Bir Çatı Altında Toplanma - Hiciv -
Konumuz değil....
Başka zaman...
Yakında ...
Pek yakında ...
Çok yakın...
Çok çok yakın da....
Bir süredir bir çatı altında toplanma...
Çağrılarının yapılmadığını görüyorum.
Aslında bence bir çatı altında toplanma...
Çağrıları yapmanın tam zamanı.
Gezinin ayyuka çıkardığı çoğunluğun darbeciliğini, etik olmayan davranışlarını, hukuksuzluğunu....... enternasyonalizmsizliğimizi ... ulaşabildiğimiz her ferde ulaşabilmemiz için her türlü aracı kullanmamız gerekir derken söylenen her sözünde masa yüzerinde kaldığını ....herkes görmüş....
Tiftik tiftik parçalarken..
Bence bir çatı altında toplanma....
Çağrıları yapmanın tam zamanı.
Tarihin hiç bir sürecinden de çoğunluk, çoğunluğunu muhafaza edebilmek için milli iradeye, genel ahlakımıza.....
/ üçte ikiye / saygı gösterilmeli söylemlerine de bu kadar sıkı sarılmamışlarken.
Neyse dediğim gibi....
Bence bir çatı altında toplanma...
Çağrıları yapmanın tam zamanı.
Tabii ki bu esna da bir ülkenin sosyo ekonomik yapısını farklı görmüş olmanın bir hareketi de maoist, lenist
yapıp yapmayacağına dahil yeterli bilgiye de...............
Sahip değilim.
Bence bir hareketi tam maoist - leninist.. yapan......
Salt ülkenin soyo ekonomik yapısını farklı görmesi de......
Olamaz.
Zaten böyle olmayacak olsa....
Bu bakış açısı da kimseyi ikna etmez.....
Değil mi ?
Hatta İnsanlar için bazen belirleyici olan da......
Yaşadıkları soyo ekonomik yapıyı tam tahlil edenler değil de.....
Yaşadıkları soyo ekonomik yapının biçimlendirdikleri zihniyle örtüşen sosyalizmi savunanlar ola gelmemişler midir ?
Bu yüzden de çoğu zaman bir hareketin........
Maoist yada leninst olup olmadığını öğrenmek istiyorsak savunduğu.........
Sosyalizme de bakmamızın yeterli....
Olduğuna da.....
İnanıyorum...
Böyle bakınca da ...
Stalinin demokratik halk devrimlerinin eleştirisine inan bir insan olarak da....
Misalen, halkın günlüğünde göre bildiğimde..........
Savunduğu sosyalizmde....
Maoizme göre de....
Ufak tefek...
Yanlışlar olsa da........
Maoistler.
En basitinden devrimci halkın günlüğü gibi değiller .... yeni demokratik halk devriminin ve ardılı olan sosyalizmin......
Proletarya diktatörlüğünü içermediğini...
Biliyorlar...
Diğer konulara da ülkenin sosyo ekonomik yapısını nasıl değerlendirdiğinden tutun emperyalizm hakkında ki değerlendirmelerine kadarki her türlü..........
Ufak tefek....
Yanlışlarına da gelince......
Zaten bu tür ufak tefek yanlışlıkları da......
Hepimiz...
Yapmıyor muyuz ?
Nürnberg Partizanın, halkın günlüğünü eleştirdiği, bu siteden de yayınlanan yazıda/ Halkın Günlüğü’nün yolu: Demogoji, takıntı,
idealizm ve revizyonizmde ısrarı / yazısında yazar feodalitenin çözülüp çözülmediğini değerlendirirken...
" Ortada sanayi kapitalizmine bağımlı ve buna tabi olarak gelişen tefeci tüccar kapitalizmi gerçekliği mi var? " diyerek....
hepimizi.....
Yanlışlık......
Yapıp yapmadığımız......
Konusundan da vicdanımızla kendimizi baş başa bırakmıyor mu ?
