Pazartesi Mayıs 20, 2024

Delirmeye Az Kaldı Doktorum Nerede

Mahlukatlar içerisinde, kendisi gibisini, yaratabilecek tek canlı insanlardır. (Albert Ergün Einstein)

Ah.... çocuklar... ahh....

Memleketteki partilerin zayıflıklarını öne sürerek her türlü burjuva partileriyle bir araya gelenler....

İş dünya proletaryalarının burjuva renkleriyle bir araya gelmeye gelince....

Dünya proletarya partilerin zayıflıklarını öne sürerek bir araya gelmeyi ret etmekteler.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve bu insanlar örgütlüler biz proletaryalar örgütsüz.

Ve tc’nin okul sıralarında olsa dahil...

Düzenli ordunun ve tbmm’nin siyasi kontrolu altına girmek istemeyen bir kısım kuvayi millicilerin kemalizme karşı neler söylediklerini ve ne gibi olumsuzluklar içerisine girdiklerini öğrenmediğimizi düşünen bu eternasyonalist karşıtı insanlar biz proletaryalara karşı her türlü politik saldırıları gerçekleştirebilmekteler.

Hatta daha da ileri giderek....

Aslında siyasetten uzak...

Aslında siyasetten de hiç uzak olmayan ve marksist bir eleştiriyle de kitleleri bir araya getirmenin güçlü araçlarından biri haline de getirilebilecek insanların bilimkurgu, fantastik, korku, gerilim romanlarına dahil saldırabilmekteler.

Ama artık....

Geçti bunlar geçti.

Korku duvarı aşıldı.

Ve artık kalemi elinize alın çocuklar kalemi.

Eternasyonalistçe.

Rojava’da yaşananların yaşanmasını biz istemedik.

Ama yaşandı.

Yaşadıktan sonra orta çıkan eternasyonalist tabur'da ne dünya maoist proletaryalarının ne de başka bir siyasi görüşlerin taburu...

Dünya proletaryalarının siyasi renklerinin taburu..

Ve bu haliyle de devam edip etmeyeceğine...

Kuvayi milliyecilik oynayıp oynuyamacaklarına...

Bırakın dünya proletaryalarının siyasi renklerinin bir araya geleceği eternasyonalizm karar versin... diyerek haykırın

Korkmadan, irkmeden...

Hoyratça, küstahça, fütursuzca...

Hatta.... biraz da daha ileri giderek...

Sanata kabaca yaklaşıp...

Sanatta... sadece toplumsal yasayışın (gerçekçiliğin) izlerini arayanlara...

Sanat... sadece toplumsal yasayışın izlerini vermez

Sanat...

Ayrıca mahlukatlar içerisinde kendisi gibisini yaratabilecek tek canlı olan insanın...

Yaratabilme kabiliyetinin toplumda, mekanda ve zamanda yol açabileceği her türlü değişikliklerin (kör etmenlerinde) izlerini verir diyerek haykırın...

Ve elinize de kalemi alın çocuklar kalemi.

İstediğiniz yazın.

İster bilim kurguyu....

İster de polisiye romanı

İsterse bambaşka şeyleri yazın.

Artık korku duvarı aşıldı çocuklar aşıldı.

Korkmadan yazın.

Ve artık...

Birileri de şu düğmeyi açıp kapamasa iyi.

Her seferinde dünyaya geldiğimde ışıkların gözlerimi almasında usandım..

Ve her seferinde dünyaya geldiğimde farklı farklı gelmekten de usandım.

Kiminde örgütlü kiminde örgütsüz kiminde patron kiminde işçi

En kötüsü kiminde de kadın.

Ula marks... ula marks...

(Yaklaşık olarak)

Öz değişmedikçe akılda da köklü değişiklikler, köklü kopuşlar olmaz dediğinden bu yana

Ve de...

İnsanlık, sınırları ortada kaldıran kapitalizmde kendini kurtarabilecek devrimleri gerçekleştiremediği sürece sınırları ortadan kaldıran kapitalizm yeniden ve yeniden sınırları inşa eder...

Dediğinden bu yana... da...

Bu kapitalizmin zaman döngüleri içerisinde kaçkez ve kaçkez dünyaya gelececeğime dahil çılgınca fikirler aklımda dolaşmakta.

1644

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Ergün Aslan

Bize Cesur İnsanlar Lazım

"Kurtuluş belki de senin gökyüzünü çizdiğin resimlerdir."

Ah cancağızım... vay cancağızım...

Antalya'ya gider sınırı gümrüksüz geçen metalarla fontiye durursun.

