Perşembe Mayıs 2, 2024

Dayanışma Yaşatır, Gerçekler Özgürleştirir!

Dayanışma,“sosyal mesafe” adı altında birbirinden yalıtılmak, birbirine yabancılaştırılmak istenen ezilenler için tüm bunlara karşı geliştirdiği bir panzehir işlevi gördü.

Dayanışmanın, ezilenlerin inceliği ve gücü olduğu pandeminin tavan yaptığı süreçlerde günlük yaşamda bir kez daha ispatlandı. Salgın karşısında hiçbir önlem almayan devlete inat ezilenler, kendi öz örgütlenmelerini, tabandan gelişen inisiyatiflerini inşa etti.

Bu bağlamda ‘dayanışma’ gerek devrimci-demokratik, yurtsever güçler gerekse de emekçi kitleler açısından geleceği örme ve kazanma mücadelesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Ezilenlerin söz konusu inceliğini, dayanışmasını ilmek ilmek örmek, bunun için mümkün olan tüm yol ve yöntemleri araçları kullanmak, bugün sürecin öne çıkan temel halkalarından biri olmak durumundadır.

Kuşkusuz bunu yaparken özellikle de salgın sürecinde kitlelerin kafasında yaratılan yoğun bilgi kirliliği ve dezenformasyona karşı güçlü bir mücadele yürütmemiz gerekiyor.

Tüm yoğunluğuyla devam eden bu süreçte, gerçek ve doğru bilgi, devrimci bir bakış açısıyla ortaya konulan analiz ve yorumlar söz konusu karanlığın parçalanmasında çok önemli bir rol oynuyor. Devrimci, sosyalist ve yurtsever basının ‘gerçekler devrimcidir’ mottosuyla ortaya koyduğu duruş ve çaba son derece anlamlı ve değerlidir.

Bu tablo içinde, dayanışmanın, ezilenlerin direniş ve mücadelesinde örgütlenmesi ve büyütülmesi ile doğru bilgiye, gerçeğe ulaşmanın adresi olarak devrimci ve sosyalist basının/medyanın rolünü birlikte tartışmak gerekiyor.

Bu iki öznenin birbirinden beslenen, birbirini tamamlayan bir içeriğe sahip olduğu açık. Süreci, gerçeğin peşindeki odaklardan, halktan yana olan aktörlerden takip etmek ezilenlerin dayanışmasına katkı sunacaktır.

Kuşkusuz bunun andaki karşılığı devrimci-sosyalist ve yurtsever basındır.

Bu bağlamda devrimci basınımıza-medyamıza yönelik ele alışımız aynı zamanda onun özgürleştiren, değiştiren, ezilenlerin gündelik yaşamına bir yanıyla da müdahale eden özelliğiyle ele alınmak durumunda. Bu, devrimci yayının, halk demokrasisi ve sosyalizm fikriyatının kolektif bir ajitatörü olmasının yanında kolektif örgütleyici olduğu gerçeğine de uygundur.

Bugünkü durumda, devrimci-sosyalist medyamızın kitleler nezdindeki kolektif örgütleyici misyonunu, dayanışma bağlamında tartışmak yerinde olacaktır.

Devrimci basın, karanlığa yakılan bir meşale olduğu kadar kitlelere kendi sorunlarını aktarıp, buradan hareketle demokrasi ve özgürlük mücadelesinin koordinatlarına ilişkin birtakım ipuçları veren bir niteliğe sahiptir.

Ezilenlerin dayanışmasının örülmesine hizmet etmek, bu bağlamda kolektif örgütçü olarak daha aktif kılınmak üzere gazetemizin öne çıkması elzemdir.

Kolektif Örgütleyici Olarak Devrimci Basın!

Devrimci yayınımızın gücü, açık ki sesi olduğu, sorunlarına dokunduğu, işçi ve emekçilerin, kadın ve LGBTİ+lerin, Kürtlerin ve Alevilerin sahiplenmesiyle artacaktır. Bu ilişki beraberinde devrimci yayının temasta olduğu kitlelerin daha fazla bir arada durmasına ve örgütlenmesine de hizmet edecektir.

Kampanyamız, gazetemiz Özgür Gelecek başta olmak üzere tüm yayınlarımızın kitlelerin eleştiri ve önerilerine açılmasını hedefleyecektir. Gerek sosyal medya platformları gerekse de basılı halde yayınlarımıza yönelik her türlü görüş ve öneri bizi besleyecek, ileri taşıyacaktır.

Kampanyamız, pandeminin yarattığı koşullar dikkate alınarak örgütlenecektir. Bu bakımdan geniş bir araya gelişleri, toplantı ve etkinlikleri önemsemekle birlikte yöntem anlamında daha küçük gruplarla-atölyeler şeklinde  de örgütlenebilir.

Söz konusu atölyelerde, yazılı ve görsel medyamıza dair tartışmalar yürütmek buna paralel şekilde bizi takip eden yoldaşlarımızın/okurlarımızın birliği ve dayanışmasını örgütlemek hedefimizdir.

Özgür Gelecek’i takip eden okurlarımız aynı zamanda benzer bir ideolojik-politik iklimi paylaşmaktadır. Bu, dayanışmanın temel taşlarından da biridir. Çağrımız okurlarımız ve yoldaşlarımızın arasındaki bağın güçlendirilmesine, dayanışmanın büyütülmesine ve elbette bizimle iletişim ve ilişkilerin güçlendirmelerine yöneliktir.

Gazetemizin ister basılı ister görsel medyada niteliğini artırmasının, bir odak olmasının yolu da toplumsal yaşamın çeşitli katmanlarından ve alanlarından beslenmesiyle olacaktır.

Kampanyamız kabaca, ekim ayının sonlarında başlayacak ve aralık sonunda bitecektir.

Bir araya gelişlerin öne çıkan yönü, devrimci yayınımızın kolektif örgütçü yanı ve kitlemizle ilişkilerinin güçlendirilmesi ve ondan daha fazla beslenmesine dönük olacaktır.

Sosyal medyamızın mevcut durumuna dair tartışmalara ek olarak basılı gazetemizin ileri kitlemiz nezdinde bir araç olarak kullanılmasını yeniden gündeme taşımakta hedeflerimizden biri olacaktır. Özgür Gelecek, ezilenler arasında dayanışmanın inşa edilmesi için güçlü bir araç, bir zemin olabilir; Çağrımız buna yöneliktir!

Çalışma boyunca her alanın özgünlüğünü dikkate almak ve her alanın öne çıkan ihtiyacı üzerinden bir tartışma yürütmek doğru olacaktır.

Kampanyamız; gazetemizin kitlemizle bağını güçlendirmeyi, onların eleştiri ve önerilerini doğrudan almayı amaçlamaktadır.

Kampanya kapsamında devrimci basının kolektif örgütleyici misyonunu, dayanışma temelinde tartışmaya açmayı-yaşama geçirmeyi hedefliyor.

2098

Özgür Gelecek

Gündem ve güncel gelişmelere ilişkin politik açıklama ve yazılar. 

Son Haberler

Sayfalar

Özgür Gelecek

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar