Salı Mart 4, 2025

TMLGB MK: "Tarihe kanla yazılan bir direniş, göndere çekilen bayraktır 12’ler!"

"Ezilenlerin mücadele defterine, Parti tarihimize, sınıf mücadelesinin en temiz sayfalarına 24–28 Kasım tarihinde; mücadelenin sarsılmaz, savaşımızın vazgeçilmez mevzisinde, Dersim’in başeğmez vadisinde; dizçökmeyişin manifestosunu hafızalarımıza kazıyarak 12 yoldaşımızın, karanlığı aydınlığa çevirmek için yıldızlaşan ölümsüzler kervanına katıldığını öğreniyoruz. 

12 kızıl meşalemizin yürüyüşünün geride kalanlarda yarattığı etki tanıdık bir acının, bilindik bir hissin ötesinde oluşan bir anlam ve mesajdır. Sınıf kini, öfke, düşman bilinci, halk sevgisi, azim ve kararlılıkla örülmüş; cesaret ve fedekarlıkla yaşama geçirilmiş bir direnişin mimarlarının ardıllarına devrettiği bir öğretidir 12’ler. 

Faşizmin bitireceğiz çığırtkanlığını yapan, ezilen milyonların kanı ve emeğini sömürerek varlığını sürdüren devletin hevesini bir kez daha kursağında bırakma eyleminin adıdır 12’ler. Ezilenlerin üstüne kara bir bulut gibi çöken sömürü, zulüm ve katliamların bertaraf edilmesi kararlılığının yankısıdır 12’ler. Dağların başeğmezliğinin, kurtuluşun teminatı olma gerçekliğinin bir tekrarıdır 12’ler. 

En kutsal ölümü bile utandırdı gençliğinizin coşkusu!

Ahmet, Munzur, Aşkın, Cem, Bakış, Orhan, Tuncay, Hakan, Ferdi, Zilan, Özlem, Ekin... Savaşımızın her evresine, mücadelemizin her alanına, adımladığınız her patikaya, aldığınız her göreve, attığınız her slogana inanç, bilinç, kararlılık taşımanın sembolü 12 kızıl karanfilimiz...

Karanlık aydınlığa devretsin diye yerini, bahar daha fazla güç versin diye bize, mevzilerimiz daha ileri kurulsun diye canlarını takas edenlerimiz... En kutsal ölümü bile utandırdı gençliğiniz! 

Şehirlere sığmayan gençliğinizin coşkusu, enerjisi, kararlılığı ve cesareti mesken eylerken dağları; bir devrimcinin, bir komünistin görevlere sarılma, boşluğu doldurma, yeni savaş mevzileri yaratma bilincini taşıdınız adımladığınız her patikaya. Bunun ne sarsılmaz bir inanç olduğunu bilmeyen faşizm, tankıyla, topuyla, bombalarıyla yağarken Aliboğazına; iradenizle kurduğunuz barikat bir kez daha bozguna uğrattı kanla beslenenleri. 

Gençliğin fedekar emekçileri gerillanın yılmaz savaşçıları!

Komsomolun emekçi, güler yüzlü, mütevazi, Sarıgazi’nin efsane militanı Umut... Gölgen bizi hiç terketmedi. Yerini alan her Komsomol militanına sen anlatıldın, gençlik faaliyeti yürüten her yoldaşa örnek gösterildin. Yorulmak bilmezliğin, yılmazlığın, faaliyetten faaliyete koşuşun her yorgunluk belirtisinde aklımıza düştü. 

Gençlik çalışmamızın emektarları Samet, Doğuş, Gamze yoldaşlar... Beklemediniz, tereddüt etmediniz, çelişkiye düşmediniz. Savaş alanının çelişkilerin açığa vurduğu ve çözüm arandığı en net adres olduğunu pratiğinizle kanıtladınız. 

Gençlik çalışmasına kattığınız emeği sırtlayarak adımlarken dik yamaçları bize bir miras yarattınız. Şimdi gülüşünüzle yüreklerimize gömülürken, direnişinizle hafızalarımıza yazılırken, iradenizle bilincimize kazınırken bu mirası mesaj olarak bize devrettiniz. 

12’ler Gençlik Birliğimize görev talimatıdır!

12’ler halk gençliğine çağrı, Komsomol militanlarına boşalan mevzileri doldurma görevidir. Coşkuyla adımladıkları patikaların bizleri beklediğinin bilincindeyiz. Direnişleriyle yarattıkları yeni görevler Gençlik Birliğimiz için talimattır. Mesaj açık, görev nettir. Bu görevi yerine getirmek için bütün enerjimizle, kavgaya daha güçlü sarılacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın!

Yaşasın Partimiz TKP/ML, Halk Ordusu TİKKO, TMLGB

Savaş, Öğren, İlerle Gücümüz TMLGB

Alibağazı Şehitleri Ölümsüzdür! 

Mayıs 2017

TMLGB MK"

46299

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Proletarya Partisi

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de  aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)

Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?

Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..

“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)

7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor

Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.

Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?

Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)

Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7

Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler

Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve  bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde  emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek

Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi

Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)

Sayfalar