Cumartesi Mart 15, 2025

Sağlam proleter karakter örneği …Ali Asker YER

Pazar günü Stuttgart Arena Kültürhaus’da evgili yoldaşımız Ali Asker YER’in anma toplantısındaydık. Salon ve çevresi sevenleri ve yoldaşlarıyla doluydu. Bu sevgi seli hiç kimseyi şaşırtmadı, çünkü o gerçekten çok sevilen gerçek bir proleter devrimciydi. Onun yaşamından kareler içeren sinevizyon gösterimi sırasında salonu derin bir sessizlik ve hüzün kapladı, çok sayıda insanın gözleri ıslak ıslaktı. Hiç birimiz onun bu zamansız gidişine katlanamamıştık.

Ali Asker Yer, geçen yıl 16 Mart’ta çalıştığı inşaat firmasınının iskelesinden düşerek ağır yaralanmıştı. Pandemi kasırgasının en sert estiği bir zamandı; kaldırıldığı hastanede 7 Nisanda son nefesini vermişti. 1972 doğumlu dünya iyisi, güler yüzlü, gül yüzlü can yoldaşımızı o koşullarda ne ziyaret edebildik, ne de son yolculuğunda layıkıyla uğurlayabildik. Yokluğunun 1. Yıl dönümünde onun ezikliği de yansımıştı salona.

Bir süre önce yitirdiğimiz Dursun Çaktı ve Hasan Akaygün’le birlikte kısa zamanda kaybettiğimiz Dersim’in üç sevilen evladından biriydi Ali Asker.

Dünyanın her tarafında olduğu gibi Almanya’da da işçi sınıfı ve çalışanlar Pandemi ölümüne karşın sokakta ve işbaşındaydı, ara vermeden çalıştılar. Bir kez daha gördük ki, kapitalizm sadece onlardan sağladığı artı-değeri seviyor, ama onların hayatları asla umurlarında bile değildir. Ali Asker Yer’in ölümü de bir kaza değil, kapitalizmin aleni bir cinayeti olarak gerçekleşmişti. İşçi sınıfının çocukları yalnız Türkiye’de değil, Almanya’da da iş cinayetlerinde ölüyorlar!..

Almanya’ya geldiğimden beri Ali Asker Yeri tanırım, hatta en iyi tanıdığım insanlardan biridir diyebilirim. Uzun süre kendi evlerinde sevgiyle bağırlarına bastılar ve her şeylerini paylaştılar. Aramızda 20 küsür yaş farkı olmasına karşın en yakın arkadaşım, en sadık dostumdu. Hayranlık duyduğum olağanüstü bir karakter sağlamlığına sahipti. Onun sağlam dik duruşunu ters akımlar zerre kadar sallayamazdı, sarsamadıda... Yirminci yüzyılın ilk yarasındaki sağlam karakterli, inançlı komünistlere benziyordu. Proleter devrimci saygınlığın nasıl kazanılacağını onun yaşa serüveninde görmek mümkün. İnsanda saygı uyandıran gizemli bir duruşu vardı. Dünkü anma toplantısında bunu bir kez daha gördük; gerçek proleter devrimcileri halk çok sever, siz yeter ki öyle olmayı biliniz! Onunla en küçük bir olumsuz anısı olan yoktu, herkes onu sevmişti, bütün devrimci gruplar mesajlarında ondan sevgi ve muhabbetle söz ettiler ve hepsi oradaydı. Yalnız yüzü ile değil, yüreğiyle gülen tertemiz düzgün bir insandı. Çünkü devrimci olmaktan, insanlığın geleceği için koşuşturmaktan öylesine mutluydu ki en kötü zamanlarda bile herkese devrimci ısrar ve iyimserlik bulaştırırdı…

Elli küsür yıllık mücadele deneyimimde çok insan tanıdım. En zor zamanlarımda gerçek dostlar tanıdığım kadar, korkaklar, dönekler ve hainler de tanıdık. Keskin laflar altında boşalmış ruhlar gördük. Çok bağıranların yok bağırdığını gördük. Ahlak nutku atanların ahlak yoksunu olduğunu, taş kafalıların boş kafalı olduğunu gördük. Gösterişle görünmesini istemediklerini örten karanlık insanlar tanıdık. “En devrimci” keskin pozlar altında devrimcilere ve devrim değerlerine haince saldıran alçaklar gördük.

Bir de böyle güzel insanları.…

Bilinçli, çok okuyan, çok öğrenen, çok iş yapan, az konuşan, boş konuşma ve hamaset nutuklarına nazikçe gülümseyen güzel insanlar tanıdık. Her devrimciye güç veren enerji onlardan gelir. Benim de enerji kaynağım onlardır!..

