Pazar Eylül 29, 2024

Karadeniz'in utanç tablosu;Ünye'nin soytarı çocukları:Tamer Çilingir

52 soytarı, üzerinde ilkokul önlükleri ellerinde bayraklarla Mustafa Kemal’in türbesini ziyaret etmişler 10 Kasım’da. Kendilerine ’’Ünye’nin Dünkü Çocukları’’ adını vermişler. Aralarında 40 ila 60 yaşlar arasında esnaf, emekli, siyasi parti temsilcileri ve öğretim üyelerinden kişiler bulunuyormuş. Grubun başkanı olduğunu söyleyen Ordu Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Görevlisi Ahmet Erkan Birben, beyaz yakalı önlüğü ve bayraklarıyla muhabirlere poz verirken, bağıra çağıra bir marş söylüyor aynı zamanda. Hani orijinal adı ’’Tre Trallande Jäntor’’ olan İsveç şarkısı, ama beyefendi ’’gençlik marşı’’ diye söylüyor.


(Gençlik Marşının orjinali https://www.youtube.com/watch?v=_JeTRCs8eX0 )
(Ünyenin Dünkü Çocuklarının hali https://www.youtube.com/watch?v=dmL1s80kkJM )


Muhabirlerin sorularına, unutulan kültürleri yeniden yaşatmak için ilkokul birinci sınıf çocuklarından itibaren özel günlerde etkinlikler gerçekleştirdiklerini, Mustafa Kemal’in manevi huzuruna da beyaz yakalı siyah önlükle çıkmak istediklerini söylüyor.
Grubun son dönemlerde örgütlediği diğer etkinlikler ise, 23 Nisan ve 19 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilmiş.
Unutulan kültürleri yaşatmak yalanı…
19 Mayıs’ın Ünye ve tüm Pontos için anlamı soykırımıdır, sürgünlerde açlıktan, susuzluktan ve soğuktan ölümdür. 19 Mayıs Ünye ve tüm Pontos’un kana bulanması demek olan, Rumların soykırıma uğratılmasıdır. Ünye, Pontos’un hem Osmanlı’ya hem de Mustafa Kemal ve çetelerinin saldırılarına karşı direnmiş önemli Rum yerleşim birimlerinden biridir. Ünye’nin her sokağında, her metrekaresinde Rum kadın ve çocuklarının kanı vardır. Ünye, tek taşı bile olmayan binlerce Rumun mezarıdır aynı zamanda. Soykırımcıların katliamlarına karşı örgütlenen Rum partizanlarının ailelerine, kardeşlerine, çocuklarına kıyıldığı yerdir Ünye.
’’Ünye’nin Dünkü Çocukları’’ adlı bu grubun ’’unutulan kültürleri yaşatmak için’’ yola çıktıklarını söylemesi kocaman bir yalandır. Onların yapmaya çalıştıkları unutulan kültürleri yaşatmak değil tam tersine yaşanmış bu zalimlikleri unutturmak, yeni kuşakları yalanlarla kandırmaktır. Bütün bu soytarılıklarının anlamı budur.


