Çarşamba Mayıs 1, 2024

Değiştirirsek yeni olur yıl…(Nubar OZANYAN)

Herkese yetecek kadar nimeti bol, toprağı zengin olan dünya; mazlumlar açısından neredeyse çekilmez hale geldi. Her geçen gün zenginle fakir, efendi ve yeryüzünün “lanetlileri” arasındaki çelişki, derinleşerek büyüyüp daha “ürkütücü” duruma geliyor. Daha fazla sermaye ve zenginlik, bir avuç tekelin ve kapitalistin ellerinde toplanırken, yoksulluk ve yokluk büyük kalabalıkların çekilmez kaderi haline getirildi. Dünyanın tüm mazlum halkları, büyük eziyet çekmeye devam ediyor. Egemenler, teknolojik üstünlüğü de arkalarına alarak, halkları esir alıp diz çöktürmek için tüm saldırılara başvurdu/başvuruyor. Askeri, maddi, düşünsel ve ruhsal... Halklar ise henüz anlatılıp yazılmamış özgürlük hikayelerini taşımaya devam ediyor. 

Uluslararası sermayenin çıkarları ve Türk devletinin yayılmacı ve hegemonyacı politikaları uğruna, barbar TC ordusu ve ölüm sürüleri, önce Rojava’yı ardından Karabağ’ı işgale başladı. Dünyanın uygar diye tanıdığı ülkeler, tanınmış politikacılar, bilinen bilim ve vicdan insanları sessizlik içinde seyirci kalmaktan başka bir rol üstlenmediler. Daha fazla sermayenin çıkarları, daha fazla gericilik Ortadoğu ve Güney Kafkasya’da egemen oldu. Tarihsel topraklar, birikim ve zenginlikler zorbalıkla el değişti.

İttihatçı-Kemalist Türk devleti, sürekli bir şekilde ırkçılığı ve egemen erkek ideolojisini büyütüp sürekli düşman yaratarak halkların açlık ve yokluk acısını unutturmaya çalıştı. Bu politikadan bir adım bile geri adım atmadı. Çünkü, bu saldırılar olmadan ne ayakta kalabiliyor ne de ömrünü uzatabiliyor. Emperyalist-kapitalist sistem ve onun uşaklığı yapan burjuva-feodal devletler, yaşadıkları kaos ve krizden bir türlü çıkamıyorlar. Savaşa ve işgale başvurmaktan çekinmiyorlar. İşçilerin, emekçilerin, kadınların, LGBTİ+ların, ezilen halkların yeterince örgütlü olamama durumundan fevkalade güç alıp, yararlanıyorlar. ABD ve KDP desteğini alarak Kürt ulusal özgürlük hareketini imha ve tasfiye etmeye çalışan İttihatçı-Kemalist zihniyet, Kürt halkının birlik umutlarını yok etmeye ve özgürlük hayallerini bitirmeye çalışıyor. Gelişen kadın özgürlük mücadelesini ise “başlarına bela” olmadan önce dağıtmaya, parçalamaya uğraşıyor. Ancak nafile! Rüzgar ekenler mutlaka fırtına biçecektir.        

Halkların, emekçilerin ve özellikle kadınların içerde ve dışarıda mücadele etmekten, örgütlenip kaderlerini kendi ellerine almaktan, cüret ve cesareti kuşanmaktan başka kurtuluş yolları yok. Tarih sahnesinde yer almaktan, sarayları ve zulüm tapınaklarını ateşe vermekten başka çözüm yolu yok. 

Eğer zulme ve sömürüye karşı koymazsak ekmek ve onur, özgürlük ve ideallerimiz tehlikededir. Tarihimiz, toprağımız, evimiz, çocuklarımız, geleceğimiz, zeytin ve kayısı ağaçlarımız tehlikededir. Kitaplarımız, türkülerimiz, sevgimiz tehlikededir.

Savaşların pahalı olduğu bir dünya da yaşıyoruz. Savaş için top, tüfek, uçak, İHA ve SİHA’lar lazım. Kin, nefret, düşmanlık lazım. Dünyanın ve bölgenin haydutlarına bunları anlatarak onları durduramayız. Onları ancak halkın birleşik hareketiyle, mücadelesiyle durdurabiliriz. Halkı da ancak anlatarak ve daha etkili mücadele ettiğimizi göstererek birleşik bir mücadeleye ikna edebiliriz. Halkımıza, gerekirse binlerce kez anlatarak; anlamadıklarını anlatmanın dili, yolu neyse onu bulup konuşarak özgürlüğün, vicdanın, sevginin hakim olacağı bir yaşam için mücadele etmek gerektiğini anlatacağız. Çocuklarımızın yaşamının petrol ve silahlardan daha değerli olduğunu anlayıp ayağa kalkıncaya kadar, özgürlük ideallerimizi anlatmaya devam edeceğiz. En büyük bombanın halkın kendisi olduğunu anlayınca o zaman yeryüzü emeğin, onurun ve barışın dünyası olacak.

Umuttan ve birlikte ortak mücadele fikrinden asla vazgeçmeden, gök ve yeryüzünü uğruna zulüm gören çocuklara, katledilen kadınlara armağan edinceye dek yürümeye devam edeceğiz. Başka yol yok! Zulmün kalelerini, paranın saraylarını bir anda yıkamasak da umut ve dirençle ateşi büyütmeye devam edeceğiz. Ya zulmü bitireceğiz ya da sarayları ateşe vermeye devam edeceğiz. “Ayaklar baş olmaz” diyenlere “Durun hele! Uykularınız kaçsın” demeliyiz. Kendimize gerçekten güvenirsek, değiştirme gücüne yürekten inanırsak düşmanın uykularını kaçırmak bir yana saraylarını ateşe verme cüretini gösterebiliriz. İmkansızı başarmak ellerimizdedir. Eğer biz zulüm dünyasını değiştirirsek, o zaman yeni olur yılımız ve yaşamımız.

 
6347

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar