Dil'in Gerçeği Degil, Gerçeğin Dil'i
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-22/public/picasso_guernica2.jpg?itok=QfrSAzvC)
Gezi'nin yildonumune
Komunizme salt bir oznel istek, tercih olarak yaklastiginiz surece Marksizmi anliyamazsiniz.
Marksizm iyi olandan soz etmez, kacinilmaz olandan soz eder; onu oznel bir felsefe degil, bilimsel bir felsefe yapan, gercegi her zaman maddi olgularda; uretim iliskilerinde, uretim tarzinda ve uretici guclerle insan iliskilerinde aramasidir...
Insani ve komunistleri anlamak istiyorsaniz uretim dunyasi, sinif mucadelesi dunyasi ve bilimsel aklin gelisim dunyasini anlamaya calisin.
Cunku Marksizm onlar uzerine oturur; Tarihsel Materyalizm, toplumlari anlama mucadelesi ile, insani anlama mucadelesini karsilikli varolus nedenleri uzerinde incelemeye dayanir.
Komunizm iyi bir sey oldugu icin degil; toplumsal, tarihsel evrimin icinde bulundugumuz asamasinin kacinilmaz bir sonucu oldugu icin gundemdedir.
Sosyalizm, Sosyalizme gebe olan, kapitalist uretim iliskilerinin bir sonucudur; o, kapitalizmin cocugudur; ya bu cocuk dogacak,anne dogumda olecek; ya da anne ve yavrusu bu dogum esnasinda olecektir; dunya her zaman bilimin ongordugu temel uzerinde yurumez, bir delinin cikip, tum insanligi bir nukleer bomba ile imha etme olasiligi herzaman vardir...Filmlere bakin, gelecek nasil resmediliyor kapitalist dunyada; tum insanlik yok olmus, bir avuc colde kalmis son insan gruplari yasama mucadelesi veriyor....Boyle bir dunya, kapitalistin gozunden gelecegin dunyasidir...Ya biz isciler, kendi filmimizi ne zaman cekecegiz?!
Maddi Gercegi fikirlerde aramayin, fikirleri maddi gercekte arayin...
Inek havliyamiyorsa eger, bu onun fikri yanlisliginin sonucu degil, varolusunun dogal sonucudur...Degistirilebilen birsey, degismesi mumkun olan seydir...Fikirler, maddi gercekligin, toplumsal pratigin urunudurler;ordan cikarlar....Ben varsam, beni var eden maddi gercekde var demektir. Bilimsel bakis, teraziyi neden-sonuc iliskisi uzerine kurmaktir.
Ya da Marks'in celik gibi soguk gercegi ifade edis tarziyla'
""Baska turlu olamadiysa eger, oyle olmak zorunda oldugu icindir''....
'Benim dusunceme gore'' diye basliyan cumleleri kaldirip atin; hangi sinifa gore sorusu ile baslayin; cunku, her fikir bir sinifin fikridir.
Proleter sinif bilincini attiginiz yerde, onun yerine koyacaginiz tek ideoloji degisik maskeler altinda burjuva sinif ideolojisidir...Baska hicbir gercegi aramayin sinifli toplumlarda.
Sinifli dunyada insan olarak insan yoktur, bilincli ya da bilincsiz, bir sinifin kafasini omuzlarinin ustunde tasiyan insan vardir; isterseniz, Everest tepesinde, dunyadan yalitik bir manastirda tek basiniza yasayin; eylemsizlik, pasifizm, hareketsizlik bile bir sinifa hizmettir; mevcut duzeni yikmaya yonelmeyen hersey, onu yasatmaya yoneliktir...
Tarafsizligin olmadigi bir yerdeyiz; ya mevcuttan yanayiz, ya da ona karsiyiz...Sozde siniflar ustu masallarla ne kendinizi ne de cevrenizi kandirin; hepiniz, hepimiz objektif olarak bir sinifin yanindayiz...
