Çocuk Savaşçılar Meselesi - Erdoğan Alparslan

Çocuk savaşçılar sorunu tarihin ilk dönemlerinden beri var olan bir sorundur. Çünkü çocuklar hamur gibidir nasıl şekillendirirseniz öyle şekil alır. Özellikle erenlik ile ergenlik çağındakiler soyut düşünme becerisini yeni yeni kazanmaya başladıkları için kendi düşünce yapılarını oluşturmak için çevrelerindeki ideolojilerle en sık ilgilendikleri dönemdir. Bir düşünceye bağlanan bu bireyler kendini feda edebilecek konuma gelirler ve eğer siz bu gençleri bu arayış sürecinde kendi ideolojik doktrinlerinizle eğitirseniz onlara istediğiniz her şeyi yaptırabilirsiniz.

Şimdi gelelim asıl meselemize PKK'nin kuruluşundan beri saflarında birçok savaşçı çocuk yer aldı. Çoğu yirmi yaşlarını bulmadan Türk ordusu tarafından katledildi. Doksanlı yılların en trajik olayı ise (Bu olayı ne zaman hatırlasam tüylerim diken diken olur.) 20'yi aşkın liseli gencin PKK saflarına katılmaya giderken silahsız olmalarına rağmen Bêzar dağında Türk ordusu tarafından katledilmesidir. Sadece Kürt çocukları değil ulusal Kurtuluş mücadelesi veren birçok ulusun savaşçıları arasında çocuk savaşçılar var. Özellikle Filistinli grupların saflarında birçok savaşçı çocuk var. Söz konusu PKK olunca büyük duyarlılık gösteren Türk başbakan Erdoğan ve Türk medyası o Filistinli çocukları birer kahraman olarak görüyorlar. Yine Türk-Yunan savaşında yer alan çocukları azizleştiren Türkler, söz konusu Kürtler olunca hümanist kesiliyorlar. Burada bir psikolojik savaş oyunu devrede. Bu savaş sürdükçe bu çocuklar dağa çıkacaklar bunu unutmamak gerek.

Bu sorunun kaynağı ne PKK, ne de Kürtlerdir bunun kaynağı  işgalci Türk devleti ve yıllardır Kürtleri İmralı'da oyalayan Abdullah Öcalan'dır. Eğer devlet Kürt meselesini hakkaniyetli bir şekilde çözüme kavuşturursa bu çocuklar dağı çözüm olarak görmez. İkinci yılına giren sözde barış müzakereleri sonucunda Kürtlerin hiçbir talebi yerine getirilmedi. PKK'nin talepleri yerine getirildi mi bunu bilemem ve PKK'nin talepleri nedir onu da bilmiyoruz; çünkü PKK'de ne istediğini bilmiyor. Yaptıkları tek şey Abdullah Öcalan'ın peşine takılmak. Kandil’deki PKK yardımcı liderlerde ayrıcalıklarını kaybetmemek için Öcalan ile ters düşmemeye çalışıyorlar. Bir yandan da konumlarını güçlendirmek için çocuklardan ideolojik bir ordu kurmaya çalışıyorlar. Bu yüzden son yıllarda PKK genellikle lise ve ortaokul düzeyindeki çocuklar içinde örgütlenmeye çalışıyor. Çünkü 20 yaşın üstündeki hiç kimse ne olduğu belli olmayan bir ideoloji uğruna savaşmaz ve kendini öldürtmez. İnsan ancak vatanı ve milleti uğruna savaşır bunun dışında ise ancak ideoloji kurbanları olur.

Gelelim Kürt annelerin çocukları için başlattıkları sivil itaatsizlik eylemlerine. İlk olay bir annenin spontane başlattığı bir eylemle başladı sonrasında birkaç aile daha buna dahil oldu. Bazı ailelerde devletin organizasyonuyla olaya dahil oldu. İşin enteresan yanı medya ve aileler her  ne kadar da çocuklarımız kaçırıldı dese de katılanların hepsi de gönüllü olarak katılmıştır. Geçmişte PKK'nin zorla saflarına kattığı insanlar olmuştur ama son yıllardaki katılımların hepsi gönüllülük esasına dayanıyor. İkinci enteresan yanı ise çocuklarını isteyen ailelerin çoğu bu savaşta yakınını kaybetmiş ya da köyü yakılmış ailelerdir. Bu bir ilktir Türk-Kürt savaşında yakınlarını bu savaşta kurban veren ailelerin  PKK'ye karşı sivil itaatsizlik eylemi yapıyor olması. Aslında bu insanların savaşa karşı çıkmasının asıl nedeni sanıldığı gibi ulusal bağımsızlık savaşına karşı çıkış değil, PKK'nin anti-ulusalcı çizgisine olan bir tepkidir. PKK yöneticilerinin son bir yıldır ulusal değerlere karşı başlattığı saldırılar Kürt toplumunda büyük bir tepki topladı. Kürt halkı ulusal değerlere yapılan saldırılara ilk cevabı 30 Mart’ta verdi %10 alması beklenen BDP %5'i zor aştı her ne kadar serhat bölgesinde oylarını artırsa da Botan'da hem belediye kaybetti hem de oylarında ciddi bir düşüş yaşandı.  Son olarak PKK/BDP'nin yaptığı eylemlere katılımlar düşük kaldı ve düzenlenen Demokratik İslam Kongresi beklenen ilgiyi görmedi. Kürt milleti Öcalan'ın kendi kişisel ikbali için kendi geleceklerini ipotek altına almasına tepkilidir.  Bunun sonucunda halk  Öcalan ve Kandil'deki derebeylerin istikbali için çocuklarının ölmesine tepkilidir. Bu bir başlangıç böyle olaylar artacak ve devlette bu yarayı kaşıyacaktır. Son olarak keşke o anneler şimdi çocukları için gösterdikleri hassasiyeti zorla askere alınan çocukları içinde gösterselerdi.

