Sahte yurtseverler ve çoban yıldızı aydınlar
Tarihin defalarca doğrulanmış tanıklığı ile bilinmektedir ki, sahte yurtsever siyasetçilerin peşinden giden toplumların sonu yılan kaynayan kuyuların dipsiz karanlığıdır. Para, makam ve şöhret bataklığına saplanan o sahte yurtseverler adları üstünde sahtekârdırlar. Marazlı ruhlarını yurtseverlik ve halkçılık gibi cazibeli sözlerle perdelemede ve sinsi yüzlerini saklamada oldukça ustadırlar; halkı tilkice hileler ve makyajlanmış yalanlarla aldatmada üstlerine yoktur. Şarlatandırlar; sesleri gerçek yurtsever aydınlardan hep daha gür çıkar. Ancak saman alevinden hiçbir farkları yoktur, pis kokular yayarak parlar, sonra da uzun toplum yaşamında bir iz bırakmadan sönüp giderler.
Gerçek yurtsever aydınlar ise toplumların Çobanyıldızı'dırlar, insanlığın semalarında hep ışıldayıp dururlar. Mal, mülk, para ve statü komik bir hikâyedir onlar için. Nasıl ki Çobanyıldızı gecelerin ufuksuz karanlığında yolunu kaybetmişlere yoldaşlık ediyorsa, onlar da toplumlara yönlerini bulmada kılavuzluk ederler. Yurtlarına ve insanlığa öyle yakıcı bir aşkla bağlıdırlar ki, kendilerini yerdeki bir karıncanın esenliğinden bile sorumlu tutarlar.
Değil yaşadıkları sokakta ve kentte, dünyanın en ücra bir köşesinde bile bir insan acı çekiyorsa onlar o insanla kardeşmiş gibi acı çeker, onun için gözyaşı dökerler. Sadece kendi yurtlarında değil, Asya'da, Afrika'da ya da başka bir kıtada tek bir insan bile aç ve açıkta ise onlar dünya heveslerine kapılmayı kendileri için alçaklık ve insanlıktan çıkma hali olarak görürler.
Onlar; yalansız günlük ilişkileri, güvenilirlikleri, barışçılıkları, sağlam karakterleri, gösterişsiz sade yaşamları, adaletten şaşmazlıkları, dürüstlükleri, dayanışmacılıkları, karşılıksız fedakârlıkları, yüksek empati güçleri ve toplumun bilincinde çimlendirdikleri ışıklı düşünceleriyle insanlığı kötülüklerden, kavgalardan, dünya hırslarından ve bencilliklerden arınmaya, sevgiye ve temiz ahlâka çağırırlar. Sözden çok yaptıklarıyla toplumu etkilerler. Toplumlar eğer gelecekte sevgiyle bezenen paylaşımcı büyük ailelere dönüşeceklerse, bu, onların nurlu varlıkları sayesinde gerçekleşecektir.
Bu özellikleri taşıyan gerçek rehber aydınlara sahip olmayan toplumlar zindanların nemli karanlığında zincirlere vurulmuş talihsiz mahkûmlardan farksızdırlar. Hele hele sahte yurtsever siyasetçiler o toplumlara hükmediyor ve onları arkalarından sürüklüyorlarsa, vay onların haline!
Geçen hafta HDP milletvekili İdris Baluken önemli bir soruna parmak basarak gençlerin madde bağımlılığı hakkında Meclis'e bir önerge verdi. Meclis önergeyi gündemine alırsa kürsüde yine o alışıldık cafcaflı konuşmalar yapılacak, böylece Meclis'in halk için çalıştığı masalı bir defa daha haber bültenlerini süslemiş olacak.
Yüksekova Haber sitesi önergeyi, "Kürt illerinde her üç çocuktan biri madde bağımlısı," başlığı ile okurlarına duyurdu. Önergede,"Türkiye Uyuşturucu İzleme Merkezi'inin 2013 raporuna göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde madde bağımlılığı yaşı 12’ye düşmüş. Ayrıca her üç çocuktan birinin madde bağımlılığına yakalandığı da raporda yer almıştır,"denilmiş.
Kürt okurların yoğun olarak takip ettikleri sitenin bu haberine ürpertici pek çok yorum yapıldı. Sözde yurtsever siyasetçiler elde mikrofon "vatan, millet…" nutukları çekerken, bu acı yorumlar tokat gibi patlıyor insanın suratında.
