Dil'in Gerçeği Degil, Gerçeğin Dil'i

Gezi'nin yildonumune
Komunizme salt bir oznel istek, tercih olarak yaklastiginiz surece Marksizmi anliyamazsiniz.
Marksizm iyi olandan soz etmez, kacinilmaz olandan soz eder; onu oznel bir felsefe degil, bilimsel bir felsefe yapan, gercegi her zaman maddi olgularda; uretim iliskilerinde, uretim tarzinda ve uretici guclerle insan iliskilerinde aramasidir...
Insani ve komunistleri anlamak istiyorsaniz uretim dunyasi, sinif mucadelesi dunyasi ve bilimsel aklin gelisim dunyasini anlamaya calisin.
Cunku Marksizm onlar uzerine oturur; Tarihsel Materyalizm, toplumlari anlama mucadelesi ile, insani anlama mucadelesini karsilikli varolus nedenleri uzerinde incelemeye dayanir.
Komunizm iyi bir sey oldugu icin degil; toplumsal, tarihsel evrimin icinde bulundugumuz asamasinin kacinilmaz bir sonucu oldugu icin gundemdedir.
Sosyalizm, Sosyalizme gebe olan, kapitalist uretim iliskilerinin bir sonucudur; o, kapitalizmin cocugudur; ya bu cocuk dogacak,anne dogumda olecek; ya da anne ve yavrusu bu dogum esnasinda olecektir; dunya her zaman bilimin ongordugu temel uzerinde yurumez, bir delinin cikip, tum insanligi bir nukleer bomba ile imha etme olasiligi herzaman vardir...Filmlere bakin, gelecek nasil resmediliyor kapitalist dunyada; tum insanlik yok olmus, bir avuc colde kalmis son insan gruplari yasama mucadelesi veriyor....Boyle bir dunya, kapitalistin gozunden gelecegin dunyasidir...Ya biz isciler, kendi filmimizi ne zaman cekecegiz?!
Maddi Gercegi fikirlerde aramayin, fikirleri maddi gercekte arayin...
Inek havliyamiyorsa eger, bu onun fikri yanlisliginin sonucu degil, varolusunun dogal sonucudur...Degistirilebilen birsey, degismesi mumkun olan seydir...Fikirler, maddi gercekligin, toplumsal pratigin urunudurler;ordan cikarlar....Ben varsam, beni var eden maddi gercekde var demektir. Bilimsel bakis, teraziyi neden-sonuc iliskisi uzerine kurmaktir.
Ya da Marks'in celik gibi soguk gercegi ifade edis tarziyla'
""Baska turlu olamadiysa eger, oyle olmak zorunda oldugu icindir''....
'Benim dusunceme gore'' diye basliyan cumleleri kaldirip atin; hangi sinifa gore sorusu ile baslayin; cunku, her fikir bir sinifin fikridir.
Proleter sinif bilincini attiginiz yerde, onun yerine koyacaginiz tek ideoloji degisik maskeler altinda burjuva sinif ideolojisidir...Baska hicbir gercegi aramayin sinifli toplumlarda.
Sinifli dunyada insan olarak insan yoktur, bilincli ya da bilincsiz, bir sinifin kafasini omuzlarinin ustunde tasiyan insan vardir; isterseniz, Everest tepesinde, dunyadan yalitik bir manastirda tek basiniza yasayin; eylemsizlik, pasifizm, hareketsizlik bile bir sinifa hizmettir; mevcut duzeni yikmaya yonelmeyen hersey, onu yasatmaya yoneliktir...
Tarafsizligin olmadigi bir yerdeyiz; ya mevcuttan yanayiz, ya da ona karsiyiz...Sozde siniflar ustu masallarla ne kendinizi ne de cevrenizi kandirin; hepiniz, hepimiz objektif olarak bir sinifin yanindayiz...
Bu dunyada sinif karakteri olmiyan tek bir nesne dahi yoktur...
madenlerin,elementlerin bile degeri,kapitalist pazarin ihtiyaclarina gore belirlenir....
toprak,su,hava herbirisi kapitalizmin izleri ,isleyisini ve mantigini tasir...
ask,evlilik,toreler,gelenekler,kulturler..herbirisi bir sinifsal muhtevaya,ideolojiye,damgaya sahiptir..
hayvanlar,ormanlar,bitkiler,kutuplar, her birinin degeri, omru,yasam bicimi pazar ekonimisinin kurallarina gore sekillenir....
Insanlar ve toplumlar mi?
O kadar budala da degilsinizdir saniyoruz !
Pardon siz hangi "sinifsal bakis sapkinligindan" soz etmistiniz !
Bu isin bilinc tarafidir; subjenin dunyasidir. Birde isin obje yani, iradeden bagimsiz yani vardir; iste o da niyetiniz ne olursa olsun, hizmetkari durumuna dustugunuz gercegin bir baska yanidir. Eylemsizlikle hizmet gercegi, eylemlilikle hizmet gercegini yaratir.
Burjuva sinifta onu goruyor...
Peki ya siz, Gezi'ye katilan her sinif ve tabakadan sokak eylemcisi, iktidara karsi olmakla, objektif olarak ait oldugun, hizmet ettigin sinifi gorebiliyor musun?
Seni sokaga cikartan neden ne olursa olsun, savundugunu iddia ettigin ideoloji ne olursa olsun, kendini kandirdigin gerekcen ne olursa olsun, dunyayi degistirme metodun ne olursa olsun, Gezi'den yana olmak, sokak eylemcisi olmak, senin iraden ve niyetinden bagimsiz olarak Proleterya'dan yana olmaktir.Henuz siz bunu goremiyorsunuz, ama Burjuvazi gordu, biliyor;ipleri siki tutmak telaslari bundandir. Biz burada Gezi'nin Objektif olarak hizmet ettigi sinifa isaret ediyoruz; burjuvaziye hizmet etmiyen hersey, kendinden bagimsiz olarak proleteryaya hizmet eder..Ya da tersi; Proleteryaya hizmet etmiyen hersey, otomatik olarak Burjuvaziye hizmet eder...Proleter devrim nedir, ne degildir sorusu ise baska bir sorudur.
Gezi;de kimileri agaca bakip ormani goremiyor, kimileri ise ormana bakip agaci goremiyor; dialektik her ikisini gorebilmektir.
Son vurus;Kazanan Proleterya olacak, Devrim Olacak!...
Duzene her tas, Devrime bir hizmettir!
Masallar dunyasi degil; gercekler dunyasi sizleri cagiriyor!
http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2014/05/dilin-gercegi-degil-gercegin-dili.html
Son Haberler
Sayfalar

MİNNET VE HAYRANLIKLA: YOLLARI YOLUMUZDUR![1]
“Nehirlerin dinlediği seslerdik”[2]
Sizlere, siz kardeşlerime Onlardan söz ederken, heyecandan dilim damağım kuruyor. Omuzlarımda devasa bir sorumluluğun ağırlığını duyumsuyorum…
Ne demeli? Nereden başlamalı?
Öncelikle onlarınki, anlatmaktan çok yaşanan, yani kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir aşktı…

“Demokratikleş-me paketi”
“Maymun ne kadar yükseğe çıkarsa,kıçı da o kadar görünür.”[1]
Bizim kuşaktan, (genel olarak “78’liler” olarak biliniyoruz) kimileri ve selefimiz 68’lilerin bir kısmı çok hızlı “uyum sağladı”. Biz beceremedik.
Eskinin “solcu”su, bugünün liberali kalemlerin AKP iktidarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eliyle açtığı (kaçıncı?) “Demokratikleşme Paketi” ile ilgili görüşlerden söz ediyorum.
“Cemevi ile Ruhban Okulu da olsaydı daha iyi olurdu,” diyen hoşnut Oral Çalışlar, örneğin[2]…

Umudun Şiarı: “Size Verdiğimiz Süre Doldu!”
Emperyalist sermayenin uluslararası bir kaç merkezdeki dönüş hızına bağlı ve orantılı olarak, dünya halklarının direnişlerinin hızı da artıyor.
Yaşadıklarımız reddedilmelidir!

Ecdadımız Kayıkları, Biz Gemicikleri Yürüttük
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta ecdadından bahsetmekten geri durmuyor. Yerel seçimlere yönelik bir yatırım olduğu herkesçe bilinen, konunun uzmanlarınca da birçok eksiği bulunduğu iddia edilen Marmaray tüp geçidi milyonların can güvenliği hiçe sayılarak apar topar açıldı. Başbakan açılıştaki konuşmasında da “ecdadımız gemileri karadan yürüttü, iktidarımız da denizlerin üstünden vagonları yürütüyor” dedi.

Din Kardeşligi masali ve türban sovu
AKP meclisteki türbanlı milletvekili şovuyla halkı uyutma yolunda kendisine yakışır bir adım daha atmış oldu. Oysa din, türban ya da özgürlük diye bir dertleri yok. Onlar ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmanın ve hizmet ettikleri bu düzenin ezen- ezilen, sömüren- sömürülen çelişkisini halkın gözünden kaçırmanın derdinde. Türbanı bu korkunç düzeni saklamak için bir şal olarak kullanmaktadırlar. Tuhaf olan şu ki, türban takan kadınların çoğu da bu düzenin mağdurlarıdırlar. Ne var ki onlar bunun farkında değil. Biraz düşünseler iyice esaret altına girdiklerini göreceklerdir.

Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken …[*]
“Karanlık saatler geldiğinde,
o zamanın insanı da gelir.”[1]
Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken söylenmesi gerekeni, gecikip, lafı dolandırmadan hemen belirteyim: Büyük bir alt üst oluşun içindeyiz…
Bu kadar da değil; her şey daha da ağırlaşarak vahimleşecek; veya tarih müthiş hızlanacak; ya da sık sık Montesquieu’nun, “Ne mutlu tarihi sıkıcı olan halka” sözü anımsanacak…

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?
'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.
Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

Solu Liberalleştirmek
Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi.

Kürdistan ve "Demokratikleşme"
Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP
Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!
Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!
Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!