Çarşamba Mayıs 1, 2024

Kanla beslenen Almanya (Nubar OZANYAN )

Hafıza katillerine inat, modern tarihin en büyük suçlarından biri olan Ermeni Soykırımı’nın başlıca esin kaynağı, fikri ve onayı dönemin emperyalist Alman devletinindir. Soykırım bilimcilerinin araştırma ve çalışmaları sonucu elde edilen belgeler ortaya koymuştur ki, Ermeni Soykırımı, dönemin Alman devletinin İttihat Terakki Cemiyeti’yle kurduğu stratejik ittifak sonucu gerçekleştirilmiştir. Türk ulus devlet inşası, Alman devletinin akıl, destek ve onayıyla olmuştur. Alman ve Türk komprador burjuvalarının sermayesi, Ermeni-Rum-Süryani halklarının kanıyla yıkanmıştır.

Almanlar imparatorluk dönemlerinde bile Osmanlı’yla iyi ilişkiler kurmaya çalışmışlardır. En kanlı ve zalim diktatör olarak bilinen Abdülhamit, Almanya İmparatoru II. Wilheim’ın en yakın dostuydu. Halklara karşı Türk devlet eliyle gerçekleştirilen soykırımlarda, Alman devletinin eli kanlı ve zihniyeti kirlidir. 

Bugünkü Kemalist TC devletinin temeli, Ermenilerin daha sonra da Rumların kadim topraklarından sürülüp çıkarılması üzerine kuruludur. Soykırımın planlayıcı ve uygulayıcı olan dönemin Jön Türklerinin birçoğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. Ermenistan ve Kürdistan’ın etnik ve dinsel olarak homojenleştirilmesi, Türkleştirilmesi politikası, bilinçli ve planlı bir şekilde acımasız soykırım politikası üzerinden gerçekleştirilmiştir. Ulusun Türkleştirilme politikası ve ihyası için Hıristiyan halkların, Ermenilerin, Rumların, Süryanilerin ortadan kaldırılması gerekiyordu. Alman tekellerinin tükenmez, azami kâr iştahı uğruna halklar kurban edilerek boğazlanıyor ve tarih boyunca yaşadıkları topraklardan zorla koparılıp ölüm yollarında katlediliyordu. Mehmet Talat, Sultan Abdülhamid’in 30 yılda yapamadığını 3 ay gibi kısa bir sürede gerçekleştirdi.

Bugün aynı Alman devleti, silah tekellerinin emperyalist çıkarları uğruna R.T.Erdoğan eliyle Kürt halkını katlediyor. Dünün Mehmet Talat’ının rolünü, bugün “Erdoğan Paşa” sürdürmek istiyor. Bugün öyle bir emperyalizmle karşı karşıyayız ki, silah satıp utanmadan barış diyorlar. Masum insanları öldürüp yüzleri kızarmadan insan hakları diyorlar. Kadim toprakları işgal edip demokrasi nutukları atıyorlar. 

Dün Ermeni-Rum zenginliklerine gözünü diken Alman devleti, bugün de İttihatçı-Kemalist R.T.Erdoğan’a sattığı yüklü maliyetteki silahlar üzerinden Kürt katliamları gerçekleştirerek ekonomisini kalkındırmaya çalışıyor. Türk devletine uygulanması gereken ambargo kararına karşı ise “stratejik olarak bulduğu doğru yol” olan silah satışına devam etme kararı alıyor.

Alman Sol Parti’nin soru önergesine yanıt veren Federal Almanya Hükümeti, 2020 yılında Türk devletine 22.9 Milyon Euro değerinde silah satışına onay verdiğini açıkladı. Yani, suç işlemeye devam etme kararı verdiğini açıkladı.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Türkiye’ye silah ambargosu uygulanması önerisine karşı olduğunu belirterek Alman silah tekellerinin savunuculuğunu yapma kararlılığını bir kez daha gösterdi.  

Oysa TC devletinin Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim 2019 tarihinde başlattığı işgal saldırısının ardından, Angela Merkel başkanlığındaki Federal Almanya Hükümeti, Ankara ile yapılan silah ticaretini durduracağını açıklamıştı. Ancak, Berlin Hükümeti’nin bu açıklamasının göstermelik olduğu kısa süre sonra açığa çıktı. Diğer bir ifadeyle Alman yapımı Leopard II tankları Kuzey-Doğu Suriye halklarını öldürmeye, evleri, okul ve hastaneleri yıkmaya devam edecek. 

Dün Ermeni, Rum, Süryani çocukların yaşamı, Alman tekellerinin çıkarları uğruna heba edildi. Bugün Kürt kadın ve çocuklarının özgürlük mücadelesi Alman silah tekellerinin çıkarları uğruna boğazlanmak, nefessiz bırakılmak isteniyor. Milyonlarca Alman Eurosu, Kürt kanıyla yıkanıyor. 

Halkları boğazlamak için silah ve ölüm satanların sarayları, kanlı saltanatları emperyalisttir. Yapılan ve yaşananlar gösteriyor ki, zulmün ve ikiyüzlülüğün tahammül edilecek durumu, dayanılacak hali kalmamıştır. Yaşadığımız topraklar ve yeryüzü, mutlaka sömürü ve zulüm kirinden temizlenecektir. Tek kurtarıcının ölüm, tek tanrının kanla yıkanmış para olduğunu bilen Alman şansölyelerine ve kayzerlerine, Kürt halkının sözü şudur: Suç ortaklığı yapmaktan vazgeçin!

Bir kez daha emperyalizmin işçi sınıfı ve ezilen hakların düşmanı olduğu, insanlığın değil sermayenin düzeni olduğu görülmektedir. Bu sistem nedeniyle insanlık büyük acılar çekti. Şimdi buna bir de koronavirüs salgını eklenmiş durumdadır. İşçi sınıfı ve ezilen halkların tek kurtuluş yolu mücadele etmekten geçmektedir. İşte ancak o zaman ezilen halklar için barış ve demokrasi sağlanabilir. 

 
2224

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Sayfalar

Misafir yazarlar

Emperyalizm Üzerine Notlar -2

“Motor Üretimi Yoksa, Emperyalizm De Yoktur”

Soru: 2 -Türkiye'nin kendi tekniği (gelişmiş sanayisinin) yoktur. Örneğin bir motor bile yapamamaktadır. (Marksist Teori'nin Almanya-Frankfur'da 24 Şubat 2024"de düzenlediği "Lenin Dünyaya Bakmak" Sempozyumu tartışmalarından)

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Sayfalar