Pazar Nisan 28, 2024

Bilinç altımızın Kökeni

Göye biz proletaryalar faydacıyımışız.

Göye biz proletaryalar çıkarcıyımışız.

Göye biz proletaryalar yeteri kadar rus karşıtı değilmişiz.

Göye biz proletaryalar yeteri kadar kompradorlarımızla, emperyalizme karşı kol kola girecek kadar vatansever  değilmişiz

Göye biz proletaryalar yeteri kadar barışsever değilmişiz.

Vallahi yalan tillahi yalan.

Gel... vatandaş... gel... tarladan direk alıcıya... tarladan direk alıcıya... gel... gel...

İnsanın bol mevkili, bol kazançlı, bol avrupalı bir işte çalışması kadar güzel bir şey yok değil mi?

İstediğinin her şeyi satın alabilmek... 

İstediğinin her şeye sahip olabilmek...

Emeğinizden, sizden ve alıcıdan, daha kazanan kompradorların, simsarların etkisinin az olduğu veyahutta ortada kalktıkları bir dünya da yaşamak.

Emeğinizi direk alıcıya ulaştırmak.

Alanda, satanda memnun değil mi?

Sıra biz proletaryalara gelince...

Bütün burjuva savaşlar kötü olsaydı Marks bütün burjuva savaşları kötülerdi.

Bilirsiniz aynı şartlar altında yaşayan devrimcilerle proletaryanın aynı şeyi düşünmesi beklenir.

Ama bu her zaman böyle olmuyor.

Rusya’nın, ukrayna’yı işgali konusunda olduğu gibi.

Yapılan tüm kamuoyu araştırmaları da  proletaryanın abd, avrupa karşısında rusya’yı haklı gördüğünü göstermekte.

Belki de proletaryanın devrimciler kadar anti emperyalist olamamasının kökeni de artık bu avrupalıların, abdlilerin akıllarını başlarına getirebilecek güçlü bir tokadı yemeleri gerektiğini düşünmeleri.

Latin Amerika bakın.

Afrika, ortadoğu, uzakdoğu'ya bakın.

Avrupa'nın, abd'nin kapılarında girmeye çalışan göçmenlere bakın.

Hatta tüm bunları bırakın kompradorlar, insan simsarları; emperyalistlerden, proletaryalardan daha çok kazansın diye kırbaçları proletaryaların üstünde şaklatan mevki, statü sahibi insanlara bakın.

Eşeleseniz tüm bu kötülüklerin altında bu avrupalıların - abdlilerin çıktığını görürsünüz.

Ve artık dünyaya bir köy demekte yanlış.

Kapitalizmin sirayet etmediği; iktidarları, yaşantıları belirlemediği, değiştirmediği dünyanın hiç bir köşesinde hiç bir yer kalmamış bulunmakta.

Kristop kolomp amerikaya ayak bastığı andan itibaren kızılderilerin yaşantıları geri dönülmeyecek bir şekilde değişmiş bulunmakta.

Ve buna rağmen...

Değiştiren değişmemekte..

Halen dünyanın gerisi bu ülkeler yüzünden iktidar değişikliklerini, savaşları, kaosları yaşamakta.

Ve halen dünyanın bu gerisi sınırları, bayrakları, milletlikleri delik deşik edilmesinin onursuzluğunu yaşarken birbirlerine karşı sınırlarını, bayraklarını korumanın onurunu yaşamakta.

Ve halen dünyanın bu gerisi tüm dünyayı saracak emek sermaye çelişkisi yerine sömürgeciliğin en ilkel şekli olan emperyalist sömürgeciliği bu ülkeler yüzünde yaşamakta.

Bunlardan bir nebze olsun kurtulmak, isteyen insanlara da sınırlarını kapatmakta.

Kayıklarla, teknelerle kaçak yollarla avrupa’ya, abd'ye girmeye çalışan insanların  ölümlerini seyir etmekte.

Halbuki...

Ortada kendilerinin yol açtığı savaşlar, yıkımlar, değiştirdiği yaşamlar var.

Ve yok olan, yıkılan, değişen yaşamlar artık eskisi gibi yaşamak istememekte.

Makinaların hiçleştirdiği toprak kavgaları yerine makinelerin hüküm sürdüğü, makinelerin yol açtığı toplumsal yaşamları, kavgaları, aşkları yaşamak istemekte.

Tıpkı bir abd’li...

Tıpkı bir avrupalı.

Tıpkı göçmen bir işçi gibi.

İlkel sınırların, toplumların, emperyalizmin çelişkisi içerisinde kalarak değilde tüm yaşamını, tüm dünyayı saracak olan emek sermaye çelişkisi içerisinde yaşamayı istemekte.

Tüm bu bunları ülkelerine gelerek toprak, fabrika satın alan abdliler, avrupalılar mı sağlayacak varsın alsınlar, varsın sağlasınlar.

Tüm bunları insan kaçakçılar mı sağlayacak varsın sağlasınlar.

Tüm bunları şavaşlar mı sağlayacak varsın sağlasın.

Yeterki sağlasın.

Yeterki dünyanın neresinde olursa olsunlar emek sermaye çelişkisini hissetsinler yaşasınlar.

2440

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar