Kadin Sorunu Insan Sorunudur

Kadin Sorunu Uzerine Kisa Bir Giris
Dino Ibrahim....
http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2013/11/kadin-sorunu-uzerine-kisa-bir-giris.html
''Bizim amacımız, burjuva feministlerinin istediği gibi, bugünkü düzen içinde kadınla erkeğe eşit hak sağlamak değil, bundan daha ileriye giderek bir insanı, diğer insana muhtaç yapan bağları kırmak, her iki cinse de bağımsızlık vermektir. Kadın sorununun çözümlenmesi, toplumsal sorunların, toplumsal düzen sorununun çözümlenmesi demektir. Bu nedenle kadın sorununu kesin şekilde çözümlemek isteyenler, genel toplumsal sorunları bütün insanların yararına göre çözümlemek isteyenlerin yani sosyalistlerin cephesine girmelidir.''
August BEBEL
"Burjuva kadınlarının siyasal haklarla gerçek bir ilgisi yoktur; çünkü toplumda herhangi bir ekonomik işlevleri yoktur, çünkü sınıf egemenliğinin bitmiş ürünlerinin keyfini çıkarırlar. Rahatı yerinde burjuva kadınları arasında kadınların eşitliği çağrısında bulunanlar da, maddi kökleri olmayan güçsüz birtakım kümelerin saf ideolojisi, erkek ile kadın arasındaki kaşıtlığın bir hayaleti, bir gariplikten başka bir şey değildir. Yani aslında, süfrajet (20.YY'ın başlarında, çoğu küçük-burjuva ya da burjuva kökenli kadınların başını çektiği bir kadın hareketi) hareketin doğası bizatihi maskaralıktır. Proleter kadınların siyasal haklara gereksinimi vardır; çünkü erkek proleterlerle aynı ekonomik işlevleri yerine getirmekte, aynı biçimde sermayeye kölelik etmekte, devlet de ona fark gözetmeden davranmakta, kanını emmekte ve ezmektedir. Çıkarları aynıdır ve savunmak için aynı silahları kuşanır. Siyasal talepleri, sömürülen sınıfı sömürücülerden ayıran toplumsal uçurumun derinliklerine, erkek ile kadın arasındaki değil, sermaye ile emek arasındaki karşıtlığa kök salmıştır.
(Rosa Luxemburg Kitabı - Seçme Yazılar, s. 364-365, Proleter Kadın, Dipnot Yayınları)
Marksizmle Feminizm arasindaki fark, kadin sorunu etrafinda orgutlenme ve mucadeleyi kabul etmek, etmemek degildir...
Aradaki fark; Feminizm kadin sorununu burjuva sistem icinde cozulebilir bir sorun olarak ele alir ve onu reforma baglar...Marksizm ise kadin sorununu ilkbasta sinifli toplumlarin bir urunu olarak kavrar ve onu sinifsiz toplum mucadelesine-devrime baglar...
Carlik rusyasinda ve Can Kay Sekin Cini'inde kadinlarin durumu neydi; devrimden sonra ne hale geldi, ne gibi sorunlar cozuldu...?
Sosyalizmde de biz Marksistler kadin sorunu devam eder diyenleriz..Ama Kapitalizm-Burjuvazi catisi altindaki kadinin durumu ile Sosyalizmdeki kadinin durumu kiyaslanmaz bile ; Sosyalizm catisi altinda da kadin-erkek celiskisi cozumlenmesi devam edecek sorunlardan biridir derken kastimiz; kapitalist toplumdaki kadindan cok daha ust seviyede-calisma hakki, esit ise esit ucret, kres hakki, dayaga yasak, sokaga katilma hakki, uretime katilma hakki, siyasete ve yonetime katilma hakki DISINDA- ele alinmis bir kadin sorunundan soz ederiz; KADININ IDEOLOJIK=POLITIK ONDERLIK yeteneginin onundeki engelin kaldirilmasi sorunundan..
Bu ise ilkbasta kadinin asmasi gereken bir sorundur...Sosyalizm kadinin bu sorundaki basarisinin maddi zemini hazirlar; kadina yol acar. Ilkbasta bunu gormek gerekir. Dusunce-madde iliskisi her turlu soruna bakista Marksist olmanin temelidir.
Kadina siddet kotudur!...Evet, kotudur!
Peki siddetin kaynagi nedir, erkek mi?...Evet, erkek!
Peki erkekte siddetin kokeninde ne yatar, yine erkek mi?...????
iste tum bu sorulara kadar beraber oldugumuz feminist bakisla, bu noktadan sonra ayriliriz...Erkekte cisimlesen siddetin kaynaginda ozel mulkiyet yatar...Kadin sorunu siniflardan once cikmamistir; sinifli toplumun safaginda, servet biriiminin ilk ilkel biciminin ortaya cikisinda; hayvanlarin ehlilestirilmesi, ilk insan ve hayvan kolelerin,bunlarin ilkel birikim surecinde anaerkil hukuk cokmustur.
Erketke siddetin kokeninde, ilk ilkel sinifli toplum sekillenmesi yatar.
Bu konuyu karistirmak, tipki uluslarin kapitalizmin safaginda olusmaya baslamasi, ama ulus devletlerin, artik kapitalizmin dunya capinda feodalizmin son evresine noktayi koymasinin urunu oldugunu kavramamak gibidir...
Peki o zaman 700 yillik feodalizmin bagrinda, burjuvazinin ilk cenin olarak feodal toplumun bagrina dusmesiyle neden hemen ulus devletler olusmadi sorusu karsisinda aptala donusme haliyle aynidir, feminizmin erkekte siddetin kokenlerini uretimin yapisindaki butunsel degisiklikte degil; ama onun safaginda cikmasini anlayamamasinin nedeni.
Kadin, erkek onbinlerce yil anaerkil hukuk ile yasadi,erkekte siddet yoktu; peki sonradan neden cikti sorusu onemli bir sorudur. Kadin sorununu kavramanin, ve cozmeye baslamanin tilsimi burda yatar.
Soru aslinda sudur; erkek nasil erkek oldu?
Bir sorunun temeli, ayni zamanda onun nasil cozumlenebileceginin de cevabidir...Sadece erkek olarak erkek, feminizmin idealist dunya gorusudur, ve kadin sorununda bu idealist bakis, feministi, burjuva reformizmin sig sularina goturur...Burda mesele sadece soruna dogru temellerden bakmak degil, ama ona bagli olarak da dogru temelde bir cozume ulastirmak sorunudur.
Feminist sivrisineklerle ugrasir, sineklerle mucadeleye dayanir, onu esas alir; ve boylelikle de elinde bir sivrisinesavar olan o caresiz bataklik magdurunun durumuna duser.
Devrimci Komunizm ise hem sorunun bilimsel temeli, hem onun cozumunu bagladigi esaslar, hem de dayandigi yontem ile ideolojide, politikada ve orgut sorununda burjuva reformizmin dunya gorusu feminizmden temelden ayrilir.
Marksizm kadin sorununda batakliga dayanir, onun kurutulmasini esas alir ve sineklerle mucadeleyi, batakligi kurutma mucadelesi ile birlikte kavrar; sorunun temeli-nedeni ile onun sonucunu biribirinden ayirmaz...Sivrisineklerinde ozunde batakligin bir urunu, hatta kimi durumda kurbani oldugunu gorurur.
O zaman konu; mesele kadin sorunun feminist bir temelde mi,yoksa devrimci bir temel de mi ele alinacagi sorununa doner...
Kadin sorunu sosyalizm donemi boyuncade devam edecek bir sorundur..her kimki Sosyalist Devrim oldu, pat tum sorunlar cozulecek gozuyle bakiyorsa bu Sosyalizmden birsey anlamamis naif bir bakis olur..Cunku kadin sorunu binlerce yillik bir kulturel sekillenme sorunudur ayni zamanda..Burjuva mulkiyetin yaninda, bu mulkiyete dayali burjuva fikirlerinde tasfiyesi sorunudur Komunizm Programi.
O hem bir yandan burjuva-feodal mulkiyet iliskilerine-batakliga bagli bir sorundur...hem de ondan ayri binlerce yillik bir kulturel erkek egemen ideolojik sekillenme sorunudur...
Birincisini cozmek kolaydir..burjuva mulkiyet kalkar-bataklik kurur..Ama ikincisini cozmek daha bir yuzyillik bir caba gerektirir..Bu acidan kadin sorununa hem sinif mucadelesine bagli,hem de ondan ayri bir zeminde bakmak gerekir...
Burda mesele ikili mucadelenin kavranmasi gercegidir...hem erkekle birlikte sinif mucadelesine baglanma; hem de erkege karsi kadin sorununa baglanmak gerekir..bunlar karsi karsiya gelecek degil;birlikte yuruyecek bir calismanin parcasidir..
Bizde burjuva feminizm algisinda iki seye karsi cikariz; 1-Kadin sorununu bir burjuva-feodal mulkiyet sorunu oldugunu red etmesi ya da gormemesi, onu bir reform sorunu ya da sadece bir zihniyet sorunu,kulturel sorun olarak gormesi..buna bagli olarak kadin sorununu bir siyasal iktidar ve devrim sorunu olmaktan cikartmasi...
2-kadin ve erkek esitlgini, Komunizm savasinda esit mucadele birligini degil, kadin-erkek dusmanligina, ya da daha radikal Feminist sekillenmelerde kadin egemenligine yonelmesi....
Burda karistirilan cok sey var....
Konu daha iyi acilsin diye; bugun Kurdistandaki kadin calismalari degerlidir elbette...Ama kadin sorunu ilkbasta feodal mulkiyet,tarimda ortacag duzeni ve buna bagli olarak sekillenen sosyal-siyasal asiret,aga kulturunun bir urunudur..burjuva toplumda da kadin sorunu vardir,burjuva mulkiyete bagli olarak,ama feodalizmde bu cok daha katidir;namus cinayetleri,berdel,baslik,kiz kacirma vs vs..
Iste burjuva Feminizmin ilk yuzeyselligi burda aciga cikar...Bu Feodal duzeni tasfiye etmeden,Devrim yapmadan tarimda, hergun ve hergun kadin sorunu,kadin cinayeti ureten bu Feodal batakligi kurutmadan..sadece batakligin yarattigi sorunlarla ugrasan ve ama sadece ugrasan,ama bunu cozemeyen bir durus icine girer burjuva feminist calisma...
Dikkat edin bataklik ve sinekler iliskisidir burda kavranmasi gereken...farkinda degilsiniz ama bu feodal duzende erkekte bir kurbandir..feodal duzenin agir torelerinin aslinda ilk kurbani erkektir..ona verilen rol bacisini,karisini oldurme roludur..Peki bu erkegi kim egitmeketedir?...Bizzat anasi-bir baska kadin da bu gerici duzen icinde gerici bir rol oynamaktadir..Bu mesele karisik ve dikkatli ele alinmasi gereken bir konudur
Feminizm kadin sorununda Revizyonizmdir...Tarihsel Materyalizmin ters yuz edilmesidir..ve ozu ittbariyla da devrimin degil; reformun esas alinmasiyla burjuva reformist karakterde bir akimdir...
Marksistler kadin sorununu diger tum sorunlar gibi devrim mucadelesine tabi alirlar...Ama Revizyonizm,diger tum sorunlarda oldugu gibi kadin sorununu da Devrim mucadelesinden kopartmak; burjuva reforma baglamak cabasi guderler...
Kadin sorunundaki bu ayrim aslinda geleneksel Revizyonizm-Reformizm ve MLM-Devrim ayriminin kadin sorunundaki yansimasindan baska bir sey degildir...