Gizli Boykot Komitesi özentileri…
Ünye, ırkçı ittihatçı ve Kemalistler için her dönem önemli olmuştur. Bundan tam yüz yıl önce; 13-14 Haziran 1914 gecesinde Ünye’de dağıtılan bir bildiriden sözetmek istiyorum. Bildirinin altındaki imza ’’ ’’Gizli Boykot Komitesi Şubesi’’dir. O gece Ünye’de Pazar yerindeki her yere ve meclis üyesi G.Thomaides’in ve Rum okulu müdürü G. Papamarkos’un evlerine yollanmıştır özellikle:
’’Rumlara dostça uyarımızdır. Siz Rumların Türkiye’de yaşamaya devam etmelerinin mümkün olmadığını biraz aklı olan herkes anlar. Bu inkar edilemez bir hakikattır.
(…)
Hayatta kalmak istiyorsanız, beklemeyin! Gidin! Samimi tavsiyemizi dinleyecek olursanız,
dostluk namına, yakın gelecekte sizi tuz gibi eritecek olan o ordu karşısında baş eğmek dışında başka çareniz olmadığını söylemek istiyoruz. ’’ (*)
Bu ‘’dostça’’ bildirinin ardından, 1923 yılına kadar bütün Karadeniz kana boyanmış, 353 bin Pontoslu Rum katledilmiş, 200 bine yakını da Mübadele Anlaşması adı altında sürgün edilmişti. Geride kalanlar ise asimilasyona uğratılmıştı.
’’Ünye’nin Dünkü Çocukları’’ ismiyle ortaya çıkan grubun bu 52 soytarısının, yüz yıllık tarih sahnesinde henüz hesaplaşılmamış, adaletin vuku bulmadığı soykırımı sürecinin mağdurlarının tarafında değil, açıkça katliamcıların tarafında yer tutmaları, Ünye ve Karadeniz açısından büyük bir utançtır.
Ünye ve Pontos’un diğer şehir ve kasabalarında her geçen gün, resmi tarihin kanlı geçmişine ilişkin gerçekler açığa çıkıyor tek tek. ‘’Vatan, millet, bayrak’’ söylemleri, ırkçı, şoven  propagandalar artık eskisi gibi etkili olmuyor.
Karadeniz / Pontos kimliğini arıyor. Mezarından çıksa da Gizli Boykot Komiteleriniz, İttihatçı liderleriniz, türbesinde soytarılık yaptığınız Mustafa Kemal’iniz, Topal Osmanlarınız, Nurettin Paşalarınız, artık bunun önüne geçemeyeceksiniz. Resmi tarihinizin de, sahte cumhuriyetinizin de maskesi düştü artık.

(*) Resmi Belgelerle Avrupa Savaşından Önce Türkiyeli Rumlar Üzerindeki Zulüm, Alexander Papadopoulos, Pencere Yayınları, Ocak 2013, Sayfa 134

81679

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

Koşulları ve anı değerlendirmek olarak politika üretimi…

Politikanın ne olduğu üzerinde netleşmek, komünistler açısından kendini pratik mücadelede var etmenin en önemli unsuru olan politik tavır konusunda kuşkusuz ön açıcı olacaktır.

İki Yanlış Bir Doğru Etmez; Gezi’nin Direniş Ruhu Yaşıyor!

23 Haziran’da yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri, iktidarın yakın dönemdeki en önemli önceliği haline gelmiş durumda.

İstanbul’un gerek nüfus ve stratejik konumu gerekse de Türkiye ekonomisindeki yeri açısından bu durum anlaşılır. 31 Mart seçimlerini ‘Başkanlık Sistemi’nin bir oylamasına dönüştüren AKP/Saray böylece bu durağı kaçınılmaz hale getirdi. Zira, 31 Mart seçimlerini yerel bir seçimden genel seçim niteliğine taşıyan doğrudan R.T. Erdoğan/Saray iktidarı oldu.

Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin ürünü: Kaypakkaya

Bir kırması ve yoldaşları ile Kaypakkaya, 46 yıl evvel faşist TC devleti tarafından pusuya düşürülerek, günlerce işkence edilerek katledildiğinde bizlere gözbebeğimiz gibi sakınmamız gereken çok değerli “silahlar” bırakmıştı. Bu “silahlar”, bu ülkede devrimi nasıl ve ne ile gerçekleştirileceğimizi açıkça önümüze koyuyordu. Aradan geçen 46 yıl boyunca onun bizlere devrettiği bu mirası, yüzlerce yoldaşımızı ölümsüzlüğe uğurlamak zorunda kalsak da asla terk etmedik.

TKP-ML MK SB : Şan ve Şeref Olsun Ölümsüzleşenlerimize!

Türk Kürt Uluslarından, Çeşitli Milliyet ve İnançlardan Halkımıza!

Partimizin 1. Kongresinde 9. Gündem maddesi olarak “Parti Tüzüğü” de tartışılmış ve çeşitli kararlar alınmıştır. 1. Kongremiz, esas olarak 8. PMK, özel olarak da darbeci tasfiyeci anlayışın parti tüzüğü ve işleyişimize yönelik pratiklerini değerlendirmiş ve kimi sonuçlara ulaşmıştır.

