TKP-ML Avrupa Komitesi: Kuruluşunun 50. Yılında Partiyle Devrim Yürüyüşümüz Devam Ediyor!

1972-2022… Kesintisiz süren 50 yıllık devrim yürüyüşümüz, partimizin yol göstericiliğinde devam ediyor.
24 Nisan 1972, Türkiye ve T. Kürdistanı açısından kritik önemde bir tarihtir. Yeni bir sayfanın açıldığı bir milattır.
Kaypakkaya yoldaşın komünist bir önder olarak ortaya çıkışı bir rastlantı değildir. TKP-ML’yi ortaya çıkartan şartlar, ülkemizde ve dünyadaki gelişmelerin izdüşümü olmuştur. Kaypakkaya yoldaş, genç bir komünist olarak gençlik hareketi, işçi grevleri, köylülerin toprak işgalleri ve 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nden çıkardığı derslerin yanısıra, dünyadaki gelişmeler ve özellikle de Mao Zedung yoldaşın görüşleri, BPKD, 1968 gençlik eylemleri ve yarı-sömürgelerdeki anti-emperyalist direniş ve halk savaşlarını incelemiştir ve tüm bunlar partimizin kuruluş dönemindeki temel felsefi görüşlerin oluşmasında önemli bir yer tutmuştur.
Kaypakkaya bütün bunları büyük bir titizlikle, bilimsel bir analizle ele alarak çıkardığı sonuçlarla partimizin asgari programını şekillendirdi.
Partimiz, ülke gerçekliğini inceleyerek çok uluslu bir ülke olduğunu, başta Kürt ulusu olmak üzere, azınlık milliyetlerin varlığını ortaya koydu. Kemalist faşist diktatörlüğün yıkılması ve Demokratik Halk Devrimi’nin gerçekleştirilmesi mücadelesinde, işçi sınıfının öncülüğünde, köylüleri örgütleyerek, tüm milliyet ve azınlıkların ortak mücadelesiyle, halk savaşı stratejisiyle DHD’yi gerçekleştirme mücadelemiz 50 yıldır kesintisiz devam ediyor.
Geride kalan 50 yıllık sınıf mücadelesi tarihimiz, başarı ve eksiklerimizin toplamıdır.
Bu tarihte yüzlerce ölümsüz yoldaşımızın canlarını devrim uğruna feda etmeleri vardır.
50 yıllık mücadele tarihimizde, düşmana vurduğumuz sayısız darbeyle düşmanın korkulu rüyası olduk.
50 yıllık mücadele tarihimizde, hapishaneler sınıf mücadelesinin ayrılmaz bir parçası oldu. Birçok yoldaşımızı, direnişlerde, ölüm oruçlarında, açlık grevlerinde kaybettik. Tüm baskı ve katliamlara karşın hapishaneleri birer direniş kalesine dönüştüren parti militanlarımız, sayısız firara imza atarak tarihe partimizin adını yazdırdı.
Partimiz, 50 yıllık mücadele tarihinde işçi sınıfıyla, köylüler, kadınlar ve gençlik içindeki çalışmasıyla öncü misyonunu yerine getirme karalılığından taviz vermedi.
Partimizin kuruluşunun 50. Yılında, devrim yürüyüşümüz cesaret ve karalılıkla devam ediyor.
Parti 1. Kongremiz, DHD mücadelemizde yeni açılımlar yaparak, eksik ve zaaflarının üzerine giderek, partide yoğunlaşma, savaşta kararlılık perspektifiyle mücadeleyi daha ileri taşımada tarihi bir adım attı. 1. Kongremiz ayrıca Komünist Kadınlar Birliği ile ileriye doğru tarihsel bir adım atmıştır.
Partimiz, yakına ama ileriye doğru adımlarıyla 50. mücadele yılında umudumuzun öncü gücü olarak yeni mücadele dönemine çok daha deneyimli bir adım atmış bulunuyor.
Partimiz, 50 yıllık mücadele tarihinde kardeş ve dost partilerle sürekli bir ilişki içinde oldu. Enternasyonal ilişki ve birlikteliklere önem vererek bu alanda büyük başarılara attı. Bugün de geliştirdiği enternasyonal ilişkilerle önemli adımlar atmıştır ve bunu daha ileri taşımada kararlıdır.
Kuruluşunun 50. yılında partimizi çok daha zorlu yıllar bekliyor. Bunun bilincindeyiz. 50. kuruluş yılında tüm parti komitelerimize, militanlarımıza, yoldaşlarımıza, hepimize çok daha büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Bizler üzerimize düşen sorumluluğun bilince olarak, partimizi ileri taşımada kararlıyız.
Yaşasın Partimizin 50. Kuruluş Yılı!
Yaşasın Marksizm Leninizm Maoizm!
Yaşasın Halk Savaşı!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist
Avrupa Komitesi 22 Nisan 2022
Son Haberler
Sayfalar

Zor Yıllarda "Aydın olmak"
“Ne kadar nahoş olsa da,olguları açıkça görmek,adlı adınca çağırmak, …doğruyu söylemek zorundayız.”[1]
“12 Eylül 1980 sonrası sosyalist mücadelede sosyalist aydınlar” konulu bir yazıyı kaleme almak “zor”; dahası, zor olduğu kadarıyla hüzünlü.
Bizi bırakıp giden(lerden) biri bağlamında bana; Maksim Gorki’nin, “İnsan, ne onurlu sözcük”; Bertolt Brecht’in, “İnsan olmak büyük bir şeydir”; Anton Çehov’un, “İnsanlar inandıklarıdır,” sözlerini anımsatan Ata Soyer’e dair;[2] yazmak daha da “zor” bir iş...