Feodaliteyi sadece sanayinin çözmediğini farklı üretim ilişkilerinin de / neo liberal politikaların da / çözdüğünü...... sekseni / bismarcıklığı / değerlendirirken de seksenle çözülenin sadece feodalite olmadığını feodaliteyi çözmesi beklenen sanayinin de farklı bir üretim ilişkisince / neo liberal politikalarca / çözülmeye maruz bırakıldığına dikkatimizi çekerek.
Amorfa:
Neo liberal politikaların ortaya çıkardığı proletaryaya, çözülmesi devam eden sanayide kalan proletaryaya - sanayi burjuvazisine, neo liberal politikalarla biçimlenmesi süren toprak proletaryasına , köylüsüne -burjuvazisine...... ve bunlar arasındaki çelişkilere de ....
Bu konunun daha ikna edici olabilmesi için...
Biraz daha bu Nürnberg Partizan da kalarak devam edersem...
Nürnberg Partizan, aynı yazısında feodalitenin çözülmesi konusunda iç dinamiklerin rolünü halkın günlüğün yeterince
göremediğin de bahis etmektedir.
Piyasa koşullarından.
Piyasa koşullarının yol açtığı sermayede.
Ve bu sermayenin yol açtığı sonuçlardan....
Sonuçlar derken de Nürnberg Partizan, mahir gibi sermayenin milli burjuvaziyi ortaya çıkaracağından da...
Bahis etmiyor.
Ortaya çıkan sermayenin var olan üretim ilişkisi içerisinde yenden üretimden başka seçeneği olmadığından bahis ediyor....
Komprador hallikten.
Bunun aksini düşünmek Nürnberg Partizan tabi olduğumuz özeli biricik hale getirdiği ve de emperyalizmin ihtiyaçlarına göre de biçimlendiğimizi ret ettiği anlamı çıkar ki...
Bu da Nürnberg Partizana .....
Haksız...
Bir suçlama...
Olur.
Nürnberg Partizan bilir ki......
Özeli biricik hale getirdiğimiz...
O andan itibaren...
Hiç bir fert ülkemizin sosyo ekonomik değişimlerinde asıl belirleyici olanın emperyalizm olduğu
/ SÜREKLİ BİR DİYALEKTİK YÜZERİNDE ÜRETİM İLİŞKİSİNE SAHİP OLMADIĞIMIZ / gerçekliğiyle ilişki kuramaz
İş adamı işinde erbabıysa herkesçe de erbaplığı da takdir görüyorsa ve tüm bunlara rağmende
batıyorsa..
Patron için işçi çalışmamıştır, çalma mevkisidekiler de çalmıştır.
İşçi de patron batıyorsa bu kadar aynı fabrika varsa veyahut da teknolojik gelişme karşısında erbaplık
ilkel kalınmışsa elbetteki eninde sonunda birileri de batacaktı der.
Patronu batıran faktörler içerisinde emperyalizmin değişen ihtiyaçlarıyla yeniden biçimlenen ekonomininde
olabileceği ihtimali göz ardı edilmiş olur.
Tam bir piyasa kaosu suçlu kılınır ve işin içinden çıkılır.
Suçlu emperyalizmin değişen ihtiyaçlarına göre değişmemiz değil.... doğru dürüst şehircilik, sanayi planına sahip olmamamız söylenir.
Ve....
Avrupadaki kapitalizmin ortaya çıkışı esnasındaki şehirlerdeki, sanayi bölgelerindeki yaşanan tam bir kaos / aslında kaos değil sermayenin daha zengin olabilme yolu /...... Bizim de emperyalizmin ihtiyaçları nedeniyle sürekli yeniden... baştan... ama bir daha baştan... yaşamak zorunda kaldığımız tam bir kaos..... unutularak avrupada işler böyle yapılmıyor denir.
Tereciye, tere satılır
.....
Şehir planlamacılığına, sanayi planlamacılığına.... soyunulur.