Dün anmadan sonra yakın akrabalarından İlyas gözlerimi yaşartan son anısını anlattı.

Ali Asker Yer, daha sağ iken organlarını bağışlamış. Ailenin bundan haberi yok. Doktorlar exsit roporundan sonra aileye bu durumu bildirmeye gitmiş ve dört hastaya can verdiğini söylemişler. Bu sırada henüz küçük yaştaki kızı “işte benim babam bu!” diye onur duygusuna belenmiş.

Güzel yavrumuz bize de söyletti: İşte bizim yoldaşlarımız böyle…

Seni asla unutmayacağız can yoldaşım, seni yıldızlara uğurladık, güle güle…

Hasam Hayri Aslan 5 Nisan 2022

 

6006

MİNNET VE HAYRANLIKLA: YOLLARI YOLUMUZDUR![1]

“Nehirlerin dinlediği seslerdik”[2]

 

Sizlere, siz kardeşlerime Onlardan söz ederken, heyecandan dilim damağım kuruyor. Omuzlarımda devasa bir sorumluluğun ağırlığını duyumsuyorum…

Ne demeli? Nereden başlamalı?

Öncelikle onlarınki, anlatmaktan çok yaşanan, yani kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir aşktı…

“Demokratikleş-me paketi”

“Maymun ne kadar yükseğe çıkarsa,kıçı da o kadar görünür.”[1]

 

Bizim kuşaktan, (genel olarak “78’liler” olarak biliniyoruz) kimileri ve selefimiz 68’lilerin bir kısmı çok hızlı “uyum sağladı”. Biz beceremedik.

Eskinin “solcu”su, bugünün liberali kalemlerin AKP iktidarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eliyle açtığı (kaçıncı?) “Demokratikleşme Paketi” ile ilgili görüşlerden söz ediyorum.

“Cemevi ile Ruhban Okulu da olsaydı daha iyi olurdu,” diyen hoşnut Oral Çalışlar, örneğin[2]

Umudun Şiarı: “Size Verdiğimiz Süre Doldu!”

Emperyalist sermayenin uluslararası bir kaç merkezdeki dönüş hızına bağlı ve orantılı olarak, dünya halklarının direnişlerinin hızı da artıyor.

Yaşadıklarımız reddedilmelidir!

Ecdadımız Kayıkları, Biz Gemicikleri Yürüttük

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta ecdadından bahsetmekten geri durmuyor. Yerel seçimlere yönelik bir yatırım olduğu herkesçe bilinen, konunun uzmanlarınca da birçok eksiği bulunduğu iddia edilen Marmaray tüp geçidi milyonların can güvenliği hiçe sayılarak apar topar açıldı. Başbakan açılıştaki konuşmasında da “ecdadımız gemileri karadan yürüttü, iktidarımız da denizlerin üstünden vagonları yürütüyor” dedi.

Din Kardeşligi masali ve türban sovu

AKP meclisteki türbanlı milletvekili şovuyla halkı uyutma yolunda kendisine yakışır bir adım daha atmış oldu. Oysa din, türban ya da özgürlük diye bir dertleri yok. Onlar ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmanın ve hizmet ettikleri bu düzenin ezen- ezilen, sömüren- sömürülen çelişkisini halkın gözünden kaçırmanın derdinde. Türbanı bu korkunç düzeni saklamak için bir şal olarak kullanmaktadırlar. Tuhaf olan şu ki, türban takan kadınların çoğu da bu düzenin mağdurlarıdırlar. Ne var ki onlar bunun farkında değil. Biraz düşünseler iyice esaret altına girdiklerini göreceklerdir.

Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken …[*]

“Karanlık saatler geldiğinde,

o zamanın insanı da gelir.”[1]

 

Ortadoğu yeniden biçimlen(diril)irken söylenmesi gerekeni, gecikip, lafı dolandırmadan hemen belirteyim: Büyük bir alt üst oluşun içindeyiz…

Bu kadar da değil; her şey daha da ağırlaşarak vahimleşecek; veya tarih müthiş hızlanacak; ya da sık sık Montesquieu’nun, “Ne mutlu tarihi sıkıcı olan halka” sözü anımsanacak…

Ercan Binay’dan mektup var Abdullah KALAY’a özgürlük!

“Zulümle abad olunmaz.”[2]

 

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Cumhuriyet Bayrami' Ve Bagimsiz Turkiye Hangi Sinifin Ideolojisidir?

 

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.

Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

 

Solu Liberalleştirmek

 

Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi. 

Kürdistan ve "Demokratikleşme"

Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP


Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!

 Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!

 Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!

Sayfalar