Kadinlarin KP den ayri orgutlenmesi dogru bir anlayis degildir; ama KP nin ayri bir kadin calismasi orgutlemesi dogru bir anlayistir..Iki konu birbirine karistirilmamalidir
Kisaca Feminizm kadinlara Devrim mucadelesine katilmayin,bizim sorunumuzu devrim de cozemez derler..Ama bu hem dogru hem yanlistir...Cunku Devrim olmadan, koleligin nedeni Burjuva-Feodal mulkiyet kalkmadan kadinlarin asla ozgurlesemeyecegi gercegini gizlemek isterler, bu anlamda Oportunizm uretirler...Ote yandan dogru soylerler; cunku kadin sorunu sadece esit ise esit ucret, kres haklari,dayagin yasaklanmasi, ev isleri koleligi degil; ondan cok daha onemlisi kadinin erkek gibi toplumsal onderlik yeteneginin gelistirilmesidir...Cunku kadin farkinda olmasada onun uzerindeki en agir kolelik zihni koleligin agirligidir ve bu kadin ve erkegin ve de KP nin el birligi ile dahaSsosyalizmden sonraki uzun bir donem de devam edecek bir sorundur..Cozumu basit konulardaki kadinin koleliginin kalkmasindan cok daha uzun zaman alacaktir..kulturel devrimin bir parcasi olacaktir
Neyin Ekonomik-Siyasal Devrimin konusu, neyin Tarihsel ve Kulturel Devrimin konusu oldugunu ayirmaliyiz ve birlestirmeliyiz
Bilim kafasinin kuralidir.Tum yukarda soylediklerimizi basit bir formulde toplamaliyiz. Kadin sorununun ozeti ve su basit formulde ozetlenebilir; FEMINIST DEGIL; DEVRIMCI-KOMUNIST KADIN HAREKETI
Ek;Ne yazik, bir seyin kendisine degil, ama onun sinifsal-ideolojik-politik ele alinisindaki burjuvaziye karsi cikmanin ayni sey olmadigini inatla kavramamak icin ugrasmak...
Bu kafalara gore Ulusal reformizme karsi cikmamak gerekir; cunku ezilendir!
Burjuva feminist reformizme karsi cikmamak gerekir; cunlu ezilendir!
Yani, Marksizm boylelikle burjuva reformizm hangi demokratik sorunda ortaya cikmissa, onla mucadele etmenin degil; onun kuyrukcusu olmaya indirgenmis oluyor....Ne hazin bir seydir bu kendine Marksist diyenler icin...Bu ulkede basimiza ne geldiyse zaten bu Marksizm adina Marksizmi katledenlerden geldi!
Kafalari almiyor ne yapayim!
Biz kadina karsi degiliz, kadin sorunu temelinde olusan demokratik orgutlere de karsi degiliz...Kadin sorunu yoktur, bunun icin mucadele edilmezde demiyoruz...
Biz Kurtlerin ozgurlesmesine karsi degiliz; bu temeldeki mucadelelere ve orgutluluklere de karsi degiliz; hatta kurt sorunu yoktur; Kurdistanda Turk sorunu vardir diyoruz....
Ama..Ama!....Biz ne kadin sorunu, ne Kurt sorunu burjuva reformist kafalar ile cozulemez, tersine, ancak cozulur gibi yapilir...;Kadin Isci-Koyluler, Kurt Isci-Koyluler....Reformizm kadin ve ulusal sorunda Burjuvazidir; cozum degil cozumsuzluktur; sorunun cozumu degil, tersine nedenidir diyoruz...
Devrimci-Kadin Hareketinin ve Ulusal Devrimciligin saflarinda orgutlenin; reformizm siz isci-koyluleri kandiriyor diyoruz...
