Cumartesi Mayıs 4, 2024

"Elbette yiyorlardır,içiyorlardır ''

TV de haberleri izliyorum.

Renkli camda içişleri bakanı Süleyman Soylu arz-ı endam eyliyor.Her zaman ki yüksekten bakan tavırlarıyla konuşmasına başlıyor.'...sabahleyin saat 9.00 da eyleme geliyorlar,akşam ayrılıp evlerine gidip yiyip içip ertesi sabah yine 9.00 da eyleme geliyorlar.Defalarca doktorlar tıbbi sıkıntı olabilir mi diye bakıyorlar ''bizde hiçbir sıkıntı yok'' diyorlar.

Bakanın söyledikleri bu kadarla sınırlı değildi.Bu açlık direnişinde olanların terör örgütleriyle ilişkileri olduğu ''terörist'' olduklarını TV den ilan ediyordu.Hiçbir yargı kararı olmadan.Hatta bu her iki direnişçinin daha önceden hiçbir davadan tutuklanmaları olmadan.

Ama bizler şunu çok iyi biliyoruz ki,RTE nin cumhurun başı,AKP nin hükümet olduğu süreçte halka yönelik terör uygulanmıştır.Özellikle Kürdistan da Sur,Cizre,Nusaybin,Şırnak...ta devlet eliyle terör saldırıları yapılmıştır.Bodrumlarda insanlar diri diri yakılmıştır.İstanbul da,Ankara da,İzmir de hakları için sokağa çıkanlara plastik mermilerle,gaz bombalarıyla,tomalarla terör estirilmiştir.Hacı Lokman Birlik in cenazesinin panzere bağlanarak sürüklenmesi,Ekin Wan ın cenazesinin teşhir edilmesi...terörist eylemlerdir.

 Hakim sınıf temsilcileri sadece bu dönemde değil sürekli olarak kendilerinin kanunsuzluklarını,hukuksuzluklarını ortaya serenlere ,hukuksuzluklara direnenlere''terörist'' damgası vurmuşlardır.25 mayıs 2017 perşembe günü KHK larla görevlerinden ihraç edildikleri gerekçesiyle açlık grevi yapan ve birkaç gün önce tutuklanan öğretmen Semih Özakça ve akademisyen Nuriye Gülmen le ilgili TV de konuşan içişleri bakanı Soylu bana başka bir bakanı,Milli Selamet Partisinden Adalet bakanı Şevket Kazan ı hatırlattı.Şevket Kazan da 20 mayıs 1996 da başlayan devrimci tutsakların ölüm oruçlarıyla ilgili TV de yaptığı konuşmada ''...kantinden stok yapmışlar.Elbette yiyorlardır,içiyorlardır'' demişti.Ama direnişin 69. gününe gelindiğinde yaşamını yitirenlerin sayısı 12 olmuştu.

Aygün Uğur,Altan Berdan Kerimgiller,İlginç Özkeskin,Hüseyin Demircioğlu,Ali Ayata,Müjdat Yanat,Ayçe İdil Erkmen,Tahsin Yılmaz,Yemliha Kaya,Hicabi Küçük,Osman Aygün,Hayati Can  güneşe uğurlandılar...

 Onları bir kez daha saygıyla anıyorum.

RTE nin cumhurun başı AKP nin hükümet olduğu bu süreçte 15 temmuz ''darbe girişimi'' bahane edilerek ilan edilen OHAL sürecinde 100 binin üzerinde akademisyen,kamu emekçisi haksız ve hukuksuz bir şekilde KHK larla işten çıkartıldılar/mesleklerinden atıldılar.OHAL süreci işlediğinden en temel haklarını kullanmaları engellendi.

Türkiye de başlatılan cadı avıyla birlikte işlerinden atılan kamu emekçileri,akademisyenler,öğretim görevlileri aileleriyle birlikte açlığa terkedildi,bu hukuksuzluğu ve haksızlığı kabullenemeyen onlarca insan intihara sürüklendi.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça bu uğradıkları hukuksuzluğa,haksızlığa boyun eğmek yerine direnişi seçtiler.Bundan dolayıdır ki AKP nin gözünde ''terörist''oldular.Nuriye Gülmen ve Semih Özakça 120 gün boyunca Ankara Yüksel caddesindeki İn san Hakları Anıtı  önünde oturma eylemi yaptılar.121. gününde direnişlerini ''işimi geri istiyorum''talebiyle süresiz açlık grevine dönüştürdüler.75 gün boyunca sürdürdüler direnişi.

