İbrahim’i nasıl anlamalıyız?
Her şeyden önce İbrahim’i tanımak ve anlamak için sağlam bir devrimci bakış açısı gerekiyor. Onu anlamanın, kavramanın ve içselleştirmenin yolu böylesi bir yaklaşım sahibi olmaktan geçiyor. Hiçbir önder kendisinin sadece ismi ile tanınmasını istemezdi. Onlar düşünceleriyle, yaşam felsefeleriyle, evrensel değerlere bakış açılarıyla tanınmak isterler. Sıradan, basit ve ismen yaklaşımlarla önderleri, öncüleri tanımamış ve anlamamız mümkün değildir. Derinliğine ve özlü bir yaklaşım gerekiyor. Onların yaklaşımları, yaşam biçimleri, bakış açıları ve duruşları tamamen halkların, ezilen ve sömürülen kesimlerin çıkarlarına, kurtuluşlarına ve özgürlüklerine göre şekillenmiştir. Kişisel çıkarların, kaygıların yeriş onların yaşamında yoktur. Duygu, düşünce ve yürek atışlarına kadar tamamen toplumsal olgular ön plandadır ve kişiselliğin yok olduğu, toplumsallığın vücut bulduğu bir yaşam biçimidir.
Bu gün istediğimiz, uğruna mücadele ettiğimiz özgürlükçü toplumsal düzenlerin kurulması, ortaya çıkarılması onların emek, çaba, düşünce ve yaşam tarzlarının bir ürünüdür. Bu gerçekleri görmemiz sağlam sonuçlar elde etmemizi sağlayacaktır. İşte; İbrahim yoldaşı da bu önderlik gerçekliğinin en özlü ifadesi olarak anlamamız- görmemiz gerekiyor. Sosyalist yaşam felsefesiyle geleceğe yürümenin güçlü bir inanç, irade ve kararlılık örneğini sergilemiştir. En zorlu koşullarda bile; kimsenin kolay kolay cüret edemediği, yeltenemediği silahlı devrimci mücadeleyi başlatarak, halkların özgürlük ve kurtuluşunun önünü açarak büyük bir yol gösterici olmuştur. Onun yol göstericiliği, öncülüğü, devrimci düşüncelerini pratiğe aktarması, hayata geçirmesi birçok devrimci harekete ilham kaynağı olmuştur. Onun yol göstericiliği sadece bu alanla da sınırlı değildir. Aslı devrimci inanç ve iradenin zafer kazandığı, taçlandığı alanların başında onun zindandaki direnişçiliği gelmektedir. Yani her alanda nasıl korku duvarlarının yerle bir edildiğinin en somut ifadesini İbrahim yoldaşın şahsında görmekteyiz. Ser vermekle iradenin, inancın, bağlılığın ve devrimci öncülükteki kararlılığın zaferini taçlandırmıştır. Sır vermemekle de sosyalist felsefenin, düşüncenin ve devrimci mücadelenin geleceğe daha güçlü yürümesini sağlamıştır. Faşizmin boğmak istediği, yok etmek istediği devrimci yaşam ve düşüncenin nasıl yok edilemeyeceğini herkese göstermiştir. Baskı, işkence ve şiddetin halkların ve emekçilerin özgürlük mücadelesinin önüne geçemeyeceği İbrahim yoldaşın direnişiyle bir kez daha kanıtlanmıştır. Onun bu direnişçiliği halkların, emekçilerin ve tüm devrimcilerin yüreğinde ve gönlünde taht kurmuştur. İbrahim’in tarihi direnişi, kahramanlığı ve komünist yaşam tarzı kelimenin tam anlamıyla manifesto niteliğindedir. Geleceğe daha inançlı, kararlı ve cesaretli yürümenin tüm yol ve yöntemlerini bizlere göstermiştir. Tarihin ve halkların kahramanlarının izinden gidilmeyen, örnek davranışları-öğretici yaşam biçimleri esas alınmayan düşünce ve yaşam tarzlarının başarıya ulaşamayacağını herkes bilmektedir.
Başarının anahtarı önderlerin yaşam tarzlarında ve felsefi bakış açılarında saklıdır. Önemli olanın bu gerçekleri görülüp esas alınmasıdır. Farklı yaşam tarzlarının kaybettireceği kesindir. İbrahim yoldaş; özgürlük idealleri olanların, yüreğinde umut taşıyanların ve halkların kurtuluş mücadelesi aşkıyla geleceğe yürüyenlerin özlemi ve sevdasıdır. Onun önderliği ve yol göstericiliği azmin, iradenin, komünist yaşamın devrimci yol ve yönelimi olduğu kadar direnişçiliğin ve yiğitliğin de sembolü olmuştur. O devrimci mücadelenin kurtuluş manifestosudur. Tarihin ak sayfalarına yazılmış insanlık mirasıdır. Evrensel değerlerin en yoğunlaşmış ifadesidir. Baskı ve işkencelerde faşizme meydan okuyan, çıplak bedeni ile onları dize getiren ve asla boyun eğmeyen bir duruşun adıdır. Her bir devrimci, İbrahim’in yiğitliğini, direngenliğini yüreğine yerleştirmeli; devrimci azmini ve mücadeleci kişiliğini bu mirastan besleyerek geliştirmelidir.
Ölümsüzlüğün simgesini, direnişin abidesini fikir ve düşünceleriyle tanıyıp anlamaya çalışacağız. Güç ve ilham veren direnişçi bayrağını her yerde taşımaya, sahip çıkmaya ve dalgalandırmaya kararlı olacağımıza, onun ideolojik, politik, örgütsel ve siyasal çizgisinde yürüyerek İbrahim’in, Süleyman Cihan’ın, Mehmet Demirdağ’ın, Mazlum Doğan’ın, Kemal Pir’in ve Beşler’in onurlu birer yoldaşı olacağımıza söz veriyoruz.
(Elazığ E Tipi Kapalı Hapishane’den Tutsak Partizan)