Simdi bunu kadin sorunu yoktur, onemsizdir, tum femen kadin derneleri kapatilmalidir, bos islerdir gibi yorumlamak; ancak kendi kafasinda bir yel degirmeni yaratmak ve bu yel degirmenine sozde Don Kisotvari saldirmaktan baska bir anlami yoktur.
Mesele feminizmin burjuva-reformizmine karsi cikmaktir; mesele ulusal reformizme karsi cikmaktir...Bunu kadina karsi olmak, bunu Kurdun ozgurlugune ,kurde karsi olmak olarak yorumlamak ve bu karton kaplana saldirmak ya meselenin ne oldugunu, ne tartisildigini, neye itiraz edildigini anlayamamaktir...Ya da anlayip, anlamazliktan gelmek!
Ah oportunizm, heryerde basimizin belasisin!.
Kadin Hareketi, Alevi Hareketi, Ulusal Hareket, Isci-Koylu Hareketi ve digerleri; hayati hangi ucundan tutarsaniz tutun, sistemin sizde actigi yaralar nerenizden sizi harekete geirirse gecirsin, her konuda hep su soruyla karsi karsiya kalacaksiniz;...Peki tum bu sorunu nerde, nasil cozmek istiyoruz ve cozebiliriz?
Iste tum demokratik ve siyasi hareketler, birbirinden bagimli ya da bagimsiz ele alinsin, bu SORU'nun muhattabidirlar....
Bu IKI CIZGIDIR; sorununuzu ele alma, yorumlama, nedenlerini tespit etme, soruna dair cozum uretme, ve tum bunlar icin meseleyi ele alma yontemi...; Ya Burjuvazinin dunya gorusu ve sozde cozumleri ya da Proleteryanin dunya gorusu ve sorunu cozme cizgisi; ya sistem icinde Kapitalist Yol; ya sistemin karsisinda Sosyalist Yol...Ya Dialektik Materyalizm ya Felsefi Idealizm...!
Burjuvazi ve Proleterya arasindaki catisma sadece fabrikalarda catisma degildir; sinif mucadelesini sadece isci-patron catismasi olarak koymak Marksizmin sadece bir karikaturudur.
Hangi konu ya da sorunu ele alirsaniz alin; hayata, insana dair hangi acidan siyasete girerseniz girin; YA BURJUVAZIDEN YANASINIZ YA PAROLETERYADAN.....ORTA YOL YOK!
Ne demek istiyorum?....Her sorunda Burjuva Cizgiyi ve Proleter Cizgiyi; Kapitalizmi ve Komunizmi bulup ortaya cikartmanin adidir Marksizm...
Dialektik Materyalizm birin icindeki ikiyi gormek icin vardir...Blok bir kadin degerlendirmesi, blok bir Ulusal Hareket degerlendirmesi, blok bir Koyluluk degerlendirmesi, tum bu demokratik sorunlarda Burjuvazinin dunya gorusudur...
Demokratik dedigimiz tum sorunlar aslinda Burjuva Demokratik Devrimin cozmesi gereken sorunlardi...Ama biz cozmek zorunda kaldik Emperyalizm Caginda...
O yuzden tum kadin hareketi ezilendir, onun tum cizgisi ilericidir devrimcidir demek; tum ezilen uluslar ezilendir onun tum tum cizgisi ilericidir devrimcidir demek, tum bir koyluluk ezilendir onu bir blok olarak desteklemek gerekir demek..ne demektir biliyor musunuz?..
Komunizm ceneni kapat, ben ezilenim, sadece ben konusma hakkina sahibim, sen izle, ve benim tum cizgimi, ideolojimi,politikami sadece destekle!....
Yani tum bu demokratik sorunlarda boylelikle Komunizm-Prolteryanin dunya gorusunu tasfiye et, sadece noter makami ol, bizim kuyrugumuza takil!!...
Bizdeki burjuvaziyi bulup ortaya cikartma, demokratik tum sorunlarda blok bir ezilen kavrami ile bak ve bizle-burjuva ideojisi ile mucadele etme, bizle uzlas!....