Süresiz,dönüşümsüz açlık grevinin 75. gününde evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça çıkarıldıkları mahkemece tutuklandılar.Direnişin sahiplenilmesinden korkan hakim sınıfların temsilcileri tutuklama ve hapishaneye koymayla direnişi bitirmek istiyorlar.

 Kızılayın orta yerinde İnsan Hakları Anıtı polis tarafından kariyerlerle kuşatıldı.Nuriye Gülmen ve Semih Özakça nın direnişine destek için oraya gidenler darp edilerek,yerlerde sürüklenerek gözaltına alındılar.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ya da hapishanede zorla besleme yoluyla direnişi kırmak istiyorlar.Türk hakim sınıflarının dümenindeki AKP nin bu saldırılarına karşılık Nuriye Gülmen ve Semih Özakça nın direnişini sahiplenmek insanlık görevimizdir.Haksız,hukuksuz şekilde KHKlarla işten atılan tüm emekçilerin görevlerine iade edilmeleri talebi insani bir görevdir.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça nın direnişinin kazanımla sonuçlanması bir anlamıyla dışarıdaki mücadeleyle/sahiplenmeyle de ilintilidir.

Bu sorumlulukla hareket ederek bir adım ileri...

42625

Çetin Çetin

Çetin Çetin sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Sayfalar

Çetin Çetin

Kadro sorunu ve kadro politikası üzerine

“Örgütsüz bir halk silahsız bir orduya benzer” diyordu Mao yoldaş. Eğer bir halkın, sınıfın kendi örgütü, savaşımında ona öncülük edecek partisi yoksa hiçbir şeyi yok demektir. Zira örgütlenme ve örgüt bizim için dünyayı değiştirmek için gerekli olan araçtır. Sınıflar mücadelesinde birçok örgütlenme ve örgüt biçiminden bahsedebiliriz. Ancak proletaryanın tarih sahnesine çıkması ve kendisi için bir sınıf haline gelmeye başlamasıyla birlikte, kendisini kurtuluşa götürecek, kendi sınıf örgütünü de yaratmıştır. Proletaryanın sınıf örgütü ise komünist partidir.

İdeolojik görevlerimiz ve önemi

Toplumsal varlığımızın bir sonucu olarak ortaya çıkan düşüncelerimiz hayatımıza yön veren bir güce dönüştüğünde var olan kabul ya da ret iki seçenek olarak karşımıza çıkar. Üretim araçlarıyla olan ilişkimiz sınıfsal durumumuzu belirlerken; dünya görüşümüz veya ideolojik duruşumuz buna uygun bir şekillenme içine girer. Ancak sömürülenler cephesinde kendi için bir sınıf olmak ayrıca bir bilinçlenmeyi farkındalık sağlamayı gerektirir.

“Bir can daha çoğalacağız bu kış, gün olur devran döner ve umut yetişir”*

İbrahim Kaypakkaya, yoldaşlarıyla birlikte, partinin, ordunun ve aynı zamanda komünist gençlik örgütünün temellerini atarken tarihteki birçok benzerleri gibi “genç” bir önder sıfatı taşıyordu. Komünizm uğruna yürüttüğü mücadelede şehit düştüğünde, bu durumu değişmemişti. Nitekim kuruluşundan günümüze Proletarya Partisi’nin vermiş olduğu şehitlerin büyük çoğunluğu bu gerçekliğin “yaşatıcısı” oldular.

Tarzımız karakterimizdir! Doğru bir çalışma tarzı ortaya konmadan devrim örgütlenemez!

Birçok yoldaşımız hala kaba ve dikkatsiz bir çalışma tarzına sahiptir, meseleleri tam olarak anlama çabasında değildirler ve hatta alt kademelerdeki durumdan bütünüyle habersiz olabilirler: ama gene de çalışmaların yönetilmesinden onlar sorumludur. Bu son derece tehlikeli bir durumdur. (…) toplumdaki sınıfların bugünkü durumları hakkında gerçekten somut bir bilgi olmadan iyi bir önderlik de olamaz.” (Mao: 1992, 13.)

Giriş

İdeoloji-Politika-Örgüt

Çok sık kullanılan, fakat “ne”liklerine dair ortak fikirlerin az olduğu kavramları temel alan bir konuya giriş yapacağız. Çok geniş kapsamlı bir başlıktan bahsediyoruz. Her bir kavramı ayrıntılı inceleyip, diğerleriyle bağını koyabilmek ve aynı zamanda güncel/somut örneklerle işleyebilmek, dergimiz sayfalarını aşan bir ürünü gerektiriyor. Böyle bir çalışmayı zorunlu gördüğümüzü belirterek başlayalım.

Gelecek Sosyalizmdir!

Kapitalizm, en az 400 yıldır bu dünya üzerinde varlığını ve yaklaşık 300 yıldır da egemenliğini sürdürüyor.

Kapitalizmin dünyayı  getirdiği durum önümüzde duruyor. Her haliyle çürümüşlük ve Cehennem!

Burjuvazinin kendi istatistikleri de, kapitalizmin dünyayı uçurumun eşiğine getirdiği gerçeğinin üstünü örtemiyor.

Savaş, yoksulluk, katliam ve bunların artarak devam etmesi ve kapitalist sistem altında insanlık için ufukta herhangi bir umut ışığının görülememesi...

Katledilişinin 44.yılında komünist Önder İbrahim Kaypakkaya'yı anıyoruz!

Katledilişinin 44. yılında Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anmak için düzenleyeceğimiz geceye siz emekçileri, devrimcileri, yurtsever ve yoldaşlarımızı katılmaya çağırıyoruz.

Türkiye proletaryasının komünist önderi İbrahim Kaypakaya yoldaşın Diyarbakır işkencehanelerinde katledilişinin 44. Yılındayız. 

EL KONULAN MEZAR TAŞI İLE YIKILAN ANIT MEZAR

Bir daha mezar yıkımlarının yaşanmaması ve artık bu son istirahatgahında rahat uyuması için,Dersim'de inşa edilen Pembelik barajında suyun altında bırakılan yaşam alanları,kutsal değerler Dersim halkının özverili çalışmaları sonucu kendi mezarları ile Armenak Bakırcıyan'ın mezarının da kurtarılarak daha yüksek bir alana,Ermeni soykırımının 100.yılında inşa edilmiş,törenle açılışı yapılmıştı.Ermeni aynı zamanda devrimci olmaktan kaynaklı mezarı şimdiye kadar çeşitli defalar saldırıya uğramış,yıkımlar geçirmiştir.Ama her seferinde,düşmana inat yoldaşları ve halk sahip lenmiş tekrar inşa etmiş

Nereye ve Nasıl?

“Emperyalist burjuvazinin, işçi sınıfına yeni bir saldırı dalgası olarak 1980’lerden itibaren gündeme soktuğu neoliberal ekonomik politikalar; emperyalizmi krizlerden çıkaramadığı gibi, işçi ve emekçiler üzerinde yıkıcı (ideolojik-örgütsel) etkisi oldukça artmış ve dünyayı, adete bir emperyalist anarşi metaforu içine sokmuştur.”1

TKP/ML- GYDK

24 Aralık 1978 Maraş katliamını,19 Aralık 2000 Hapishaneler katliamını ve 28 Aralık 2011 Robiski katliamını Unutmadık/Unutturmayacağız!

TKP/ML Enternasyonal Büronun açıklaması:Tüm Kardeş Parti ve Örgütlere

Partimize bağlı Halk Ordusu TİKKO (Türkiye İşçi Köylü Ordusu) gerillalarıyla faşist Türk Ordusu arasında Dersim'in Aliboğazı alanında 23 Kasım 2016 tarihinde başlayan ve 28 Kasım 2016 tarihine kadar süren çatışmada 8 yoldaşımız şehit verilmiştir.

Sayfalar