“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)

7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor

Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.

Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?

Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)

Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7

Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler

Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve  bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde  emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek

Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi

Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)

Sayfalar