Perşembe Kasım 14, 2024

''Göğü fethetmeye çıkan kahramanlar 'dan NUBAR OZANYAN dövüşerek güneşe gömüldü! Mustafa Çalışkan

''Göğü fethetmeye çıkan kahramanlar 'dan NUBAR OZANYAN 
dövüşerek güneşe gömüldü!

Yaşam ve ölüm hayatımızın başından itibaren birer parçası. Önemli olan ne kadar yaşadığınız değil,yaşadığınız süreye neleri sığdırabildiğiniz.  Ezilmiş,soykırıma uğramış mazlum halkların bağrında çıkan  yüzlerce direniş kahramanları tarih yazarak anılırlar. Soykırıma uğrayan Ermeni'lilere mensup sosyalist Hınçak Partisi yöneticisi Paramaz'ın (Matteos Sarkisyan) kendisi ve darağacına gönderilen 19 partili arkadaşı adına idam sehpasında son söz olarak; “Bedenimizi ortadan kaldırabilirsiniz, fakat idealimizi asla. İdealimiz sosyalizmdir. Yaşasın sosyalizm!” haykırarak idama meydan okudular.. 

Tarihte yok sayılan,inkar edilen Ermeni soykırımı ve katliamı karşısında,eksikliğine rağmen KAYPAKKAYA 'nın devrimci duruşu,TKP/ML saflarında Ermeni Sosyalistleri örgütlendi..ARMENAK BAKIRCIYAN faşizmin kurşunlarında,NUBAR YALIM Mit'in saldırısında,HRANT DİNK kahpe pusuda katledildiler.. NUBAR OZANYAN;PARAMAZ ve 19 yoldaşlarının,ARMENAK BAKIRCIYAN,NUBAR YALIM ve
HRANT DİNK'in mirasını Rojova direnişinde yaşattı. Marx'ın Paris komün için "Komün tüm dünya emekçilerini Fransa'ya ilhak ediyordu " Sözleri,adeta Rojava için de geçerliydi.Dünya sosyalistlerininkalbi Rojova da atıyordu. Başta Türkiye'li,Kürdistan'lı devrimciler,ilerciler olmak üzere yüzlerce sosyalistler Rojova da İşid çetelerine karşı mücadeleye akın ettiler. NUBAR OZANYAN TKP/ML saflarında yönetici bir Komutan olarak,Rojova da İşid çetelerine karşı mücadelenin en önünde savaşarak 14 Ağustos 2017  de dövüşerek güneşe gömüldü.
NUBAR OZANYAN 40 yılı aşkın TKP/ML saflarında aralıksız mücadeleyi sürdürür. O,Paris'in FAKİRİ gün gelir cepinde meteliksiz dolaşır,gün gelir epindeki son kuruşuna kadar paylaşır. Mültecilerin ve her kesimin yardımına koşan güleç yüzlü ve espiri dolu  FAKİR. Örgütlü mücadelenin önemini  kavrayarak TKP/ML saflarında örgütlü yerini alır.  O adeta  bir hammal gibi irili-küçüklü hiçbir  görevi küçümseden  faaliyete koyulur. Partinin  en zor anında,bugün Rojova'ya giden  yolun başlangıcı olarak 1990-1991 yılında TKP/'nin  Orta-Doğu Bekaa Vadisinde askeri kampa gönüllü olarak kendisini sunar ve yer alır. Kamp yaşamı boyunca öğrenme azim ve yaratıcılıkta durmak bilmeden yeni şeyler yaratır. Kampın komünar yaşam koşullarında adeta örnek bir birisi olarak espiri dolu,güleç yüzlü yoldaşlarına moral olur. Kampın sadece  insanı  boyutu ile ilgilenmez,aynı zamanda yüreği hayvan sevgisi ile dolu Kampın köpekleriyle ilgilenir, onları eğitirdi. Hatta bir seferinde kendisine  takıldım "yav Nubar böyle giderse biz herhalde hayvanlar kampı kuracağız" kıs kıs güldü. Balbek'ten Bekaa'ya dönerken ufak bir köye uğradık. Ermeni'lilerin yaşadığı bir köy Nubar Ermenice sohbete daldı. Sohbet  koyulaştı ve TKP/ML'yi köylülere anlatıyordu. Ertesi gün bir araba o köyden Ermeni'liler Kampa ziyarete geldiler. Ve ilişki böylece gelişti ve bize çok yardımları oldu.Işte Nubar yoldaşın böyle bir özelliği de var. Arabayla seyahatlerde mutlaka bir kimlik gerekiyordu. Biz PKK'li dostların kimlikleriyle dolaşıyorduk,Nubar "yoldaş biz niye kendi kimliğimizi yapmıyoruz" deyince,dikkate alarak 5 dilden parti ismi ve kırmızı renk üzerine sarı yıldızı koyarak TKP/ML kimliğini çıkarttık. Nubar çok mutlu olacakki " ha şöyle yoldaş ya,şahane,bizim de bir kimliğimiz var".Ben yine takıldım Nubar'a "ne yani Nubar yoldaş biz kimliksizmiyiz ki" tebessümle güldü. NUBAR yoldaş Askeri kampın, gülü,morali ve neşesiydi.. İşte bu başlangıç Nubar yoldaşı Dersim'e taşıdı. Rojoavaya taşıdı. Onu Rojava'nın askeri komutanı Olarak İşid çetelerine karşı Rojava devrimini koruyarak ölümsüzleştirdi. NUBAR,için ne yazılsa az.

Onu ve 40 yılı aşkın  mücadelesini, alçak gönüllüğünü,sevecen güleç yüzünü,komutanca duruşunu yapraklara arasına sığdırmak mümkün değil.Onun pratiği mücadelesi ve duruşu zaten yeteri kadar kendisini anlatıyor. NUBAR OZANYAN , Marks'ın Paris komünarları için dediği gibi "GÖĞÜ FETMEYE ÇIKAN KAHRAMANLAR" dövüşerek güneşe gömüldüler!

Mücadele yoldaşı Mustafa Çalışkan''

42421

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Misafir yazarlar

ALEVİLERİ İSTİSMAR ETMEKTEN VAZ GEÇİN, SAMİMİYETLE LAİKLİĞİ TALEP EDİP SAVUNUN!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, katıldığı bir etkinlik vesilesiyle, şöyle demekte: “(…) Cemevleri ile ilgili taleplerimiz yıllardır ortadayken, bir yanda bu ülkede anayasaya göre her yurttaş eşitken, Sünni bir yurttaşın ibadethanesi camilerin her ihtiyacı karşılanırken, aynı vergiyi ödeyen; vergi verirken eşit ama hizmet alırken eşit olmayan Alevi yurttaşlarımızın ibadethaneleri Cemevleri, devlet nezdinde ibadethane kabul edilip, camiye ne yapılıyorsa Cemevine de  aynısı yapılacağı güne kadar bu talebinizin sonuna kadar arkasındayım.” (T24, 21.07.2024)

Kendi topraklarında özgür yaşayamayanlar (Nubar Ozanyan)

Nasıl bir adalet, nasıl bir vicdandır ki yüzyıldır Kürtler kendi topraklarında özgür yaşayamıyor? Nasıl bir kara zulümdür ki, on binlerce gerilla canını feda etmesine, on binlerce tutsak kör hücrelerde ömür çürütürcesine özgürlüğe ellerini uzatmasına karşın karanlık iş başında kalmaya devam ediyor? Ve yüz yıldır Kürt halkı bunca büyük bedel ödemesi karşısında sanki bir şey olmamış gibi duran Devlet, utanmadan elini “kardeşlik” adına DEM’e uzatıyor? Tarihte böylesine aymaz bir düşman görülmüş mü?

Nobel Ekonomi Ödülleri Hangi "Bilimsel" Buluş İçin Verildi?

Emperyalist sistemin içinde bulunduğu durumdan liberal ekonomistler, liberal entellektüellerde memnun değiller. „Eşitsizlikler“ büyümüş, „doğanın tahribatı alarm“ veriyormuş, „demokrasiler“ gerilemiş, „ekonomiler teknolojik gelişmelerin gerisinde“ kalıyormuş. „ekonomik büyümeler yavaşlamış“ vs. vs. En büyük buluşu 2005-2006'dan beri dünyada „demokrasi“lerin gerilemesiymiş.

SAVAŞA AKTARILAN PARA, EMEKÇİYE YAŞATILAN YOKSULLUĞUN BAŞLICA NEDENLERİNDENDİR!..

“Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik nedenler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”

“Filistin’de direnişin bir yılı ve Bahçeli’nin sözleri”(Deniz Aras)

7 Ekim Aksa Tufanı hamlesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu süre içinde Ortadoğu, emperyalistlerin askeri, siyasi, lojistik ve istihbarat desteğiyle adeta bir koçbaşı olarak işlevselleştirdikleri Siyonist İsrail tarafından kan gölüne çevrildi.

İmha ve İnkar Politikalarına Karşı Direniş Sürüyor

Türk devletinin kuruluş süreci aynı zamanda Kürdistan coğrafyasında imha ve inkâr politikalarına sistemlilik kazandırma sürecidir. “Tek vatan, tek bayrak, tek millet” söylemi bu ırkçı, inkârcı politikanın en açık ve özlü ifadesidir.

Ve aynı zamanda bir devlet politikasıdır. Dolayısıyla Kürt coğrafyasına dönük saldırıları dönemsel görmek veya kimi burjuva partilerinin izlemiş olduğu politikalarla açıklamaya kalkmak yanılgılı bir tutum olur.

3. Dünya Savaşı riski hâlâ “güçlü olasılık” mı yoksa artık “kaçınılmaz akıbet” mi?

Son bir yılın ve ama özellikle de son ayların olguları öyle gösteriyor ki 3. Dünya savaşı artık sadece “güçlü bir olasılık” olarak değil; “kaçınılamaz bir akıbet” olarak ele alınmayı gerektiriyor. Bu hızlı tırmanış ise esasen şu iki ana etmen üzerinden yaşanıyor: Birinci etmen Rusya-Ukrayna Savaşı iken; ikinci etmen ise İsrail saldırganlığının tırmandırdığı savaştır.

Önderlerin Ardından… (Nubar Ozanyan)

Kafkaslar’ın en ileri devrim beyni ve en güçlü çarpan sosyalist yüreği, zulmün gölgesinde yaşam bulmaya çalışan Ermeni halkının yetiştirdiği en kalifiye önder kadrolardan olan ISTEPAN ŞAHUMYAN’IN başına gelenler bütün Sovyet devrim önderlerinin başına gelenler gibi oldu. Yok sayılmak, yaşanmamış kabul edilmek, itibarsızlaştırılmak, unutturulmak, nefret, işçiler ve ezilen halklar için yaptıkları büyük fedakarlıklarının ters yüz edilmesi, kahramanların hain olarak tanıtılmaya çalışılması kötülüklerin en büyüğüdür. Acıların en derinidir.

Emperyalizm Üzerine Notlar-7

Yarı-Sömürgeciliğe“ Sığnan Sosyal Şovenist Teoriler

Başka ülkelerin işçi ve emekçilerini sömüren bir ülke yarı-sömürge olamaz. Eğer bir ülke içinde yüksek düzeyde tekelleşme gerçekleşmişse, başka ülkelere sermaye ihraç ediyor, oralarda yatırım yapıyor, işçi çalıştırıyor, maden ocakları açıp işletiyor, banka açıp mevduat topluyor, kredi veriyorsa ve  bu ülke, ML literatürde, kapitalist sistem içinde  emperyalist bir ülke olarak adlandırılır.

Düşünüş ve Hareket Tarzında Devrimcileşmek

Kürt ulusuna, diğer azınlık milliyetlere uygulanan baskı ve asimilasyon politikalarına karşı sessiz kalıp harekete geçmemek, özünde işçi ve emekçilerin birliğine, ortak yürüyüşüne zarar vermektir. Dolayısıyla bu yönlü yapılan çağrılara kayıtsızlık ya meselenin özünü yeteri kadar kavramamaktan ya da bu demokratik istemlere karşı samimi bir tutum sergilememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü samimi bir birlik istemi, ortak mücadele anlayışı Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarını savunmayı, bu yönlü yapılan tüm saldırılara karşı net bir tutum almayı gerekli kılmakta.

Bay Özkök gibilerinin vicdan muhakemesi

Ertuğrul Özkök; “Akıl ve vicdan Orta Doğu’yu terk etti. Geriye sadece fanatizmi bıraktı.” Sözleriyle, kendince bir durum tespiti yapıyor. Ve “Hadi artık soralım” diyerek, T24’deki yazısında soruyor: “Orta Doğu’yu kim harabeye çevirdi; İsrail F-35’leri mi, Hizbullah Fadi füzeleri mi?” (25 Eylül 2024)

Sayfalar