Gelecek: Bir Perdelik Piyes / Ergün Aslan
Florensa' da bir malikane.
Göçmen işçi :
Şu balkonda duran güzel kızda kim ?
Acep Kimlerdendir ?
Sorsam adını bahş eder mi?
Küçük burjuvazi :
Gökyüzündeki yıldızlar ne kadar berak
Sınıfımızın kapitalizm karşısındaki haliylede ne kadar tezat.
Göçmen işçi :
Fark etmedi her halde beni.
Biraz daha yaklaşsam mı ?
Nöbetçiyde atlata bilir miyim?
Yerel :
Bu gün bu kapıda yarında başka kapıda.
Balkonda duranda .....
( Sömürgeci ) kapitalizmin sayesinde var olan ara sınıf.
Ne kadar da güzel bir kız.
Göçmen işçi :
Atlattımda.
Vardım da iyice balkonun yanına.
Yaklaştıkça daha bir güzelmiş.
Neden bu kadar da hüzünlü ki ?
Yerel :
Misred' de İnsan şaşırmaya görsün kapitalist üretim ilişkilerinin yarattığı toplumsal gruplaşmayı feodaliteyle de karıştırmaya görsün.
Ne cesaret.
Nasılda o sivri demirlerin yüzerinde öyle atladı.
Kim bu ?
O kadarda da dalmışki kendisine yaklaştığımıda fark etmedi.
Göçmen işçi :
Yanaklarında inci taneleride damlamaya başladı.
Yerel :
Zavallı göçmen işçi.
Kapitalizmin sayesinde var olan ara sınıfın güzelliği karşısında büyülenmiş gibi.
Güzelliğinde kapitalizm karşısında bu gün var yarın yok olacağını bilmez gibi.
Varsın olsun bu anın büyüsünü yaşasın.
Küçük burjuvazi :
Aşağıdaki çıtırdıyanda ne öyle.
Kim var orda.
Göçmen işçi :
Çıksam mı ?
Erir mi güzelliği karşısında sınıfımın özgür iradesi ?
Çıkmasam bir daha karşılaşır mıyım ?
Yerel :
Özgür irade mi ?
Zavallı göçmen kendini Nepal' de... sanıyor.
Kim demiş Marks' ın, Lenin' in devrimci düşüncelerinin olgunlaşmasına Avrupa' nın özgür düşünceye saygı göstermesi diye. Tam tersine Marksın Leninin devrimci düşüncelerinin olgunlaşmasına Avrupa' daki işçi sınıfının mücadelesinin katkısı olduğunu artık herkes bilmekte.
Küçük burjuvazi :
Bahçede belirlenen de kim ? Güzel bir yüzü var. Ellerine makine yağı bulaşmış. Bizim sınıfta değil her halde. Yoksa... yoksa...şafakta yaklaşıyor, sınıfım için sepada kuruldu mu, gelen kapitalizmin kapımda gardiyan ettiği yerel mi ?
Yerel :
Kapitalizmin gelişimiyle can çekişen sınıfların halini insanlık için kim kriz olarak değerlendirir ki senden başka.
Göçmen işçi :
Korkma prensesim. Geldiğim memlekette köylü olsamda ... beni buraların dağlarında sakla desende... hangi köye hangi araba gider onu bile bilmem.
Yerel :
Bir sınıfı esas kılan özelliklerden biride bu değil mi ?
İsteyen vardı da götürmedik mi ?
Küçük burjuvazi :
Samimi de.
Göçmen işçi:
Köyleri bilmesem de: İster işçi olsun ister köylü ,isterse de burjuva hepimizin yarınlarımızın mutlu olmasından başka beklentisi nedir ki ayrımızda gayırmızda, yolumuzda ayrı ola.
Küçük burjuvazi :
Yüreğimi mi ne okudun.
Yerel :
Biraz daha gayret ....
Devrimcinin kaleminin bir ucu kör olmaya görsün.
İktisatçı için emeğini ücretle satan göçmen işçide, yerel işçide, emeğini satan köylüde işçi sınıfı. Sosyolok içinse göçmen işçi, yerel işçi, emeğini satan köylü.. demekte farklı sosyal gruplar.
Göçmen işçi :
Ay yüzlüm nur yüzlüm.
Yüreğini okumama gerek yok ki. Varsam yanına balkonda çeriye gitmeye de gerekte yok ki. Sınıf olarak var olmamızı sağlayan koşullar elbetteki hissettiklerimizde aynı kılmıştır.
Yerel :
Bu sefer ikisi hakkında hissettiklerim konusunda benim yüreğimi okudu.
Küçük burjuvazi :
Esas köylü desek, taliyi, devrimde çıkarı olan sınıfları yok saymak mıdır demek ?
Göçmen işçi:
işçi emekçi el ele.
Yerel :
Kim ilerici kim gerici.