Yoksa erkek olursun, yoksa sosyal-soven olursun, yoksa ezilenin yaninda olmamis olursun!...
Kusura bakmayin ama ne Komunistler salaktir ne de Marksizm bu maddeyi inceleme yonteminde birin icindeki ikiyi gormemek uzerine konumlanmis bir felsefedir...
Ulusal hareketin icindeki, kadin hareketlerinin icindeki, koylu hareketlerinin icindeki neyin Demokratik-esitlikci , neyin Demokratik Devrimin programinin bir parcasi-desteklenmesi gerektigi; neyin ise Sosyalist Devrimin karsisinda oldugu konusunu bulup cikartmak, onu propaganda etmek; yani neyin ise burjuva gericilik oldugunu tespit edip, onla mucadele etmek icin ideoloji ve politikaya ihtiyac vardir...
Blok olarak maddeye bakmak kaba bir idealizmdir...
Komunistler biri ikiye boler; ondaki Demokratik ilerici yani gorur, destekler, ama ayni zamanda ondaki neyin gerici-burjuvaziyi temsil ettigini gorur ve onla mucadele eder, ve her daim proleter ucu iktidar yapmaya calisir...
Bir sorunlari ele alma yontemi, kaynagini tespit etme, ve hangi sinif icin sorusuyla birlikte cozumu de masaya koyma siyasetidir Marksist Felsefe.
O yuzden diyoruz ki ;tum demokratik sorunlarda bir seyin kendisine karsi olmak ile, onun icindeki Burjuvaziye karsi olmak iki farkli tutumdur. Birisi kadin sorunu ise erkek egemenligin, ulusal sorunsa sosyal-sovenizmin; digeri ise Devrimci Marksizmin dunya gorusudur.
Eger bunun ayrimini kavrayamazsaniz ya sag ya da sol sovenizmin; Ekonomizmin; Revizyonizmin; Oportunizmin temsilcisi olabilirsiniz, ama asla Marksizmi temsil edemezsiniz!
Kadin-Erkek sorununda; Ezen-Ezilen Ulus sorununda Enternasyonalizmi kaba bir Esitlik uzerine oturtmak, ona dayandirmak Enternasyonalizmin ismini almak, ruhunu cope atmaktir.
Enternasyonalizm, Kadin ve Erkek; Ezen-Ezilen Ulusu egosunu, kibrini yok etmek mucadelesidir!
Daha somuta indirgenmis sozler mi duymak istiyorsunuz?
Kadinin mucadelesini 'koca dayagina' karsi konumlandirmak kafasi ne zavalli bir durustur kadin icin!
Bu kafa, kadininin sorunu olan burjuva-feodal mulkiyet dunyasina bas kaldirma sorununu; bu gerici dunyanin sadece bir urunu olan zavalli erkege karsi konumlandirmakla sinirlayan burjuva bir kafadir.
Kadini oyle bir konumlandirin ki sadece erkek degil; erkek dunyanin mulkiyet sistemleri ve devletleri de darmadagin olsun.
Kadinin mucadelesi her turlu mulkiyet dunyasi ile savasim sorunudur; onun sadece bir sonucu, urunu, dusurulmus bir erkek profili ile mucadele degil.
Kadinlar Dunyayi Fethedin; Her Turlu Mulkiyet Dunyasini Paramparca Edin!
Kadinlar Ozgur Olmak mi Istiyorsunuz? ...Ulrike Meinhof Olun, Rosa, Clara Olun!
Kadinlar , Kadin Sorununda Feminist-Reformizmin Burjuva Bayragi altinda degil; Yeni Demokrat Kadin'in Kizil Bayragi Altinda Orgutlenin!
Yasasin 8 Mart Dunya Emekci Kadinlar Gunu!
Son Haberler
Sayfalar

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)
Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?
Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..
“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)
7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor
Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.
Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?
Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)
Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7
„Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler
Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek
Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi
Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)