İşte o yorumlardan birkaçı:
Sorumsuz sorgusuz: "Birde gever (Yüksekova) esnafını nasıl sümürdüklerini neden kimse bahs etmiyor .senede 2 kez zam yapmaya çalışan eroin satıcısının önünü ne belediye nede vekillerimiz neden gündemlerine almıyorlar. sayın vekilim.geverde ailece içici duruma düşenleri şimdiye kadar neden analiz edemediniz.bir kamu oyu çalışmasını kendi halkınız olan geverde başlasanıza. serhıldanlerın kalesinin şimdi madde bağımcıların haline dünüştüğünü biliyormusunuz Gelişlerinizde neden fakirin sıcak çorbası içilmez neden hep aynı evler de yemekler yeniliyor.hani emek ten yana mazlumdan yana duruşunuz.biz halk olarak artık o samimiyeti göremiyoruz.halk ile bütünleşin artık..."28 Mayıs 2014
"Kimi kime şikayet ediyorsun sayin vekil? Kürt çocuklarının bağımlısı olduklari esrarin büyuk bir kismi nin lice kirsalinda yetiştiğini biliyorsunuzdur herhalde sayin vekil..." 28 Mayıs 2014 Çarşamba
"Allah rızası için partimizin bu konuya el atıp kökten çözüm için seferberlik başlatmalı.sadece Feqıye teyranda basın açıklaması yapmakla yetinmeyelim.WAN gençlerinin büyük bir kısmı esrarkeş oldu. Sanat sokağında aleni bi şekilde esrar satılıyor.Kent yöneticileri artık bişeyler yapmalı. NOT:Erek mahallesi Şure diye bilinen arazi, Kurt tepesi,akköprü tren rayları kısmı,hacıbekir mah. nuda kültr merkezi cıvarı toplu esrar partisi düzenleniyor. Allah rızası için buralara bi el atatım..."28 Mayıs 2014
Günaydın -Gavan Adıyaman: "Günaydın milletvekili de, sormazlar mı size "Yeni mi farkına vardınız" bu konuda fikriniz ne..Çok çok geç kalınmış bir açıklama yumurta kapıya dayandı...." 28 Mayıs 2014 Çarşamba 21:16
Niye engel olmuyoruz? Mitridates : "Uyuşturucu işinden para kazananları az çok biliyoruz veya tahmin ediyoruz değilmi? Kimimizin akrabası, kimimizin aşireti, kimimizin tanıdığı veya yakını... Yarın öbürgün polis bunları yakalasa toplanırız ve kahrolsun devlet deriz. Gene bu adamları gider biz savunuruz. Trafikten şikayet ederiz ama trafik polisi ceza yazmak istese polisi taşa tutarız. Bunu bilen devlet bizi tam anlamıyla biz bize bıraktı. Ne haliniz varsa görün dedi...." 28 Mayıs 2014 Çarşamba
Simko 5634: "devlet bu uyuşturucuya önlem almıyor kanımca çıkarı vardır.onun için çok zor...." 28 Mayıs 2014 Çarşamba
Tarihin İntikamı Çetin Olur. xwenyas :"… Gelecek nesiller, onyıllar sonrası Kürt gençliği, Kürt kadını ve Kürt toplumu kime benzeyecek, nasıl olacak, ne vaziyet içinde yaşayacak, Kürt aile yapısı ne olacak hiç düşünen var mı? Tarih ve toplum kimlere hesap soracak, eminim hepiniz biliyorsunuz...."28 Mayıs 2014 Çarşamba
Kral çıplak -geveri 30 : "sayın vekil hepimizin bildiği bir konuyu paylaşmış. uzun zamandır kürt gençlerini apolitize etmeye çalışan sistem, madde bağımlılığı, futbol fanatizmi gibi yöntemler kullanmıştır. kaldı ki son dönemler de madde kullanımı ve madde ticareti bu bölgede çok doğal bir uğraş alanı ve çok doğal bir alışkanlık gibi görülmeye başlandı… sistem tarafından konulan ve Parti tarafından geliştirilen bu toz ticaretinin bölgemize çok zarar verdiği ortada. ve acilen bir zihniyet değişiminin yaşanması gerekiyor....."28 Mayıs 2014 Çarşamba 18:35
"Laf çok icraat yok,klasik siyasetçi söylemi.Gerçi suçlu belli devlettir,kapitalizmdir vs vs işte klasik şeyler..." 29 Mayıs 2014 Perşembe 00:31
"Soruyorum size Bunun üretim ve satışı kimin elinde ? Hadi korkmadan söyleyin bakalım. Vekilin var mı bunu dillendirmeye cesareti ? Gerçeğinle yüzleş az biraz. ...."29 Mayıs 2014 Perşembe
Yaşanan korkunç gerçeği dünyaya haykıran yorumlar böyle!
İnsanlar feryat ediyor, çocuklar esrar ve eroin kapanında mum gibi eriyorlar. Bir nesil adeta yok oluyor. Meclis ve onun yurtsever milletvekilleri ise vatan kurtarıyorlar, çocukların mutlu geleceği ve annelerle babaların refahı için geceyi gündüze katarak proje üretiyorlar! İşler yolunda ve halk emin ellerde! Sahte yurtseverleri alkışa devam… ***
Acıklı manzara ortada. Yoksa insanlığın vicdanı olacak bir aydın hareketine mi ihtiyaç var? Siz ne dersiniz?
7/ 6/ 2014 alinakmahmut@hotmail.com
Mahmut Alınak
Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.
alinakmahmut@hotmail.com
Son Haberler
Sayfalar
ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)
Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)
Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?
Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?
Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.
SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..
“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”
“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)
7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.
İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor
Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.
Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.
3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?
Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.
Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)
Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.
Emperyalizm Üzerine Notlar-7
„Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler
Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.
Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek
Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.
Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi
Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)