Var sen gezinin şehirli modern, aydın yüzünü oyna.
Toprakla, hayvancılıkla uğraşan köylüyle sanatçı arasındaki fark bir kaç kilo domates ile bir kaç litre sütten başka bir şey kalmayınca elbette olacağı budur. Kapitalizmde bağı en az olan sınıf sen olmadığın ortaya çıkmaya başlayınca
Göçmen işçi :
Bizde ayrı garı yok, sen geri o beri demekte yok, hepsiylede aynı anda aynı yola baş koymak var.
Yerel :
Çayımın yoldaşı şeker, bardağımın yoldaşı kaşık, göçmen işçide yaşadığı bu şehirde kendisini köye götüreceği buldu da sıra yeni dostlar edinmekte.
Küçük burjuvazi :
Aşık mı oluyorum ne. Bilmez mi ki Şehirleşmiş sosyoloji: Şehirlerdeki üretici güçlerin gelişmesi, kırlardaki oluşan artık iş gücünün şehirlere yönelmesi, eskiye nazaran daha hızlı gerçekleşmeye başlamıştır derken kapitalizmin üretim ilişkisini memlekette egemen hale getirdiğini, egemen hale getirmekle de artık bir takım ara sınıflarında yok olduğunu, devriminde niteliğinin değiştiğini kabullenmiş olduğunu bilmez mi ki bana hale aşk nağmeleri söyler.
Yerel :
Haa.. Şöyle bir sadede gelin. Gerçekten proletarya köylü sınıfının dahil analizinde sami olunacaksa: Ne o öyle, kapitalizmin sosyo ekonomik yapısında doğan diğer sınıflar gibi proletarya köylününde şıhla, mollayla, hocayla,,üfürükçüyle, patronla..... arasındaki ilişkinin doğduğu üretim ilişkileri ayağının altında kaydıkça bu ilişkilere daha sıkı sarıldığını söyleyememek.
Göçmen işçi :
Sözlerimde bir direm şüphen varsa, Kitap orda arşın burda. komunizme kadar her santiminde sen yoksan öyle söyle.
Yerel işçi :
Sovyet tarzı sosyalizme inanmış Demokratik Halk Devrimine inanan insan
Evet kitap orada arşın burada .
Kitaplarda:
Kimlerin:
Sosyalizmler de ortaya çıkan kıtlıkları özel mülkiyet ilişkilerinin toplumsal yapıyı kendi lehlerine değişiklikler yapabilmek için kullandığı araçlar olduğunu kimlerinde kıtlığı mülkiyetçi ilişkileri ortada kaldırarak çözerken kimlerin de özel mülkiyetçiliği daha da güçlendirerek aştığını o kitaplar yazmaz mı ?
Küçük burjuvazi :
Teorinin hangi özelliğidir ki teoriyi yüz yıllar geçse de hale okunan Romanlardan, hikayelerden, masalardan ... farklı kılan..
Yerel işçi ;
Biri yüzyıllarca yaşayacakları sosyo ekonomik yapıyı vad ediyor biride ......
Kapitalizmin sayesinde var olan ara sınıf, zavallı göçmen işçiden daha gerçekçi.
Dün kapılarında muharabalarıydım. Bu günde kapılarında gardiyan.
Kapitalizm köylüden tut tüm ara sınıfların arzaliyken
Küçük burjuvazi :
Gelen mi ne var ? Gelen yerel insan olsa da kapitalizm de olsa da benim için artık sonuç değişmeyecek. Ya.. gelen yerel insansa durma bari var yoluna sen git ?
Göçmen işçi ;
Bir daha seni ne zaman görecem.
Küçük burjuvazi :
Sen var oldukça ben yeniden dünyaya gelecem.
Yerel işçi ;
Nasılda geldiği gibi çeviklikle o sivri demirlerin yüzerinde atlayıp gitti. Zavallı göçmen işçi hangi bir sınıf bertaraf olan bir sınıfın yeniden ortaya çıkması için sosyo ekonomik yapı inşa ederki senden başka.
Ergün Aslan
Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.
Son Haberler
Sayfalar
Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!! Hasan Aksu
Haksiz emperyalist savaslara karsi, halklarimizin hakli ozgurluk ve bagimsizlik savasinin yaninda olalim!!!
