Pazar Kasım 10, 2024

"Gezi Yargılanmamalı!"

kaypakkaya-partizan
Gezi isyanı sırasında İzmir'de birinci dalga operasyonuyla gözaltına alınan ve tutuklanan direnişçilerin ikinci duruşması 3 Aralık günü görülecek. Direnişçilerin avukatı ve ÇHD üyesi Rıza Yalçın Koçak'ın gazetemize gönderiği yazıyı sizlerle paylaşıyoruz;

 

Gezi Yargılanmamalı!

Her gün yeni bir malumat ile karşımıza çıkıyor, hükümetin envai çeşit yetkilileri. Ağızlarında geveleyip durdukları bir gerçeklik var. Bugün de Maliye Bakanı Şimşek mahcupça çeviriverdi dilinde. ‘Gezi’deki ilk müdahale olmaması gereken türdendi.’

Şimdi, türlü çeşit müdahale vardır efendim.  Kimisi ‘olması gereken’ türdendir, kimisi ‘olmaması gereken.’ Yanlış yaptığını kabul etmemek için bunca karın ağrısı çeken bir hükümet mevzu bahis iken, bu çeşitleri arttırmak, laf ebeliğiyle süregelen hukuksuzluğa rengarek, cıvıl cıvıl kılıflar bulmak ziyadesiyle mümkündür! Yapılan da tam olarak budur.

 Deyiverin yanlıştı diye, hafifleyin efendim!

Lamı cimi yok esasında. Çok da karmaşık olmayan bir tablo ile karşı karşıyayız. Ağacın arkasına geçip, yavuklusuna ‘Cee’ yapan insan gibi kıvranmaya da lüzum. Gezi ile başlayan süreç pek aşina olmadığınız türden olunca yönetmekte büyük sorunlar yaşadınız. Gerçeklik budur. Kabul edin. Rahatlayın efendim!

‘Olmaması gerekenleri’ ilk müdahale ile sınırlı tutarak kolluğunuzu, yargınızı, hükümetinizi, kendinizi Ak’lamanın gayretini çekiyorsunuz. Bakın işte, yine yanlış yapıyor, düğümü daha da çözülmez bir hale getiriyorsunuz! Başından sonuna kadar yanlışlar üzerine kurduğunuz bir süreci bu şekilde basitleştirme gayretine giriyor, buradan da ‘bir parça demokratlık’ nasiplenmeye kalkışıyorsunuz! Yok öyle üç kuruşa beş köfte! Neyin kafasını yaşıyorsunuz, efendim?

 Hukuki Bulmaca;

Ankara’da; İddianamede isnad edilen ve 30 kişinin tutuklu yargılanmasına sebep olan suçlar;  Terör örgütü üyeliği, terör örgütü propogandası, kamu malına zarar, mala zarar.Hala tutuklu olan direnişçi sayısı (yazıyla): Sıfır. Adana’da; İddianamede isnad edilen ve direnişçilerin tutuklu yargılanmasına sebep olan suçlar;  Terör örgütü üyeliği, terör örgütü propogandası, kamu malına zarar, mala zarar. Hala tutuklu olan direnişçi sayısı (yazıyla): Sıfır. İstanbul’da; Gezi eylemlerinda gözaltına alınan kişiler hakkında 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhaleffeten işlem yapıldı. Erzincan ve Dersim’de henüz davalar açılmamış olsa da tutuklu sayısı 20’nin üzerinde. Direnişçiler terör örgütü üyeliği ile suçlanıyorlar. İzmir’de ise kafa karıştırıcı bir dalga hesabı yapmak gerekiyor. İlk olarak burada ki direnişçiler iddianameye göre ‘terör örgütü üyesi değillermiş’ ancak ‘bu terör örgütleri adına suç işlemişler.’ ‘Yolda görsem tanımam ama ciğerini bilirim’ der gibi. O denli komik yani! Bu sebeple 1. Dalgada gözaltına alınan 14 kişinin tutukluluk hali devam ediyor. 3. Dalgadan iki direnişçi dün tahliye edildi. 2. Dalga komple serbest. Adli kontrol hükümleri (yurtdışı yasağı ve haftada bir karakola gidip imza verme zorunluluğu) bulunmuyor. 4. Dalganın tutukluluk hali devam ediyor.

Sayılar sizi sıktı değil mi? Yazarken bizim de kafamız karışıyor. Varın siz tutsakların durumunu düşünün. Bunca zamandır büyük bir keyfiyetle devam ettirilen fiziki esaretleri her birinin hayatını alt üst eder bir raddeye ulaştı. Bunu görmek bu kadar mı zor? Ülke genelinde birbirinden neredeyse hiç farkı olmayan ve emniyet fezlekesi niteliğine haiz sözüm ona belgelerle bu kadar genç insanı bu kadar zaman mahpushanede tutarak siyasi bir kazanım elde edilmek istediği ortada değil mi? Aksini bizim hukuk, hak, adalet, hakkaniyet eşiklerimiz kavrayamıyor çünkü.

 Önümüzdeki ilk dava 3 Aralık’ta İzmir’de görülecek 1. Dalganın 2. Duruşması!

Aslında kelam edip nefes tüketmeye bile lüzum bırakılmayan bir süreçten geçiyoruz. O derece yani. Tüm her bir şey ayan beyan ortada. Ancak dizini kırıp oturmak olmaz, onun da farkındayız. İki çift lafımız kaldı, birisi bu tiyatro oyununu oynayan devlete, yargıya, polise, hakime, savcıya, hükümete. Diğeri de bu ülkenin vicdanlı insanlarına.

Erk sahiplerine diyoruz ki; Bu insanları hukuksuz bir şekilde mahpushanede tutarak suç işliyorsunuz. Bunca keyfiyetle hareket ederek hukuk kurallarını ayaklarınız altına alıyorsunuz. Böylesine mesnetsiz iddialarla insanları tutuklu yargılayarak demokratik hak kullanımının alanlarını daraltıyorsunuz. Palalı saldırganları, tecavüzcüleri, katilleri tutuksuz yargılayarak kanun önünde eşitsizliğe sebep olup, anayasayı çiğniyorsunuz.

Direnişçileri Serbest Bırakın, çünkü gezi eylemleri bir bütün ‘suç’ tanımı dışındadır. Direnişçileri Serbest Bırakın çünkü gezi direnişi bu yöntemlerle bastırılamaz. Direnişçileri Serbest Bırakın çünkü Gezi Yargılanamaz!

Sizler, yani bizimkiler. Siz de çıkan sese kulak verin. Zaptedilen alanların faturasını bu ülkenin geleceğine kesmeye kalkışıyor, gençlerimizi bu saikle mahpuslara doldurup, direnişin intikamını almaya çalışıyorlar. İzin vermeyiniz efendim! Tutsaklara sahip çıkınız. Onlar adına demokratik haklarınızı kullanmaktan geri durmayınız. Bir de mümkünse yalnız olmadığımızı, yan yana kuvvetli olduğumuzu ve adalet istediğimizi haykırmak için 3 Aralık’ta İzmir’e geliniz!

Özgür Gelecek

1619