Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.
Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.
Ornegin Rusya'da somyrgeci Carlik Rejimi 1.Emperyalist paylasim savasi icinde yer aldiginda, Bolsevikler kendi Burjuvazisine ve onun savas politikalarina karsi ajitasyon yurutmus, kendi Burjuvazisini desteklemek, savasta onun yaninda yer almak bir yana tersine, gerici savasi Ic Savasa donusturmeye calismis, sinifsal bozgunculuk siyaseti izlemistir. En kotu Burjuvazi kendi Burjuvazimizdir slogani atmistir. Ve de burdan, bu siyasetten bir sinif devrimi cikmistir.
Rusya gibi somurgeci bir yari-feodal despotluk ulkesi degil, tersine, kendisi bir yari-somurge olan Cin'e bakalim...
Mao onderliginde Can Kay Sek'e karsi bir ic savas, bir sinif mucadelesi veren Cin Komunist partisi , Japonyanin Cin'i isgal etmesi uzerine ,bu yeni olguyu degerlendirmis ve 'ulusal celiski bas celiski haline gelmistir'', 'Devrimimiz bu asamada ulusal celiskinin, ulusal bagimsizligin cozumunun on plana gectigi bir asamaya girmistir'' tespitleri yaparak; Komprador Burjuvazi ve Toprak aglarinin Rejimi Can Kay Sek'e karsi mucadeleyi geri plana alarak, Japon isgaline karsi 'direnme savasi' politikasina gecmistir. Ulusal Bagimsizlik ve Japon Isgaline karsi direnen herkes 'su an taktik dostumuzdur' prensibini uygulamistir.
Bu Marksizmi kuru-dogmatik degil; onun canli ruhunu, esnek-yasama bagli, toplumsal celiski ve olgulari her donem gozeten bilimsel ruh ve yonteminin Cin'in o anki siniflar mevzilenmesine uygulanmasidir. Dogru politika tarihin o evresinde Cin'de 'direnme savasi'nin on plana alinmasiydi. Marksizm sinif mucadelesi dinamiklerine, onun her toplumsal tarihsel surecte aldigi bicimlere, onlarin analizine ve bu sinifal analizler uzerinde yukselen teni sinif taktiklerine dayanir. Nitekim de oyle oldu, ve 'ulusal celiski, su an bas celiskidir' politikasi ile Japon somurgeciler Cin'den kovuldu.
Sonra ne oldu?
Mao, Japonyaya karsi direnme savasinin basariya ulasmasi sonucu, ortaya cikan yeni durumu degerlendirdi ve 'yine sinif mucadelesi bas celiskidir' tespitine gecti. Can Kay Sek'le taktik ittifak politikasini bozdu ve Goemidang rejimine; komprador burjuvazi ve toprak agalari rejimine karsi, yine sinif mucadelesini ve savasi esas alan bir politikaya gecti. Cunku Devrimin icinden gecilen surecte yine niteligi degismis, bir baska bicim altinda sinif mucadelesinin ilerlemesi gerekirdi. Ve, o da dogru poltikaydi Cin Devrimi boyle gercek oldu.
Dikkat edelim!
Cin'de o donem MILLI Burjuvazi, bugunun Turkiyesinden cok daha guclu ve devrimciydi. Ama Mao asla Japonyaya karsi direnme savasi donemi disinda toplumsal celismeler icinde olan 'ulusal bagimsizlik' celiskisini sinif mucadelesinin bas celiskisi ilan etmedi.Tersine sinif celiskisini, feodalizme karsi toprak devrimi siyasetini oe aldi...Japon isgali donemi haric ''yasasin bagimsiz Cin' slogani Cin Devriminin bas slogani olmadi. Cunku sinif mucadelesi o doenm esas celiski ve politikaydi. Ustelik de Cin'in karsi-devrimci milli burjuvazisinin yaninda, Devrimci kampa katilan bir MILLI Burjuvazisi oldugu halde!
Neden? Cunku Emperyalizm sadece bir dis sorun degil; o yeni-somurgecilik doneminde, herseyden once bir ic olgudur. Karsimizdaki devlet emperyalizm usagi, bir usak sinif devletidir. Emperyalizmi yenmek TC yi yenmektir ilkbasta..Marksistler soyut bir Emperyalizm Teorisi yaratmadilar. Onun aldigi bicimleri de analiz ettiler. Bugun Fasist TC Diktatorlugunun yikilmasi, ayni zamanda Emperyalizmin bir kalesinin yikilmasidir.
Mahir Cayan'da bu gercegi gormus ve "emperyalizm bir ic olgudur' tespiti yapmis ve kendi deyimi ile 'oligarsiye' karsi bir silahli sinif mucadelesini savunmustur.
Gelelim gunumuz dunyasinin gerceklerine!
Neo-Liberalizm, Neo-Emperyalizm cagi ile birlikte ortada MILLI Burjuvazi denilen bir sinif kalmamistir. Var olan cok ciliz bir kesimde surekli tasfiyeye ugramaktadir. Yeni orta siniflar; KOBI ler, Anadolu Sermayesi denilen bu neo-liberal orta sinif ise karsi-devrimin, yeni-somurgeciligin yarattigi, dogumundan Neo-Emperyalist uretime baglanmis bir siniftir.
Bugun bu ulkede ve dunyada guclu bir MILLI-ORTA sinif kalmadigi icin, Milli Burjuvazinin siyasetini savunan bir Partide yoktur. Milli Bagimsizlik politikasi Ulusal Burjuvazilerin Politikasidir. Bu tum dunyada sabittir.Isgal donemleri haric, Marksistler bu politikayi one almaz, tersine ESAS AKIM DEVRIMDIR; sinif mucadelesidir tespiti yaparak, kendi ulkelerinin Burjuva devletlerini yikma savasini one alirlar.
Bagimsiz Turkiye slogani bugun bizde asker-sivil buyuk burokrat byrjuva siniflar tarafindan sahtekarca kullanilan bir slogandir. Bu Burokrat Burjuva siniflar ne millicidir, ne de demokrat. Onlar Kemalist sistemin eski statukoda devam etmesini isteyen bir gericiler sinifidir. Bu slogan sadece kitleleri yaniltmaya calisan, sahte bir slogandir. Millici ne bir orta sinif kalmistir ortada, ne de onun devrimci bir Partisi vardir.
"Bagimsiz Turkiye' slogani ve siyaseti bugun tabansiz bir sinif politikasidir.
Bir baska celiski ve gericilik ise sudur;
Bugun kendisi bir ilhak edilmis ulke olarak. ulusal celiskinin bas celiski oldugu, bir Kurt Milli Burjuvazisinin 'Yasasin Bagimsiz Kurdistan' slogani atmasi ne kadar dogru bir slogansa; bu slogana milliyetci deyip! Olmayan bir Turk Milli Burjuvazisinin slogani olan "yasasin bagimsiz Turkiye' sloganina sahip cikma ise. ve de bunu Marksizm adina yapmak....Iler tutar bir yani olmayan celiskeler yumagini Marksist-Devrimci bir politika sanmaktir ve sinif mucadelsi bilincine zarar veren, olmayan bir milli burjuva politikasini one almaktir...
Bagimsiz Turkiye sloganinin bugun sahibi bir orta sinif bile yoktur. Bu slogan bizleri sadece gerici Kemalist asker-sivil burokrat burjuvaziye yaklastirir; Isci-Koylulere degil..Isci-Koylulerin sinif bilincinin gelismesine degil; tersine korelmesine yol acar.
Kemalizm ise, Devrimci-Yurtsever Cin'in Sun Yat Sen'i degil; Komrador Burjuva-Feodal siniflarin temsilcisi Can Kay Sek'i olabilir ancak...Bugun Gorev bizim Can Kay Sek rejimimiz olan Kemalizm ve onun Fasist sistemi ile mucadeleyi, sinif mucadelesini one almaktir.
"Bagimsiz Turkiye' slogani ve siyaseti bugun tabansiz bir orta-sinif politikasidir.
Yasasin Devrimci-Demokratik, Devrimci-Sosyalist Turkiye!
Yasasin Devrimci-Demokratik, Devrimci-Sosyalist Kurdistan!
Yasasin Ortadogu Devrimci Halklar Federasyonu!
http://dino-ibrahim.blogspot.nl/2013/10/bagimsiz-turkiye-hangi-sinifin.html
Son Haberler
Sayfalar

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)
Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?
Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..
“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)
7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor
Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.
Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?
Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)
Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7
„Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler
Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek
Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi
Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)