İşte tüm bunları da Nürnberg Partizan bildiğinden.....
Ne feodalitenin...
Sadece salt sanayiyle çözüldüğünü....
İleri....
Sürer...
Ne de...
Özeli birinci / ikinci / hale getirerek...
Emperyalizmin ihtiyacına göre de biçimlenmemizi...
İkincileştirir / birincileştirir /.
Nürnberg Partizanın kelime kelime feodal çözümünde ne kadar gerçekleştiğini söylediği de aktaracak olursam:
Faklı bir konu.....
Konumuzla alakalı olmadığında .....
Yakında..
Pek yakında ...
Çok yakında ...
Onu da yazarım.
Neyse fazla uzatmadan da...
Konumuza da dönersek....
Konumuz neydi ya .
Ergün Aslan
Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.
Son Haberler
Nisan Güneşi Yolumuzu Aydınlatmaya Devam Ediyor
Nisan’ın 24’ü çeşitli milliyetlerden ve inançlardan işçi sınıfının, emekçilerin, ezilen yığınların öncü müfrezesi proletarya partisinin kuruluş günüdür. Aynı zamanda Marks ve Engels tarafından 1848 yılında ilan edilen Komünist Manifesto’nun Türkiye ve Türkiye Kürdistanı topraklarında yeniden yaşam suyuna kavuştuğu tarihi ifade etmektedir.
BURJUVA SEÇİMLERİ ve PROLETER TAKTİK
„Bilim, ….. , isteklere ve görüşlere uygun tarzda, tek bir grubun, ya da tek bir partinin savaşım hazırlıklarına ve bilinç derecesine göre siyaseti belirleme yerine, ülkedeki bütün grupların, partilerin, sınıfların ve yığınların hesaba katılmasını emreder.“[1]
Enkaz Yaratan Çürük Düzeninizi Yıkacağız; Seçim Kurtuluşunuz Olmayacak!
6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce insan taammüden katledildi, yüz binlercesi yaralandı ve milyonlarcası temel yaşam koşullarından mahrum bırakıldı. -Bir değil, iki değil, üç değil- on binlercemiz kendileri için bir mezar haline getirilen evlerinde öldürüldü. Sadece depremler nedeniyle değil enkaz altında kurtarılmayı beklerken yardım edilmediği için donarak öldürüldü. İnsanların yardım edin çığlıklarına, “Nerede bu devlet?” haykırışları eşlik etti.
Halkın İçinde Olmak (Sentez)
Halka dair söylenenler, devrimciliğe dair biçilenler, bireye dair yapılan sorgulamalar, bir politik öznenin hayatın içinde olup olmamasına dair yapılan vurgular, sömürenler ve onların devleti, bunların siyasi iktidarı ve muhalefeti, ordusu, sivil uzantısı her şey ama her şey mücadelenin tarihiyle kıyaslandığında kısacık denilebilecek bir zaman diliminde, yoğunlaştırılmış bir şekilde tartışmaya açıldı, tüm bunlarda yeni derinlikler kazanıldı, yeni bakışlar edinildi, ufuklar genişledi, renklilik geldi.
“İstibdat”tan Kurtulmak İçin Kürdü Çağırmak!
14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesi Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlere ilişkin HDP ile bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı çıkışı basın önünde bir açıklama yaptılar. CHP lideri K.Kılıçdaroğlu da HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar da TBMM’nin önemine, halk iradesinin temsiliyetine dikkat çektiler! Basın önünde verdikleri mesaj “Hiçbir sorun çözümsüz değil, TBMM çatısı altında Türkiye’nin her sorununu çözmek olası…” biçiminde özetlenebilir.
Vicdan ve ahlak mı dediniz? (Ertan İldan)
Aslında Türkiye'de 50 gün sonra yapılacak seçimler hakkında daha fazla konuşmak niyetinde değildim. Tüm sermayesini bu muharabe'nin sonuçlarına yatırmış ve temelde iki kutupa ayrılmış bir toplumsal psikolojide aykırı bir görüşün yankı bulmayacağını bilirim. Daha da önemlisi muhtemel bir yenilgide akli melekelerini yitirmiş ve umutlarını tüketmiş bir kesimin hışmına uğramak tehlikesi de yok değil. Oysa benim "gemileri yakmak" gibi bir mecburiyetim yok. Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet isteyen toplum kesimleri ile ilişkilerimi ve görüş alışverişimi sürdürmek isterim.
Kaypakkaya ve Kemalist Cumhuriyet
Bu yıl İbrahim Kaypakkaya’nın faşist Türk devleti tarafından katledilişinin 50. yıldönümüdür.
Ve faşist TC’nin de kuruluşunun yüzüncü yılıdır. Kaypakkaya yoldaşın siyasal yaşamı bu tekçi, inkarcı, katliamcı tarihle hesaplaşmakla geçmiştir. Hiç kuşkusuz onun analizleri yalnız geçmişi değil geleceği de içeriyor. Dolayısıyla cumhuriyetin yüz yıllık tarihini sorgularken onun görüşleri bize yol göstermeye devam ediyor.
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin boykot tavrı neden doğru değildir
Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan tarihi momentin realitesi; “Burjuva faşist düzen partileri ve ittifaklarının adaylarını boykot et, devrimci demokrat adayları destekle!” (MKP-SB. Bk. Halkın Günlüğü gazetesi) şiarında dile getirilen bu yaklaşımla örtüşür değildir. Neden değildir? Çünkü öncelikle içinden geçilmekte olunan süreç, ‘normal-olağan’ rutin bir süreç olmayıp; yönetimsel olarak sistemde niteliksel değişimin yaşanacağı bir süreçtir.
Delirmeye Az Kaldı Doktorum Nerede
Mahlukatlar içerisinde, kendisi gibisini, yaratabilecek tek canlı insanlardır. (Albert Ergün Einstein)
Ah.... çocuklar... ahh....
Memleketteki partilerin zayıflıklarını öne sürerek her türlü burjuva partileriyle bir araya gelenler....
İş dünya proletaryalarının burjuva renkleriyle bir araya gelmeye gelince....
Dünya proletarya partilerin zayıflıklarını öne sürerek bir araya gelmeyi ret etmekteler.
Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.
Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.
Ve tc’nin okul sıralarında olsa dahil...
Ermeni Devrimcilerin İttifak Deneyiminden Hareketle “YÜRÜ BE KEMAL…”
6 Şubat depremleri sonrasında on binlerce can kaybının ardından 14 Mayıs 2023 tarihinde “Başkanlık” ve “Milletvekilliği Genel Seçimleri”nin “yenilenme”si kararı alındı. Depremler ve ardından yaşanan sellere rağmen ülke seçim sath-ı mahalline girmiş bulunuyor. Seçim, iktidardaki AKP-MHP partilerinin oluşturduğu “Cumhur İttifakı” ve ona eklemlenen partiler ile CHP-İYİ Parti’nin başını çektiği “Millet İttifakı”nın oluşturduğu iki ana siyasi kampın iktidar mücadelesi biçiminde gelişiyor.
ATAERKİL SİSTEME KARŞI MÜCADELE SORUNU, EZEN-EZİLEN CİNS ÇELİŞMESİNİN ÇÖZÜMÜ SORUNUDUR
Sorunların doğru çözümü, öncelikle onların özünün tam olarak ne olduğu veya neye tekabül ettiğinin eksiksiz olarak ortaya konulmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Yani sorun aslında tıpkı şuna benziyor: Doğru ve isabetli tedavi ancak ki doğru teşhis ile mümkün olabilir.
“Kadın sorunu” olarak tanımlanan sorun da böyledir. Sorunun özü bir kez gözden kaçırıldımıydı, sorunun kendisi de çözümü adına ileri sürülenler de isabetli ve doğru olarak ortaya konma şansını yitirir esasen.