Dersim'e gidince de sınırı gümrüksüz geçen metaların nohut üretimini bitirdiğini öne sürerek içki şişelerini...

Fontiye duranların kafasında patlatırsın.

Sıra, korku politik bir davranış olduğundan üretince... öpülmekten... korkar hale getirilen dudakların tüm yaşadıklarını sosyo - ekonomik yapı içerisinde adlandırmasına gelince de....

Ah cancağızım... vay cancağızım...

İnan...

Dijitalleşme: İşçinin Üretim Sürecinin Denetleyicisi ve Düzenleyicisi Olacağı Tarih

 

Rosa özgürlüğün ta kendisiydi

“Hareket etmeyenler, zincirlerin

ne kadar ağır olduğunu bilmezler.”[1]
 
“… Bu zehirli kaltak, bir maymun kadar zeki olmakla birlikte sorumluluk duygusundan tümüyle yoksun olduğu ve tek motifi kendini haklı çıkarma yolunda neredeyse sapkınca bir istek olduğu için daha çok zarar verecek,” diye yazıyordu Victor Adler August Bebel’e 5 Ağustos 1910 tarihli mektubunda.

İbrahim KAYPAKKAYA'nın Ölümünün 50. yılı Vesilesiyle

 

“CEHENNEMİN GİRİŞ KAPISI”NI YIKAN KAYPAKKAYA

VE

ONUN ÖĞRETTİKLERİ...

Yusuf KÖSE

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK[*]

 

“İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var.”[1]

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya’nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya’yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya’nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından “özgün” kılan, bence “süreklilik içinde kopuştan kopuş”u temsil etmesidir.

Sosyalizm/Komünizm Nedir? (MLPD Programı)

Sosyalizm ve komünizm hakkında düşündüklerinde birçok insanın aklından geçen sorulara bazı yanıtlar.

Sosyalizm nedir ki?

 Sosyalizm, kapitalizmin toplumsal alternatifidir. Günümüzün devlet-tekel kapitalizminde, uluslararası tekeller kendilerini tamamen devlete tabi kılmış ve tekelci sermayenin organları devlet aygıtının organlarıyla birleşmiştir. Tüm toplum üzerinde çok yönlü egemenliklerini kurmuşlardır. Aynı zamanda, hakim olan uluslararasılaşmış üretim tarzı, dünyanın birleşik sosyalist devletleri için maddi hazırlığı tamamlamıştır.

Dinci-Faşist Gericiliğin Merkezi: Emperyalist Türk Devleti

Özellikle son 15 yıldır dinci (müslüman) gericiliğin merkezi olduğu rahatlıkla söylenebilir. ABD'nin Afganistan ve Irak'ı işgali ve peşinden Kuzey Afrika ülkelerindeki 2010 ayaklanmaları ve Mısır'da geçici olarak Müslüman Kardeşler örgütünün iktidara gelmesi ve peşinden Suriye'de geliştirilen olaylar, Türk devletine, dinci AKP'nin de iktidarda olması, yeni bir emperyalist yayılma politikasını benimsetmiştir.

KAYPAKKAYA’DAN KALAN…[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Türkiye’nin geleceği çelikten yoğruluyor;

belki biz olmayacağız ama

bu çelik aldığı suyu unutmayacak.”[1]

 

18 MAYIS | Umudu Büyütmeye Devam Ediyoruz

"Kaypakkaya'nın kurduğu parti ve oluşturduğu program etrafında elli yıldan fazla bir süredir kavgasını sürdüren yoldaşları büyük bir mücadele ve direniş geleneği yarattılar. Kaypakkaya'nın görüşlerini büyük bedeller ödeyerek bu günlere taşıdılar, taşımaya devam ediyorlar..."

 

Tam 50 yıl önce 1973’ün 18 Mayıs’ında 1971 silahlı devrimci çıkışının “komünist yüzü” İbrahim Kaypakkaya, Amed Hapishanesi’nde Kemalist faşist diktatörlük tarafından katledildi.

“Cabbar”laşan Ermeni (Nubar Ozanyan)

Sonu gelmez Ermeni-Kürt düşmanlığı üzerinden yaratılan büyük korku, bilinçleri kuşatıp yürekleri tutsak almaya devam ediyor. Aradan 108 yıl geçmesine karşın Ermenilerin baskı görme, işini kaybetme vb. korkularından dolayı kendilerini inkar ederek kimliklerini gizlemelerinin trajik hikayeleri yazılmaya devam ediyor. Her an baskı görecekleri endişesiyle güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam ediyorlar.

Soykırımlara Karşı Direnişi Büyütelim!

 

Sayfalar