6/7 Eylül 1955 kan-gözyaşı ve ölüm
Ermeni soykırımı tarihinin ilk evresi, Osmanlı imparatorluğu hakimiyeti altında yaşayan Ermenilere karşı Abdülhamit döneminde uygulanan katliam ve baskılar ile başlamaktadır.1896 yılına kadar birçok vilayette yapılan katliamlarda yüzbinlerce insan öldürülmüştür.Bir ulusun yok edilmesinin ikinci evresi 1915 yılında İttihat-Terakki hükümetinin 1,5 milyon insanın ölümüne sebep olan yeni bir yüzyılın başlangıcında ilk SOYKIRIM olayıdır.Üçüncü ve son devresi ise Ulus devleti inşasında kurulan TC,yani Kemalist Türkiye'sinde azınlıklara karşı uygulanan politikalar sonunda b
İzzettin Doğan asimilasyoncu bir düşkündür
Fethullah Gülen’le hangi menfaatler ve çıkarlar karşılığında olduğu belli olmayan bir ortaklığa soyunup, aynı arazi üzerinde Cami, Cemevi ve Aşevi yapılması işbirliğini gururla anlatan, asimilasyonun gönüllü bir neferi olan İzzettin Doğan bir düşkündür.
PİR SULTAN ABDAL'IN SUÇU?
1. Pir Sultan, dinsizdir, namaz kılmaz, ramazan orucu tutmaz.
2- Şeriata aykırı söz söylüyor ve davranış sergiliyor.
3- Müslümanlara Yezit diyor ve şarap içiyor.
4-Ayin-i Cem adında gizli toplantılar yapıyor.
5- Safevi taraftarı ve Kızılbaş taifesinden, Devlet-i Ali düşmanıdır.
6- Rafızi kitaplar bulunduruyor, okuyor ve okutuyor.
BARIŞ NE YANA DÜŞER USTA ...
Emperyalist ABD haydudu ve beraberindeki kan emiciler, Suriye’ye saldırı hazırlığı içindeyken, "barış”tan söz etmek abesle iştigaldir. Etrafin emperyalist ve kapitalist haydut devletlerle sarılmış ve kan emici kapitalist sistem yaşatılmaya devam edilirken, "kardeşlikten", "barıştan" söz etmek büyük bir aldatmacadır. Emperyalist ve gericiliğin vahşi saldırılarıyla içiçe yaşayan, kitlesel katliamlara uğrayan ezilen halklar ile dalga geçmek demektir.
Emperyalist Saldırıya da, Savaşa da Hayır!
Bu ülkenin Başbakanı önceleri ismi “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)” olan ve daha sonra hedefi, kapsamı, amacı genişletilerek adı “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi(1)” olarak değiştirilen emperyalist paylaşımcı projenin Eşbaşkanlarından birisidir ve dolayısıyla da ABD emperyalizminin en başta gelen işbirlikçilerindendir.
Yaşadığımız bu son süreçte bu projenin bir aşaması gerçekleştirilmek isteniyor.
Nasıl mı? Suriye’ye savaş ilan edilerek.
Gerekçe? O da hazır. “Kimyasal silah kullanıldı”
Ermeni Sorunu’nun Doğuşu ve Osmanlı Bankası Baskını
19.yüz yılın sonunda 500 yıldır hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu artık son evresine gelmiş yok olmakla karşı karşıya bulunuyordu. Avrupa'da kapitalizmin gelişmesi, ulusal uyanışlar, bağımsızlık hareketleri,1789 Fransız devriminin yankıları, Balkanlarda ulusal kopuşlar Anadolu'da yaşayan Ermeni ve Rum toplumlarında da oluşmaya başlamıştır.
Osmanlı, iktidarı altında yaşayan Ermenilere, azınlıklara ibadet özgürlüğü, mülklerinin güvence altına alınması, reformlar, yasa önünde, vergi alanında eşitlik vaat ediyordu.
Türki entergasyon dinamikleri ve anadilde egitim
TC’nin Lozan sonrası Kürdistan’a ilişkin programı askeri işgal,asimilasyon ve entegrasyon temelli olmuştur. Kürdistanlılar askeri işgale ve asimilasyona karşı ciddi isyanlar geliştirmiş,mücadeleler vermiş ve bedel ödemişlerdir.Kuzey Kürdistan’da askeri işgale karşı belli gerilla alanları haricinde herhangi bir kazanım elde edilememiş,ancak asimilasyona karşı yürütülen mücadele hedefine tam ulaşamasa da belli sonuçlar üretmiştir.
Gülfikâr Aksu'nun Anısına/ Hasan Aksu
Gülfikâr Aksu'nun Anısına: "Cocuglar Bize Oyle Ogrettiler. Ne Bilek Hakim Beg; Biz İbocuyuk, Tikkocuyuk!"/
Ben Annemi 18 Mayıs 2000 yılında yitirdim. Annem her Anne gibi önce Kadın’dı. Doğurgan özelliğinden gelen koruma, kollama, her şart altında sahiplenme esasıydı. Erkek egemen toplumunda kadın olduğundan dolayı, cins ayrımcılığına uğradı. Baskı ve şiddet gördü. Kürt olduğundan dolayı ulusal baskıya uğradı. Alevi olduğundan dolayı dinsel, mezhepsel baskılara maruz kaldı, aşağılandı.