Devlet çatışmasızlık döneminde iyi çalıştı yeni karakollar yaptı, silahlar aldı, yeni korucu alımları yaptı. Yine profesyonel paralı askerler aldı. Buda gösteriyor ki devlet 2015 seçimlerinden sonra PKK'ye karşı büyük bir operasyona girişecektir. Peki PKK ne yaptı? Öcalan'ın talimatlarına uyup Erdoğan'ı eleştirmekten bile kaçınan bir görüntü sergiledi. Ve Öcalan'ın verdiği talimatlara uyarak diğer Kürt gruplara karşı saldırgan bir tavır sergiledi. Böylelikle bütün Kürt grupları kendisine düşman etti. Özellikle Batı Kürdistan'da diğer Kürt gruplara yaptığı baskı ve KDP'ye medya aracılığıyla yaptığı saldırılar Mesut Barzani'yi kızdırmış görünmekte. Daha önce Türk ordusunun yapacağı kara hareketlerini durduran Mesut Barzani bu sefer bunu engellemeyecektir.  Yine Batı Kürdistan'da Esat'la yaptığı ortaklık ABD başta olmak üzere Batı'nın tepkisini çekti. PKK ayağına gelen fırsatı kendi eliyle tepti.

Kısacası PKK kendi ayağına sıktı. PKK yöneticileri dünyayı hala soğuk savaş döneminde zannediyorlar bu günü okuyamıyorlar. Siyaset yapmayı bilmiyorlar ve ellerindeki gücün farkında değiller, bir politikacı değil sanki yeni yetme solcu gençlere benziyorlar. Yarattıkları sanal alemde kendilerini avutuyorlar. PKK bu savaşa hazır yakalanmak istiyorsa KDP ile anlaşıp KDP ile birlikte Ortadoğu'nun önemli bir gücüne dönüşebilir. Aksi halde umudunu 13-14 yaşındaki çocuklara bağlayarak kendisini bitirecektir.

ERDOĞAN BİR İSTİSMARCI

Erdoğan bu çocuk meselesinde hiçbir şekilde dürüst değil her zaman yaptığı gibi bu olayı da istismar etmeye çalışıyor. Yoksa Kürt çocukları Erdoğan'ın umurunda değil.  On iki yıllık Erdoğan iktidarında onlarca Kürt çocuk öldürüldü. 2006 Mart olaylarında Enesler, Kızıltepe'de 12 yaşında 12 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz, havan topuyla parçalan Ceylan Önkol ve Roboski'de savaş uçaklarıyla parçalanan çocukların ölüm emrini veren Erdoğan'ın kendisidir. Eğer Erdoğan o kadar samimiyse önce bunların hesabını versin.  Yine Adana Pozantı Cezaevi'nde tecavüze uğrayan çocukların çığlığını da duyuyor mu? Hiç sanmıyorum. Erdoğan'ın tek derdi iktidar ve Kürtlerin asimilasyonudur.

RUHANİ TÜRKİYE'YE GELİYOR

İran Cumhurbaşkanı Ruhani Türkiye'ye geliyor. İran birçok Kürdü idam etti ve şu an da idam edilmeyi bekleyen onlarca Kürt genci var. Sayın Mesut Barzani'yi protesto etmek için çağrı yapan PKK/BDP yöneticilerinin Ruhani'yi protesto etmelerini bekliyoruz. Bunu pek sanmıyorum ama yine de umut ediyorum.

Not: Ağrılı hemşerilerime çağrımdır: Pazar günü yapılacak olan Ağrı Belediye seçimlerinde BDP adayı Sırrı Sakık'ı destekleyelim. 

Erdoğan Alparslan

29 Gulan 2014