Parti tüzüğü gündeminde partimizin kadro ve üye politikası da tartışılmış ve 8. Konferans’ımızın “yeni kadro ve militan yetiştirmek” olarak formüle ettiği “kadro ve halef yetiştirme” politikamız üzerinde de durulmuştur.

TKP-ML TİKKO’dan Cemil Amed :İbrahim Kaypakkaya, Dörtler ve Haki Karer’in ölümsüzlük yıldönümü değerlendirmesi

TKP-ML TİKKO’dan Cemil Amed, İbrahim Kaypakkaya, Dörtler ve Haki Karer’in ölümsüzlük yıldönümünde bir değerlendirmede bulundu.

Cemil Amed yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti.

Tabure

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Gümüşsuyu Amfisi, 1970’in eylülünde Dev-Genç’in parkeli, sarkık bıyıklı militanlarıyla tıklım tıklım dolmuştu. Sahnedeki masada, toplantıyı yöneten üç kişi vardı. Ortada, Filistin’e gidip geldikten sonra tutuklanan ve bir müddet yattıktan sonra serbest bırakılan İstanbul Dev-Genç Bölge Yürütme Komitesi başkanı Cihan Alptekin oturuyordu.

Bir Partizan | Çöldeki Bedevi

Oldukça kritik bir süreçten geçiyoruz. Sürecin bütün temsiliyetleri bir arayış içinde. Tarihi tecrübeler bir hazneye doldurarak masaya yatırılmakta, tatbik edilmekte ve ortaya çıkan sonuçlarla sahaya koşulmaktadır.

Bizler devrimciyiz ve gerçeği kavramalıyız! Gerçek olan tek şey ise bilimsel bakış ve gerçeği açığa çıkartacak yöntemdir. Zira bu bizim elimizdeki kılavuzdur-ilmimizdir.

 Devrimin estetiği

18 MAYIS | Matematiksel bir düzlem ve ihtilâlci bir işlem olarak KAYPAKKAYA

Her düşünce veya hareket, kurucularının kendisini hayata karşı konumlandırması ile başlar. Bu konumlanışın temelleri kuşkusuz insan ve onu çevreleyen etmenlerle tartışılabilir. Konumlanış en temelde hayata karşı hissedilen kaygı ile ilgilidir ki; bu kaygıyı ortaya çıkaran bir maddi zemin de söz konusudur. Metafizik bir kavram olan kaygı, hem akli hem de hissi düzeyde vuku bulduğundan salt psikolojik veya entelektüel düzeyde tanımlanamaz; zira bu tam tersine duyu, duygu ve düşünce yapılarını kuşatan bütüncül canlı bir yapıdır.

Partizan: “Gelişimin her anında öncülüğü en iyi şekilde yaşatmayı başarmış Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya 70 yaşında!”

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın ölümsüzleşmesinin 46. yılında bir açıklama yapan Partizan, “Bu bilinç ve kavrayışla attığımız adımları coşkuyla hızlandırmaya ve coşkuyu kitleler nezdinde umuda çevirmeye adayız. Bu taşıyıcısı olduğumuz mirasa karşı bir sorumluluk; ezilen, yok sayılan milyonlara karşı bir görev ve başta Kaypakkaya yoldaş olmak üzere tüm şehitlerimize sözümüzdür” dedi. Açıklama şu şekilde:

“Gelişimin her anında öncülüğü en iyi şekilde yaşatmayı başarmış Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya 70 yaşında!

Örgütle ve Örgütlü Yaşamak

Örgütle ve örgütlü yaşamak -1-

Ele aldığımız başlık, oldukça geniş ve çok fazla alt başlıklara ayrılabilecek bir konudur. Araştırma-inceleme, çalışma tarzı, eğitim, A/P gibi çoğaltabileceğimiz birçok konu, temeli itibariyle, “örgütlü yaşam nedir? Nasıl olur?” sorusuna ve cevabına dayanıyor.

TKP-ML MK SB:Artık Söyleyecek Sözümüz Az, Yapacak İşimiz Çoktur!

FIRTINAYI YARATACAK DAMLALAR OLACAĞIZ! KAYPAKKAYA YOLDAŞI FIRTINALARLA ANACAĞIZ!

Çeşitli ulus, milliyet ve inançlardan Türkiye proletaryası ve halkına;

Sayfalar