Perşembe Kasım 7, 2024

Nubar Ozanyan Yerevan‘da özlem ve saygıyla anıldı…

Şahadete ulaştığı, Rojava topraklarındaki askeri törenden sonra, 26 Ağustos 2018 Pazar günü Ermenistan’ın Yerevan kentinde başta eşi ve sevenleri ile silah arkadaşları bir anma etkinliği gerçekleştirdi.

Հայաստանից մինչեւ Պաղեստին,

Տերսիմից մինչեւ Ռոժավայ,

Յեղափոխության պատմության

Հերոս Մարդակեր Նուպար Օզանյան ՛ը անմահ է …. (1)

Yerevan: Martager Nubar Ozanyan’ın ölümsüzlüğünün I.yılında bir çok yerde anma etkinlikleri düzenlenmeye devam ediliyor.

26 Ağustos tarihinde kilisede yapılan dini törenden sonra, Nubar Ozanyan şahsında şehitlere verilen հօգեճաշ(2) ile bir araya gelen Karabağ savaşında birlikte olan silah arkadaşları, Rojava ile Karabağ savaşında şehit düşenler için saygı duruşunda bulundular.

Dağlık Karabağ savaşından sinevizyon gösterimlerin yapıldığı anma toplantısında, Monte’lerin, Leonid’lerin, Nubar’ların mücadeleleri tanıtılırken, Rakka özgürleştirme hamlesinde şehit düşen Ozanyan’ın mücadelesini anlatan belgesel video gösterimi ilgiyle izlendi.

Yapılan açıklamada, işgal yağma ve talan ile komşu ülkelerin topraklarında gözü olan, Ortadoğu ile Kafkaslar’da yeni Osmanlı hayalleri peşinde koşan Türk devleti bu sefer Erdoğan destekli, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren DAİŞ çeteleriyle halkların baş belası olduğu dile getirildi.

Yapılan açıklamalarda, soykırım politikalarından ve soykırımdan hiç bir zaman vazgeçmeyen, yeni İttihat ve Terrakki’cilerin yaşanan Azerbeycan-Ermenistan savaşında önemli rol oynadıkları,  Azeri ordusunun eğitiminden, askeri mühimmat ve mali olarak destekledikleri belirtildi. “Karabağ savaşı Türkiye’nin Kafkas’lara açılma hevesini ve politikalarını bozdu. Aynı politika bugün Suriye’de Kürt halkı üzerinde devam ediyor” denildi.

“Ararat’a varacağız er veya geç…”

Konuşmaların devamında; “Nar taneleri gibi dünyanın dört bir yanına dağılan Ermeni halkının ezgilerinde her zaman yas, gözyaşı ve özlem olmuştur. Hazırlanan videoda bahsi geçen ve hepsi Nubar Heval’in çok sevdiği türkülerden oluşması anlamlıdır. Ermenice’yi bilmeden, anlamadan dahi insanın yüreğine işleyen bu ezgiler belki de başka yerde rastlamak mümkün değildir.

Ermeni topraklarını kan gölüne çevirerek 1,5 milyon Ermeni’nin soykırımı ile sonuçlanan tarihin ilk soykırımında, Ermeni’ler için Ararat (Masis) özgürlük sembolüdür. Bir gün tekrar geri dönülecek, er ya da geç vatan topraklarına kavuşmak ümidiyle Ermeni’ler yaşarlar.

Özgürlük ve Bağımsızlık yürüyüşünü kendilerine klavuz edinen enternasyonal devrimcilerden Adıyaman’lı Misak Manuşyan’ı Naziler Paris’te kurşuna dizerek katlettiler. Amerika’da doğmuş büyümüş Lübnan savaşında Ermeni cephelerinde yetkinleşmiş Karabağ savaşında ordu komutanı durumuna gelmiş Monte Melkonyan sınırları tanımamış, halkı için canını vermiştir. Ermeni halkının yetiştirdiği son mohekan ise Nubar Ozanyan olmuştur. Rojava’da şehadete ulaşmıştır” sözleri dile getirildi.

“Kendi köklerini aradı ve buldu…”

Açıklamanın devamında, “Nubar Ozanyan’ı gösterişsiz, sınır tanımayan, enternasyonalist devrimci kılan, sistemden koparak tamamen kendini Parti ve halk adına adamış olmasıdır. Mal ile mülk edinme hırsı olmayan, her şeyi Parti olan, evini sırt çantasına koymuş Dersim, Bakur, Başur ve Rojava demeden dolaşan sözü ile özü bir olan bir devrimciydi.

Kendini gösterenlerden hiç değildi. Anılarını yazan devrimcilerden hele hele hiç olmadı. Bunu kendi öz yaşantısı ile ispatladı. Bu tip insanlara en iyi cevabı “gülerek” geçip gitmesiydi. İşte bu yüzden efsaneleşti, sevgi sınırları Türkiye’yi aşarak Onu Enternasyonalist devrimci konumuna getirdi” denildi.

Son olarak şöyle denildi;

“Ama son zamanlarda bir hayli yoruldu-yordular. Olağanüstü koşullarda defalarca Dersim’e gitmesine rağmen bir “damar” gerillalarla buluşmasına bilinçli olarak engel oldu. ‘Komutan cephede komutandır-Serdar Can’ şiarını hayatın bütün alanlarında korkusuzca, tereddütsüzce yerine getirdi. 100 yıl geçmesine rağmen Bakur Kürdistanı’nda halen varlıklarını sürdüren Ermeni’ler ile hristiyan halklar halen Kürt’ler, Arap halkları ile beraber soykırım tehdidi altındadırlar. Nubar Ozanyan bu gerçekleri görerek yönünü bu sefer Rojava’ya çevirmiştir. Tel Abyad, Resul ayn, Qamışlı, Hol, Haseke gibi birçok şehirlerde soykırımdan kalan Ermeni’ler ile tanışarak güçlü ilişkiler kurdu. Onların sorunlarına yardımcı oldu ve örgütledi. Nubar Ozanyan’ı unutmadık, sonsuza dek yaşayacak…

1.Ermenistan’dan Filistine / Dersim’den Rojava’ya kadar / Devrim mücadelesi tarihinde / Martager Nubar Ozanyan ölümsüzdür…

2. Ermeni geleneklerinde ölenler için verilen can yemeği.

34866

Agop Ekmekciyan

Özellikle azınlıklar üzerine yazdığı yazılarıyla tanıdığımız yazarımız,diğer birçok konuda da makaleleriyle tanınmaktadır.

agop@kaypakkaya-partizan.net(Hazırlanıyor)

Agop Ekmekciyan

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de  aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)

Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?

Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..

“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)

7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor

Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.

Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?

Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)

Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7

Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler

Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve  bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde  emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek

Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi

Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)

Sayfalar