Bu dunyada sinif karakteri olmiyan tek bir nesne dahi yoktur...
madenlerin,elementlerin bile degeri,kapitalist pazarin ihtiyaclarina gore belirlenir....
toprak,su,hava herbirisi kapitalizmin izleri ,isleyisini ve mantigini tasir...
ask,evlilik,toreler,gelenekler,kulturler..herbirisi bir sinifsal muhtevaya,ideolojiye,damgaya sahiptir..
hayvanlar,ormanlar,bitkiler,kutuplar, her birinin degeri, omru,yasam bicimi pazar ekonimisinin kurallarina gore sekillenir....
Insanlar ve toplumlar mi?
O kadar budala da degilsinizdir saniyoruz !
Pardon siz hangi "sinifsal bakis sapkinligindan" soz etmistiniz !
Bu isin bilinc tarafidir; subjenin dunyasidir. Birde isin obje yani, iradeden bagimsiz yani vardir; iste o da niyetiniz ne olursa olsun, hizmetkari durumuna dustugunuz gercegin bir baska yanidir. Eylemsizlikle hizmet gercegi, eylemlilikle hizmet gercegini yaratir.
Burjuva sinifta onu goruyor...
Peki ya siz, Gezi'ye katilan her sinif ve tabakadan sokak eylemcisi, iktidara karsi olmakla, objektif olarak ait oldugun, hizmet ettigin sinifi gorebiliyor musun?
Seni sokaga cikartan neden ne olursa olsun, savundugunu iddia ettigin ideoloji ne olursa olsun, kendini kandirdigin gerekcen ne olursa olsun, dunyayi degistirme metodun ne olursa olsun, Gezi'den yana olmak, sokak eylemcisi olmak, senin iraden ve niyetinden bagimsiz olarak Proleterya'dan yana olmaktir.Henuz siz bunu goremiyorsunuz, ama Burjuvazi gordu, biliyor;ipleri siki tutmak telaslari bundandir. Biz burada Gezi'nin Objektif olarak hizmet ettigi sinifa isaret ediyoruz; burjuvaziye hizmet etmiyen hersey, kendinden bagimsiz olarak proleteryaya hizmet eder..Ya da tersi; Proleteryaya hizmet etmiyen hersey, otomatik olarak Burjuvaziye hizmet eder...Proleter devrim nedir, ne degildir sorusu ise baska bir sorudur.
Gezi;de kimileri agaca bakip ormani goremiyor, kimileri ise ormana bakip agaci goremiyor; dialektik her ikisini gorebilmektir.
Son vurus;Kazanan Proleterya olacak, Devrim Olacak!...
Duzene her tas, Devrime bir hizmettir!
Masallar dunyasi degil; gercekler dunyasi sizleri cagiriyor!
http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2014/05/dilin-gercegi-degil-gercegin-dili.html
Son Haberler
Sayfalar
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/halil_kaypakkaya-partizan_5.jpg?itok=xirD2QA8)
ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/amed2014_web.jpg?itok=xTrGu69W)
Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)
Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/yusuf_kose_yeni_1_0.jpg?itok=j9MkEpCz)
Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?
Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/halil_kaypakkaya-partizan_8.jpg?itok=fwTfQij3)
SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..
“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/berdalaral1-780x470.jpg?itok=34xiPbHu)
“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)
7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/sri-lanka.jpg?itok=-uOweS5Y)
İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor
Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.
Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/halil_kaypakkaya-partizan_9.jpg?itok=BA0MPgQ7)
3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?
Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/istepan_sahumyan.jpeg?itok=F3-rhQKu)
Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)
Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/yusuf_kose_yeni_1_0.jpg?itok=j9MkEpCz)
Emperyalizm Üzerine Notlar-7
„Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler
Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/kyp-cocuklar-780x470.jpg?itok=t0Y-9pVO)
Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek
Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.
![](https://www.kaypakkayahaber.com/sites/default/files/styles/grid-5/public/haber-muhabir-psd.png?itok=2YlnHSus)
Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi
Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)