Sayın Gizli Tanık ve Tanıklarıma: Lütfen Kendinizi deşifre Edin!
Yusuf KÖSE
Devrimci yaşama başlayıp biraz “sivirilince”, hakkımda da bir çok şeyler yazılıp çizilmeye başladı. Ancak, bunlar, genellikle burjuva devlet ya da bunların uzantıları aracılığıyla kamuoyuna sunuldu. Ve hala sunulmaya devam ediyor. Bir kısmı gerçekten karşı-devrimin direkt uzantıları, bir kısmı da bilmeyerek onlara hizmet eden “bir tas çorbacılar.”

Bahar geldiğinde filizlenecek olan Çiçek
Saat sabaha doğru yol alıyor, köpekler havlıyor dışarıda, hoparlörden Mehmet koçun sesi geliyor, elimde Sefagül Arslan’ın kitapları, gerillanın kaleminden kelimeler ısıtıyor soğuk odayı. Düşüncelere dalıyorum. İlkel komünal toplumda ava çıkıyorum. Analarımla topluyorum yiyecekleri. Mağaradan mağaraya koşuyorum. Aç kurtlar günümüzün korkusu, beterinden geçiyorum. sana yaklaştıkça azalıyor korkularım. Daha da azalacak korkularımız zaman denen tünelde, dün bugün ve yarın denen tarihsel ilerleyişinde.

Alamut Kartal Yuvasıdır
Bundan yaklaşık bin yıl önce Selçuklu veziri Nizamülmülk, “Bunlar duvarların arkasında, memleketin kötülüğünü isteyerek karışıklık çıkarrnaya çalışırlar.” (Aktaran, Faik Bulut. Hasan Sabbah Gerçeği) demişti. Bu sözlerin muhatabı, Büyük Selçuklu İmparatorluğunun baskısı altında açlık ve yoksulluk içinde yaşayanlara eşitlik-adil bir toplum için umut olan, ezilenler üzerinde gerçekleşen sınıf ve inanç baskısı karşısında başkaldıran, Nizari İsmailliğinin kurucusu Hasan Sabbah’dı.

Kılıçdaroğlu Alevileri mi temsil ediyor? —Ergin Doğru
CHP’nin Alevilerin temsilcisi olduğu iddiası, cumhuriyet tarihi boyunca sürdürülen aldatmacıdır. Alevilerin CHP ile ilişkisi sorgulanması ve tarihsel gerçeklerin sosyolojik olarak irdelenmesini gerektiriyor.
Gerici sistemlerin Sünni baskı politikalarına karşı sürekli olarak dışlanmış ve baskılanmışları temsil eden Alevilerin, cumhuriyete yaklaşımı baskılanmış toplum psikoloji ile olmuştur. Gerici baskılardan bunalan Alevilerin, kendilerine taktiksel olarak yaklaşan cumhuriyet yönetiminin riyakarlığını anlayabildiğini söylemek çok mümkün değildir.

Adı aşk olsun
Faruk Eskioğlu, bu kitapta yurtdışında yaşayan göçmenlerin memleket ve sıla özlemlerini tarihsel olaylarla harmanlayarak okuyucuya sunmuş. Faruk Eskioğlu, yazarlık yetisiyle gazetecilik gözlemlerini bütünleştirmiş, dişiyle tırnağıyla uğraşarak bulunduğu yerden hayata seslenmiş gazeteci bir dostumuzdur. Kendi deyimiyle bu kitap: ”Gurbetçilik, sürgünlük, kişinin dişiyle tırnağıyla, etiyle ayakta kalma savaşıdır.” Belki de bu tanımlama hayatın yeniden üretilmesi için uğraşan insanların dur-durak bilmeden bulundukları yerlerde çalışarak var-olma savaşını bizlere anlatmış.

Çiğdem Diren Sarısülük;Sevgide Yoldaş olabilmek
Tüm Yoldaş kalabilenlere !
Sevgiyi, sensizlikte yaşamak öylesine zor ki güzel yürekli dost. Zamanı mıydı bu zamansız yolculuğun? Tüm güzellikleri onurluca yaşamayı, en güzel şeyleri hiç ummadığımız zamanlarda yapardın, yaparken de kıskandırırdın bizi.
Ya bu sefer ne demeli...

Hrant Dink’in Katline 2015 Perspektifinden Bakmak
Başlıklı Yuvarlak Masa Toplantısı (18 Ocak 2014, Alba Oteli, Ankara)
12.05 Moderatör Sibel Özbudun’un Hoşgeldiniz Konuşması.

İnsanı faşist kılan nedir? Ergün Aslan
Ya.. niye kullanmadığımız bilgilerimiz körelmek zorunda ya..
Haftanın son dört günü neydi?
Ne güzelde ara sıra olsa da göçmen işçi mi yoksa yerel işçi mi daha köylü olduğunu karıştırıyor olsam da kolektifliğin sözcülüğünü, tabanlığını kaptırmayan her göçmenle kolektiflikteki göçmenlerin yol açtığı gettolaşmayı değil de kolektifliğe hiç uğramayan yerel halkın kolektifte yol açtığı gettolaşmanın yarattığı sorunları tartışıyorduk.Ama şimdi...